• Sonuç bulunamadı

Mobil iletişim pazarında yaşanan gelişmeler devre anahtarlamalı sistem üzerinde ses taşımacılığından, paket anahtarlamalı teknolojiye dayalı Internet Protokolü (IP) tabanlı katma değerli multimedya hizmetleri sunan bir yapıya doğru gitmektedir75.

UMTS teknolojisi, seyyar, yerel ve uydu platformlarını birlikte kullanarak kullanıcının, bulunduğu fiziksel mekana bağlı olmadan multimedya servislerine ulaşma imkânı sunmaktadır. Bu anlamda UMTS’yi kullanıcılarına kablosuz multimedya hizmetlerine sabit mobil ve uydu platformlarından ulaşmasına olanak sağlayan mobil haberleşme sistemleri olarak tanımlamak mümkündür76.

UMTS’de mobil iletişim araçlarının sahip olduğu özellikler uydu teknolojileri ve kablosuz teknolojiler sayesinde kapasite arttırılmasıyla, radyo erişim teknolojilerinin kullanımıyla ve amaca yönelik olarak dizayn edilmiş altyapı sayesinde tüketiciye daha geniş ve çeşitli imkânlar sunacak şekilde artırılmıştır77.

IV. ERİŞİM ve ARABAĞLANTI ANLAŞMALARI A. Genel Olarak

Rekabet kurallarının, telekomünikasyon endüstrisinde en sık uygulama alanı bulacağı yerlerin başında erişim ve arabağlantı anlaşmaları gelmektedir. Erişim ve arabağlantı, yeni aktörlerin pazara girmesinin temel yollarından biridir. Rekabet kuralları, pazara yeni girenlerin yerleşik operatörle arasında eşit rekabet kurallarının oluşabilmesi açısından büyük öneme sahiptir. Anlam karmaşasına yol açmamak için erişim ve arabağlantı anlaşmaları arasındaki ilişkiye değinmek yerinde olacaktır78.

75 Eurostrategy Consultant: Regulatory Aspects Of Access To Mobile Network Infrastructures And Network

Intelligence, Final Report , Luxembourg 2001 (Sarı, s. 42’den naklen).

76 UMTS Report: A Regulatory Framework for UMTS, No:1, 1997 (Sarı, s. 42’den naklen). 77 Sarı, s. 44.

78

Pazar rekabete ilk açıldığı zaman farklı şebekelerin birbiri ile irtibatlandırılmasını sağlamak için arabağlantı yapılmaktadır. “Sahipleri aynı veya farklı olan kamu elektronik iletişim şebekelerinin kullanıcılarına, aynı teşebbüsün veya bir başka teşebbüsün şebekesindeki kullanıcılar ile haberleşmesi için olanak sağlayan fiziksel ve tanımlanmış bağlantı ya da başka bir teşebbüs tarafından verilecek hizmet için erişim sağlanması79” arabağlantı anlaşmalarının en çok kabul gören tanımı olmuştur.

Erişim ise, genellikle fiziksel altyapıdan faydalanma amacıyla yapılan anlaşmalar olarak ele alınmaktadır80. Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği’nde81 erişim kavramı, Yönetmelik’te belirtilen koşullar altında, telekomünikasyon altyapısı ve/veya hizmetlerinin diğer bir işletmeciye sunulması olarak tanımlanmıştır.

Arabağlantı anlaşmaları, farklı bölge ve ülkelerde var olan tekeller arasında yapılmaktaydı. Rekabet koşulları üzerinde herhangi bir etki yaratmadığı için düzenleyici kurumların müdahalesine gerek duyulmamaktaydı. Ancak teknolojinin gelişimi ve telekomünikasyon hizmetlerinde başlayan liberalleşme hareketleri ile birlikte birçok katma değerli hizmeti sunan farklı işletmecilerin şebekelerinin birbirleri ile irtibatlanması yani arabağlantı anlaşmalarının yapılması gerekli hale gelmiştir. Sonrasında mobil iletişim, internet ve data taşımacılığı, uydu hizmetleri gibi bu tip katma değerli hizmet türlerini sunabilmek için yerleşik operatörün ağının üçüncü kişilerin de kullanımına açılabilmesi için erişim anlaşmaları da özel bir önem kazanmıştır82.

Altyapıya sahip olan yerleşik operatörlerin rekabetin gelişmesini engellemek üzere kullanabilecekleri birçok stratejik avantaj bulunmaktadır. Bu tip olaylar tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayınca etkin biçimde erişim ve arabağlantı anlaşmalarının yapılabilmesi için düzenleyici kurumların rehberlik görevi üstlenmesi, anlaşmanın öncesinde ve uygulanması sırasında pazarı yakından gözlemlemesi, gerektiği durumlarda müdahale etmesi gerekli hale gelmiştir83.

