• Sonuç bulunamadı

İ kinci bölüm namazın Çeşitleri

NAMAZIN ÇEŞİTLERİ

I. FARZ NAMAZLAR

1. BEŞ VAKİT NAMAZ

Beş vakit namaz; sabah namazı 2 rekât, öğle namazı 4 rekât, ikindi namazı 4 rekât, akşam namazı 3 rekât ve yatsı namazı 4 rekât olmak üzere toplam on yedi rekâttır.

53

Kur’ân’da beş vakit namaza Bakara sûresinin 238., Tâhâ sûresinin 130., Nûr sûresinin 58., Kâf sûresinin 39-40. ayetlerinde işaret edilmektedir. Rûm sûresinin 17–18.

ayetleri beş vakit namazı içermektedir.

َين ۪تِناَق ِ ٰهِّلل اوُموُقَو ىٰهط ْسُوْلا ِةوٰهل َّصلاَو ِتاَوَل َّصلا ىَلَع اوُظِفاَح

“Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a gönül-den boyun eğerek namaza durun” (Bakara, 2/238).

Ayette “namazlar” ve “orta namazı” ifadeleri geçmek-tedir. Arap dilinde çoğulun en azı üçtür. Dolayısıyla ayette zikredilen namaz sayısı dört olur. Dört sayısının ortası yok-tur. Bu itibarla orta namaz olabilmesi için namazların en az beş vakit olması gerekir.

“Orta namaz”, ikindi namazıdır. Çünkü Hendek savaşı günü Peygamber (s.a.s.), müşriklere şöyle beddua etmiştir:

ىَط ْسُوْلا ِةوٰهل َّصلا ِنَع اَنوُلَغ َش اًراَن ْمُهَروُبُقَو ْمُهَفاَو ْجَا ُ ٰهّللا َ َلَم

ِر ْصَعْلا ِةَل َص

“Bizi orta (faziletli) namazdan (yani) ikindi namazın-dan alıkoydular. Allah, onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun.” (Müslim, Mesâcid, 207)

Peygamberimiz (s.a.s.), savaş nedeniyle kılamadığı ikindi namazını akşam ile yatsı arasında kaza etmiştir. Bir başka hadiste ise,

ِر ْصَعْلا ُة َل َص ىَط ْسُوْلا ُة َل َص

“Orta namaz, ikindi namaz -dır” buyurmuştur. (Tirmizî, Salât, 133)

İkindi namazının vakti; sabah ile öğle, akşam ile yatsı arasında orta vakittir. Çünkü evvelinde iki gündüz namazı (sabah ile öğle), sonrasında da iki gece namazı (akşam ile yatsı) vardır.

54

َ ْبِهْذُي ِتاَن َسَحْلا َّنِا ِۜلْيَّلا َنِم اًفَلُزَو ِراَهَّنلا ِيَفَرَط َةوٰهل َّصلا ِمِقَاَو

َۚني۪رِكاَّذلِل ىٰهرْكِذ َكِلٰهذ ِۜتاَـِّٔي َّسلا

“(Ey Peygamberim!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötü-lükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür” (Hûd, 11/114).

Bu ayette geçen “Gündüzün iki tarafında”dan maksat;

güneşin tepe noktasına gelmesinden önceki ve sonraki di-limlerdir. Buna göre sabah namazı gündüzün bir tarafında öğle ve ikindi namazları da öbür tarafında olmaktadır. “Ge-cenin (gündüze) yakın saatlerinde” ifadesi ile kastedilen ise;

akşam ve yatsı vakitleridir.

َلْبَقَو ِسْم َّشلا ِعوُلُط َلْبَق َكِّبَر ِدْمَحِب ْحِّب َسَو َنوُلوُقَي اَم ىٰهلَع ْ ِب ْصاَف ى ٰهضْرَت َكَّلَعَل ِراَهَّنلا َفاَرْطَاَو ْحِّب َسَف ِلْيَّلا ِئٓاَنٰها ْنِمَو ۚاَهِبوُرُغ

“O hâlde, onların söylediklerine sabret ve güneşin doğu-şundan önce ve batışından önce Rabbine hamd ederek tespih-te bulun (namaz kıl.) Gece vakitlerinde ve gündüzün uçla-rında da (O’nu) tespih et (namaz kıl) ki hoşnut olasın.” (Tâhâ,

