• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: BOġ ZAMAN ALGISI VE TARĠHSEL SÜREÇ ĠÇERĠSĠNDEKĠ

1.3. BoĢ Zaman Algısındaki DeğiĢim

1.3.3. Modern Dönemde BoĢ Zaman

Applebaum‟a (1997:48) göre, modern dönemle birlikte boĢ zaman kavramı çok ciddi bir değiĢime uğramıĢtır. Endüstriyel ülkelerde gözlenen en büyük değiĢikliklerden biri boĢ zamanlardaki ciddi artıĢ olmuĢtur. BoĢ zamanlardaki bu artıĢın turizm, spor, oyun gibi eğlenceye dayalı endüstriyel alanlarda, boĢ zaman üzerinde hâkimiyet mücadelesi veren sektörel faaliyetlerde yoğunlaĢmanın görülmesine neden olurken, bu faaliyetler bir bütün olarak boĢ zaman endüstrisinin de doğmasını beraberinde getirmiĢtir (Aytaç, 2002:233).

Modern dönemde boĢ zamanların değerlendirilmesi, nüfus artıĢı, kentleĢme, çalıĢma saatlerindeki değiĢim, değiĢen aile yaĢamı, teknolojik geliĢmeler, dinsel görüĢte yaĢanan değiĢim12

ile birlikte yeni bir çehreye bürünmüĢtür. Nüfus artıĢı ile birlikte, özellikle

12 Kilise faaliyetleri, boĢ zaman değerlendirme örneklerini geniĢ ölçüde etkilemiĢtir. Daha önceleri kilise boĢ zamanların değerlendirilmesi sorununa karĢı çıkarken, özellikle 19 yy. dan itibaren boĢ zamanların

40

çocuk nüfusunun artması, çocuklar için yeni oyun alanlarının yapılmasını gerekli kılarken, genel olarak da insanların boĢ zamanlarını değerlendirmelerinde lider sayısının, araç-gereç sayısının artıĢına yol açmıĢtır. Kent yaĢamı ile birlikte bireyler arasındaki iliĢkiler de ikincil iliĢkilere dönüĢmüĢtür. Bireyler ve gruplar arasında, ilkel döneme göre kiĢisel olmayan bu iliĢkilerle insanlar daha formel iliĢkilere girmektedir (okul, kilise, vb..).

Modern dönemde boĢ zamana yönelik tutumlar incelendiğinde, özellikle 1830‟lu yıllardan itibaren çalıĢma sürelerindeki azalma, buna paralel olarak da insanların daha fazla boĢ zamana sahip olmalarını beraberinde getirmiĢtir (Argyle, 1996:22). SanayileĢmenin ilk baĢladığı yıllarda insanlar günde 12-14 saat çalıĢmaları sonucu boĢ zamanları çok az ve sınırlı olmaktaydı (Tezcan, 1977:20). Bunun yanı sıra teknolojik geliĢmeler ile birlikte aile yaĢamındaki değiĢim, elektronik ev araç-gereçlerinin yaygınlaĢması insanların daha fazla boĢ zamana sahip olmalarını sağlamıĢtır. Yine ulusal gelirdeki artıĢlarda insanların daha fazla seyahat etmelerini olanaklı kılmıĢtır. Bununla birlikte modern dönem bir „orta direk‟ sınıfı da doğurmuĢtur. Bu sınıftaki kiĢiler genelde fabrikalarda çalıĢanlardır, ve boĢ zaman değerlendirme aktiviteleri spor karĢılaĢmalarını izlemek, kahvehane, bar, lokal ya da sendikaların yaygınlaĢması ile birlikte sendika lokallerinde zaman geçirmek Ģeklindedir.

Modern dönemle çalıĢma anlayıĢının özel alandan kurtulup toplumsal bir bütünlük haline gelmesi ile birlikte boĢ zamanların değerlendirilmesi de bu duruma paralel olarak toplumsal bir iĢlevsellik kazanmıĢtır. Bunlardan en önde geleni “tören gereksinimi karĢılamak” tır (Kraus;1971:395). Örneğin, dinsel bayramlar, karnavallar, eğlenceler, Ģenlikler, spor yarıĢmaları kutlamaları gibi (Tezcan, 1977:29). Yine modern dönemde boĢ zamanların değerlendirilmesinin toplumsal iĢlevlerinden bir diğeri de „toplumsal dayanıĢmayı sağlamak‟ tır. Modern yaĢamda, birçok etmen insanları birbirinden ayrıĢtırmaktadır. Ekonomik statü, toplumsal konum, ırk, milliyet, eğitim ve kültürel farklılık, dini mezhepler gibi (Tezcan, 1977:31). Butler‟e (1968:27) göre modern dönemde boĢ zaman faaliyetleri, iĢte bu ayrıĢmaları önlemeye yönelik olup, katılanlar arasında bir dayanıĢma sağlamayı amaçlamaktadır.

değerlendirilmesini desteklemektedir (Tezcan, 1977:23). Bunun temel nedeni boĢ zaman faaliyetlerinin dinsel uygulamaya katkı getiren bir etkisinin olduğunun anlaĢılmasıdır

