• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: MOBBĐNGĐN SÜRECĐ, TĐPOLOJĐSĐ VE NEDENLERĐ

2.7. Mobbingin Nedenleri

Örgütlerde mobbingi tek bir nedene bağlamak zordur. Özellikle 1970’lerden sonra yaşanan ekonomik genişleme ve değişim kaynaklı işyerindeki sosyal iklim kalitesinde yaşanan düşüş; kapitalist liberal anlayışın körüklediği aşırı rekabet ve kar anlayışı sonucunda kar marjlarını devam ettirerek düşük maliyetlerle rekabet etme anlayışı, çalışanların kişiliği ve psikolojik yapısı örgütlerde mobbing şeklindeki davranış örüntülerine geniş bir zemin hazırlamakta ve mobbingi tetiklemektedir (Kök, 2006: 161). Mobbing, kamu ve özel sektör ayrımı olmaksızın her örgütte ve örgütün her kademesinde görülebilmektedir. Đskandinavya’da yapılan araştırma sonucuna göre kar amacı gütmeyen örgütler, okullar ve sağlık kurumlarında mobbing daha yaygın olarak ortaya çıkmaktadır (Davenport ve diğ., 2003: 46). Aşağıdaki tablo 7’de ABD’de yapılan araştırma sonuçlarına göre örgütte mobbing nedenleri gösterilmektedir.

Tablo 7. Mobbing Nedenleri ve Oranları

Mobbing Faktörleri Önemsiz % Çok Önemli %

Yetersiz performans 44,9 12,9 Đşgörenin eğitimsizliği 47,6 12,4 Stresli yöneticiler 43,3 13,0 Stresli çalışanlar 46,5 11,1 Đşgören yetersizliği 52,5 11,0 Yöneticinin yetersizliği 54,1 10,2 Zorbanın zihinsel dengesizliği 57,8 10,0

Aşırı iş yükü 58,8 8,7

Zayıf yönetim 69,9 6,7

Namie tarafından Amerika’da yapılan mobbing araştırmasına göre, mağdurlara “kendilerine neden mobbing uygulandığı?” sorusuna işgörenlerin %58’i, aşırı kontrole direndikleri ve kendilerine bir uşak gibi davranılmasına itiraz ettikleri için, %56’sı kendilerinin üstlerinden daha yetenekli oldukları ve kıskanıldıkları için, %49’u sosyal becerileri, işyerinde sevilmeleri ve pozitif tutumları nedeniyle, %46’sı ise, kendilerine kaba davranıldığı (ıslıkla çağrılmak, adını vermemek gibi) ve buna karşılık verdikleri için, %42’si ise mobbing uygulayanın zalim kişiliği nedeniyle işyerinde mobbing olduğunu belirtmişlerdir (Tutar, 2004: 87). Örgütlerde mobbing oluşumunun nedenlerini sadece bu kadarla sınırlamak mümkün değildir. Örgütlerde mobbing eylemlerinin nedeni olarak farklı görüşler ileri sürülmektedir. Özellikle konuyla ilgili yapılan ve hala yürütülmekte olan araştırmalarda mobbing oluşumunda kişilik özelliklerinin mi yoksa örgüt özelliklerinin mi baskın bir rol oynadığı sorusuna yanıt aranmaktadır (Arpacıoğlu, 2004). Örgütsel mobbing, bireyin psikolojik geçmişi ve durumuna bağlı yaşanan değişiklikler etkisiyle bireysel mobbingten farklıdır. Örgütsel mobbing bir anlamda bireysel mobbingi kolaylaştırmaktadır. Örgütsel mobbingte ağırlıklı olarak kontrol sağlamak amaçtır fakat, bireysel uygulamalarda başkalarının cezası bir bireye çektirilmektedir. Örgütsel ve bireysel mobbingde çalışanlar rahatsızlıklarını ifade edememekte ve sessiz kalmaktadırlar. Her iki tür de kişinin aklını başından alıcı olumsuz durum yaratmaktadır. Genel olarak tüm taraflarıyla mobbing etkenleri aşağıdaki tablo 8’de gösterilmiştir.

Tablo 8.Mobbingin Taraflara Göre Etkenleri

Tabloda da görüldüğü gibi zorbanın yetenek yoksunluğu, mağdurun başarı ve dikkat çekiciliği mobbingte etken kişilik özeliklerindendir. Sosyal alanda kural ihlali, örgütsel alanda yaşanan değişiklikler ve liderlik vasıfları da mobbing etkenleri arasında sayılmaktadır.

