• Sonuç bulunamadı

A. Fiyat Politikalarıyla Kötüye Kullanılması

3. Çapraz Sübvansiyon

Çapraz sübvansiyon, “bir piyasadaki bir mal ya da hizmeti sübvanse edebilmek amacıyla, başka bir piyasadaki mal veya hizmetin daha yüksek fiyattan piyasaya sunulması sonucunu doğuracak eylem ve işlemlere girişilmesi” olarak tanımlanmaktadır. Komisyon, “Telekomünikasyon Sektöründe Rekabet Kurallarının Uygulanmasına İlişkin Ana Hatlar” 400 isimli belgede, çapraz sübvansiyonu, “teşebbüsün, bir ürün piyasasındaki veya coğrafi piyasadaki faaliyetinin getirdiği maliyetin tamamını veya bir kısmını, başka bir ürün piyasasındaki ya da coğrafi piyasadaki faaliyetine aktarması” olarak tanımlamıştır401.

Rekabetin güçlü olduğu bir ürün piyasasındaki ya da coğrafi piyasadaki mal veya hizmetin düşük fiyattan satılarak, rakiplerin önüne geçilebilmesi amacıyla çapraz sübvansiyona başvurulmaktadır. Bu yolla, rekabetin yoğun olmadığı piyasadaki mal ya da hizmetin fiyatı yükseltilerek elde edilen kâr ile, fiyatta azaltılmaya gidilmiş olan ürünün piyasasında katlanılan maliyeti karşılamak mümkün olabilmektedir402.

RK’nın bir kararında, TTAŞ’ın 20.11.2002 tarihinden itibaren 3 ay süreyle şehirlerarası görüşmelerde tüm gün %50 ve ayrıca 20:00-08:00 saatleri arası tüm yurtiçi konuşmalarda %50 oranında ikinci bir indirim uygulamasının “yıkıcı fiyat uygulaması” olduğu ve aynı tarihten itibaren geçerli olmak üzere, GSM işletmecileri, internet servis sağlayıcıları ile diğer özel-kamu kurum ve kuruluşlarının kullandığı kiralık hatların tesis ve aylık kiralarına %5 oranında zam yaparak konuşma hizmetlerinde “çapraz sübvansiyon” uyguladığı iddia edilmiştir. Ancak kampanyanın 3 aylık süresinin kısalığı ve bu süre içinde GSM operatörleri üzerinde yıkıcı bir amaç ve etki yaratmadığının tespit edilmiştir. TTAŞ’ın anılan indirimli tarifelerinden kaynaklanan gelir kaybının GSM operatörlerince

399 Topkaya, s. 21. 400

OJ. 1991, L. 233/2, (http://europa.eu.int/ISPO/infosoc/legreg/docs/91c23302.html, son yararlanma: 14.04.2007).

401 Kısa, s. 106. 402

kullanılan kiralık hatlara yapılan %5 oranındaki zam ile çapraz sübvansiyon yapılarak telafi edilmesi hakkında, kiralık devrelerin fiyatlarının aşırı fiyat olup olmadığının belirlenmesi için ülkeler arası karşılaştırma yapılmış ve Türkiye'de uygulanan fiyatların uluslararası fiyat düzeyi ortalamasından yüksek olmadığı tespit edilmiştir. Bu tespitler ışığında şikayet konusu tarifelerde herhangi bir aşırılık gözlemlenmediğinden ve şikayete konu zam ile de fiyatlarda herhangi bir aşırılığa yol açılmayacağı gerekçesiyle çapraz sübvansiyon iddiaları hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşılmıştır403.

Oysa şu an gündemde yer alan TTAŞ’ın son tarifelendirmesiyle ilgili olarak durum hiç de yukarıdaki değerlendirme kadar basit olmamaktadır. TTAŞ, şehirlerarası konuşma ücretlerine %80 oranında "indirim" yaparken, toplam telefon trafiğinin %85'ini oluşturan şehiriçi konuşma ücretlerine %27 oranında "zam" yapmıştır. TELKODER, TTAŞ’ın yeni tarifesine karşı 29.01.2007 tarihinde Danıştay’a dava açmıştır. Açılan davada, yeni tarifeye onay veren TK kararının, Tarife Yönetmeliği’nde tavan fiyat uygulamasına yönelik hükümlerin iptali ve yürütmenin durdurulması talep edilmiştir. TELKODER, TTAŞ’ı, “hâkim durumunu kötüye kullanmak, aşırı fiyatlandırma yapmak, çapraz sübvansiyon ve yıkıcı fiyat uygulamasında bulunmakla” suçlarken, maliyet esaslı tarife belirlenmesini istemiştir. TELKODER, tavan fiyat yöntemi ile tarife hazırlanmasının ve buna olanak sağlayan yönetmelik hükümlerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunurken, maliyet esaslı tarife hazırlanmasının en uygun yöntem olduğunu ileri sürmüştür. Dilekçede, “Aksi taktirde, dava konusu tarifede olduğu gibi, hâkim durumda bulunan TTAŞ’ın tekel konumunda bulunduğu şehiriçi telefon hizmetinde ‘aşırı fiyatlandırma’ yapmasına, çapraz sübvansiyon ve yıkıcı fiyat uygulaması ile rekabete açık olan sektörde hâkim durumunu kötüye kullanmasına ve telekomünikasyon sektöründe, başlangıç noktasından daha geri bir noktaya gidilmesine sebep olunabilecektir” denilmiştir. TTAŞ’ın şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerin, şehiriçine göre kendilerine daha az maliyet getirdiğine ilişkin açıklamalarına karşın, TELKODER’in dilekçesinde, şehiriçi ve şehirlerarası/ uluslararası telefon trafik işleyişinin, şehirlerarası ve uluslararası telefon hizmetinin maliyetinin;