20/130)

Ayette geçen; “güneşin doğmasından önce” ifadesi ile kastedilen, sabah namazıdır; “güneşin batmasından önce”

ifadesi ile kastedilen ise ikindi veya ikindi ile öğle namazla-rıdır; “gecenin saatlerinden bir kısmında” ifadesi ile kastedi-len; yatsı veya akşam ile yatsı namazlarıdır; “gündüzün et-rafında” ifadesi ile kastedilen; öğle veya öğle ile ikindi veya öğle ile akşam veya sabah ile akşam namazlarıdır.

Şu rivayette de güneşin doğmasından ve batmasından önceki namazların sabah ve ikindi namazları olduğu bildi-rilmektedir:

55

Sahabeden Cerîr bin Abdullah anlatıyor: Biz Resûlullah’ın yanında oturuyorduk. Ayın dolunay olduğu bir gecede Peygamberimiz Ay’a baktı ve şöyle buyurdu:

.ِهِتَيْؤُر يِف َنوُّماَضُت َل .َرَمَقْلا اَذٰهه َنْوَرَت اَمَك ْمُكَّبَر َنْوَ َت َس ْمُكَّنِإ اَّمَأ َلْبَقَو ِسْم َّشلا ِعوُلُط َلْبَق ٍة َل َص ىَلَع اوُبِلْغَت َل ْنَأ ْمُتْعَطَت ْسا ِنِإَف َكِّبَر ِدْمَحِب ْحِّب َسَو :ٌريِرَج َأَرَق َّمُث .َر ْجَفْلاَو َر ْصَعْلا يِن ْعَي اَهِبوُرُغ

اَهِبوُرُغ َلْبَقَو ِسْم َّشلا ِعوُلُط َلْبَق

“Siz, Rabbinizi ahirette şu ayı gördüğünüz gibi mutlaka göreceksiniz. Onu görmede bir sıkıntıya düşmeyeceksiniz.

Güneşin doğmasından ve batmasından önceki namazlara yani ikindi ve sabah namazlarına mağlup olmamaya (onları geçirmemeye) gücünüz yeterse bunu yapın.” (Müslim, “Mesâcid”, 211)

Hadisi rivayet eden Cerîr bin Abdullah, rivayetin so-nunda “Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabb’ini överek tesbih et (namaz kıl)” (Tâhâ, 20/130) anlamındaki ayeti okumuştur.

يِف ُد ْمَحْلا ُهَلَو َنوُحِب ْصُت َين ۪حَو َنو ُسْمُت َين ۪ح ِ ٰهّللا َناَحْب ُسَف

َنوُرِهْظُت َين ۪حَو اًّي ِشَعَو ِضْرَ ْلاَو ِتاَوٰهم َّسلا

“Öyle ise akşama girerken ve sabaha ererken Allah’ı tesbih edin (namaz kılın). Göklerde ve yerde hamd ve senâ ancak O’na mahsustur. Gündüzün sonunda (ikindi) ve öğle vakitlerinde (O’nu tesbih edin, namaz kılın)” (Rûm, 30/17-18).

Sahabeden Abdullah İbn Abbas (ö.58/687), “Beş vakit na-maz, Kur’ân’da vardır” demiş, kendisine “nerede” diye so-rulduğunda şu cevabı vermiştir:

“Akşam olduğu zaman Allah’ı tesbih edin” cümlesi ak-şam ve yatsı namazları;

56

“Sabah olduğu zaman Allah’ı tesbih edin” cümlesi sabah namazı;

“Aşiyyen”, ikindi namazı;

“Hîne tuzhirûne”, öğle namazıdır.” (Abdürrazzak, I, 454)

َنٰهاْرُق َّنِا ِۜر ْجَفْلا َنٰهاْرُقَو ِلْيَّلا ِق َسَغ ىٰهلِا ِسْم َّشلا ِكوُلُدِل َةوٰهل َّصلا ِمِقَا اًدوُه ْشَم َناَك ِر ْجَفْلا

“Güneşin zevalinden gecenin karanlığına kadar namaz kıl ve sabahın Kur’ân’ını (sabah namazını da kıl). Çünkü sabah namazı (melekler tarafından) müşahede edilir.” (İsrâ, 17/78)

“Güneşin zevalinden gecenin karanlığına kadar na-maz kıl” emri ile öğle, ikindi, akşam ve yatsı nana-mazlarına,

“Kur’ân el-fecr” ile sabah namazına işaret eden ayet, beş va-kit namazı ifade etmektedir.