Zapf, mobbingin nedenlerine ilişkin yapılan araştırmaların yeterli olmadığını düşünmekte ve mobbingi yaşamış mağdurlarla yapılan görüşmelerin tek taraflı bir açıklama sağlayacağını, yaşanan bu olgunun taraflarının sadece mağdurla sınırlanamayacağını belirtmektedir. Ona göre mobbing sürecinde bu suçu işleyenin, buna tanıklık edenin ve örgüt ile sosyal sisteminde en az mağdur kadar payı bulunmaktadır. Olguya yönelik yapılan diğer araştırmalarda mobbingin ortaya çıkış nedeni olarak örgütsel nedenlere, bireysel nedenlere ve örgüt dışındaki sosyal ortam faktörlerine dikkat çekmektedir. Bu bağlamda mobbingin zorba bir patron gibi tek bir nedene bağlanamayacak kadar karmaşık olduğu açıktır. Mobbing davranışlarının başlaması kurbanın boyun eğmeyi reddetmesi ve kontrole direnç göstermesi, kurbanın zorbadan daha üstün olmasının yarattığı çekememezlik, kurbanın sosyal yetenekleri, olumlu tavırları ve işyerindekilerce sevilmesi, kurbanın kurum içinde yanlış giden olguları otoritelere bildirmesinin ispiyonculuk gibi algılanması ya da zorbanın acımasız kişiliği gibi bireysel; organizasyonun kültürü, yapısı, çatışma gibi örgütsel; toplumsal değer ve kurallar gibi kurum dışı faktörlerden kaynaklanabilir.Bu unsurlar ve aralarındaki etkileşim iyi bilinirse çözüm üretmek daha kolay olacaktır (Davenport ve diğ., 2003: 37).

2.7.1.Zorbadan Kaynaklanan Nedenler

Bazı araştırmacılar mobbing oluşumunu örgütsel ve yönetsel faktörler ile açıklayan örgüt teorisini kabul ederken, diğerleri mobbing oluşumunu kişilik teorisi ile açıklamayı uygun görmektedirler. Buna göre kişilik teorisi, işyerlerinde mobbing oluşumunu mobbing mağdurunun, zorbanın kişiliği ve psikolojileri ile açıklamaktadır (Arpacıoğlu, 2004). Clarke mobbing uygulayan kişinin mobbing eylemlerine temel oluşturan kişilik özelliklerini genel olarak; zorunlu olarak yalancı, hafızası seçmeci, sapkın, tertipçi, kötü niyetli, vicdansız, güce eğilimli, yıkıcı, bencil, gayri ciddi, güvensiz, duyarsız vb.

şekilde sıralamaktadır. Ona göre zorbalar, herşeyi inkar eder, hiçbir şeye kulak vermez, yetişkinler arası bir tartışmayı sürdüremezler. Pişmanlık ve şükran duymaz, esnek

davranamaz ve olgunlaşmamıştır. Zorba, çoğu kez mantık ölçülerinin ve her tür ahlaki düzlemin dışındadır (Clarke, 2002; 72).

