• Sonuç bulunamadı

2.2. Metin Bilgisi

2.2.3. Metni oluşturan temel ögeler

İletişimsel bir ürün olan metin, yazarı/anlatıcısı tarafından oluşturulduktan sonra okuyucusu/seyircisine hitap eder. Metnin iletilmek istediği hedef kitleye ulaşabilmesi için yapısının, kurgusunun ve içeriğinin alıcının beklentilerini karşılayabilir düzeyde olması gerekmektedir. Tüm bu unsurların yanı sıra metnin alıcısına sunulması da hedef kitle için belirleyicidir. Çünkü okuyucu bir metnin alıcısı olmak için öncelikle metnin dış unsurlarıyla karı karşıya gelmektedir (Günay, 2007: 54)

“Okuyucunun şifresini çözeceği metin dışındaki, metinle ilgili dilsel ya da dil dışı göstergelerin tümüne metnin dış (fr. paratexte) öğeleri denir” (Günay, 2007:55).

Metnin dış ögeleri okuyucu ile metin arasında adeta bir köprü vazifesi görür. Çünkü okuyucu metinden önce metni tanıtan ya da açıklamasını yapan bilgileri içerir. Metnin kendisi olmasa da metinle ilgili birçok şeyi açıklayan ve okuyucunun metinle ilk karşılaşmasını sağlayan bu ögeler; kapaklar, başlık, alt başlık, yazarın adı, katalog, kitabın bulunduğu dizi ya da serisini belirten yazı, kitabın yayın hakkı, varsa çevirenin adı, ithaf (sunu), önsöz, başsöz (épigraphe), sonsöz, dipnot, içindekiler, kaynakça vb.leridir. Metnin dış ögeleri, okuyucuya metinden önce metni tanıtır ve metnin açıklamasını yapan bilgiler verir (Günay, 2007:55).

Günay’ın (2007) yaptığı tasnife göre metnin dış ögeleri yazardan kaynaklanan ve yayınevinden kaynaklanan dış ögeler olarak sınıflandırılabilir:

Yazarın adı, kitabın adı ve alt başlığı, başsöz, önsöz, ithaf (sunu), dipnot (bilimsel metinlerde), kaynakça, sonsöz, içindekiler vb. yazardan kaynaklanan metin dışı ögelerdir. Bu metin dışı bilgilendirmeler yazar tarafından metninin daha iyi algılanması içindir (s: 56).

Kapak, katalog, kitabın bulunduğu dizi ya da serisini belirten yazı, kitabın yayın hakkı, varsa kitabı çevirenin adı, hangi seriden çıktığı, kitabın aldığı ödülü ya da bir başka yönünü ortaya koymak için kapağın üstüne geçirilen renkli bant, baskı sayısı yayınevinden kaynaklanan metin dışı ögelerdir. Bunlar okuyucunun ilk karşılaştığı ve metinle ilgili algısının oluştuğu dilsel ve dil dışı göstergelerdir (Günay, 2007:64).

2.3. Metinlerin Sınıflandırılması

Araştırmacılar metinleri belirledikleri ölçütlere göre çeşitli türlere sınıflandırmışlardır. Bu bölümde bazı araştırmacıların metinleri sınıflandırma şekilleri hakkındaki görüşlerine yer verildikten sonra ortaöğretimde metinlerin sınıflandırılması öğretimine nasıl yer verildiğine geçilecektir. Bu amaçla ortaöğretim Türk edebiyatı ile dil ve anlatım öğretim programlarında metinlerin sınıflandırılma ölçütleri çalışmamızın hareket noktasını oluşturacaktır. Buna göre metinler öncelikle “öğretici metinler” ve “sanat metinleri” olarak ikiye ayrılacak ve metinler bu iki ana başlığın alt dalları olarak açıklanacaktır. Çalışmamızın temel konusu olan sanat metinlerinin özelliklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle öğretici metinlerin genel özelliklerine ana hatlarıyla değinilecektir ve belli başlı öğretici metin türleri hakkında genel bilgiler verilecektir.

Daha sonra sanat metinlerinin tasnifi, anlam özellikleri, dil ve anlatım özellikleri ve sanat metinlerini inceleme yöntemleri hakkında açıklamalar yapılacaktır.

