• Sonuç bulunamadı

Mizah duygusuna sahip olma ve mizahı kullanma, konu ile ilgili kiĢiler tarafından tamamen sağlıklı ve istenen bir durum olarak ifade edilmiĢtir (Chapman ve Foot, 1996). Mizahın genel olarak yararları arasında iyi olma hissini arttırması, endiĢeyi azaltması, rahatlamayı sağlaması ve duygusal durumu iyileĢtirmesi sayılabilir (Boverie, Hoffman, Klein, McClelland ve Oldknow, 1994). Filipowicz (2003‟den aktaran Vickers, 2004) mizahın iyileĢtirici gücü olduğunu ifade etmiĢtir.

Sağlıklı bir gülmenin mizahla gerçekleĢebileceği göz önünde bulundurulursa, mizaha ayrı bir iĢlevsel görev yüklenecektir; çünkü yüzyıllar boyu hor görülerek günümüze kadar gelen mizah, kimi zaman maskaralık kimi zaman gülme kaynaklı olarak günah kimi zaman ise boĢ, anlamsız bir tür olarak görülmüĢtür. Günümüzde ise mizah; tıp, felsefe, ruhbilim, dilbilim, psikoloji, edebiyat, sosyoloji gibi birçok bilim dalının farklı biçimlerde çözmeye çalıĢtığı, bazen de çözüm aracı olarak gördüğü, bir alan hâline gelmiĢtir. Ayrıca bugün, gülmeyi araĢtıran “Gelotoloji” birimleri kurularak buralarda gülmenin insan üzerindeki etkileri araĢtırılmaya baĢlanmıĢ ve bu çerçevede mizah da laboratuarlara taĢınmıĢtır (Aydın, 2006).

Gülme o kadar temel, evrensel ve yararlı bir tepkidir ki, herhangi bir yerde ya da herhangi bir zamanda gülmeyen bir insan topluluğunu düĢünebilmek güçtür. Günlük dilde bir insanın “mizah duygusu”ndan söz ederken gülmenin ne kadar temel bir edim olduğunu kabul ederek onu geleneksel beĢ duyunun yanına yerleĢtirmekteyiz (Sanders, 2001: 24).

Gülmenin insan üzerindeki etkileri sürekli olarak araĢtırmacıların dikkatini çekmiĢ ve araĢtırmalara konu olmuĢtur. Mizahın insan sağlığına olumlu etkileri çalıĢmamızda mizahın fizyolojik ve psikolojik yararları ve stresle baĢa çıkmada mizah Ģeklinde üç bölümde incelenmiĢ ve alanyazından örnekler verilmiĢtir.

2.6.1. Mizahın Fizyolojik Yararları

Güçlü bir mizah duygusunun fiziksel sağlık ve iyi olmada olumlu bir etkisinin olduğuna dair oldukça fazla kanıt vardır (Berk, 2001; Martin, 2001; McGhee, 1996; Provine, 2000). Mizahın vücudun bağıĢıklık, dolaĢım, solunum ve kas sistemine de olumlu yararları vardır (Boverie, Hoffman, Klein, McClelland ve Oldknow, 1994; Martin, 2004; Martin, 2007; Morreal, 1997). Adams (1998‟den aktaran Vickers, 2004) mizahın bütün hastalıklar için bir panzehir olduğunu vurgulamıĢtır.

Haines (1987, 135‟ten aktaran Özünlü, 1999: 45) ise gülme ile mizahın yararlarını Ģöyle ifade etmektedir: Kalp kaslarını daha iyi çalıĢtırır, dolaĢım hızını artırır, akciğerlerin bol oksijenle dolmasını sağlar, akciğer bronĢlarını daha iyi temizler, dikkat hormonlarının daha iyi etkilenerek çeĢitli dokuları harekete geçirir, beyni de harekete geçirerek kardiyo-nörolojik sistemdeki baskıyı ve stresi azaltır, korkunun,

öfkenin ve depresyonun geçtiği ve fiziksel hastalıklarla ilgili bütün ağrıları azaltır, ağrı ve acılara karĢı dayanma gücünü artırır.