2.7.1.1 Zorbanın Kişiliği ve Psikolojik Yapısı

Zorbanın psikolojisi ile ilgili deneysel bir araştırma bulunmamaktadır. Fakat zorbanın psikolojisi ve kişilik özellikleri, mobbing davranışlarını belirleyici en önemli faktörlerden biridir. Ancak bireylerin neden mobbinge başvurdukları yönünde yapılan araştırmalarda, çoğu kez mobbingcilerin psikolojik durumları ve eylemleri esas alınmakta ve çoğunlukla bu kişilerin kendi eksikliklerini gidermek amacıyla mobbing yaptıkları görülmektedir (Tınaz, 2008: 66). Leymann’a göre de, zorba kendi eksikliğinin telafisi, konumu nedeniyle duyduğu güvensizlik ve korku nedeniyle başkalarına karşı küçültücü, aşağılayıcı davranışlarda bulunmaktadır. Mobbing uygulayan yöneticiler baskıcı, otoriter ve totaliter kişilik yapısına sahip olan, kendi fikirlerini kabul ettirmeye çalışan, eleştiriye kapalı, farklı düşüncelere açık olmayan yapıya sahiptirler (Tarhan, 2002). Sevgisiz büyütülmüş, utandırılmış, kendini kanıtlamasına fırsat verilmemiş, despotik bir ortamda yetiştirilmiş bireylerin de fırsat bulduklarında mobbing uyguladıkları, çeşitli araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış gerçeklerdir.(Davenport ve diğ., 2003). Zorbaların belirli ruh halleri ve kişilik yapıları bulunmaktadır. (Özdevecioğlu ve diğ., 2007). Bu durumda zorbanın olumsuz duygulara sahip olduğu söylenebilmektedir. Bir araştırma sonucuna göre; mobbinge uğrayan insanların %85’i daha sonra zorba konumunda bulunmaktadır (Tanoğlu, 2006: 20). Kişilik özelliklerinin dışına çıkmış, tedirgin, düşük öz güvenli, kışkırtıcı, sinirli, şüpheci, işin tasarımında yetersiz ve düşük liderlik davranışlarına sahip bireyler ani değişiklikler karşısında mobbing uygulamaktadır (Wornham, 2003: 30). Zorbaların çoğu bunu inkar etmekte, hatırlamamakta veya kabul etmemektedir (Schaffer, 2009).

Einarsen, mobbingin nedenleri içinde örgütün, resmin sadece bir parçasını açıklayabileceğini ve kişilik faktörünün mobbingde daha büyük bir paya sahip olduğunu ileri sürmüştür. Einarsen insanların mobbinge başvurmasında üç temel neden görmektedir. Bu nedeler (Einarsen, 1999: 20):

• Statü ve iş pozisyonu ile ilgili rekabet etme,

• Saldırgan olma olarak sıralanmaktadır.

Araştırmacılar, zorbaları genel olarak; ilgi açlığı çeken, zayıf kişilikleri nedeniyle övgüye aşırı ihtiyaç duyan, silik karakterli insanlar olarak tanımlamaktadır. Onlar suçlayıcı ve yargılayıcıdırlar; bu sebeple sürekli olumsuz senaryolar kurarlar ve bu senaryonun oyuncusunu bulmakta zorluk çekmezler. Zorbalar, kendilerini fazla tanımazlar; kendileriyle birlikte hareket edenlerin güçlerine göre kendilerini güçlü hissedebildikleri gibi, bunların olmaması durumunda kendilerini aşırı zayıf ve savunmasız hissedebilirler. Saldırganların bu kişilik özelliklerine temel teşkil eden çeşitli psikolojik rahatsızlıklar ve karakteristikleri tanımlanmıştır. Bunlar:

Narsistik Kişilik Bozukluğu: Kendilerinin çok önemli, vazgeçilemez oldukları şeklinde bir düşünceye sahiptirler. "Küçük dağları ben yarattım" tavırları sergileyerek, gösterişçi ve kendini metheden konuşma ve davranışlar içindedirler. Bunların karşılığında bekledikleri ilgi, övgü, hayranlık ifadeleri ile karşılaşmadıklarında hayrete düşüp, hayal kırıklığı ve mutsuzluk yaşayabilirler (www.donusumkonagi.net, 2009). Narsistik kişiliğin ana teması, büyüklük duygusu, başkalarını anlayamama ve başkalarının değerlerine aşırı duyarlılıktır (Tarhan, 2002: 155–156).

Paranoid Kişilik Bozukluğu: Erişkinlik döneminde başlayan, başkalarının davranışlarını kötü niyetli şeklinde yorumlayıp, devamlı olarak güvensizlik ve kuşku duyma hali olarak tanımlanmaktadır. Bu kişiler iş arkadaşları veya dostlarının güvenilirliği ya da kendilerine bağlılıkları konusunda yersiz kuşkulara sahiptirler. Başkaları ile paylaştıkları konuların kendilerine karşı kullanılacağından korktuklarından dolayı çevrelerindekilere güvenmeye ya da yakınlaşmaya isteksizdirler. Geçinmesi zor, eleştiriye aşırı duyarlı oldukları için eleştiri yapana karşı cephe alabilen kimselerdir. Kendi yaptıkları yanlışlıklarda kendilerini suçsuz görüp, başkalarını suçlama eğiliminde olup, kişilik yapılarının altında gerçeklere uymayan, hayali aşırı büyüklük, güçlülük düşünceleri bulunmaktadır(www.psikiyatrist.net, 2009).