Şebekelerin arabağlantı yoluyla bütünleşmesi arttığı sürece, dünyanın bir yerinde ortaya çıkan hizmet türünün diğer kısımlara ulaştırılması mümkün olacak, ayrıca hizmet

79 Bkz. 12.07.2000 tarihli Komisyon Taslak Direktifi m. 2 (Sarı, s.20’den naklen). 80 Sarı, s.14. 81 23.05.2003 tarih ve 25116 sayılı RG. 82 Sarı, s.18. 83 Sarı, s.18.

çeşitliliğinin ve rekabetin artması da sağlanabilecektir. Eğer arabağlantı anlaşmaları ve erişim konuları düzenleyici kurumlar nezdinde eşit rekabet şartları gözetilerek yapılmazsa, pazara girme düşüncesinde olanlar yatırım yapma konusunda isteksiz kalabileceklerdir. Bu durum hem yerleşik operatörlerin tekel konumunu ve yüksek pazar payını korumasına hem de rekabetin getireceği baskıdan uzak kalacak operatörün yüksek maliyet ve/veya kârlarla çalışmasına olanak sağlayacaktır84.

TK, ara bağlantı sağlama yükümlülüğü olan işletmecileri yayınlayacağı yönetmelik uyarınca belirlemekle görevlidir. 4502 sayılı Kanun m. 6’da, TK’nın belirleyeceği diğer işletmecilerin yanı sıra TTAŞ her halde “ara bağlantı yükümlüsü” olarak belirtilmiştir.

4502 sayılı Kanun m. 6 devamında, arabağlantı yükümlülerinin, arabağlantıya ilişkin talepleri eşitlik, ayırım gözetmeme, şeffaflık, açıklık, maliyet ve makul kâra dayalı olma ilkeleri temelinde ve kendileri veya ortaklarının hizmetleri için sağladıkları ile aynı koşul ve kalitede karşılamakla yükümlü olduğu yer almaktadır.

Ayrıca TK’nın, bir işletmecinin diğer bir işletmecinin erişimine izin vermemesinin veya aynı sonucu doğuracak şekilde erişim için makul olmayan süre ve şartlar ileri sürmesinin rekabet ortamının oluşumunu engelleyeceğine veya ortaya çıkacak durumun kullanıcıların aleyhine olacağına karar vermesi halinde, söz konusu işletmeciye diğer işletmecilerin erişim taleplerini kabul etme yükümlülüğü getirebileceği ifade edilmiştir.

Erişim ve Arabağlantı Yönetmeliği m. 7/2’de, bir işletmecinin, erişimi ancak şebeke işletim güvenliğinin veya şebeke bütünlüğünün veya veri güvenliğinin temin edilemeyeceğini ya da şebekelerin karşılıklı işletilebilirliğinin mümkün olmadığını objektif kriterlerle kanıtlamak ve TK’nın onayını almak kaydıyla sınırlandırabileceği ifade edilmiştir.

Şebekeye erişimin reddine ilişkin olarak ABD’de görülen AT&T85 davasında, erişim sağlanmasıyla ilgili olan yükümlülüğünün haklı nedene dayanmaması nedeniyle AT&T haksız bulunmuştur. Bu karara göre86;

84 Sarı, s.19. 85

United States v. ATT, (Competitive Impact Statement), D.D.C., Jan.8, 1982.

86 Melamed, A. D.: Network Industries and Antitrust, The Eighteenth Annual Symposium on Law and Public

Policy: Competition, Free Markets and The Law, The Federalist Society, Chicago 1999, (Yenişen, s. 47’den naklen).

AT&T, gerek yerel gerekse UMTH’de, tekel konumda bulunmaktaydı. Bazı firmaların AT&T ile rekabet edebilmeleri için, AT&T’nin yerel telefon şebekesine erişimleri ve böylece abonelerini ulaşmak istedikleri noktalara bağlayabilmeleri gerekmekteydi. Dava kapsamında AT&T’nin, çeşitli yöntemlerle yeni firmaların yerel şebekesine ve dolayısıyla telefon abonelerine erişimini reddettiği veya engellediği ve bu tutumu ile kendi konumunu UMTH’de yaşanacak bir rekabetten izole etmesinin mümkün olduğu ortaya konuldu. Devlet tarafından davada öngörülen çözüm, başka bazı önlemlerin yanısıra, bütün UMTH sağlayıcılarının AT&T’nin yerel şebekesine aynı koşullarda erişiminin sağlanması olarak belirdi. Bu şekilde UMTH pazarı rekabete açılmış oldu.