403

kullanılan altyapının artması, farklı altyapıların devreye girmesi gibi nedenlerle her zaman şehiriçi telefon hizmetlerinden daha maliyetli olması gerektiği belirtilmiştir404, 405.

Şehirlerarası ve uluslararası görüşmelerde %80 oranında aşırı indirim yapılıyor gibi görünse de, TTAŞ’ın gelirinin büyük bir bölümünü şehiriçi görüşmelerden elde ettiği bilinmektedir. Böylece TTAŞ şehiriçi görüşmelere zam yaparken, diğer yandan rakip olarak tutunma çabasında olan işletmelerin önünü %80 oranındaki şehirdışı indirim tarifesiyle kesmektedir.

TTAŞ’ın Oger Grubu’na devri 6,5 milyar ABD dolar karşılığı yapılmıştır. 2007 yılı taksit ödemesi ise 1 milyar ABD doları olmuştur. Yapılan bu zam, Oger Grubuna 800 milyon ABD doları civarında kazanç sağlamıştır. Bu nedenle, ilk taksitin bizzat tüketici tarafından ödendiği yönünde eleştiriler mevcuttur. Bu durum, daha önce TTAŞ’ın özelleştirilmesi konusunda bahsettiğimiz görüşü destekleyici nitelik arz etmektedir.

404

Aradaki belirgin maliyet farkına karşın, TTAŞ’ın abonelerin büyük çoğunluğunun dahil olduğu Standart HATT ve Hesaplı HATT şehiriçi görüşme ücretlerini, şehirlerarası görüşme ile aynı olacak şekilde artırdığı kaydedilen dilekçede, TTAŞ’ın 2006 yılı konuşma ücret gelirlerinin tahminine yer verildi. Buna göre, TTAŞ, 2006 yılı vergi hariç 4 milyar 18 milyon dolar olan telefon hizmetleri gelirinin %27’sini sabit ücretlerden, %36’sını şehiriçi aramalardan, %21’ini cep telefonu şebekelerine yapılan aramalardan, %13’ünü şehirlerarası, %3’ünü de uluslararası aramalardan sağlamaktadır. Toplam 77 milyar olan 2006 yılı kontör harcamalarının dağılımına bakıldığında da, şehriçinin %50, cep telefonu aramalarının %29, şehirlerarasının %17, uluslararasının da %4 paya sahip olduğu belirtilmiştir.

TTAŞ’ın yeni tarifesiyle yıllık gelirinde 727 milyon dolarlık artış meydana geleceği hesabını sunan TELKODER, uzak mesafe telefon işletmecilerinden abone kaçışıyla da bu rakama 153 milyon dolar daha ekleneceğini ileri sürmüştür. Böylece TTAŞ’ın elde edeceği 880 milyon dolarlık gelir artışıyla, 2007 yılında yapacağı 1 milyar dolarlık anapara taksit ödemesi tutarına yaklaştığına dikkat çekilen dilekçede, “Yani, özelleştirme için hedef olarak ortaya konulan gelir elde etme amacına rağmen, şirketin özelleştirme bedelini topluma, TTAŞ’ın kendi ifadesiyle 50 milyon telefon kullanıcısına ödeteceğini göstermektedir” denilmiştir. Ayrıca hukuka aykırılık iddiası şöyle dile getirilmiştir: “Davalı idare, böylesi bir tablonun oluşmasına engel yasal/idari düzenlemeleri yapmakla düzenlemelere aykırı tarifeleri onaylamamakla (Tarife Yönetmeliği M.7/d) yükümlü olmasına rağmen, maliyet esaslı tarife için gerekli koşulları hazırlamadığı veya uygulamadığı için TTAŞ’ın bu tarifesine hukuka, yasal düzenlemelere ve özelleştirme ile varılmak istenilen amaçlara aykırı olarak onay vermiştir.”