Obsesif Kişilik Bozukluğu: Erişkinliğin erken dönemlerinde başlayan, aşırı düzenlilik, mükemmeliyetçilik, içsel ve dışsal kontrol üzerine aşırı yoğunlaşma şeklinde izlenen bir ruhsal rahatsızlık şeklidir (Çobanoğlu, 2005: 36). Bu kişiler, aşırı dengeli, ölçülü ve yaptıklarını tekrarlamaya meyilli kişilerdir. Yanlış yapmamak için defalarca kontrol

Detaylarla uğraşmaları ve aşırı kontrollerinin yarattığı gecikmeler nedeniyle başkalarının kendilerine öfkelenmelerine yol açarlar. Zamanlamaları kötüdür. En iyisini, en beğenilecek durumu gerçekleştirme, düşünceleri şeklindeki mükemmeliyetçilikleri nedeniyle gerilim içine girip, kolayca yapılabilecek şeyleri içinden çıkılamaz hale getirebilirler(www.psikiyatrist.net, 2009).

Anti Sosyal Kişilik Bozukluğu: Anti-sosyal kişilik bozukluğu görülen kişiler, sosyal kurallara uymayan, birlikte yaşama anlayışına sahip olmayan, dünyayı kendi anlayışlarıyla gören, utanmaz, sıkılmaz tavırlar sergileyen insanlar olarak tanımlanmaktadır (Çobanoğlu, 2005: 38–39). Sadece kendilerine inanırlar ve çevrelerinde zarar verecek ya da küçümseyecek kimse olmadığında rahat hissederler. Diğer insanları kendilerine zarar vermek isteyen varlıklar olarak görür, başka insanların elindeki gücü alması gerektiğine inanırlar (www.psikiyatrist.net, 2009).

Kötü Kişilik ve Kişilik Tipleri: Kötü kişilikli olmak da bireysel mobbing faktörlerindendir. Peck, kişilik bozukluklarının mobbing davranışını tetiklediğinden bahsetmekte ve kötü kişiliği şu şekilde tanımlamaktadır. “Kötülük, insanın içinde var olan ve amacı yaşamı ya da canlılığı öldürmek olan bir kuvvettir (Çobanoğlu, 2003: 34). Bununla birlikte psikolojide genel bir kategori olarak insanlar “A” ve “B” tipi kişilik olarak sınıflandırılırlar. Đnsan, “A” tipi bir kişilik özelliğine sahip ise, hem mobbing kurbanı olma, hem de ona karşı koyma potansiyeli daha yüksek olacaktır (Tutar, 2009). Bazı bireyler diğerlerine oranla daha fazla sinirlenme potansiyeline sahiptir. Bazı insanlar karşılaştıkları can sıkıcı durumlar karşısında güçlü bir şekilde mücadele yeteneğine sahip iken, bazı insanlar da açık bir şekilde duygularını veya sinirlerini çeşitli şekillerde ifade ederler. Burada bireylerin kişilik farklılıkları önemlidir. A tipi kişilik, sabırsızdır, hızlı yürür, iki işi aynı anda yapmaya çalışır, rekabeti sever, başarıyı miktarla ölçer, sürekli hareket eder, sinirlidir, diğerleri ile çalışırken kontrolü eline almak ister. B tipi kişilik ise, sabırlıdır, aceleci değildir, işi bitirmek için zaman baskısı yoktur, suçluluk duymadan dinlenebilir. A tipi kişilerin B tipi kişilere oranla daha fazla sinirli davranış gösterdikleri ve mobbing uygulamaya eğilimli oldukları belirlenmiştir (Kaymaz, 2007: 32).Mobbingi tetikleyen diğer kişilik faktörleri de şöyle sıralanabilir: Kendi kendini kontrol yeteneği: Kendi kendini kontrol edebilen insanlar, diğerleriyle ilişkilerinde daha hassastırlar. Bu yeteneği gelişmemiş olanlar ise diğerleriyle

ilişkilerinde hassas duyarlı olmazlar (Baron ve Neuman, 1996:169). Bu bakımdan, düşük kontrol yeteneği olan kişiler örgütlerde tansiyonu yükseltir ve stresi artırır. Bunun da doğal sonucu çeşitli türlerdeki mobbingdir.

