• Sonuç bulunamadı

ÇalıĢma KoĢulları ile Ġlgili Katılımlı Gözlem Analizi

3.3. AraĢtırmanın Bulguları

3.3.3. ÇalıĢma KoĢulları ile Ġlgili Analizler

3.3.3.3. ÇalıĢma KoĢulları ile Ġlgili Katılımlı Gözlem Analizi

2009-2010 sezonunda Sakaryaspor Türkiye 2. Ligi‟nde mücadele etmeye baĢlamıĢtır. Bu dönemde yaĢanan maddi problemler yüzünden sezon öncesi transfer edilen futbolcuların lisanslarının çıkarılamaması nedeniyle birçok futbolcu transfer sezonunun kapanmasına birkaç gün kala geri gönderilmiĢ ve Sakaryaspor yola genç futbolcular ile devam etme kararı almıĢtır. Bu belirsiz tabloda futbolcular üzerlerinde ağır bir baskı yaĢamıĢlardır. Bu baskılar bazı futbolcuların yoğun stres ve buna bağlı olarak uykusuzluk, aĢırı heyecan, panik atak gibi sağlık problemleri yaĢamalarına neden olmuĢtur. GörüĢülen bazı futbolcular “Beynim ile ayaklarım farklı hareket ediyor; heyecanımı kontrol edemiyorum.” demiĢlerdir. Bu dönemlerde, özellikle kıĢın antrenman yaptıkları „Rüstemler Tesisleri‟nin sahaları adeta çamur tarlasını anımsatmaktadır. Futbolcular, normal bir insanın yürümekte bile zorlanacağı bu sahalarda bütün sakatlanma risklerini göz önüne alarak, korkusuzca kadroya girebilme mücadelesi vermiĢlerdir. Sakaryaspor takımının bu dönemde birçok oyuncusunun genç oyunculardan oluĢması nedeniyle bu oyuncular genelde maçtan günler önce „Rüstemler Tesisleri‟nde kampa alınmıĢlardır. Bu durum onların antrenman haricindeki zamanlarında bile sürekli futbolu düĢünmelerine neden olmuĢtur. „Rüstemler Tesisleri‟ futbolcuların iĢlerini icra ettikler, onların iĢyeridir. Sonuçta sürekli iĢyerinde zaman geçirmek, orada konaklamak, iĢ arkadaĢları ile aynı ortamda bulunmak futbolcuların üzerlerinde yaĢadıkları iĢ baskısını daha da arttırmıĢtır. Evli olup tesislerde konaklamayan futbolcular ise antrenmandan yaklaĢık 2 saat önce tesislere gelirken, antrenmanın baĢlangıç, bitiĢ ve zorunlu dinlenme süresi 4 saat olarak kabul edildiğinde toplamda 6 saate yakın bir zamanı tesislerde geçirmektedirler.

Futbolcuların bu ağır çalıĢma koĢullarına sezon öncesi ve sezon ortalarında katıldıkları kamplar da örnek olarak gösterilebilir. 2010-2011 sezonu öncesi Sakaryasporlu futbolcuların katıldıkları 19 gün Sakarya, 19 gün Ankara Kızılcahamam olmak üzere toplam 38 günlük kamp dönemleri yakından gözlemlenmiĢtir. Bu dönem içersinde futbolcular ailelerinden uzak günde çift antrenman yaparak, yoğun ve ağır bir çalıĢma temposunda günlerini geçirmiĢlerdir. Bu dönemde futbolcular ağır çalıĢma temposundan dolayı çalıĢma harici zamanlarını odalarında dinlenerek geçirmiĢtir. Hatta kamp süresince bazı futbolcuların antrenman haricinde birbirlerini görmediklerine bile