Boverie, Hoffman, Klein, McClelland ve Oldknow (1994) ve Martin (2004), mizahın ve gülmenin iltihaplı mikroorganizmaları akciğerlerden ve solunum bölgesinden dıĢarı attığını, kalp atıĢ oranının arttıran lipoproteinleri yaydığını, kasları dinlendirdiğini ve ağrıyı azaltan endorfin (mutluluk hormonu) üretimini arttırdığını vurgulamaktadır. Mizahın ve gülmenin tüm bu olumlu etkileri birleĢtiğinde de bireylerin fizyolojik olarak iyi olma durumlarına olumlu bir katkı sağlamaktadır.

Morreall (1997: 151), mizahın hem akıl sağlığını hem de beden sağlığını korumada önemli rol oynadığını belirtmektedir. Morreall, güldüğümüzde ciğerlerin ve diğer iç organların hareketlerinin masaj gibi görev yaptığını; fiziksel bir memnunluk hissettiğimizi, bedensel olarak iyi olma hissini güçlendirdiğini vurgulamakta ve Ģöyle devam etmektedir:

Tıbbi araĢtırmalar, düĢüncelerimizin, duygularımızın ve olaylara genel bakıĢımızın vücudumuzun organik düzeni içinde çok fazla etkileri olduğunu göstermiĢtir. Hepimizin bildiği gibi, iĢinde çok baskı altında kalan bir insanda kas kasılması çoktur, sık sık baĢ ağrısından, yüksek tansiyondan ve ülserden Ģikâyet eder. Mizah, baskı unsuru olan durumlarla daha rahat baĢa çıkmamızı sağladığı için, tansiyon ve strese eĢlik eden belirtileri göze çarpar bir biçimde azaltır (Morreall, 1997: 152).

Mizahın fiziksel sağlığımız için yararlı olduğu düĢüncesi yeni değildir. Kral Solomon‟un zamanından beri insanlar mizahın iyileĢtirici etkileri olduğu bilinmekte ve mizah bu yönde kullanılmaktaydı. “ġaka kalbe ilaç kadar faydalıdır.” gibi atasözleri; Yunanlıların tedavilerinin bir parçasını “komedyenler evi”ni ziyaretin oluĢturması; Amerikan Ojibwa Yerlilerinin kabile baĢhekiminin hastaları iyileĢtirmek için maskaralıklar yapması hep bunun örnekleridir. Bu yüzyıl baĢlarında, Laughter and Health (Kahkaha ve Sağlık) adlı kitabın yazarı Dr. James Walsh, içten bir gülüĢün tüm yaĢamsal organları uyardığını ve hastalıklara karĢı vücut direncini artırdığını güçlü bir Ģekilde vurgulamaktadır (Klein, 1999: 31).

Gülmenin çok sık bahsedilen yararlarından birisi ağrıların azalmasına ve zindelik hissine neden olan endorfin (mutluluk hormonu) üretimini arttırmasıdır. Maalesef, gülmenin endorfin seviyesinde önemli değiĢikliğe neden olup olmamasına yönelik olarak paylaĢılan herhangi bir fizyolojik kanıta rastlanılmamakla birlikte (Fry,

1992); endorfin üretimiyle ilgili fizyolojik etki daha çok hastalar tarafından bildirilen ağrılarının azaldığına dair söylemsel kanıtlara dayanmaktadır. Norman Cousins tarafından aktarılanlar bu konuyla ilgili en önemli kanıtları oluĢturmaktadır. 1979 yılında yayınladığı otobiyoğrafik kitabında mizahı iyileĢmede ve acıyı kontrol etmede nasıl kullandığını anlatmıĢtır (Berk, 2001).

Klein (1999: 31) de mizahın fizyolojik yararlarından Norman Cousins‟ı örneklendirerek bahsetmiĢtir:

Saturday Review‟un eski editörü, Ģimdiki UCLA Tıp Okulu‟nun profesörü Norman Cousins; gülmenin kendi yaĢamını nasıl değiĢtirdiğini anlattıktan sonra bilim dünyası mizahı daha fazla ciddiye almaya baĢladı.

Artık, Norman Cousins‟in kahkahayı iyileĢmenin ayrılmaz parçası olarak kullandığı herkesçe bilinen bir gerçek. Cousins, kahkahayı yüksek dozda C vitamini ile beraber kullanarak bir bağ dokusu hastalığını iyileĢtirdiğini anlatıyor. “On dakikalık içten bir gülüĢün ağrı kesici etkisi yaptığını ve iki saat ağrısız ve acısız uyku sağladığını keĢfettim.” diyor Cousins.

