• Sonuç bulunamadı

Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme Đlişkisi: Nedensellik Analizi

4. BÖLÜM: FĐNANSAL LĐBERALĐZASYON VE FĐNANSAL GELĐŞME ÜZERĐNE

4.2. FĐNANSAL GELĐŞME ÜZERĐNE YAPILAN ÇALIŞMALAR

4.2.1. Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme Đlişkisi: Nedensellik Analizi

Patrick (1966) tarafından ortaya atılan ve ekonomik büyüme ile finansal gelişme arasında var olabilecek olası bir nedenselliğin yönü Türkiye için çok sayıda çalışmanın konusu olmuştur. Şıklar (1992), bu çalışmalardan ilkini oluşturmaktadır. Yazar, 1970-1990 dönemi için üçer aylık verilerle yaptığı çalışmada iki adet ekonomik büyüme değişkeniyle birlikte çok sayıda finansal gelişme göstergesi kullanmıştır. Ekonomik büyüme değişkenleri olarak kişi başı reel GSYĐH (KBRGSYĐH) ve GSYĐH değişkenleri, finansal gelişme göstergeleri olarak da dar tanımlı para arzı (M1), geniş tanımlı para arzı (M2, M1’e ilaveten TL ve döviz üzerine açılan vadeli mevduatlardan oluşmaktadır), özel kesime kullandırılan toplam krediler (PCR, kamu kaynaklı özel kesim kredileri ve özel kesimin kendi içerisinde kullandırdığı kredilerin toplamından oluşmaktadır), finansal sektörün toplam kredi hacmi (CR, kamu kesimine kullandırılan toplam krediler, özel kesime kullandırılan toplam krediler ve diğer kredilerin toplamından oluşmaktadır) ve yurtiçi toplam finansal büyüklük (FIN, geniş tanımlı para arzı, finansal sistemdeki toplam tahvil miktarı ve finansal kesimin toplam sermaye hesapları toplamından oluşmaktadır) değişkenleri kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, ekonomik büyüme değişkenleri ile CR ve FIN değişkenleri arasında bir ilişki tespit edilememiştir. M1 ve GSYĐH arasındaki ilişki talebin takip ettiği şeklinde bulgulanmışken, M1 ile diğer ekonomik büyüme değişkeni olan KBRGSYĐH arasında arzın öncülük ettiği şeklinde bir sonuç bulgulanmıştır. M2 ile GSYĐH ve PCR ile KBRGSYĐH değişkenleri arasında arzın öncülük ettiği ilişki bulgulanmışken, M2 ile KBRGSYĐH değişkenleri arasında bir ilişki tespit edilememiştir. Bununla birlikte GSYĐH değişkeni ile PCR değişkeni arasında ise iki yönlü bir ilişki bulgulanmıştır. Diğer bir ifadeyle nedenselliğin yönünün finansal kalkınma göstergesine duyarlı olduğunu ve her iki değişken arasında karşılıklı etkileşimin olduğunu ortaya koymuştur.

23 Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi diğer ülke örnekleri için inceleyen bir çok çalışma bulunmaktadır. Bu konudaki literatür özetleri için bakınız: Hermes (1994), Theil (2001), Lawrence (2006), Shan ve Jianhong (2006), Ang (2007).

Akçoraoğlu (2000) finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi dışşallık (exogeneity) analizi yaklaşımı ile 1968-1995 dönemi için incelemiştir. Kişi başına reel GSMH, finansal gelişme, reel toplam yatırımlar ve dış ticaretin GSMH’ye oranı değişkenlerini, zayıf (weak) güçlü (strong) ve süper (super) dışsallık testleri kullanarak, test edilmiştir. Finansal gelişme için, özel sektöre verilen kredilerin toplam krediler içindeki payı ve toplam finansal varlıkların GSMH’ye oranı kullanılmıştır. Tüm değişkenlerin birinci farkları alınarak, kişi başına GSMH ve finansal gelişmenin bağımlı değişken olarak alındığı iki model tahmin edilmiştir. Yapılan dışsallık testleri sonucu finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasında, finansın ya da reel sektörün öncülük ettiği görüşlerini destekleyici bulgulara rastlanmamıştır. Dolayısıyla yazar finansal gelişmenin ekonomik büyümeye katkıda bulunmadığını ifade etmektedir.

