• Sonuç bulunamadı

cemaat, kaza, Yolculuk ve cem’

III. YOLCULUK HÂLİNDE NAMAZ

4. MİSAFİRİN MUKİM OLMASI

Misafirin mukim olması konusunu anlayabilmek için

“vatan” kavramının iyi bilinmesi gerekir. ”Vatan” üç kısma ayrılır:

a) “Vatan-ı Aslî”: Bir insanın doğup büyüdüğü yer veya çalışıp geçimini sağladığı, ev alıp çoluk çocuğu ile yerleştiği ve sürekli kalmaya niyet ettiği yerdir.

182

b) “Vatan-ı İkame”: Bir insanın ikamete elverişli bir yer-de 15 gün ve daha fazla kalmaya niyet ettiği yerdir.

c) “Vatan-ı Sükna”: Bir insanın vatan-ı aslî’sinin dışında 15 günden az kalmak üzere gittiği yerdir.

“Vatan-ı aslî”, sadece başka bir yeri “vatan-ı aslî” edin-mekle değişir. İnsan başka bir yere göç edip eşini ve ço-cuklarını buraya naklederek yerleşirse burası “vatan-ı aslî”

olur. Önceki vatanı, vatan-ı aslî olmaktan çıkar. Daha son-ra buson-raya misafir olason-rak gelirse dört rekâtlı farz namazları iki rekât olarak kılar. Peygamberimiz (s.a.s.) ve arkadaşları vatan-ı aslîleri olan Mekke’yi terk edip Medine’ye yerleştiler ve Medine “vatan-ı aslî”leri oldu. Daha sonra Mekke’ye git-tiklerinde namazları kasr ettiler. Hz. Ömer, Mekke’ye geldi-ğinde namazı iki rekât olarak kıldırmış ve Mekkelilere,

ٌر ْف َس ٌمْوَق اَّنِإَف ْمُكَت َل َص اوُّمِتَأ َةَّكَم َلْهَأ اَي

“Ey Mekke halkı! Siz namazınızı tam kılın, çünkü biz misa-fir bir cemaatiz.” (Malik, “Kasru’s-Salât”, 6) demiştir.

Vatan-ı aslî, bir tane veya birden fazla olabilir. Bir insa-nın iki veya daha fazla yerde evi ve eşi olsa ve eşini buradan bir başka yere nakletmeye niyeti de yoksa - buralardaki ev-lerine yılda bir defa gitse bile - yine bu yerler o kimsenin vatan-ı aslîsidir. Buralara gittiği zaman mukim olur ve na-mazlarını tam kılar. Vatan-ı aslî mal-mülk ile değil bir yere yerleşmekle olur.

“Vatan-ı aslî”, “vatan-ı ikame” ve “vatan-ı sükna” ile değişmez. Çünkü her ikisi de vatan-ı aslî”nin dunundadır.

Vatan-ı aslî, sefer niyeti ve yolculukla da değişmez.

“Vatan-ı ikame”; “vatan-ı aslî”, “vatan-ı ikame” ve “se-fer” ile değişir, fakat “vatan-ı sükna” ile değişmez.

183

“Vatan-ı sükna”; “vatan-ı aslî”, “vatan-ı ikame”, “vatan-ı sükna” ve “sefer” ile değişir.

Bir örnekle bu konuya açıklık getirebiliriz:

Vatan-ı aslîsi Ankara olan bir kimse 140 km. uzaklıkta-ki Gerede’ye gitse ve burada bir ay kalmaya niyet etse sonra buradan 15 gün kalmak üzere 50 km. uzaklıktaki Bolu’ya gitse, sonra Bolu’dan Ankara’ya dönmek istese ve dönüşte Gerede’ye uğrasa burada namazlarını iki rekât kılar. Çünkü Gerede vatan-ı ikame idi. Bolu’yu vatan-ı ikame edinmekle Gerede vatan-ı ikame olmaktan çıktı. Aynı şekilde Bolu da buradan ayrılıp yola çıkmakla vatan-ı ikame olmaktan çıktı.

Dolayısıyla bu kimse Bolu’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıkınca misafir olduğundan Ankara’ya varıncaya kadar yol-da namazlarını iki rekât kılar. Bolu’yol-da 15 gün kalmaya niyet etmemiş olsaydı, dönüşte Gerede’de namazlarını tam kılar-dı. Çünkü Gerede, sefer mesafesi olmayan Bolu’ya gitmekle vatan-ı ikame olmaktan çıkmadı.