Cousins, kontrol altına alınmamıĢ stres ile hastalıklar arasındaki iliĢkiyi bildiğinden negatif duygusal durumların hastalıklara sebep olması gerçeğinden hareketle pozitif duyguların bu hastalıkları iyileĢtireceğini anlamıĢtı. Bu nedenle mizaha yöneldi ve ciddi bir komedi diyeti uygulamaya baĢlamıĢ ve çevresini eğlenceli video kasetlerle doldurmuĢtur. Cousins, gülmeyi “ruhsal jogging” diye nitelendirmektedir. Çünkü içten gelen, iyi bir gülüĢ vücudumuzdaki tüm sistemlerin iyi çalıĢmasını sağlamaktadır (Klein, 1999: 31-32).

Norman Cousins‟in hastalığıyla savaĢmasında mizahın ve diğer olumlu duyguları kullanımı ile ilgili doktoru tarafından tespit edilen en ilginç gözlemlerden birisi de gülmenin vücuttaki enfeksiyon derecesini ve iltihap seviyesini gösteren “sedimantasyon oranını” düĢürmesidir. Cousins, sedimantasyon oranının düĢmesinden sonra hareket kabiliyetinin arttığını ve ağrılarının azaldığını ifade etmiĢtir (Cousins, 1989‟dan aktaran McGhee, 1996: 5)

Gülmenin fiziksel etkileri ile ilgili araĢtırmalar yapıp yayınlayan Dr. William Fry, çok keyifli bir kahkahanın insan vücudunun bütününü olmasa da çoğu fizyolojik sistemini olumlu etkilediğini saptamıĢtır. Fry, kahkahanın kalp damar sistemimiz için bir egzersiz olduğunu, kalp atıĢı ve kan basıncının artıp sonra tekrar düĢtüğünü ifade

etmektedir. Ayrıca, kuvvetli nefes alıp verme solunum sisteminin sağlıklı çalıĢmasını ve ciğerlerde etkin bir hava değiĢiminin olmasını sağlamaktadır. Fry‟a göre yirmi saniye kahkahalarla gülmekle üç dakika kadar kürek çekmek kalbi aynı oranda çalıĢtırmaktadır (Klein, 1999: 32).

Gülme genel zihinsel hareketi arttıran vücuttaki katelamin seviyesini arttırmaktadır (Fry, 1984‟ten aktaran Berk, 2001). Gülme sonrası beynin sol ve sağ yarımküreleri yeterli düzeyde ve daha iyi çalıĢmaktadır (Derks, Bogart ve Gillikin, 1991; Goldstein, 1976; Svebak, 1982‟den aktaran Berk, 2001).

Ġçten bir gülmeden sonra kas rahatlaması gerçekleĢmektedir. Gülme boyundaki, omuzdaki ve karındaki kas gerginliğini azaltmakta, romatizma ve nevraljide çok sık yaĢanan kas kasılması ile ilgili ağrıları engellemektedir (Cushner ve Friedman, 1989; Fry, 1986, 1992). McGhee (1996), kahkaha atarken o sırada kullanmadığımız tüm kasların gevĢediğine ve gevĢemenin de acıya dayanıklılığın yanı sıra kalp krizine, baĢ ağrılarına ve kronik kaygıya iyi geldiğini belirtmiĢtir. McGhee (1996: 5) bu durumu Ģöyle ifade etmektedir:

Gülme eyleminin doğrudan içinde olmayan kaslar gülerken daha çok gevĢer ve rahatlar. Küçük çocukların da gülme krizi sırasında düĢmelerinin nedeni de budur. Biz de gülerken gücümüzü kaybetmiĢ gibi görünürüz (Gülerken odanın bir tarafından diğer tarafına bir arkadaĢını, ya da herhangi bir ağır nesneyi taĢımayı dene).

