• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: FĐNANSAL GELĐŞMENĐN ÖLÇÜLMESĐ VE DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

3.1. FĐNANSAL GELĐŞMENĐN ÖLÇÜLMESĐ

3.1.1. Miktar Ölçütleri

Ampirik çalışmalarda ölçülmesi güç olan bir değişken için, en iyi şekilde temsil edebilen değişkenler (proxies) seçilmektedir (Kar, 2001b: 157). Bu bağlamda parasal büyüklükler, kredilere ilişkin büyüklükler ve sermaye piyasalarına ilişkin göstergelere dayanan miktar ölçütleri, finansal gelişmenin geleneksel göstergeleri olarak hemen hemen tüm ampirik çalışmalarda ortak değişkenler olarak yer almaktadırlar. Bununla birlikte hem bankacılık göstergeleri hem de sermaye piyasaları ile ilgili göstergeleri içeren mali varlık stoğuna ilişkin gösterge de diğer bir miktar ölçütü olarak değerlendirilmektedir.

3.1.1.1. Parasal Büyüklükler

Parasal büyüklükler, taşıdığı bilgi dolayısıyla finansal kalkınma için kullanılan en yaygın göstergelerinden birisini oluşturmaktadır (Galetoviç, 1996; Gregorio ve Guidotti, 1995; Lynch, 1996). Parasal büyüklükler olarak gösterilen bu büyüklükler, dar tanımlı para arzı (M1), geniş tanımlı para arzı (M2, M2Y, M3) değişkenlerinden türetilen (M1/GSMH, M2/GSMH, M2Y/GSMH, M3/GSMH gibi) çeşitli göstergelerden oluşmaktadır (Gupta, 1984: Jung, 1986; Odedokun, 1989; Wood, 1994; Murinde ve Eng, 1994a; 1994b). Bir finansal gelişme göstergesi olarak M1/GSMH değerinin ekonominin parasallaşma sürecinin aşılmasından sonra finansal gelişmenin devam etmesiyle birlikte düşmesi beklenmektedir. Yani M1/GSMH oranının yüksek olması (dolaşımdaki para miktarının büyük olması) finansal azgelişmişliğin, düşük olması ise finansal piyasaların gelişmişliğinin bir göstergesidir. Diğer yandan ampirik çalışmalarda

en sık kullanılan finansal sektör göstergelerinden biri geniş tanımlı para arzının gelire oranıdır (M2/GSMH). Bu gösterge ekonomideki parasallaşmanın derecesinin ölçütüdür. M2/GSMH oranı halkın bankacılık sistemini kullanımı hakkında bilgi verir. Doğal olarak bu oranın yüksek olması finansal piyasaların gelişmişliğinin göstergesi sayılabilir. M2’den farklı olarak M2Y döviz tevdiat hesaplarını da bünyesinde barındırır. Bu oran bankacılık sistemindeki mevduatların bir bölümünün yabancı paralardan oluştuğu göz önüne alındığında kullanılması gerekli bir büyüklük olarak ifade edilebilir. Bankalar aracılığı ile borç verilebilecek fonları temsil ettiği varsayılan M3/GSMH (Erim ve Türk, 2005: 27) geniş tanımlı para arzı göstergesi parasal göstergelerden bir diğerini oluşturmaktadır. Finansal gelişmenin sağlandığı durumlarda M3/GSMH oranının arttığı ampirik olarak bulgulanmış bir değişkendir (McKinnon, 1991: 13). Dolayısıyla hızlı ekonomik büyümenin sağlandığı durumlarda M3/GSMH göstergesinin de yüksek olması beklenmektedir.

Parasal büyüklüklerin finansal gelişmenin bir göstergesi olarak kullanılabileceğinin bazı problemlere sebep olabileceği de tartışılmaktadır (Gregorio ve Guidotti, 1995; King ve Levine, 1993a). King ve Levine (1993a), farklı parasal büyüklüklerin finansal aracılığın farklı yönlerini temsil edeceğini ve farklı hareket edeceğini söylemektedir. Gregorio ve Guidotti (1995) ise, M2/GSMH oranının mevduatların kredi olarak kullanabilmesini göz önünde bulundurarak bu oranın daha iyi bir finansal gösterge oranı olduğunu vurgulayarak, M1/GSMH’nin finansal gelişme göstergesi olarak kullanımını eleştirmektedir.

3.1.1.2. Kredilere Đlişkin Büyüklükler

Kredilere ilişkin büyüklükler olarak ise, yurt içi toplam kredi hacmi (YĐKH) ile özel sektöre verilen krediler (ÖSKH) değişkenlerinden türetilebilecek (yurt içi kredi hacminin gelire oranı (YĐKH/GSMH), özel sektöre verilen kredilerin gelir içerisindeki payı (ÖSKH/GSMH) veya özel sektöre verilen kredilerin toplam krediler içerisindeki payı (ÖSKH/YĐKH gibi) göstergeler finansal gelişmenin ölçütü olarak kullanılmaktadır (Gupta, 1984; Odedokun, 1989; Agung ve Ford, 1998; Durham, 2002). King ve Levine (1993a)’in kullandığı kredilere ilişkin göstergelerden birisini, özel girişimcilere verilen kredilerin, merkezi ve yerel yönetimlere verilen kredilerle kamu ve özel girişimcilere verilen krediler toplamına oranı olarak elde edilen değişken oluşturmaktayken diğeri ise özel sektöre verilen kredilerin GSYĐH içerisindeki payı oluşturmaktadır.

