• Sonuç bulunamadı

Halkla ilişkilerin bir meslek olarak kabul edilmesi için, meslekleşme unsurlarının oluşturduğu standartları barındırıyor olması gerekmektedir. Meslek sosyoloji literatürü incelendiğinde meslekleşme unsurlarının toplumsal fayda, iş üzerinde uzmanlaşma, formel mesleki eğitim, mesleki etik normları ve mesleki dernekleşmeden oluştuğu görülmektedir. Meslekleşme unsurların her biri bir diğeri ile ilişkilidir. Toplumsal fayda, meslek etiği ile görünür hale gelmekte, mesleki dernekleşme ise mesleğin eğitimini, etik değerlerini, gerektirdiği uzmanlıkları ve toplumsal faydasını desteklemektedir. Diğer bir taraftan meslek eğitimi, ihtiyaç duyulan uzmanlığı kazandırmakta, uygulayıcının meslek etiğini içselleştirmesini sağlayarak, toplumsal faydayı şekillendirmektedir (Tuncer, 2009: 64).

Halkla ilişkiler, özel ya da tüzel kişinin, yani bir insanın, derneğin, özel ya da kamu kuruluşunun karşılıklı iş yaptığı gruplarla ilişkiler kurması, var olan ilişkilerin geliştirilmesi için gösterilecek çabalardır. Bu görev, ister kişinin kendisi, isterse onun adına çalışan başkaları tarafından yapılsın çeşitli tekniklerin kullanılmasını, çeşitli yolların izlenilmesini, çeşitli matematik çabalarına girilmesini gerektirmektedir. Bunun içindir ki, halkla ilişkiler bugün pek çok ülkede bir meslek, bir öğrenim dalı haline gelmiş, üniversitede okutulan dersler arasında yer almıştır (Asna, 1997: 208). Bu tanımuyla Asna, halkla ilişkilerin bilgiye dayanması, araştırma ve deney üstüne kurulması gibi mesleki oluşturan unsurları barındırdığına yer verdiği söylenebilir.

Bir uğraşın meslek olabilmesi için gerekli olan unsurlardan biçimsel eğitim olması, çalışanların geçimlerini bu alandan sağlaması, mesleki dayanışma, iletişimi sağlayacak biçimsel bir organizasyonun ve periyodik bir yayının olması ve meslekle ilgili ahlak kurallarının var olması halkla ilişkilerin meslek olduğunu kanıtlamaktadır (Canpolat, 2012: 4231).

Kurumlar arası etkili ilişkileri devam ettirmek için organizasyonların ihtiyaç duyduğu halkla ilişkilere olan talep giderek artmaktadır. Yönetimin önemli bir parçası olan halkla ilişkiler çalışanları, organizasyon tarafından verilen politik kararlarda günümüzde daha fazla söz sahibi olmaya başlamıştır. Halkla ilişkiler mesleğinin kapsamı günümüzde genişletilmiş, mesleğin sorumluluğu arttıkça işe giriş için oluşan ihtiyaçlar da artmıştır. Bazı kuruluşlar, çalışanlardan halkla ilişkilere ek olarak ticaretle,

maliye ve özel teknolojilerle ilgili kurslar almalarını istemektedirler. ABD’nde ünlü halkla ilişkiler uzmanlarına işletmeye almayı düşündükleri halkla ilişkiler çalışanlarında hangi özellikleri aradıkları sorulduğunda; bazıları yazma tekniklerinden dolayı gazetecilik deneyimi olanları tercih ettiklerini, bazı uzmanlarınsa karışık bir konuyu nasıl analiz edeceğini, nasıl bilgi edineceğini ve nasıl düşüneceğini bilen iyi eğitimli kişileri tercih ettiklerini ifade etmişlerdir (Baskın vd.,1997:476-477 Aktaran:

Tengilimoğlu, Öztürk, 2004: ss. 100-101). Buna karşılık Türkiye’de halkla ilişkilere yönetsel işlev olarak büyük bir gereksinim olmasına rağmen bu gereksinimi karşılayacak yetişmiş kadro eksikliği, meslekleşme yokluğu başka sorunları gündeme getirmiştir. Örneğin çeşitli meslek kuruluşlarında halkla ilişkiler sorumluları mektepli olmayıp, estetik, güzel görünümlü ve yüksek ihtimalle tek özellikleri bu olan personelden seçilmiştir. Bu olumsuz tutum halkla ilişkileri meslek edinmiş uzmanlarca bir düşüş olarak nitelenmektedir (Yengin, 2004:4). Bu durum, mesleki oluşturan unsurlardan olan uzmanlaşmanın gerekliliğini göstermektedir. Mesleki uzmanlaşmanın olmaması durumunda meslek itibarının da düşüş gösterdiği söylenebilir.