Düşmanca tutum eğilimi: Bazı bireyler, bir başka bireyin hareketlerini düşmanca olarak algılarsa, ona misilleme yapmaya çalışır. Araştırmalara göre, bazı insanlar, diğerleri

tarafından yapılan bazı hareketleri düşmanca davranışlar olarak algılama

eğilimindedirler. Bu tür insanların saldırgan davranma eğilimi daha yüksektir.

Uygun olmayan duygular ve agresif düşünceler: Kaynağı ne olursa olsun o gün birey agresifse, kişiliği bireyi saldırgan ve başkalarına zarar verici davranışlara hazır hale getirebilir (Kaymaz, 2007:33).

Zihni değerlendirmeler: Bazı saldırgan davranışların nedeni aslında içinde bulunulan durumla ilgili değildir. Daha önce yaşananlar bireyleri etkiler. Bu tür durumlarda bireyler genellikle olayları yanlış değerlendirirler. Aslında görünürdeki olayın arkasında başka olayların etkisi vardır. Tersi durumlar da mümkündür. Yani, aslında sinirlenilmesi gereken bir durumda, bireyler yine başka olayların etkisiyle durumu bir sorundan ziyade bir durum olarak algılarlar. Her iki durumda da birey davranışları zihni bir değerlendirmenin sonucu ortaya çıkar. Daha önce yaşanan olumsuzluklar, bireyin saldırgan davranışını ortaya çıkarabilir (Özdevecioğlu, 2003: 130).

Mobbing, kişisel faktörlerin yanısıra sosyal ve durumsal faktörlerden de kaynaklanmaktadır. Sosyal faktörler arasında örgüt içindeki adaletsiz uygulamalar, bireyleri hayal kırıklığına uğratan olaylar, işgücü çeşitliliğinin artması, normlara dayalı davranışlar ve kurallara sıkısıkıya bağlılık ve örgüt içi güç mücadeleleri; durumsal faktörlerin arasında ise, modern çalışma koşulları ve çevresel faktörler yer almaktadır (Özdevecioğlu, 2003: 127). Mobbing ister kişilik bozukluklarından, isterse ortamdaki sorunlardan kaynaklansın, mobbingcilerin, diğerlerinden sürekli itaat bekleyen, davranışlarının başkaları üzerindeki etkilerini fark edemeyen ve daha yapıcı davranış biçimlerine yönelmeye istekli olmayan tavırlar içinde bulundukları gözlemlenmektedir (Kaymaz, 2007:33). Ayrıca zorbaların tehdit altında hissettikleri benmerkezcilikleri, sadist kişilikleri, kendilerini kurumsal kimlikle özdeşleştirmeleri, kendi bireysel ilkelerini kurumsallaştırmak istemeleri, duygusal davranmaları, esnek olmamaları,

nedeniyle kendileri ile çevresindekileri bu bağlamda değerlendirmeleri, duygusal zeka yoksunlukları ve yükselme hırsı onları mobbing uygulamaya itmektedir.

Sıralanan bu özelliklerin dışında uzmanlar; zorbaların daima güçlü olmak istedikleri, mobbingi güç elde etme ihtiyacının yarattığı baskı ile uyguladıkları ve gücünün bulunduğu mevkiden kaynaklandığını ileri sürmektedirler (Brotheridge ve Keup, 2005: 126). Zorbaların bu güç elde etme arzusunun “etik” ve “ahlak” kavramlarını örtecek kadar yoğun olduğu ve ahlaki zafiyetinin onu kendisinden zayıflara karşı aşırı zalim, kendisinden güçlülerin istek ve emirlerine karşı aşırı uysallık göstermeye ittiği belirtilmektedir (Akı, 2006: 41). Ayrıca kişilerin mobbinge başvurmalarının bir diğer nedeni olarak çocukluk izleri kuramı gösterilmektedir. Bu teoriye göre bazı durumlarda mobbing uygulayan kişilerin çocukluk travmaları, kötü ana babalarının olması veya başa çıkamadıkları çeşitli olayların kurbanı olmaları mobbing yapmalarına neden olmaktadır (Davenport ve diğ., 2003: 44 ).

