• Sonuç bulunamadı

Modern Tanımıyla İcmâ

MODERN KAVRAM VE KURUMLAR İÇİN MEŞRÛİYET ARAYIŞLARI

A. Modern Tanımıyla İcmâ

İcmâ kavramının siyasallaşmasından kastımız, İslâm dünyasının Avrupa medeniyeti karşında geri kalmış olduğu fikrini benimseyen ve kurtuluşu modern batı medeniyetine has siyâsî kavram ve müesseseleri İslâm dünyasına intibak ettirmede gören 19. asrın Müslüman fikir adamlarının, aslen İslâmi-fıkhî muhtevaya sahip icmâ kavramını tenkid konusu yapıp, kavramın idealize ettikleri ilk asırla olan bağlarını da kopardıktan sonra, onu, modern siyâsî değerlere ve kurumlara karşılık gelecek şekilde yeniden tanımlamalarıdır.

Müelliflerin, klasik icmâ kavramını tenkid konusu etmeleri ve kavramı modern bir içerikle yeniden tanımlayabilmeye meşrûiyet zemini teşkil etmek üzere mevzû edindikleri ilk asır icmâ yorumu önceki bölümde söz konusu edilmişti. Bu bölüm ise icmâ kavramının modern tanımı ve tanımda öne çıkan hususiyetleri hakkındadır.

Reşid Rıza klasik muhtevasını reddettikten sonra icmâı yeniden “ehl-i hall ve akdin tamamı veya ekseriyetinin kaza veya siyaset gibi mesâlih-i ammeye müteallik

89 Şeltut, Akaid ve Şeriat, s. 83.

177

işlerden olup hakkında nass bulunmayan hususlar üzerinde ittifak etmesidir, bunun ahkâm istinbâtında veya icrasında olması fark etmez.”90 şeklinde tanımlamaktadır.

Reşid Rıza’nın yukarıdaki icmâ tanımı, onun modernleşme projesinin sıkı takipçilerinden olan Muhammed İkbal, Abdürrezzak A. Senhûrî, Fazlurrahman, Hasan Turâbî, Ahmad Hasan gibi isimler tarafından, kullanılan ifadelerde bazı farklılıklar olmakla birlikte, mahiyet olarak aynen benimsenmiştir. Aşağıda ismi geçen müelliflerin icmâ tanımları ve bu tanımların genel hususiyetleri mevzu edilecektir.

Muhammed İkbal icmâı tanımlamasa da kavramın modern zamanlarda alması gereken şeklinden bahseder. Ona göre modern zamanlarda icmâın alabileceği yegane şekil içerisinde muhalif fırkaların neşvünemâ bulacağı Müslüman bir yasama meclisi formudur. Böylece ictihat ehliyeti mezheplerin mümessilleri müctehitlerin elinden bu meclise geçmiş olur.91

Senhûrî ise icmâı, “milli egemenlik ilkesi” olarak tarif eder.92 Ona göre Müslüman toplumun kendi iradesiyle seçtiği klasik manada müctehidlerin yanı sıra sosyal hayatın çeşitli alanlarında temayüz etmiş kişilerinden müteşekkil ehl-i hall vel akd meclisinin istişâre neticesinde ulaştığı hüküm icmâın modern dönemde alması gereken şeklidir.93

Benzer bir şekilde Fazlurrahman “toplumun vekaletine dayalı teşrî yetkisine sahip seçilmiş bir meclisin çıkardığı doğru ya da yanlış olması muhtemel yasaların Müslüman toplumun iradesini yansıtması şartıyla Müslüman toplumun icmâı olarak adlandırılması gerektiğini söyler. Yasalar doğru ya da yanlış olabilir zira hatasız hiçbir fert veya grup olamaz. Önemli olan yasanın Müslüman toplumun iradesini yansıtıyor olmasıdır.”94

90 Reşid Rıza, “Mütefernicûn ve’l-Islâhü’l-İslâmî, (el-İslâm ve usûlü’ş-şerîa), III” MM, XX/10, (30 Zilhicce 1336/6 October 1918), s. 435.

91 İkbal, The Reconstructıon, 174.