Finansal gelişme sürecinin olumlu sonuçlarından bir tanesi kredi hacminin genişlemesidir. Yatırımlara aktarılan fonların artmasının ekonomik performansı etkilemesinden dolayı, finansal gelişmenin sağlanabildiği durumlarda yurt içi kredi hacminde ve özel sektöre verilen kredi hacminde bir artış beklenmektedir. Benzer bir şekilde, finansal gelişmeye paralel yurt içi kredi hacmi içerisinde özel sektöre verilen kredilerin payında da bir artış beklenmektedir.

3.1.1.3. Sermaye Piyasası Göstergeleri

Finansal gelişmişliğin miktar ölçütlerinden bir diğeri de sermaye piyasasına ilişkin göstergelerden oluşmaktadır (Arestis ve Demetriades, 1997; Filer Honousek ve Campos, 1999; Mazur ve Alexander, 2000; Müslümov ve Aras, 2002). Bunlardan bir tanesi, sermaye piyasasının genişliğini ölçmek için kullanılan piyasa değeri oranı (market capitalization ratio), piyasadaki hisse senetleri değerlerinin (toplam piyasa değeri) GSMH’ye oranı yoluyla elde edilmektedir. Sermaye piyasasının genişliğinin ölçülmesi için kullanılan bir diğer gösterge ise piyasadaki şirketlerin sayısıdır.

Sermaye piyasalarının önemli fonksiyonlardan birisinin, piyasadaki likidite riskinin azaltılması olması sebebiyle piyasaların gelişmişlik göstergesi olarak, likidite göstergeleri kullanılmaktadır. Borsa gelişiminin önemli bir göstergesi olan likidite, borsaların fonksiyonlarını etkin bir şekilde yerine getirmesini engelleyen işlem maliyetiyle ters orantılıdır. Bu göstergeler, hisse senedi işlem hacminin GSMH’ye oranı veya işlem hacminin piyasa değerine oranı şeklinde ifade edilmektedir (Arestis ve Demetriades, 1997: 786; Erim ve Türk, 2005: 34).

Levine ve Zervos’a (1996) göre gelişmiş menkul kıymet borsaları, yatırımlar ve büyüme üzerinde bankacılık sektöründen daha güçlü ve farklı bir etkiye sahiptir. Özellikle artan kapitalizasyon oranı bir ekonominin sermayeyi harekete geçirme ve riski dağıtma gücünü iyileştirebilir (Arestis ve Demetriades, 1997: 785). Menkul kıymet borsalarının performansına dair diğer önemli noktalar, volatilite, yoğunlaşma ve fiyatlamada etkinliğin olup olmamasıyla yakalanabilir. Fiyatlamada etkinliğin ölçümü ulusal ve uluslararası sermaye piyasalarının dünya piyasalarına entegrasyonunun bir göstergesidir (Arestis ve Demetriades, 1997: 786).

Piyasanın gelişmişliği ile ters yönde ilişkili olduğu varsayılan göstergeler ise, yoğunlaşma ve dalgalılıktır (volatility). Yoğunlaşma piyasadaki en büyük 10 hisse senedinin piyasa değeri içindeki payıyla ölçülürken, dalgalılık hisse senetlerinin getirilerinin yıl içindeki standart sapmalarının hesaplanmalarıyla ölçülmektedir.

Bununla birlikte diğer bir gösterge olarak da, sermaye piyasaları için yukarıda ifade edilen tüm bu göstergelerin ortalamaları alınarak bir sermaye piyasası gelişmişlik indeksi de oluşturulabilmektedir (Erim ve Türk, 2005: 34).

Finansal gelişme süreci sermaye piyasalarının da gelişimini kapsamaktadır. Sermaye piyasalarının gelişimi ise firmalara doğrudan kredi edinebilme olanağı sunmaktadır. Doğal olarak kredi edinebilme olanağının bu yolla artması finansal gelişmenin sağlanmasıyla ilgilidir. Borsadaki işlem hacmi, piyasanın yönünü tespit etmede kullanılan önemli bir ölçüttür (Başoğlu vd., 2001: 512). Borsa kapitalizasyon oranının artması piyasanın gelişmişliğinin göstergesi olabilecek bir ölçüt olarak algılanabilmektedir. Piyasa işlem hacminin GSMH’ye oranındaki artış da kapitalizasyon oranına benzer bir gösterge olarak, finansal gelişmişliğin göstergesi olabilmektedir. Bununla birlikte sermaye piyasalarında borsaya kote ettirilen şirket sayılarındaki artış, finansal gelişmişliğin göstergelerinden birisidir.

3.1.1.4. Mali Varlık Stokuna Đlişkin Gösterge

Miktar göstergesi olarak kullanılabilecek diğer bir finansal gelişme göstergesi de hem parasal göstergelerin hem de sermaye piyasasına ilişkin göstergelerin bir arada bulunduğu, bir ekonominin tüm finansal varlıklarını ifade eden toplam mali varlık stoğu (total financial assets) (TMVS) TMVS/GSMH değişkenidir (Erim ve Türk, 2003: 23). Mali varlık stoğu içerisinde, parasal göstergeler, döviz tevdiat hesaplarını da içine alan bankacılık sistemi toplam mevduat miktarı ile birlikte kamu ve özel sektörün menkul kıymetleri ile finansal aracı kurumların toplam varlıkları bulunmaktadır. TMVS’nin finansal gelişme ile birlikte yükselmesi beklenmektedir.