Konu ve nesnelerin cins ve tür ilişkisine göre bölümlendirilmesi esasına dayanan sınıflandırma sayesinde günümüzde bilimin her alanında ilerleme yaşanmıştır ve yaşanmaya devam edecektir. Sınıflandırma nesnelerin ve kavramların tanımlanmasını, karşılaştırılmasını ve değerlendirilmesini sağladığı için öğrenmeyi, öğretmeyi ve araştırmayı kolaylaştırmaktadır. Bu yüzden metinler de araştırmacılar tarafından bazı ölçütlere göre sınıflandırılmıştır. Kullandıkları ölçütlerin metinleri sınıflandırmalarında hareket noktası olmasından dolayı farklı ölçütlere göre değerlendirmeler neticesinde farklı metin sınıflandırmaları ortaya çıkmıştır.

Metinler anlatım biçimi, sözceleme durumu, dilin işlevleri ya da alıcıyla olan etkileşimi gibi bazı ayırt edici özelliklere bağlı olarak farklı türlere ayrılabilir. Nitekim metinler çok eski tarihlerden beri bazı ölçütlere göre sınıflandırılmıştır. Örneğin altıncı yüzyılda Diomedes Platon’u izlemiş ve metinleri “yalnızca anlatıcının konuştuğu yapıtlar (özyaşam öyküleri)”, “yalnızca anlatı kişilerinin konuştuğu yapıtlar (anlatıcının silindiği anlatı biçimleri)”, son olarak ise “anlatıcı ve anlatı kişilerinin bir arada konuştuğu yapıtlar (genel anlamda anlatılar)” olmak üzere üç grupta değerlendirmiştir. Araştırmacıya göre en sık kullanılan metin türleri “roman, tiyatro, şiir ve deneme”dir. Bu sınıflandırmada “balad, od, sone” şiirin alt türleri, “destansı, hüzünlü” gibi romanın alt türleri; “ağlatı, dram, güldürü” gibi tiyatronun alt türleri bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar ise gerçeğin yansıtılma biçimlerine göre “coşumcu, gerçekçi, doğacı, gerçeküstücü, varoluşçu vb.” şeklinde bir sınıflandırma yapmışlardır. Metinleri yapısına bağlı olarak özellikle sözcelemsel düzenlemeye göre sınıflandıranlar “düşlemsel (fr. fantastique), özyaşamöyküsel ve tarihsel roman” gibi metin türlerinden söz etmişlerdir. Roman Jakobson dilin işlevleri açısından metinleri sınıflandırmıştır. Bu tasnife göre vericiyi ilgilendiren “anlatımsallık (ya da coşku, duyusal işlev) işlevi”dir. Bu türe kendi kendine konuşma (monologue) örnek verilebilir. Alıcıyı ilgilendiren “çağrı (ya da buyurma, seslenme) işlevi”dir ve buna örnek söylevlerdir. Bildiriyi ilgilendiren “şiirsel (ya da sanatsal, yananlamsal, sözbilimsel, estetik) işlevi”dir ve yazınsal yapıtlar bu türdedir. Bağlamı ilgilendiren “göndergesel (ya da bilişsel, düzanlamsal) işlevi”dir ve bu türün örneği açıklamalardır. Kodu ilgilendiren “üstdil işlevi”dir, sözlükler ve

dilbilgisi kitapları bu türün örnekleridir. Kanalı ilgilendiren “ilişki işlevi”ne örnek olaraksa “diyaloglar” verilebilir (Günay, 2000: 357-359).