2.7.1.2. Zorbanın Mobbing Uygulamasının Gerekçesi

Leymann genel olarak insanların mobbinge başvurmasında çeşitli gerekçelerin olduğunu belirtmektedir (Davenport vd., 2003; 38):

Birisini Bir Grup Kuralını Kabul Etmeye Zorlamak: Bu kişilere göre grup normları itaat edilmesi gereken kurallar olarak görülmektedir. Söylemleri “Eğer kabul etmiyorlarsa gitsinler” cümlesidir. Zorbayla birlikte grup üyeleri de mobbing davranışlarına başlarına gelebileceği korkusuyla katılmakta, gruba ait olma ihtiyacı ve gruptan ayrı davrandığında dışlanacağı endişesiyle, zorbanın yanında yer almaktadırlar.

Düşmanlıktan Hoşlanmak: Đnsanlar hoşlanmadıkları, kendisiyle aynı fikirde olmayan, çıkarıyla örtüşmeyen kimselerden kurtulmak için mobbing yapmaktadırlar. Burada kişinin kuruluş hiyerarşisinin neresinde bulunduğu önemli bir rol oynamamaktadır. Sadece kişisel hoşnutsuzluğun etkisiyle bu süreç başlatılabilmektedir. Mobbing, düşmanlık duyguları yüksek olan, ilgi açlığı çeken, zayıf kişilikleri nedeniyle övgü duymak isteyen, düşmanlık yapmaktan zevk alan, suçlayıcı, yalancı, yargılayıcı ve sürekli kötü senaryolar üreten, pasif yapılı bireyler tarafından yapılmaktadır.

Sadece Zevk Arayışı: Burada asıl amaç eziyet etmek ve olanlardan haz duymaktır. Belli bir bireyden kurtulmak her zaman şart değildir. Kurumsal kimliklerini kullanarak,

astlarına ve bazen eşit statüdeki çalışma arkadaşlarına karşı saygısızca, kaba ve saldırgan davranışlar sergilerler. Đnsanların zor duruma düşmesinden sadistçe zevk alır ve geçici bir ferahlama duyarlar.

Can Sıkıntısı: Sosyal dışlanmışlık yaşayan, monotonluktan sıkılan zorba, iş yükü adaletsizliğinin olduğu ortamda can sıkıntısını gidermek için mağdura eziyet etmekte ve bundan hoşnut olmaktadır. Kimin ne zaman bu hareketlere maruz kalacağı belli değildir (Tınaz, 2008: 87 – 89; Arpacıoğlu, 2007).

Önyargıları Pekiştirmek: Đnsanlar belli sosyal, ırksal veya etnik bir grubun üyesi olduğu için sevmedikleri kimselere karşı mobbing yapabilmektedirler. Bu mobbingin ayrımcılık boyutuna işaret etmektedir (Davenport ve diğ., 2003: 38-39).

Ayrıcalıklı Hak Sahibi Olduğuna Đnanmak: Zorbalar, örgütteki pozisyonları gereği diğer çalışanlara istediklerini yaptırma hakkına sahip olduklarını düşünmektedirler. Kendilerine bağlı olarak çalışan herkes, onlardan alt düzeydedir, onlarda bu kişileri istedikleri gibi taciz edebilirler. Örgütte ayrıcalıklı hak sahibi olduğuna inanan zorba, mobbing davranışı ile bu düşüncesini desteklemekte ve hiyerarşi bakımından kendisinden üstün olanlara oldukça nazik, saygılı ve güvenilir davranmakta, aciz olana

şiddet uygulamaktadır (Schaffer, 2009).

Bireysel Adaletsizlik Algılaması: Örgütte birey adaletsiz, ayrımcı uygulamalar olduğunu algıladığında, bu ayrımı ve adaletsizliği engellemek ve ortadan kaldırmak için astlarına, yöneticilerine, çalışma arkadaşlarına, ailesine ve kurum sahiplerine olumsuz, saldırgan davranışlar gösterebilmektedir. (Özdevecioğlu, 2003: 80).

