• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: YOKSULLUK OLGUSU VE BİR FİNANSMAN TÜRÜ OLARAK

1.4. Mikrofinansın Tarihsel Gelişimi

Mikrofinansın temelini oluşturan mikrokredi uygulamaları aslında yeni bir uygulama olmayıp, bu tür uygulamalara değişik isimler altında birçok ülkede karşılaşılmaktadır. Örneğin; çiftçilere ve yoksullara yönelik yüzyıllardır tasarruf ve kredi grupları tarafından uygulanan Hindistan’da "chit fonlar", Meksika’da "tandas", Sri Lanka ve Batı Afrika'da "tontines", "cheetu" Endonezya'da "Arısan," Gana’da "susus" include ve Bolivya'da "pasanaku" şeklinde isimlendirilmektedir. Söz konusu uygulamaların yanında çok sayıda tasarruf kulüpleri ve defin kurumları dünyanın her yerinde bulunmaktadır.

Mikrofinansmanın geçmişi 1800'lerin ortalarına kadar uzanmakta olup, Lysander Spooner teorisinde küçük girişimciler ve çiftçiler dışında kalan yoksul insanların da yoksulluktan kurtulmanın bir yolu olarak, küçük çaptaki kredilerin faydaları üzerinde durmaktadır. Ancak, bu kavram Marshall Planı ile ikinci Dünya Savaşı'nın sonunda etkinliğini kazanmıştır.

Formel Kredi ve tasarruf Kurumları yoksullara yönelik finansal Hizmetleri Uzun Yıllardır kooperatif hem de kalkınmayı finanse eden kurumların aracılığı ile finanse etmektedir. En Eski uygulamalara 1700'lerde ulusalcı Jonathan Swift tarafından geliştirilen kırsal kesime ipoteksiz mikrokredi sunan mikrofinans organizasyonlarından

Biri İrlanda'nın Kredi fonu sisteminde rastlanılmaktadır

Jonathan Swift tarafından geliştirilen Sistem 1840'lardan itibaren İrlanda'nın tamamında geniş çapta kurumsal olarak 300'e yakın kreditörü ile uygulanmaya başlamıştır. Bu sistemdeki esas amaç, fona ihtiyacı olan bireylere belirli bir faiz oranıyla küçük miktarlarda kısa vadeli kredi sağlamak olmuştur. İrlanda’da ihtiyacı olanların %20’sine hizmet sunmayı amaçlamışlardır. Avrupa’nın genelinde de 1800’lerden itibaren öncelikle kırsal ve şehirdeki yoksul kesime hizmet edecek, büyük çapta ve formel olarak faaliyet gösteren tasarruf ve kredi kurumları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu kurumlar halk bankası, kredi birlikleri, tasarruf ve kredi kooperatifleri şeklinde bilinmektedir.

Kredi sendikası kavramı Friedrich Wilhelm Raiffeisen ve onun destekçileri tarafından geliştirilmiştir. Onları fedakârca bu çalışmaya iten ve motive eden unsurlar kırsal kesimdeki halkın tefeci tuzağından kurtararak refah seviyelerini yükseltmektir. 1870 yılından itibaren, sendikalar Ren Eyaleti ve Alman Devletleri diğer bölgelerinde büyük bir sektör üzerinden hızla genişledi. Kooperatif Hareketi hızla Avrupa ve Kuzey Amerika'daki Diğer ülkelere yayılmış ve sonunda, Ayni zamanda gelişmekte Olan ülkeler için, Neler Yeni? Gelişmiş ülkelerde ve donarlarda kooperatif Hareketi tarafımdan desteklenmektedir. 1895 yılında Endonezya'da, Endonezya Halk Kredi, Bankalar (BPR) veya Banka Perkreditan Rakyat açılmıştır.

İktisat tarihçisi Timothy Guinnane 1864 ile 1901 yılları arasında Almanya'da Friedrich Wilhelm Raiffeisen köyündeki çiftçilere yönelik mikrokredi uygulamalarını araştırarak

bankanın 2 milyon çiftçiye ulaştığını tespit etmiştir (http://www.microfinanceinfo.com/ history-of-microfinance/). Bu araştırması sonucunda Timothy Guinnane yoksul insanlara finansal hizmet vermek ile olumlu sonuçlar elde edilebileceğini kanıtlamıştır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda yoksulların finansal hizmetleri kullanmaya

uygun olmadığına, verilen kredilerin geri dönmeyeceğine ve kar ederek yoksullara hizmet sunulamayacağına inanılıyordu. Dünya nüfusunun çok önemli bir bölümünü oluşturan yoksul insanların finansal sisteme ulaşamamaları, içinde bulundukları kısır döngüyü kıramamaları ve yoksul kalmaya devam etmeleri anlamına geliyordu. Bunun