Kar ve Pentecost (2000) ise, YĐKH/GSMH, M2/GSMH, bankacılık mevduat yükümlülüklerinin gelire oranı, ÖSKH/YĐKH, ÖSKH/GSMH değişkenlerini 1963-1995 dönemi için kullanarak, finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Öncelikle her bir finansal gelişme göstergesi ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığı Johansen eşbütünleşme yöntemiyle ortaya konmuş ve ardından da değişkenler arasındaki ilişkinin yönü Granger nedenselliği anlamında test edilmiştir. Ampirik sonuçlar, ekonomik büyüme ile finansal kalkınma arasındaki nedensellik ilişkisinin yönünün seçilen finansal kalkınma ölçütüne duyarlı olduğunu göstermişlerdir.

Doğan (2002), toplulaştırılmış parasal göstergeler kullanarak 1982:1- 1998:4 dönemi için üçer aylık verilerle yaptığı çalışmada, Engle-Granger eşbütünleşme ve Granger nedensellik testi uygulaması yapmıştır. Ekonomik büyüme değişkeni olarak reel GSYĐH, finansal gelişme göstergeleri olarak da reel M2, reel M2Y ve reel M3 değişkenlerinin GSYĐH’ya oran değişkenleri kullanılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, her bir finansal gelişme göstergesi ekonomik büyümeye neden olmaktadır. Diğer bir ifadeyle söz konusu değişkenler arasındaki nedenselliğin yönünün finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru olduğunu gözlemlemiştir.

Aslan ve Korap (2006), finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisini 1987:1- 2004:4 dönemi üçer aylık verileriyle Johansen eşbütünleşme ve Granger nedensellik açısından incelemişlerdir. Ekonomik büyüme değişkeni olarak reel GSYĐH (RGSYĐH), finansal gelişme değişkenleri olarak da, mevduat ve yatırım kalkınma bankalarının özel sektöre sunduğu kredi hacminin GSYĐH oranı (ÖSKH/GSYĐH) ile M2Y/GSYĐH oranı

kullanılmıştır. Johansen eşbütünleşme yöntemi sonucuna göre, ekonomik büyüme ölçütü RGSYĐH ile her iki finansal gelişme ölçütü (M2Y/GSYĐH ve ÖSKH/GSYĐH) arasında uzun dönemli ve istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Granger nedensellik sınaması sonuçlarına göre ise, ekonomik büyümeden M2Y/GSYĐH ilişkisiyle temsil edilen finansal gelişmişlik ölçütüne doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisini ortaya koymuşlardır. Diğer bir ifadeyle, reel ekonomik büyüme parasal gösterge kullanılarak ortaya konulan finansal gelişmişlik ölçütündeki değişmelerin bir nedeni olarak ortaya konulmaktadır. Diğer taraftan, finansal gelişme göstergesi olarak ÖSKH/GSYĐH kullanıldığında ise, nedenselliğin yönünün değiştiği ve bu finansal gelişme ölçütüne göre finansal gelişme ekonomik büyümenin nedeni olarak bulgulanmıştır.

Aslan ve Küçükaksoy (2006), 1970-2004 yıllık verilerini kullanarak finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisini VAR temelli Granger nedensellik sınamasıyla test etmişlerdir. Ekonomik büyüme göstergesi kişi başına GSYĐH verilerinden elde edilmiş finansal gelişme göstergesi olarak ise, özel sektör kredi hacmi (ÖSKH)’nin logaritması kullanılmıştır. Buna göre, finansal gelişme ekonomik büyümenin nedeni olarak ortaya konmaktadır. Diğer bir ifadeyle, nedensellik ilişkisinin yönü finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğrudur.

Taş ve Örnek (2003), 1987:1- 2000:2 üç aylık verileriyle hata düzeltme modeline dayalı Granger nedensellik testi uygulamışlardır. Ekonomik büyüme değişkeni olarak kişi başına GSYĐH, finansal gelişme değişkenleri olarak ise, parasal göstergelerden M1/GSYĐH ve M2/GSYĐH oranları kullanılmışken; yurt içi kredilere ilişkin, bankacılık sektörü toplam kredi hacminin GSYĐH’ya oranı ve bankacılık sektörü mevduat hacminin GSYĐH’ya oranını kullanmışlardır. Eşbütünleşme testleri sonucunda finansal gelişme göstergeleri ile ekonomik büyü arasında uzun dönemli ilişkilerin varlığı ortaya konulmuştur. Ekonomik büyümeden dar tanımlı para arzına doğru bir nedensellik, geniş tanımlı para arzı ve ekonomik büyüme arasında iki yönlü bir nedensellik ve ekonomik büyümeden toplam kredi hacmine doğru nedensellikler rapor edilmiştir. Diğer bir ifadeyle yazarlar, gerek finansal gelişmeden ekonomik büyümeye gerekse ekonomik büyümeden finansal gelişmeye doğru çift yönlü bir nedensellik ilişkisini bulgulamışlardır.