Gülme akciğerleri ve gögüs kaslarını çalıĢtırır ve böylece solunumu arttırarak akciğerlerin çalıĢmasını düzenler (Lloyd, 1938‟den aktaran Berk, 2001). Solunum güçlüğü çekmeye eğilimli bireyler için risk akciğerlerde artan su buharı miktarının bakteri geliĢimi ve akciğer enfeksiyonu için uygun bir ortam oluĢturmasıdır. Ġçten bir gülme, akciğerleri içeri alınan fazla havadan boĢaltarak bu riski azaltır. Güldüğümüzde artık dıĢarı veremeyene kadar akciğerlerimizden havayı atarız. Sonra derin bir nefes alıp aynı süreci tekrarlarız. Güldüğümüz her seferde, fazla miktarlardaki karbondioksiti ve su buharını dıĢarı atar ve oksijence zengin havayı içeri çekeriz (McGhee, 1996: 12). Lyttle (2003‟den aktaran Vickers, 2004), gülmenin solunumu güçlendirdiğini saptamıĢtır.

Tıbbi araĢtırmalar gülmenin akciğerlerin karbondioksiti dıĢarı pompalamasına, gözyaĢlarının gözleri temizlemesine, kasların rahatlamasına ve andrenalinin artmasına neden olduğunu ortaya koymuĢtur (Barth, 1990b).

Gülme kan basıncında ve kalp atıĢ oranında atıĢa neden olmaktadır. Bunlarda oldukça yararlı bir Ģekilde kalp kasını çalıĢtırmakta ve atardamar ve toplardamardaki kan dolaĢımını arttırmaktadır (Fry, 1994). Böylelikle dokulara oksijen ve besin taĢınımında da artıĢ görülmektedir (Fry ve Savin, 1988; Fry ve Stoft, 1971).

AraĢtırmalar gülmenin stres hormanlarını azalttığını ortaya koymaktadır (Berk, 2001; McGhee, 1996). Özellikle gülme, kan seviyelerindeki serum kortizol, dopac, epinefrin ve geliĢim hormanlarının azalmasına neden olmaktadır (Berk ve diğerleri, 1988; Berk, Tan, Nehlsen-Cannarella, Napier, Lewis, Lee ve Eby, 1988; Berk ve diğerleri, 1989; Berk, Tan, Napier ve Eby, 1989; Fry, 1992; Fry ve Stoft, 1971).

AraĢtırmalar gülmenin bağıĢıklık sisteminin virüs ve bakterilerden kaynaklanan enfeksiyonlara karĢı savaĢma kabiliyetini arttırabileceğini ve stresin bağıĢıklık sistemini baskı altında tutan etkilerinden koruyabileceğini göstermektedir (Berk, 2001: 331). Lyttle (2003‟den aktaran Vickers, 2004), gülmenin bağıĢıklık sistemini güçlendirdiğini saptamıĢtır.

DüĢük seviyelerdeki IgA (immunoglobulin A) yüksek seviyede stres ve özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarında artan hastalıkla iliĢkilendirilmiĢtir (McClelland, Alexander ve Marks, 1980‟den aktaran Berk, 2001). Mizah ile IgA arasındaki iliĢkiyi ilk olarak Dillon, Minchoff ve Baker (1985) ve Lefcourt, Davidson- Katz ve Kueneman (1990) tarafından yapılan çalıĢmalar ortaya koymuĢtur. AraĢtırmacılar çalıĢmalarında eğlenceli, komik video kasetler izlenmesi sonucunda IgA seviyesinin arttığını bulmuĢlardır. Fakat IgA seviyesi yapılan izlemeden hemen sonra düĢmüĢtür. AraĢtırmacılar uzun süreli bir etkinin mizahın günlük yaĢama bir baĢa çıkma stratejisi olarak uygulanmasıyla gerçekleĢebileceğini ileri sürmüĢlerdir.

McGhee (1996), bağıĢıklık sisteminin bir parçası olan IgA‟nın bireyi soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına karĢı koruyan iĢlevi olduğunu ve bireyin stres karĢısında bile neĢeli ve iyimser olmasını sağladığını ifade etmiĢtir.

YaĢamlarında mizaha çok az yer verenler ve özellikle stres altında olanlar arasında daha fazla oranlarda gündelik sıkıntılar ve olumsuz olaylar bağıĢıklık sistemlerinin (IgA) daha fazla bastırılması ile iliĢkilendirilmiĢtir. Güçlü bir mizah anlayıĢına sahip olanlar arasında ise gündelik sıkıntılar ve problemler bağıĢıklık sistemini zayıflatmaz. Onların mizah duygusu, stresli durumlarda hastalıklara karĢı daha savunmasız kalmalarını engellemeye yardımcı olmaktadır (Martin ve Dobbin, 1988).