Mağduru Tehdit Olarak Algılamak: Zorba, yetersizliğinin başarılı insanlar nedeniyle fark edileceğini düşünmekte ve statüsünü, gücünü kaybetme korkusu yaşamaktadır. Bu nedenle zorba kendisinden başarılı gördüğü kişileri engellemek için elinden geleni yaparak o kişiyi örgütten ve sosyal ortamlardan dışlamaktadır (Arpacıoğlu, 2007). Sahip Olmadıklarının Acısını Çıkarmak: Mutsuz olan zorba, başkasının mutluluğunu çekemediğinde zorbalık yaparak onların mutluluğunu ellerinden almaya çalışmaktadır. Haset, kıskançlık, büyük hedefler ve meydan okumalar burada mobbingin ana amacıdır. Mobbingte bazen kişinin kim olduğu değil, temsil ettiği unsur önemlidir. Zorba

Bencillik: Bazı kişiler kendi hatalarını görmektense diğerlerinin hatalarını bulmaya odaklanır ve diğerlerini küçük düşürmek için ellerinden geleni yaparlar. Mobbingcilerin en belirgin özellikleri aşırı bencillikleridir (Tınaz, 2008: 98-99).

2.7.1.3. Zorbaların Özellikleri

Zorbaların birtakım ortak özellikleri mevcuttur (Yaman, 2009: 36-37)

• Başkalarını sözlü tehdit veya fiziksel eylemlerle kontrol altına alma ihtiyacı duyma,

• Başkalarından daha çabuk sinirlenmek ve güç kullanmak,

• Mağdurlarla ilişkilerinde onların sorunlarını yeterince anlayamamak,

• Saldırgan davranışlar gösterenleri örnek almak, saldırgan gruplara ilişkili olmak,

• Sürekli saldırgan davranışlar içerisinde bulunmak,

• Đnsanların hareketlerinde düşmanca niyetler aramak,

• Sinirli ve kindar olmak,

• Đnsanlarla iletişimde ebeveynlerin yeterince olumlu örnek olamaması,

• Ebeveynlerin yapıcı sorun çözme becerisi konusunda olumsuz örnek olması,

• Saldırganlığı benlik imajlarını korumanın ve sürdürmenin bir yolu olarak görmek,

• Evde tutarsız disiplin uygulamalarına maruz kalmak,

• Güç ve kontrol duygusunu sürdürme de fiziksel imajı önemsemek,

• Öfke uyandıran duygulara odaklanmak,

• Evde fisiksel ve psikolojik istismara uğramak, ailevi sorun yaşamak,

• Takıntılı ve esnek olmayan davranışlar sergilemek. 2.7.2. Mağdurdan Kaynaklanan Nedenler

Mobbing örgüt hiyerarşisindeki konumuna bağlı olmadan örgütte gruba aykırı olan herkesin karşılaşabileceği bir durumdur. Mobbinge uğrayan insanların ortak özellikleri

olup olmadığına dair araştırmalar da bir yandan devam etmektedir. Mobbing kurbanları genellikle ilkeli, başkaları tarafından değil, kendi kendilerini yönlendiren kişilerdir, akıntının götürdüğü yere gidenlerden değillerdir (Davenport ve diğ, 2003).

2.7.2.1. Mağdurların Kişiliği ve Psikolojik Yapısı

Araştırmalar, mobbing mağdurlarının ayrıcalıklı, diğer çalışanlara benzemeyen farklılıkları olduğu belirlemiştir (Davenport ve diğ., 2003:51). Sosyal hayatta içine kapanık olmaya meyilli, özgüveni az, kolay pasifize olabilen, esnek, hassas, içsel olarak kendine saygı duyan, dürüst ve yumuşak başlı birey mobbing için hedef görülmektedir (Dunn, 2000: 28). Bireyin öz benliğinin zayıf olması, sosyal alanlardaki tedirginlik hali, kendine olan güven azlığı, yeteneksizliği, arkadaş çevresinin olmayışı, ukalalığı ve

şikâyetçi tavrı mobbing davranışlarına zemin hazırlamaktadır. Birey kendi öz saygısı ve yeteneğine olan inancı ölçüsünde mobbinge maruz kalmakta veya mobbing ile karşılaşmamaktadır. Öz yeterliliği ve öz saygısı bulunan bireyin mağdur olma ihtimalinin daha düşük olduğu gözlenmiştir. (Özarallı ve Torun: 2007).

Mağdurun sahip olduğu olumlu özellikler ve mobbinge gösterdiği tepki zorbanın işini kolaylaştırmakta, bu davranışların sürekliliğini sağlayarak şiddetini arttırmaktadır. Mağdur, mobbing davranışını görmezden geldiği, göz yumduğu, yılgınlık ve korku