41

Modern dönemde boĢ zaman faaliyetlerinin değerlendirilmesi demokrasiye yardımcı olması açısından da toplumsal bir iĢlevdir. BoĢ zaman faaliyetleri, bireye doyum, yaratıcılık, kendini ifade ve bu bağlamda da demokrasinin geliĢmesine yardımcı olmaktadır (Butler;1968:26-27). BoĢ zaman faaliyetlerine katılan bireylerin hepsinin hem fiziksel hem de psikolojik olarak sağlıklı oldukları geniĢ ölçüde kabul edilmiĢ bir gerçektir. Dinlenme, eğlenme, yaratıcı faaliyetler ruhsal istikrarı sağlaması açısından büyük bir öneme sahiptir. Yine boĢ zamanları değerlendirmenin sağlık alanına katkısı, hastalığı önlemesi ve sağlıklı, mutlu insanlar yaratılmasına yardımcı olmaktır. BoĢ zaman değerlendirmenin toplumsal faydalarını daha da arttırmak mümkündür.

Özet olarak, modern toplum yapısıyla birlikte çalıĢma saatlerindeki artıĢ, kadın, çocuk ve yaĢlıların daha ağır koĢullarda çalıĢmaya zorlanması, sonuçta daha az ve insanca çalıĢmayı talep eden iĢçi hareketlerinin oluĢumunu da beraberinde getirmiĢtir (Aytaç;2002). Uzun mücadeleler ve sendikal hareketler sonucunda çalıĢma saatlerinde bir kısmi de olsa bir azalma ve çalıĢma koĢullarında bir iyileĢme gözlendi. YaĢanan bu geliĢmeler, çalıĢmadan eksiltilen bir artık zamanın oluĢumuna (çalıĢma harici zaman), kiĢinin kendince tasarruf edip, yönlendirebileceği bir zamanın oluĢumunu beraberinde getirmiĢtir (Aytaç;2002). Gerek Yunan, Roma, gösteriĢçi Ortaçağ‟da gerekse püritan dönemde çalıĢma-boĢ zaman ayrımı net bir Ģekilde ifade edilememekteydi ve boĢ zaman, çalıĢma ile iç içe geçmiĢ bir kavramdır. Tüm bu geliĢmeler doğal olarak çalıĢmanın yeniden üretimi, istikrarı için boĢ zamana gereksinim duyan, boĢ zamana farklı anlamlar yükleyen çeĢitli görüĢleri beraberinde getirmiĢtir. Modernite ile birlikte ortaya çıkan boĢ zamana yönelik farklı kuramsal yaklaĢımların bazılarını aĢağıdaki tabloda incelenecek olursa:

42

Tablo 5 BoĢ Zamana Yönelik Kuramsal YaklaĢımlar

Marxist Kuram

Marxist kuram için, boĢ zaman toplumun temel bir sorunsalını oluĢturmak yerine daha çok alt yapısal sorunların çözümü ile uğraĢılan bir alandır. Marx (1997:27) (boĢ zaman makalesi) boĢ zamanı, insan geliĢiminin bir temeli olarak ifade eder ve sözlerini Ģöyle sürdürür: “boĢ zamanı olmayan tüm yaĢamını uyku, yemek ve benzeri Ģeylerin getirdiği fiziksel kesintiler dıĢında kapitalist için çalıĢmakla geçen kiĢi, yük hayvanından bile aĢağıdadır. Kendi dıĢına yönelik zenginlik üreten bir makinedir yalnızca”.

Lafargue “Tembellik Hakkı”

Lafargue “Tembellik Hakkı” (1883) adlı eserinde çalıĢmaya karĢı insanoğlunun karĢı koyması gerektiğini savunarak, makinelerin insana özgürlüğünü bahĢeden bir tanrı gibi olduklarını, insanı zorlu, yıkıcı çalıĢma koĢullarından uzaklaĢtırdığını, özgürlük ve boĢ zaman olanağı sağladığını ifade eder (Lafargue, 1999:112).

Gonçarov “Oblomov”

Goçarov (1983) çalıĢmanın modern zamanlarda yüceltilmesine tepki göstererek, çalıĢmayı mide bulandırıcı bir eylem olarak görüp, emeğin para karĢılığında satılmasından daha aĢağılık bir eylem yoktur diyerek, boĢ zamanı, öznel zevkleri, haz ilkesini yüceltmiĢtir.

Veblen “Aylak Sınıf”

Veblen (1995: 68-87) çalıĢmayı överek, boĢ zamanı elit sınıfın kendini sunum alanı olarak görür ve modern toplumda her Ģey gibi boĢ zaman aktivitelerine katılımın da alınır satılır hale geldiğini ve tüketim toplumunun ilkelerince belirlendiğini ifade eder. Veblen (1995:40-47) göre kapitalizm insanı haz nesnesi olarak gören bir anlayıĢa sahiptir ve insan zevki tüketim yoluyla maksimize etmek isterken, zahmeti çalıĢmayı minimize etmek ister. Oysa Veblen‟ göre bilimi, teknolojiyi ortaya çıkaran insanı doğayı değiĢtiren bir varlık yapan, insanın “iĢ yapma içgüdüsü” dür.