BağıĢıklık sistemine yardımcı bir baĢka yardımcı olan doğal öldürücü hücreler de gülme aktivitesinden etkilenmektedir. Berk (1991‟den aktaran McGhee, 1996: 7), bir saatlik eğlenceli ve komik bir video izlemenin doğal öldürücü hücrelerin aktivitesinde artıĢa neden olduğunu ifade etmektedir.Doğal öldürücü hücrelerin soğuk algınlığına ve nezleye neden olan virüslere ve diğer yabancı organizmalarla savaĢmanın yanında vücuttaki tümör hücrelerinin bulma ve yok etme rolü vardır (McGhee, 1996: 12). Berk (2001) ve McGhee (1996: 12), doğal öldürücü hücrelerin kanserin önlenmesinde ve kanserli hastaların tedavisinde önemli bir etkiye sahip olduğunu çalıĢmalarında vurgulamıĢlardır.

Sonuç olarak gülmenin yararlarını yedi maddede toplamak mümkündür (Berk, 2001: 323-339):

1. Zihinsel fonksiyonları geliĢtirir,

2. Kaslara egzersiz yaptırır, onları rahatlatır, 3. Solunumu güçlendirir,

4. Kan dolaĢımını arttırır, 5. Stres hormonlarını azaltır,

6. BağıĢıklık sisteminin koruyuculuğunu geliĢtirir, 7. Endorfin (mutluluk hormonu) üretimini arttırır.

2.6.2. Mizahın Psikolojik Yararları

Mizah ile ilgili yapılan çalıĢmalar mizahın yararlarından, özellikle psikolojik yönden olumlu etkilerinden bahsetmektedir. Mizahın ruhsal sağlığa yararlı olduğunu destekleyen birçok analiz vardır (Prerost, 1993‟ten aktaran Bennett ve Lengacher, 2006: 188). Martin ve Lefcourt (1983), Freud, Allport ve May gibi ruh sağlığı öncülerinin

mizah ve ruhsal sağlık arasında bir bağ olduğunu aktardıklarını bildirmiĢtir. Gülmenin bir baĢa çıkma mekanizması olarak stresi azalttığına, özsaygıyı arttırdığına ve yaĢamda karĢılaĢılan olumsuz olaylarla ilgili psikolojik belirtileri azalttığına inanılmaktadır (Dixon, 1980). Martin (2004) de bir baĢa çıkma mekanizması olarak mizahın sosyal desteği arttırarak ruhsal sağlığı güçlendirdiğini vurgulamaktadır.

AraĢtırmalarda güçlü bir mizah duygusu, düĢük düzeyde yalnızlık, depresyon, stres, yüksek düzeyde özsaygı (Kuiper ve Martin, 1993a; Overholser, 1992) ve yüksek yaĢam kalitesi (Kuiper, Martin ve Dance, 1992) ile iliĢkilendirilmektedir. Lyttle (2003‟den aktaran Vickers, 2004), mizahın iyimserliği ve olumlu öz saygıyı arttırdığını ifade etmiĢtir.

Berk (2001: 323-339) mizahın psikolojik yararlarını sekiz madde halinde sıralamıĢtır. Bunlardan ilk beĢi negatif tepkilerin azaltılmasıyla ilgiliyken son üçü tanesi de pozitif etkilerdir.

1. Kaygıyı düĢürür, 2. Gerginliği düĢürür, 3. Stresi azaltır, 4. Depresyonu azaltır,

5. Yalnızlık endiĢesini azaltır, 6. Özsaygıyı artırır,

7. Umut ve enerji verir, 8. Kontrol ve güç hissi sağlar.

Gülme iyi bir zihinsel sağlığın temelini oluĢturmaktadır. Mizah duygusundan yoksun olanlar depresyona ve yalnızlık duygusuna esir olabilirler. Mizah sağlıklı ve olumlu duyguların ortaya çıkmasını sağlar. Mizah eğlence ve aĢk, sağlıklı bir yaĢam sürdürmede anahtar unsurlardır. Mizah bireylerin, toplulukların ve toplumların problemlerini iyileĢtirmede hayati öneme sahiptir (Adams, 1998‟den aktaran Vickers, 2004).