92 Senhûrî, Fıkhu’l-Hilâfe ve Tatavvuruhâ, s. 85.

93 Senhûrî, Fıkhu’l-Hilâfe ve Tatavvuruhâ, s. 79-82,

94 Fazlurrahman, Islam, s. 260-262; İslâm, s. 353.

178

Turâbî icmâı, “müminler topluluğunun veya sevad-ı âzâmın (mümnilerin ekseriyetinin) iradesinin bir tezahürü olarak yeryüzündeki en büyük otorite şeklinde tanımlar”. Müellif üç tür icmâdan bahseder: İlki, namaz, oruç gibi dinin temelleriyle alakalı meselelerdeki ümmetin icmâıdır. Ümmet her daim bu temeller üzerinde ittifak etmiştir. İkincisi, şûrâya dayalı siyâsî icmâdır. Amacı toplumun siyâsî birliğini korumak ve siyâsî ihtilafları çözmek olan bu icmâın biri doğrudan, diğeri dolaylı olmak üzere iki temel formu söz konusudur. Doğrudan icmâ, bütün toplumun doğrudan katıldığı icmâdır ve en yüksek yasamadır. Bütün Müslümanları ilgilendiren önemli meselelerde referanduma gitmek şeklinde tezahür eder. Böyle meselelerde yasa koyucu veya amir olarak başkasının onlar adına yetki kullanmaması gerekir. Dolaylı icmâ ise halkın temsilcileri aracılığıyla gerçekleşir ve bazı kararları halk adına yasama organının alması şeklinde tezahür eder. Doğrudan icmâ dolaylı olandan daha üst bir otorite teşkil ettiğinden ihtilaf vuku bulduğunda en yüksek otorite daha alt otoritenin hükmünü nesheder. Üçüncü tür icmâ hukûkî icmâdır. O hukûkî liderler olarak kabul edilen hukukçular tarafından gerçekleştirilir. O ortaya çıkan yeni hukûkî meselelerle ilgilidir ve hukûkî olarak geçerli kabul edilmesi gereken yeni fikirleri tespit amacı güder.95

Ahmed Hasan ise icmâı “toplumun iradesi” olarak açıklar. Bu iradenin şu şekilde tezahür ettiğini söyler: Teşrî selahiyeti bütün topluma ait olmakla birlikte pratik olarak bütün toplum hep birlikte teşrî vazifesini icra edemeyeceğinden toplumun temsilcilerinden müteşekkil yasama meclisi istişâre metodu ile kanunlar çıkarır. Bu kanunlar zaman içerisinde toplumun geneli tarafından ya tasdik edilir ya da reddedilir.

Toplumun icmâı olarak bilinen de budur.96

İcmâ kavramının modern dönemdeki bu tanımlarında kavramın fıkhî-dini muhtevasını tamamen yitirdiği ve siyâsî bir kavrama dönüştüğü görülmektedir. İcmâ ve şûrâ kavramlarını eş anlamlı kullanan müellifler kavramı, modern ulus devlet düşüncesinin siyâsî sâhâdaki tezahürü olan demokratik değerlere dayalı parlamenter

95 Turâbî, Hasan, es-Siyâse ve’l-hükm: en-nüzumü’s-sultaniyye beyne’l-usûl ve süneni’l-vakı’, Beyrut;

Londra: Darü’s-Saki 2004, s. 234, 235; Sulami, Mishal Fahm, The West and Islam: Western Liberal Democracy versus the system of shura, London: Rotledge 2003, s. 116.

96 Ahmad Hasan, “The Polıtıcal Role Of Ijma”, s. 22.

179

sistemi ifade etmek üzere yeniden tanımlanmış gözükmektedir. Bu tanım yeni bir siyaset yapma modelini, bu modelin dayandığı değerler sistemini, yöneten ve yönetilen arasındaki klasik ilişki biçiminden farklı bir ilişki biçimini zaruri kılmaktadır. Bu nedenle de müellifler yeni icmâ tanımlarında yer alan her bir unsuru gerek İslâm tarihini yeniden yorumlayarak gerekse dini muhtevalı deliller teşkil ederek savunmaya çalışmışlardır. Aşağıda bu yeni icmâ tanımında öne çıkan hususiyetleri savunma adına müellifler tarafından yapılan açıklamaları incelemeye çalışacağız.

180