Russel “Aylaklığa Övgü”

Russel soruna etik ve moral değerler açısından yaklaĢır. Aylaklığı överek, çalıĢmanın insan üzerindeki tahakkümcü tavrını red eder. BoĢ zamanın insanlara genel anlamda bir mutluluk getireceğini, toplumsal kalitenin yükseltilmesinin, boĢ zamanın değerlendirilmesine iliĢkin bilincin oluĢturulması ile çözüleceğini belirtmiĢtir (Russel, 1990:111).

E. Fromm “YabancılaĢmıĢ BoĢ Zaman”

Fromm‟a göre birey çalıĢma ortamında tek, yabancı, itaatkar,

teslimiyetçi olduğu gibi, çalıĢma dıĢında da benzer durumlar sergileyip egemen manipülasyon ayarlı uysal, itaatkar, edilgen bir katılımcı bir tüketiciye dönüĢmüĢ durumdadır (Fromm, 1990:196).

D. Riesman “BaĢkalarınca Yöneltimli BoĢ Zaman”

Riesman modern sosyalliklerin sahte iliĢkilerle yüklü olduğunu ve araçsal bir değer taĢıdıklarını ifade ederken, dolayısıyla çalıĢma dıĢında da (boĢ zaman) bu sahte sosyalliğin devam ettiğini ifade etmektedir. ĠliĢkilerin “baĢkalarınca yöneltimli” bir değer taĢıdığını

vurgulamaktadır.

Adorno ve Horkheimer “Kültür Endüstrisi ve BoĢ Zamanın Tecimsel Manipülasyonu”

Adorno ve Horkheimer‟a (1996) göre, çalıĢmanın mantığı ile çalıĢma dıĢındaki sosyal yaĢamın mantığı arasındaki ayrımlar giderek kaybolmaktadır. ÇalıĢma ile boĢ zamanın birbiriyle değiĢtirilebilir değerler içine sokulması ise, çağdaĢ toplumlarda, her Ģeyden çok “kültür endüstrisi” aracılığı ile gerçekleĢtirilmektedir. Günümüzde boĢ zaman deneyimleri giderek birbirine benzer hale gelmektedir.

43

Tablo5 BoĢ Zamana Yönelik Kuramsal YaklaĢımlar Devamı

Gorz “ÖzgürleĢim Alanı Olarak BoĢ Zaman”

Gorz (1995), modern çalıĢma düzeni ve bunun dayandığı “iktisadi aklın” eleĢtirisini yapmaktadır. Gorz için boĢ zaman daha çok özgürleĢme ve özerklik anlamına gelmektedir.

Baudrillard “Tüketim Alanı Olarak BoĢ Zaman”

Baudrillard‟a göre modern toplum bir “tüketim toplumu”dur. Her Ģey bu süreçte metalaĢmıĢtır. BoĢ zaman da kapitalist geliĢimde bir “meta değeri”ne sahiptir. Günümüz toplumunda “tüketim” her kesimden insan için artık gereksinimlerin karĢılanması olmaktan çıkarak adeta çalıĢmanın bir iĢlevi haline gelmiĢtir. BoĢ zamanın önemli bir kısmını dolduran tüketimci aktiviteler kiĢilerce içselleĢtirilerek, birer toplumsal kimlik öğesi ve statüsel kimlik öğesi olarak kurumsallaĢmıĢtır. Bu nedenle nasıl bir püriten, kendi varlığını Tanrı‟nın rızası temelinde geliĢtirecek bir iĢletme olarak algılayıp çalıĢtıysa, günümüzdeki tüketici de “zevk almak

zorundaymıĢ gibi, bir zevk ve doyum iĢletmesi gibi kendini algılamaktadır” (Baudrillard, 1997:193). BoĢ zaman hazzı, zevki, tüketimci hedonizmi abartılı yaĢama anıdır.

Kaynak: Ömer, Aytaç (2002:231-260).

Tablodaki tanımlamalar pek çok paradoksun varlığını göstermektedir. Hemingway (akt. Juniu,2000:70) boĢ zamanın kapitalist süreçte artan metalaĢma ve tüketimcilikte deforme olduğunu ifade etmektedir (Aytaç;2002). Sonuç olarak, modern dönemle birlikte çalıĢmanın yeniden yapılanması, adeta iĢçi-iĢveren arasındaki alıĢveriĢ iliĢkisine dönüĢmüĢtür. Kapitalist geliĢmenin temel hedefi her zaman, çalıĢma haricindeki zamanı da çok aktif bir Ģekilde kullanıp, üretimi ve çalıĢmadaki istikrarı arttırmak olmuĢtur. Bu bağlamda bu dönem, çalıĢana boĢ zamanı satın alma, dolayısıyla hazzı satın alma gücü vermiĢtir (akt. Juniu, 2000:71).

44

BÖLÜM 2: YENĠ ÇALIġMA ETĠĞĠ VE BOġ ZAMAN