Günay, yazarın niyetine ve yazar tarafından metnin düzenlenişine bağlı olarak metin tiplerinden bahseder. Burada tip olarak kast edilen bazı ortak yönlerle ilgili olarak sınıflandırılmış metnin genel özelliği ve daha genel metin ulamlarıdır. Günay, işlevleri bakımından yaptığı sınıflandırmada metinleri sekiz tipe ayırmıştır. Buna göre yazarın niyetine bağlı olarak sınıflandırılan metin tipleri şunlardır: Anlatısal metin tipi, betimleyici metin tipi, kanıtlayıcı metin tipi, açıklayıcı ya da göndergesel metin tipi, buyurucu metin tipi, söyleşimsel metin tipi, sözbilimsel metin tipi ve önceden haber verici metin tipi. Ancak bu metin tipleri birbirinden tamamen ayrı değildir. Nitekim değişik metin tiplerinin birbiri içine girdiği örnekler olabilmektedir. Örneğin söyleşimsel metin tipi içinde betimleyici, anlatısal hatta kanıtlayıcı metin tipi de bulunabilir. Yazar tip bakımından yaptığı bu sınıflandırmadan sonra metinleri söylem türüne göre de beş grupta toplamıştır. Bunlar bildirmek, inandırmak, sormak, buyurmak ve ikna etmektir (2007: 230-231). Çalışmamızın konusu olan sanat metinleri, Günay’ın metin tipleri içerisinde de ele alınmıştır. Ancak yazar bir metinde birden fazla anlatı tipi olabileceğinin de altını çizmiştir. Buna göre roman (macera, aşk, polisiye, doğacı, kolektif, toplumsal, bireyci, savlı, tarihsel, tarihöncesel, imgelemsel, bilim kurgu, mektup, tefrika, ruhbilimsel, erotik, egzotik, serüven, kaçış ya da şiirsel roman), masal (halk ve peri masalları), kısa öykü ve tarihî metin anlatısal metin tipi içerisinde değerlendirilmiştir. Yine roman, kısa öykü ve masal betimleyici metin tipine de örnek metin olarak gösterilmiştir. Şiir sözbilimsel metin tipine, tiyatro ise söyleşimsel metin tipine örnek metin olarak gösterilmiştir (2007: 231-329). Günay tarafından herhangi bir metin tipine örnek gösterilmese de fabl özellikleri dolayısıyla anlatısal metin tipine daha yakındır.

Günay, bir metin grubu olarak türün belli örneklere, uzlaşma ve genel kabul görmüş biçimlere uyan metinler olduğunu belirtir. Bu açıdan yazar metin türlerinin genel kurallarından söz edilebileceğini ve metnin türünün belirlenmesinin metnin tipini belirlemekten zor olduğu dile getirir. Araştırmacı yazın kuramcılarının ve dilbilimcilerin metin türlerine dair bazı sınıflandırmalarından bahsettikten sonra anlatım biçimi, sözceleme durumu, dilin işlevleri ya da alıcıyla olan etkileşim gibi bazı ayırt edici ölçütlere bağlı olarak ayrıntılı bir sınıflamayla on iki metin türünden bahsetmiştir.

Bu metin türleri sırasıyla şunlardır: özyaşamöyküsel, öğretici, işsel, mektup, aytamlıkla ilgili, polemik, olağanüstü düşlemsel, destansı, romanesk, ağlatısal, gülmece ve dramatik metinler (2007: 359-382).

Günay “Metin Bilgisi” adlı çalışmasında (2007) metin tipleri ve metin türleri hakkında bilgi vermeden önce metnin tonunu izah etmiştir. Metnin tonu ise okuyucuda belli bir duygu uyandıran ve onda üzüntü, sevinç, coşku, heyecan gibi ruhsal etki yapan özellik ve yazarın ürettiği metin aracılığıyla okuyucuda yaratmayı hedeflediği ruhsal etkilemedir. Yani belli bir konuyu ele alma biçimi içinde anlatıcının duygularını, niyetlerini, duyarlılıklarını belirten öğelerin bütünü metindeki tonlamayı oluşturur. Yazar metnin alıcı üzerinde yarattığı etkiye göre on değişik metin tonundan söz etmektedir. Bunlar öğretici, esenlikli, içsel, dokunaklı, dramatik, ağlatısal, destansı, düşlemsel, kalem kavgasına yatkın ve gülmece metin tonlarıdır (218-229).

Akbayır, metin türlerini beş özelliği ölçüt alarak sınıflandırmıştır. Bunlardan ilki, yazılış amaçları açısından metin türleridir. Yazılış amaçları bakımından metinler öğretici metinler (kullanmalık metinler) ile yazınsal metinler (kurgulayıcı metinler) olarak sınıflandırılmıştır. Araştırmacı, iletişim açısından metinleri yalın anlamlı metinler, yabancılaştıran metinler ve örtük anlamlı metinler olmak üzere üç türe ayırmıştır. Yazar, yöneldikleri amaç açısından metinleri eğlendirmeye yönelik metinler, bilgilendirmeye yönelik metinler, günlük yaşama yönelik metinler ve estetik beğeni düzeyini geliştirebilecek sanat değeri taşıyan metinler olmak üzere dörde ayırmıştır. Akbayır, anlatı türü açısından ise on bir metin türünden bahsetmiştir. Bunlar anlatı türü metinler, şiirsel metinler, söyleşimsel metinler, basın metinleri, özel bilgilendirici metinler, işlevsel metinler, öğretici metinler, çözümleme ile ilgili metinler, mesleki metinler, haberleşme metinleri ve son olarak uyarıcı yazılar, panolar, pankartlar, bildiriler, afişler, el ilanları, reklamlar ve fantezilerdir. Yazar, çalışma konumuz olan sanat metinlerinden roman ve öyküyü anlatı türü metinlere, şiiri şiirsel metinlere ve tiyatroyu da söyleşimsel metinlere örnek göstermiştir. Araştırmacı ayrıca romanı ölçüt alarak popüler ve estetik boyutları açısından metin türlerine de kısaca değinmiştir (2004: 57-64).