Ankaralı bir şahıs, Gerede’ye gelse, burada 15 gün kalmaya niyet etse sonra buradan 100 km. uzaklıktaki Düzce’ye gitmek üzere ayrılsa fakat Bolu’dan Gerede’ye geri dönse Gerede’de namazlarını kasr eder. Çünkü “sefer” ile Gerede vatan-ı ikame olmaktan çıkmıştır.

Sürekli ikamet niyetiyle yerleşmediği bir yerde bir in-san kaç sene kalırsa kalsın orası vatan-ı aslî olmaz. Mesela bir memur, bir yere tayin olsa, buraya yerleşmeyi düşünme-dikçe burası vatan-ı ikamedir. Doğup büyüdüğü veya sü-rekli kalmak üzere yerleştiği vatan-ı aslî’sine gittiği zaman namazlarını tam kılar. Ama görev yaptığı yere yerleşme-ye niyerleşme-yet etmişse, burası vatan-ı aslî olur. Buradan 90 km.

uzaklıkta bir yere 15 günden az kalmak üzere gittiği zaman misafir sayılır ve sefer ruhsatlarından yararlanabilir.

184

Vatan ile ilgili bu açıklamaları yaptıktan sonra şimdi misafirin mukim olabilmesi için Hanefîlerde gerekli olan şartları görelim.

a) Sürekli ikamet ettiği yerden 90 km. uzaklıkta bir yere gitmiş ve burada 15 gün ve daha fazla bir süre ikamet etmeye niyet etmiş olması. Bu niyetin geçerli olabilmesi için de şu şartların bulunması gerekir

1. Yolculuğa fiilen son vermesi. Bir yerde ikamete niyet etse fakat yolculuğa son vermeyip devam etse mukim sayıl-maz. Çünkü sadece niyet yeterli değildir. Fiilen yolculuğa son vermesi gerekir.

2. Kalmaya niyet ettiği yerin şehir, kasaba, köy ve yayla gibi ikamete elverişli bir yer olması. İnsanların yaşamadığı çöllerde, denizlerde ve deniz ortasındaki meskûn olmayan adacıklarda kalmaya niyet etse mukim sayılmaz.

3. Bir tek yerde kalmaya niyet etmesi. 15 gün Mekke ile Mina bölgesi, Ankara ile Kazan ilçesi gibi birbirine yakın da olsa iki ve daha fazla yerde kalmaya niyet etse mukim sayılmaz. Ancak her iki yerde de 15 gün ve daha fazla kala-caksa o zaman mukim olur.

4. İrade ve görüşünde özgür olması. Hizmetli, talebe ve asker gibi bir başkasına tabi olan kimse, bağlı olduğu kim-seden müstakil ikamete niyet etse mukim sayılmaz. Tabi ol-duğu insanın niyet ve fiiline göre hareket eder.

Bir yerde kaç gün kalacağını bilmeyen, ne zaman gele-ceği belli olmayan bir kafileyi, arkadaşını veya bir yakını-nı bekleyen kimse ile düşman topraklarında ikamete niyet eden asker mukim sayılmaz.

b) Sürekli ikamet ettiği yere gelen kimse mukim sayılır.

Burada niyet aranmaz. Çünkü aslî vatanına gelmiştir.

185

c) 90 km. mesafede bir yere gitmek üzere yola çıkan bir kimse, gitmek istediği yere henüz varmadan, yurduna geri dönmeye karar verse sadece niyet etmekle mukim olur.

Artık namazlarını tam kılar. Eğer 90 km. mesafeye vardık-tan sonra dönmeye karar verseydi yurduna dönünceye ka-dar yolda misafir sayılırdı ve namazlarını kasr ederdi.

d) Belirli bir yere gitmeyi amaçlamadan seyahate çıkan kimse mukim sayılır.

Şafiîlere göre bir kimsenin mukim olabilmesi için;

a) 48 mil (90 km.) uzaklığında bir yere giden, giriş ve çıkış günleri hariç gece ve gündüzüyle tam dört gün ikame-te niyet eden veya bir yerde kalmaya mutlak olarak niyet eden kimse mukim sayılır.

b) Bu yerin ikamete elverişli olup olmaması önemli de-ğildir.

c) Sefer mesafesinde bir yere, bir ihtiyacını karşılamak üzere giden ve bu ihtiyacının dört günde bitmeyeceğini bi-len kimse mukim sayılır. İhtiyacının ne zaman biteceğini bilmeyen kimse 17 gün süreyle misafir sayılır. 17 günden sonra mukim olur.

d) Vatanına dönen, masiyet olan bir yolculuk yapan veya belirli bir yere gitmeyi hedeflemeden seyahate çıkan, özgürlüğü elinde olmayan ve iftitah tekbirini alırken kasra niyet etmeyen kimse namazlarını tam kılar.1