(http://www.emo.org.tr/resimler/ekler/0898ec5aaf2bbf0_ek.pdf?dergi, son yararlanma: 16.05.2007)

405 Danıştay 13. Dairesi’nin, TTAŞ’ın 01.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren tarifelerinin onaylanmasına ilişkin

TK kararı hakkında yürütmeyi durdurma kararı sonrasında, karar resmi olarak tebliğ edilmeden yeni tarifelerin 03.07.2007 tarihinde TK’ya sunulduğu ve tarifenin onayına ilişkin resmi bildirimin 20.07.2007’de TTAŞ’a tebliğ edildiği, 21.07.2007 tarihinden itibaren yeni tarifelerin uygulanmasına başlandığı belirtilmiştir. Yapılan basın açıklamasında, yeni tarifeyle birlikte şehirlerarası, milletlerarası ve GSM aramalarında 01.03.2007 tarihli tarifedeki indirimlerin aynen korunduğu, yeni tarifeye göre de şehiriçi görüşmelerde standart hatta %16, hesaplı hatta %10 indirim yapıldığı belirtilmiştir. Ayrıca 01.03.2007 tarihli tarifeyle getirilmiş olan standart hattaki bedava gece kontörü uygulamasına son verildiği, hesaplı hatta uygulanan bedava kontör sayısının 100’e indirildiğini, buna karşılık hesaplı hattaki gece kontörlerinin kullanımının yıl sonuna kadar gece saat 22.00’dan, 20.00’a çekildiği açıklanmıştır. (http://www.ntvmsnbc.com/new/415338.asp. , son yararlanma: 25.07.2007)

4. Fiyat Sıkıştırması

Fiyat sıkıştırması, iş yaptığı piyasaya hem hammadde sağlayıp hem de o piyasada perakande şekilde çalışan bir işletmenin, bir başka deyişle iş yaptığı bir piyasanın aktörlerinden bir ya da birkaçı ile dikey bütünleşik durumda olan bir işletmenin; piyasadaki diğer aktörleri pazar dışına itme amacıyla kendi işletmesine sağladığı hammaddenin fiyatı dışındaki hammadde fiyatlarını normalin üstünde yükselterek ya da diğer işletmeler için hammadde fiyatlarını sabit tutarken kendi işletmesi için hammadde fiyatlarını düşürerek bu etkiyi perakende fiyatlara yansıtması ve dolayısıyla diğer işletmelerin kâr marjı aralığını daraltmasıdır406.

Fiyat sıkıştırması ile ilgili olarak verilebilecek en iyi örnek karar, Deutsche Telecom Kararı’dır407:

Deutsche Telekom (DT) son kullanıcıya sunulan perakende aboneliğin yanı sıra, rakiplerine, bu teşebbüslerin de doğrudan son kullanıcılara ulaşabilmeleri için yerel ağa ayrıştırılmış erişim sağlamaktadır. Böylelikle DT rakiplerine yerel ağa toptan erişim hizmeti sunduğu üst pazarın yanı sıra son kullanıcıya sunulan perakende erişim pazarında da aktif durumdadır. Son kullanıcıya sunulan hizmetler açısından, 5 yıllık rekabet sürecine rağmen Komisyon, DT’nin hem dar bant (analog ve ISDN) hem de genişbant (ADSL) hizmetlerde yaklaşık % 95 pazar payı olduğunu tespit etmiştir. Bunun yanında, geri kalan % 5’lik pazar payı çok sayıda rakip arasında bölünmektedir. 1998 yılından beri pazara yeni girmeye çabalayan birçok teşebbüs ana/yerleşik operatörle rekabet etmeye çalışmış ancak hiçbiri dikkate değer bir pazar payına erişememiştir. DT hem toptan yerel ağa erişim, hem de son kullanıcıya erişim pazarlarında Almanya’da hâkim durumdadır ve her iki pazar da birbiriyle bağlantılı pazarlardır. 1998 yılının başından itibaren, DT ulusal hukuk kuralları gereği yasal olarak rakiplerine yerel şebekeye erişim sağlama yükümlülüğü altındadır. Komisyon toptan erişime ilişkin olarak, DT’nin ulusal çapta şebekesi bulunan tek Alman sabit telekomünikasyon operatörü olduğuna hükmetmiştir. Son kullanıcıya farklı türlerde hizmetler sunabilmek için, pazara yeni giren operatörlerin bu altyapıya toptan olarak erişebilmeleri gerekmektedir.

406 Parsons, S.G.: Vertical Price Squeezing, Journal of Economic Thory, Vol 37, 1998, s. 32. 407

Komisyon, Alman sektörel düzenleyicinin fiyat tavanı regülasyonuna tabi olan Deutsche Telekom’un yerel şebekeye erişim için belirlediği toptan tarifelerini perakende tarifelerinden daha yüksek belirleyerek (fiyat makası/sıkıştırması (price squeezing)) hâkim durumunu kötüye kullandığına ve fiyat regülasyonunda kendine böyle bir kötüye kullanmayı ortadan kaldıracak takdir imkânı bırakılmasına rağmen kendi iradesiyle bu davranışı dizayn ettiğine karar vererek, bu şirketi cezalandırmıştır.

Çünkü bizim de katıldığımız Komisyon kararında belirtildiği üzere, toptan fiyatlar, perakende fiyatlardan daha yüksek olduğunda, rakipler en az yerleşik operatör kadar etkin çalışsalar dahi, hiçbir zaman kâr elde edememektedirler. Ayrıca, rekabet edebilecek fiyatta bir perakende hizmet sunmadan önce, bu toptan erişime ödenecek ücretlerin yanında pazarlama, faturalama, fatura tahsilatı, gibi diğer masrafları da karşılamaları gerekmektedir.