117

Ģahit olunmuĢtur. Bunun nedeni sorgulandığında futbolcuların yorgunluktan dolayı odalarından çıkamadıkları anlaĢılmıĢtır. Yine futbolcuların bu yoğun fiziksel çalıĢmalarının yanı sıra bu kamp süresince antrenman dıĢındaki zamanlarında da sadece futbolu düĢünüp futbolla ilgili sohbetler ettikleri gözlemlenmiĢtir. Ayrıca bu kadar yoğun bir Ģekilde iĢlerini düĢünürken bir taraftan da kendilerine iyi bakmaları, iyi beslenmeleri, uykularına dikkat etmeleri gerekmektedir. Tüm bu ağır çalıĢma koĢullarına bir de ekonomik yokluk eklenmiĢtir. Sakaryaspor futbol takımın içinde bulunduğu kötü durum nedeniyle pek çok futbolcu ücretlerini alamamıĢlardır. Antrenman sonrası birçok futbolcunun duĢ için Ģampuan alacak para dahi bulamadıklarına tanık olunmuĢtur. Yine bir maç sonrası „Rüstemler Tesisleri‟nde futbolcuların yiyecek yemek bulamamalarından dolayı mutfakta yumurta yaptıklarına Ģahit olunmuĢtur. Bu ekonomik problem en çok takımın büyük kısmını oluĢturan genç futbolcuları etkilemiĢtir. Bazı genç futbolcular ile yapılan samimi sohbetlerde ve gözlemler ıĢığında futbolcuların antrenmana gelecek yol parası bulmakta bile zorlandıkları görülmüĢtür. Bir de tüm bunlara futbol takımlarının sezon önceleri belirledikleri „Takım Ġçi Disiplin Yönetmeliği‟ eklenmektedir. Bu yönetmelikler sezon baĢında kulüpler tarafından futbolculara imza karĢılığı tebliğ edilir. Bu yönetmelikler oldukça ağır maddeler içermektedir. 2009-2010 sezonu „Sakaryaspor Disiplin Yönetmeliği‟21

nin „Genel DavranıĢ ve Kurallar‟ metninde futbolcuların uymak zorunda oldukları bazı kurallar „Hiçbir futbolcu, Futbol ġube sorumlusu haricinde Yönetim Kurulu BaĢkanı ve üyelerini arayıp isteklerini söyleyemez.‟ (Madde 4/f)., „Hiçbir futbolcu, izin günleri dahil kulüpte ve umuma açık yerlerde alkolden ötürü sarhoĢ görülemez.‟ (Madde 4/g)., „Futbolcu toplumun ilgisinin sürekli kendi üzerine toplandığını bilerek hareketleri ile bu ilgiyi takdire dönüĢtürecek davranıĢ doğruluğuna sahip olmalıdır.‟ (Madde 4/k) Ģeklindedir.

Yine futbolcuların çalıĢma koĢullarını kapsayan onların günlük yaĢamlarına yönelik yönetmelikte „Futbolcular izin günlerinin bitiminde en geç 23.00‟de ikametgâhlarında hazır olacak Ģekilde hareket edeceklerdir. Futbolcuların bu saatten sonra her ne Ģekilde olursa olsun ikametleri dıĢında bulunmaları yasaktır.‟ (Madde 9/c). gibi futbolcuların çalıĢma dıĢı zamanlarını bile kontrol altında tutan bir takım maddelere rastlamak

118

mümkündür. Bu yönetmeliğin „Kamplar ve Seyahatlerde Uyulması Gereken Kurallar‟ baĢlıklı kısmında „Futbolcular kamp ve seyahatlerde odasına, su veya meĢrubat dıĢında herhangi yiyecek veya içecek maddesi getirmesi bunları oda servisinden istemesi kesinlikle yasaktır.‟ (Madde13/t).

Bu durum yapılan iĢin ne kadar sıkı ve kontrol altında olduğunu göstermektedir. Aslında tüm bu görünenler futbolculuk mesleğinin medyanın yansıttığının tam aksine birçok zorluğu ve sıkıntıyı barındırdığını net bir Ģekilde ortaya koymaktadır.