Klein (1999: 18), “Mizahın ĠyileĢtirici Gücü” adlı kitabında mizahın bize güç verdiğini ve gülerek her türlü kötü durumun üstesinden gelebileceğimizi ve gülmenin

korku, güvensizlik, ümitsizlik gibi duyguları yok ettiğini ifade etmektedir. ĠĢlerin kötü gittiği zamanlarda gülebilen insanların kendilerine acımaktan vazgeçtiklerini, kendilerini güçlenmiĢ ve cesaret kazanmıĢ hissettiklerini de vurgulamaktadır. Klein (1999: 18), bu durumu Naton (Anatoly) Sharansky‟nin hayatından örnek vererek açıklamaktadır:

Naton (Anatoly) Sharansky, Rus insan hakları savunucusu, ölüm kararı ile on altı ay hücre hapsi de dahil olmak üzere, toplam dokuz yıl Sovyet hapishanelerinde yatmıĢtı. Sovyet gizli polisi onu sürekli rustrel veya ölüm mangası kelimeleriyle tehdit etmiĢti. Sharansky, mücadele etmek zorunda kaldığı en büyük gücün, çoğumuzun sık sık mücadele ettiği Ģey, yani korku olduğunu söylüyor ve mizah ile korkusunu yendiğini, kendini koruduğunu açıklıyor. “Sık sık ölüm mangası hakkında konuĢup, espriler yapmaya baĢladım. On beĢ yirmi kez esprileri yapınca kelimeler etkisini kaybediyor. Artık kulağınız bu sözlere alıĢıyor ve sözler artık korkuyu çağrıĢtırmıyor,” diyor Sharansky.

Klein (1999: 19), Sharansky‟nin korkunun onu yenmesine izin vermediğini, mizah yoluyla korkularını yendiğini ve dayanmanın imkânsız olduğu bir durumu, sürekli dalga geçerek katlanılır hale getirdiğini vurgulamıĢtır.

YaĢadığımız olaylar karĢısında çoğu zaman güçsüz kalırız; bazen bizi üzen Ģeyleri engellemek için yapabileceğimiz çok az olsa da bizi üzen bu olaylarda komik yönler bularak bunların olumsuz etkilerini en aza indirebiliriz. Mizah, hayatımızın en zorlu anlarını ve yaĢadığımız günlük pürüzleri yumuĢatmaya yardımcı olur (Klein, 1999: 19).

Komedyenler, çizgi film çizerleri ve komedi yazarları zor durumların üstesinden gelme konusunda mizahın gücünü bilmektedirler. Ünlü komedyenlerin çoğu çocukluğunda çok yoğun izolasyon, depresyon, acı veya kayıplar yaĢamıĢtır. Bu komedyenler kayıplarla veya zorluklarla ilgili Ģaka yaparak onlara karĢı güç kazanmanın mümkün olduğunu anlamıĢlardır. Psikolog Samuel Janus ve bilim adamları Seymour ve Rhoda Fisher, mizahı acılarına karĢı bir silah olarak kullanan birçok komedyenden bahsetmektedirler (Klein, 1999: 19-20):

Totie Fields‟in annesi kendisi beĢ yaĢındayken ölmüĢtü, David Steinberg‟in kardeĢi savaĢta vurulmuĢtu, Jackie Gleason‟un babası onu terk etmiĢti, Joe E. Brown ailesini terk etmiĢti, W. C. Fields evden kaçmıĢtı, yoksa babası onu öldürecekti. Art Bucald‟ın annesi o küçükken ölmüĢtü ve Carol Burnett‟in alkolik olan anne ve babası sürekli kavga ederlerdi.

Charlie Chaplin de teselliyi mizahta bulmuĢtu. Chaplin, Londra‟nın en fakir bölgelerinden birinde büyümüĢtü. O, beĢ yaĢındayken babası alkolizmden ölmüĢ; hemen arkasından annesi aklını yitirmiĢti. Chaplin, bu kötü anıları filmlerinde kullandı ve onları mücevher değerinde komedilere dönüĢtürdü. Yiyecek baĢka hiçbir Ģey bulamadığı için haĢlanmıĢ bir deri ayakkabıyı yediği, Altına Hücum filmindeki sahneyi kim unutabilir?”