َلْبَقَو ِسْم َّشلا ِعوُلُط َلْبَق َكِّبَر ِدْمَحِب ْحِّب َسَو َنوُلوُقَي اَم ىٰهلَع ْ ِب ْصاَف

ِدوُج ُّسلا َراَبْدَاَو ُه ْحِّب َسَف ِلْيَّلا َنِمَو ِۚبوُرُغْلا

“O hâlde onların söylediklerine sabret ve güneşin doğ-masından önce ve batdoğ-masından önce Rabbini tesbih et (na-maz kıl). Gecenin bir kısmında (na(na-maz kıl) ve secdelerin arkasında O’nu tesbih et.” (Kâf, 50/39–40)

Allah’ı tesbih etmenin belirli bir zamanı, mekânı ve şekli yoktur. Her zaman ve mekânda Allah tesbih edilebi-lir. Hâlbuki yukarıdaki ayetlerde Allah’ın belirli zamanlarda

“tesbih” edilmesi istenmektedir. Bu da ayetlerdeki “tesbih”

ile maksadın namaz olduğunu ortaya koymaktadır.

Örneklerden de anlaşılacağı üzere Kur’ân-ı Kerîm’de farz namazların rekât sayısı ve nasıl kılınacağı açıkça beyan edilmemiş, namaz vakitlerine kısaca değinilmiştir. Namazın detaylarını, Kur’ân’ı tebliğ etme görevi bulunan (Nahl, 16/144, 46) ve

57

يِّل َصُأ يِنوُمُتْيَأَر اَمَك اوُّل َص

“Beni namaz kılarken gördüğünüz gibi namaz kılınız”

(Buhârî, “Ezan”, 18) buyuran sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), gün-de beş vakit namaz kılarak bunu açıklamıştır. Ayrıca şu ha-disleriyle de hem namazın farziyetini teyid etmiş hem de namazın hangi vakitlerde kılınacağını ifade etmiştir:

َّنُهَّل َصَو َّنُهَءوُضُو َن َس ْحَأ ْنَم ،ىَلاَعَت ُ ٰهّللا َّنُهَضَ َتْفِا ٍتَاوَل َص ُس ْمَخ َرِف ْغَي ْنَأ ٌدْهَع ِ ٰهّللا ىَلَع ُهَل َناَك َّنُهَعو ُشُخَو َّنُهَعوُكُر َّمَتَأَو َّنِهِتْقَوِل َءا َش ْنِإَو ،ُهَل َرَفَغ َءا َش ْنِإ ،ٌدْهَع ِ ٰهّللا ىَلَع ُهَل َسْيَلَف ْلَع ْفَي ْمَل ْنَمَو ،ُهَل

ُهَبَّذَع

“Allah, beş vakit namazı farz kılmıştır. Kim abdesti gü-zelce alır, beş vakit namazı vaktinde kılar, rükûunu, secdesi-ni ve huşûunu tam yaparsa, bu kimseye Allah’ın onu bağış-layacağına (ve cennete koyacağına) dair ahdi (sözü) vardır.

Namazlarını kılmayan kimseye ise Allah’ın bir sözü yoktur.

Dilerse onu bağışlar (ve cennetine koyar), dilerse ona azap eder.” (Ebu Dâvûd, Salât, 9)

Günde beş vakit namaz kılmak, günlük hayatın akışını beş defa durdurarak Allah’ın huzuruna çıkmak demektir.

Allah’a kulluk yapmak, O’nun sevgi ve hoşnutluğunu kazanmak isteyen mü’minler, kendilerine Peygamberimizi örnek ve rehber edinirler, dünyevî zaafların, şeytanî arzu ve isteklerin, nefsanî ihtiras ve tutkuların çekim alanından uzaklaşırlar. Allah’ı ve ahiret gününü hatırlayıp namazlarını beş vakit olarak kılarlar.

2. CUMA NAMAZI