Futbolcular bu mesleği yerine getirirken bir takım ciddi risklerle de karĢı karĢıyadır. Bunların en baĢında sakatlık gelmektedir. Sakatlık aslında bir futbolcu için her Ģeyin sonu gibidir. Çünkü sakatlıktan kurtulma, tekrar takıma girme oldukça zaman alan bir süreçtir. Bunun yanında sezon içinde sakatlık yaĢayan bir futbolcunun sezon ortası ya da sezon sonunda transfer olma olasılığı da diğer futbolculara oranla daha düĢük olmaktadır. Sakaryaspor futbol takımında da birçok sakatlık olayına tanıklık edilmiĢtir. Bunlar arasında ciddi bir sakatlıktan sonra (yaklaĢık 6 aylık tedavi süresi) takımdan gönderilen futbolcu da bulunmaktadır. Bir resmi karĢılaĢmada ciddi bir sakatlık yaĢayan Sakaryasporlu futbolcu hıçkırıklar içinde ağlarken, kendisi için her Ģeyin bittiğini söylemiĢtir. Yine 2009-2010 sezonun ikinci yarısında kiralık olarak baĢka bir takıma verilen genç bir oyuncu ayak tarak kemiğinin kırılması sonucu 6 aylık bir dönem takımdan uzak kalmıĢtır. Kendisiyle sakatlığının ardından ilk yürüyüĢlere baĢladığı dönemde yapılan görüĢmede futbolcu yaĢadığı bu sakatlığın kendisini çok ciddi maddi bir sıkıntı içersine soktuğunu ifade etmiĢtir. Yine yapılan gözlemler ciddi bir sakatlık geçiren futbolcunun iyileĢme sürecinin ardından tekrar antrenmanlara baĢlamasıyla birlikte yaĢadığı sakatlığın etkilerini taĢıdığı ve yeniden sakatlanma korkusu ile ürkek, korkak davrandığını göstermektedir. Futbolcuların gelecekleri ile ilgili birbirleriyle yaptıkları sohbetlerde geleceklerini çok ayrıntılı düĢünemediklerini, gelecek sezon bu takımda mı yoksa baĢka takımda mı olacakları konusunda belirsizlik yaĢadıkları görülmektedir. Aslında tüm bunlar futbolcuların yaĢadıkları „iĢ güvencesi‟ sorununu gündeme getirmektedir. Kazanma odaklı bir anlayıĢın hakim olduğu Türk futbolunda futbolcular ve teknik adamlar kötü bir netice sonucunda iĢlerini kaybetme ile karĢı karĢıya kalabilmektedirler. Nitekim Sakaryaspor‟da alınan kötü sonuçlar, çeĢitli iç çekiĢmeler nedeniyle 2009-2010 ve 2010-2011 sezonunun 12. haftasına kadar tam 7

119

teknik adam değiĢikliği gerçekleĢtirilmiĢtir. Takımdan ayrılırken son günlerinde birçok teknik adamla görüĢme olanağı bulunmuĢtur. Bu görüĢmeler ve gözlemler neticesinde teknik adamlar sürekli „futbolun adaletsiz yapısı‟na vurgu yaparken „bu meslekte her zaman bavulun kapının arkasında olacak‟ ifadelerinde bulunmuĢlardır.

Ayrıca Sakaryasporlu futbolcuların alınan baĢarısız sonuçlar neticesinde ciddi anlamda, yönetim, medya, taraftar baskısını üzerlerinde hissettikleri görülmüĢtür. Takım üzerine yapılan gözlemler yaĢanan en büyük baskının psikolojik baskı olduğunu göstermektedir. Kötü sonuçlar gelip özellikle taraftar sırt çevirdiğinde futbolcuların daha kötü bir ruh haline girerek psikolojik olarak yıkım yaĢadıkları görülmüĢtür.