Klein (1999: 20-24), mizahın baĢarmamıza yardım ettiğini ifade etmektedir. Gail Sheehy, Pathfinders (Kılavuzlar) adlı kitabında bir olayın mizahî yönlerini görebilmenin çalıĢmak, arkadaĢ desteği ve dua ile birlikte baĢarının anahtarı olduğunu; yaĢamdaki krizlerin üstesinden gelmeyi baĢaran insanların bunu değiĢime ve baĢarısızlıklara karĢı bir kalkan olarak kullandığını belirtmiĢtir (Klein, 1999: 21).

Mizah, zorluklarla mücadelede dikkatimizi üzüntülerimizden uzaklaĢtırarak yardımcı olmaktadır. YaĢadığımız üzüntülerimiz azlında sorunlarımızın değil bakıĢ açımızın sonucudur. Diğer bir ifadeyle gerçek olaydan çok olayı nasıl değerlendirdiğimiz bizi esas üzen durumdur. Örneğin, otobüsün bozulması bir insana göre çok kötü bir olayken; diğerine göre yürürken çevreyi keĢfetmek için büyük bir fırsattır (Klein, 1999: 21). Filipowicz (2003‟den aktaran Vickers, 2004) mizahı, acı ve üzüntülerimizi hafifletmenin etkili bir aracı olarak ifade etmektedir.

Mizah olaylara farklı gözlerle bakmamızı sağlayarak bize perspektif kazandırır. Klein (1999: 19), bu durumu Ģöyle anlatmaktadır:

Mizah, farklı açılardan bakıldığında Ģekil vererek değiĢtiren eski resimlere benzer. Bir bakarsınız üzgün bir adamın resmidir. Ters çevirdiğinizde adamın sakalı, saçları, bıyığı, kaĢları olur ve bu adam birden gülümser, olaylara farklı gözle bakmamızı sağlar. Aynı resim, baĢka bir açıdan bakıldığında tamamen farklı görünür. Mizah uzaklıkları yakınlaĢtırır, her Ģeyin içini dıĢına çıkarır, altını üstüne getirir, her Ģeyi tepetaklak eder. Üzüldüğümüz olaylara gülebildiğimiz zaman, bu olaylar artık bize eskisi kadar büyük ve önemli görünmezler. Mizah geleceğe yönelik tasarılarımızı geniĢletir ve sorunlarımızın dıĢındaki Ģeyleri de görmemizi sağlar.

Morreall (1997: 170-171) yaĢama karĢı ciddi ya da mizahî bir tutum içinde olmamızın bizi olumlu veya olumsuz olarak etkileyebileceğini ifade etmiĢtir. Morreall‟e göre ciddi tutum almıĢ bir insan günlük yaĢamın pratik kaygılarını ön plana çıkarmakta ve içinde bulunduğu durumların çoğunda kendisinden bir Ģeyler beklendiğini düĢünmektedir. Uyumsuzluklar ortaya çıktığında, bunları, yaĢamın normal akıĢında

yürümesi gerektiği gibi yürümeyen iĢler ya da çözülmesi gereken bir baĢka sorun olarak algılamaktadır. Diğer yandan yaĢama karĢı mizahî tutum almıĢ bir insan ise içine düĢtüğü durumun pratik bağlarından kendini uzaklaĢtırmayı baĢarmakta ve baĢına gelenlerle ya da kendinin uydurduğu uyumsuzluklarla eğlenmektedir. Bu iki farklı insan tipinin duygusal yaĢamları da doğal olarak birbirlerinden farklı olmaktadır. Olayların nasıl sonuçlanacağı konusunda ciddi tutum alan kiĢi, endiĢeli ve gerginken, mizahî tutum alan kiĢi neĢeli ve rahattır, bu nedenle baĢarısızlıklar karĢısında daha az hayal kırıklığına uğrar. Mizahî tutum takınmıĢ insan, ciddi tavır takınmıĢ insandan yalnızca çok daha fazla eğlenmekle kalmaz, gülerek geçirdiği her bir saniyeden ayrıca zevk alır. Doğal olarak böyle bir insanın da genellikle günlük yaĢamla ilgili kaygıları vardır, ama kendini pratik düĢünce çerçevesinin içine kilitlemeyecektir; çünkü onun, çalıĢırken, geriye doğru bir adım atıp her gün karĢılaĢtığı uyumsuzluklara bakarak gülebilecek yeteneği vardır.

Klein (1999: 25), mizahî tutum takınarak üzüntülerimizi nasıl etkisiz hale

Benzer Belgeler