üzerine 1950’li yıllarda devletler ve yardım kuruluşları, kalkınma projeleri ile bu kesimleri desteklemek için çalışmalar yapmaya başlamışlardır. 1950-1970 yılları arasında gelir ve üretimi desteklemek amacıyla küçük çiftçiler üzerinde yoğunlaşan kuruşlar, sübvanse kredilerle tarım sektörünü desteklemeye başlamışlardır. Fakat verilen bu krediler nadiren başarılı olmuştur. Başarısızlığın nedenleri ise, kredi geri ödemelerinde takibin etkin olmaması nedeniyle sermayenin yavaş yavaş yok olması ve verilen kredilerin hedeflenen gruplardan ziyade imkânları iyi olan çiftçilerin elinde yoğunlaşması şeklinde sıralanabilir (Conroy and McGuire, 2000:1-3).

1970’li yılların başlarında ise, devletler ve yardım kuruluşları kayıt dışı sektörde faaliyet gösteren, ücret karşılığı iş bulamadığı için kuaförlük, ayakkabı tamirciliği, ürettiğini satma ya da perakendecilik gibi alanlarda kendi işini kurmaya çalışan kişiler üzerinde yoğunlaşmaya başlamışlardır. Bu kişilerin işlerini genişletememelerinin, gelirlerini artıramamalarının sebebinin, finansal sisteme ulaşamamaları olduğunun anlaşılmasıyla, bu kişileri geçici kredilerle ya da karşılıksız yardımlarla desteklemek yerine, yoksul kesime hizmet sunacak kalıcı bir finansal sistem kurmak üzerine çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.

1970’li yıllarda Latin Amerika’da ve Güney Asya’da yoksulları özellikle de kadınları hedefleyerek başlayan mikrokredi programlarının en bilineni, Bangladeş’te Ekonomi Profesörü Muhammed Yunus tarafından başlatılan Grameen kredi projesidir. 1971 yılında, zorlu mücadeleler sonrası özgürlüğüne kavuşan ve aynı dönemde kıtlıkla mücadele eden bir ülkede, zor koşullarda yaşayan çok yoksul insanlara, özellikle de kadınlara küçük krediler vererek başlayan proje, 1983 yılında özel bir yasa ile yoksullara yönelik mikrofinans hizmeti veren, Grameen Bank’a dönüşmüştür (Morduch and Armendáriz, 2004:137). Kuruluşundan bu yana büyük bir gelişme gösteren Grameen Bank’ın bugün 6,430,000 üyesi ve 817,389,833 ABD dolarlık portföyü bulunmaktadır (http://mixmarket.org/mfi/country/Bangladesh: Erişim 12.05.2011).

1980’li yıllarda, mikrofinans, dünya çapında ilgi uyandırmaya başlamış ve pek çok ülkede kar amacı gütmeyen kuruluşlar şeklinde farklı ve ortak noktaları bulunan mikrofinans organizasyonları oluşturulmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda ise bu

organizasyonlar, yardımlarla ayakta kalmak yerine finansal açıdan kendi kendilerine yeten kurumlar haline gelebilmek ve bankaların sunmakta olduğu tüm finansal hizmetleri kendi hedef kitlelerine sunabilmek için bankalara ya da özel yasalarla mikrofinans kuruluşlarına dönüşmeye başlamışlardır. Böyle bir dönüşüm yaşayarak kurulan ilk ticari banka ise, Bolivya’da faaliyet gösteren Banco Solidario S.A.’dır. 1992 yılında kar amacı gütmeyen bir mikrofinans organizasyonu olan PRODEM’in kurduğu Banco Solidario S.A. özellikle kentsel kesimde faaliyet gösteren küçük işletmelere yönelik olarak mikrofinans hizmetleri sunmaktadır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri süregelen düşüncenin aksine yoksul insanların borcunu

mükemmel bir şekilde zamanında ödemeleri ve mikrofinans kuruluşlarının maliyetlerini karşılayabilmek için belirlediği faiz oranlarını ödemeye istekli olmaları mikrofinans kuruluşlarının karlı, kalıcı bir şekilde devam etmelerine olanak vermiş ve tüm dünya da yayılmalarını sağlamıştır.