Genç’in, “Betik Türleri ve Okuma” adlı makalesinde bahsettiği “betik” kavramı kendi içerisinde bir anlamı, anlatımı olan ve okurun okuma amacına hizmet eden tüm basılı ve yazılı dilsel ürünleri içermektedir. Araştırmacı yaratım hedefleri ve

işlevsellikleri ölçütlerine göre betikleri “yazınsal (kurmaca) betikler” ve “bilgilendirici (öğretici) betikler” olmak üzere iki başlık altında sınıflandırmıştır (2007:45-51). Göktürk (1997) de yazılı metin kavramı için betik terimini tercih etmiştir. Yazara göre betikleri ayırt etmedeki en önemli ölçüt, dil kurgusu ve konuları ele alış biçimidir. Buna göre betikler varolan gerçek üzerine temellenen kurmaca bir gerçeği ileten “yazınsal (kurmacasal) betik” ve gerçek ya da olası olay, durum ya da olguyu anlatan “öğretici (bilimsel) betik” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır (s:10-60).

Aktaş (2009), cümlelerle örülen bir anlatma ve anlaşma aracı olan metnin türünü, boyutunu, anlatım biçimini ve dil özelliklerini, anlatma ve anlaşmanın amacının, konusunun, kullanılan iletişim kanalının belirlediğini dile getirir. Buna göre metnin yapısı ve anlatımı üzerinde hedef alınan okuyucu kitlesi etkilidir. Bilimsel, felsefî ve edebî metinler ile günlük hayatın akışını düzenleyen metinler birbirinden farklı özellikler gösterirler. Araştırmacıya göre metinleri en geçerli ve yararlı gruplandırma, metinleri “öğretici metinler” ve “sanat metinleri” olarak ikiye ayırarak her metni kendi özellikleri ve benzerleriyle tanımaya çalışmaktır (s: 188-190).

Yılmaz “Uygulamalı Metin Bilgisi” adlı çalışmasında (2010) metinleri yazılış amaçları ve iletişimsel işlevleri ölçütlerine göre türlere ayırmıştır. Buna göre yazılış amaçları bakımından metinler, bilgi, haber iletme amacı taşıyan ve gerçek durumları değiştirmeden ifade eden “kullanmalık metinler” (makale, gazete haberi, yemek tarifi vb.) ve yazarın yeniden düzenleme, seçme ve sıralama yaparak, hayatı ve dili yeniden kurarak ortaya çıkardığı “kurmaca (itibari) metinler” (şiir, hikâye, roman, oyun, senaryo vb.) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Araştırmacı iletişimsel işlevleri açısından ise metinleri on bir türe ayırmıştır. Bu metin türleri sınıflaması şöyledir: anlatısal metinler (roman, hikâye, anı vb.), şiirsel metinler (şiir, şarkı, destan, mani vb.), söyleşimsel metinler (tiyatro, çizgi film, fotoroman vb.), basın metinleri (haber yazıları, yorum yazıları, görüşme vb.), öğretici metinler (ders kitapları, ders notları vb.), mesleki metinler (rapor, tutanak, kurum içi yazışmalar vb.), haberleşme metinleri (mektup, e- ileti vb.), uyarıcı metinler (pano, el ilanı, afiş, pankart vb.), akademik/bilimsel metinler (makale, bildiri vb.), kılavuz metinler (kullanma kılavuzları, uyarıcı metinler, resmi belgeler vb.) ve son olarak fantastik metinler (masal, destan vb.) (s: 6-7).

Ortaöğretimde Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım Öğretim Programları’nda metinlerin sınıflandırılmasının öğretimine yönelik kazanımlar yer almaktadır.