Ünalmış (2002), 1970-2001 yıllık verilerini kullanarak finansal gelişme ekonomik büyüme ilişkisini eşbütünleşmeye dayalı Granger nedenselliği ile test etmiştir. Yazar,

ekonomik büyüme değişkeni olarak kişi başına GSYĐH verilerini kullanmıştır. Finansal gelişme göstergelerinde ise sadece parasal göstergeler ya da kredilere ilişkin büyüklükler yerine bir çeşitlilik göze çarpmaktadır: Yurt içi kredi hacminin GSYĐH’ya oranı; özel sektöre verilen kredi hacmini GSYĐH’ya oranı; özel sektöre verilen kredilerin yurt içi toplam kredi hacmine oranı; geniş tanımlı para arzının GSYĐH’ya oranı; toplam tasarrufların (deposit) GSYĐH’ya oranı. Yazar, kısa dönemde arzın öncülük ettiği terminolojisini destekler sonuçlar bulgulanmışken, uzun dönemde ise hem arzın öncülük ettiği hem de talebin takip ettiği terminolojilerini destekleyen sonuçlar elde edilmiş. Diğer bir ifadeyle uzun dönemde hem finansal gelişme ekonomik büyümeye neden olmakta hem de ekonomik büyümenin nedeni finansal gelişme olmaktadır.

Acaravcı vd. (2007), 1986:1-2006:4 dönemine ilişkin üçer aylık verilerle finansal gelişme ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini incelemişlerdir. Reel GSYĐH’nın logaritmasının bağımlı değişken olarak ele alındığı çalışmada tek açıklayıcı değişken olarak finansal gelişme göstergesi olan yurt içi kredileri kullanmışlardır. Johansen eşbütünleşme yöntemiyle değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığı araştırılmış ancak iki değişken arasında herhangi bir ilişki belirlenememiştir. Bunun üzerine VAR modeliyle değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi standart Granger nedenselliği bağlamında incelenmiş ve değişkenler arasında finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Başka bir ifadeyle finansal sektördeki gelişmeler ekonomik büyümeye neden olmaktadır.

Halıcıoğlu (2007), 1968-2005 dönemi yıllık verilerini kullanarak finansal gelişme ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi sınır testi yaklaşımıyla (Pesaran vd., 2001) incelemiştir. Kişi başına reel gelirin logaritmasının bağımlı değişken olarak kullanıldığı modelde, M2/GSMH ve toplam bankacılık yükümlülüklerinin (liabilities) GSMH’ye oranın logaritmaları açıklayıcı değişkenler olarak yer almıştır. Ampirik sonuçlara göre alternatif finansal gelişme göstergeleri ile ekonomik büyüme arasında yalnızca bir uzun dönemli ilişki tespit edilmiştir. Granger nedensellik testi sonuçları ise, uzun dönemde finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru hata düzeltme terimi aracılığıyla bir nedensellik ilişkisinin olduğunu ve kısa dönemde değişkenler arasında bir nedensellik ilişkisinin olmadığını bulgulamıştır. Yazar bu sonucu, eğer finansal gelişme ekonomik

büyümeye neden oluyor ise, finansal sektöre ilişkin düzenleme ve denetlemelerin yapılmasının gerekliliğine vurgu yaparak yorumlamaktadır.

Öztürk (2008), 1975-2005 dönemi için finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Reel GSYĐH’deki büyüme oranı ile ÖSKH/GSYĐH arasındaki ilişkiyi Johansen eşbütünleşme yöntemiyle belirledikten sonra değişkenler arasında nedensellik ilişkisini incelemiş ve ekonomik büyümeden finansal gelişmeye doğru tek yönlü bir ilişkinin varlığını saptamıştır.

4.2.2. Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme Đlişkisi: Üretim Fonksiyonu