Dokuzuncu sınıf Türk Edebiyatı Dersi Öğretim Programı’nda metinlerin gerçeklikle ilişkileri, işlevleri ve yazılış amaçları bakımlarından gruplandırılması kazanımı yer alırken on birinci sınıf dil ve anlatım öğretim programının “Metinlerin Sınıflandırılması” başlıklı birinci ünitesinde yukarıdaki ölçütlere ilaveten metinlerin kullanılan anlatım türleri ve dilin işlevleri bakımlarından da gruplandırılmasına yönelik kazanımlar bulunmaktadır.

Çalışmamızda sanat metinlerine geçmeden önce Ortaöğretim Dil ve Anlatım ile Türk Edebiyatı Öğretim Programları’ndaki bu tasniften hareketle metin türleri hakkında genel bilgiler vermek, sanat metinlerinin daha iyi anlaşılmasında faydalı olacaktır.

Dokuzuncu sınıf Türk Edebiyatı Öğretim Programı’nın ilk ünitesinde “Güzel Sanatlar ve Edebiyat” başlığı altında güzel sanatlar içerisinde dille gerçekleştirilen güzel sanat etkinliği olan edebiyat hakkında belirlenen kazanımlardan sonra aynı ünitenin ilerleyen bölümlerinde “metin” ve “edebî metin” kavramlarının oluşumu ve özellikleri hakkında kazanımlar tespit edilmiştir. Edebiyat öğretim programında yer alan “edebî metin” ile on ikinci sınıf dil ve anlatım öğretim programında yer alan “sanat metni”nin aynı kavramı karşıladığı düşünülürse Türk edebiyatı dersi ile dil ve anlatım dersi arasındaki birbirini tamamlayıcı ve zenginleştirici ilişki somutlaşacaktır. Aktaş’ın da belirttiği gibi sanat metinlerine yaygın ve genel anlamda “edebî metinler” adı verilmektedir (2009: 190). Bu yüzden çalışmamızda terminolojik birlik sağlamak amacıyla edebiyat programında geçen edebî metin kavramı yerine “sanat metni” ifadesi kullanılacaktır.

On ikinci sınıfta öğrenim görmeye başlamış olan bir öğrencinin dokuzuncu sınıf Türk edebiyatı dersinde sanat metninin özelliklerini ve sanat metninin bir sistem olduğunu kavramış, sanat metinlerinde dilin hangi işlevde kullanıldığını açıklayabilen, sanat metninin yan anlam değeri bakımından zengin, her okunduğunda yeni anlamlar kazanabilen, metindeki anlamın bağlamla kendisinden önce ve sonra yazılan metinlerle ve yazıldığı dönemlerle ilişkisini açıklayabilen, sanat metninin oluşmasına sebep olan temel ifade tarzlarını belirleyen ve sanat metninin organik bir birlik olduğunu sezebilen kazanımlara sahip olması öğretim programında belirlenmiştir. Dokuzuncu sınıf edebiyat öğretim programında sanat metinleri II. ünitede “Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir)” ve III. ünitede “Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler” olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştır. Olay çevresinde oluşan edebî metinler ise “anlatmaya bağlı edebî

metinler (masal ve destandan hikâye ve romana)” ve “göstermeye bağlı edebî metinler (tiyatro)” olmak üzere iki gruba ayrılmış ve bu metin örneklerini tanıma ve inceleme yöntemleri üzerinde durulmuştur.

On birinci sınıf dil ve anlatım dersi öğretim programının ilk ünitesinde öğrencilerin gerçeklikle ilişkileri, işlevleri, yazılış amaçları ve kullanılan anlatım türleri ile dilin işlevlerine göre metinleri gruplandırılmasına yönelik kazanımlar yer almaktadır. Bu ünitede on birinci sınıf öğrencisinin anlatmaya bağlı metinleri gruplandırabilmesi, bu metinlerin göstermeye bağlı edebî metinlerle ortak özelliklerini ve farklı yönlerini belirleyebilmesi; aynı zamanda öğretici metinlerin özelliklerini ve öğretici metinlerin sanat metinleriyle arasındaki farklılıkların da tespit edebilmesi hedeflenmiştir. İkinci ünitede ise “Öğretici Metinler” başlığı altında on öğretici metin türünün özelliklerini belirleyebilme ve bu türlerdeki metinleri yazma becerisi kazandırmaya yönelik kazanımlar yer almıştır. On birinci sınıf dil ve anlatım dersi öğretim programında geçen bu öğretici metin türleri şunlardır: mektup, günlük (günce), anı (hatıra), biyografi (hayat hikâyesi), otobiyografi, gezi yazısı, (seyahatname), sohbet (söyleşi), haber yazıları, fıkra, deneme ve makale.