Halkla ilişkiler alanında başvurulacak araştırma, izlenecek yol ve kullanılan metotlar tıp, fizik, kimya gibi bilim dallarında yararlanılan araştırmalardan farklı değildir. Sosyal araştırmalarda cam tüpler, tartlar yoktur ama benzer adımlar, bulgu defterleri ve sayılar vardır. Araştırmada öncelikle, diğer bilim dallarında olduğu gibi sorunu belirli olarak ortaya koymak gereklidir. Yani araştırmadan ne beklediğini bilerek yola çıkmak gereklidir. Diğer önemli bir nokta ise, kullandığımız ölçü araçlarının ne derece güvenilir olduklarıdır. Araştırmada kullanılan anket kağıtları, denekler, yüz yüze ya da telefonla soru cevap görüşmeleri bu ölçü araçları arasındadır. Diğer bir konu güvenilirlik derecesi bilinen ölçü araçlarının en verimli şekilde kullanılmasıdır (Asna, 1997:236). Bugün verilerin analizinde SPSS paket istatistik programı kullanılarak araştırmanın güvenilirliği de ölçülebilmektedir.

Leed Metropolitan University’den Ralph Tech, “Sektörün başarısı için profesyonel bir anlayışa geçilmesi lazımdır ve bu da eğitime ve sürekli mesleki gelişime (Continous Professional Development- CPD) bağlıdır. Bunun için de mesleki organlar, eğitim kurumları ve halkla ilişkilerciler arasında güçlü bağların kurulması gerekmektedir. Eski model ve teoriler üzerinde durulmalı ve bunlar, günümüze

uyarlanmalı ve uygulamaya geçilmelidir. Bunu en iyi şekilde başarmak için ise, eğitimi, uygulamada yeniliklerle birlikte sunmak gerekmektedir” demiştir (Theaker, 2008: 452).

Dictionary of Occupational Titles, halkla ilişkileri bir meslek olarak ele almakta ve yönetsel uzmanlık alanlarından biri olduğunu kabul etmektedir (Ertekin, 1988: 3).

Halkla ilişkiler bir laboratuar çalışmasıdır, bu mesleği icra edecek olanların başta sosyoloji, psikoloji, işletme, insan kaynakları yönetimi ve organizasyonla ilgili bilgilerinin olması gerekir. Bu da ciddi bir eğitimle olur (Geçikli, 2012: 258-259).

Burada, halkla ilişkilerde meslek unsurlarından; belirli bir eğitimi tamamlaması ve konusunda sistemli bir bilgi sahibi olması konularına vurgu yapılmıştır.

Halka ilişkileri meslek olarak etkileyen etmenleri Ertekin şöyle sıralamıştır (1988:45):

- Halkla ilişkilerde araştırmaya daha çok önem vermek mesleğin gelişimi için gereklidir.

- Halkla ilişkiler uzmanlarının yöneticilerle ilişkileri ve halkla ilişkiler dernekleri ve üst kuruluşlarının katkılarıyla halkla ilişkilerin herkes tarafından yürütülebilecek bir görev olmadığı daha iyi anlaşılacaktır.

- İyi yetişmiş insan gücü halkla ilişkilerin meslekleşmesinde etkili bir faktördür.

- Yetki, görev ve sorumlulukların belirlenmesi ile halkla ilişkiler birimleri en uygun büyüklüğe ulaştırılabilir. Kamu kurumları başta olmak üzere, halkla ilişkilerin yerleşmesi ve saygınlık kazanması meslekleşme yönünde önem taşımaktadır.

- Halkla ilişkiler uzmanlarının yeterlilikleri konusunda ortak ölçeklerin bulunmaması ya da böyle bir düzenlemenin başlatılmamış olması meslekleşmeyi olumsuz yönde etkilemektedir.

- Halkla ilişkiler uzmanlarının bugün karşılaştıkları güçlükler içinde çevrenin karmaşıklığı, kullanılan dil ve yazım güçlükleri yer almaktadır.

- Halkla ilişkilerin uygulamalı sosyal ve davranışsal bir uğraş alanı olduğu, statik değil, dinamik bir yönü bulunduğu çevrenin tutum ve davranışlarını değerlendirdiği ve yorumladığı göz ardı edilmemelidir. Bununla beraber halkla ilişkilerin hedef kitlenin gereksinimleri amaç ve ilgilerini örgütsel politika ve amaçlarla birleştirici yönü üzerinde durularak, halkla ilişkiler uzmanlarının örgüt için önemli bir

kişi olduğuna dikkat çekilmelidir. Halkla ilişkiler uzmanının örgüte getirdiği tutum, davranış ve değer yargıları da meslekleşmeyi güçlendirici olmalıdır.

- Halkla ilişkiler uzmanlarının gördüğü eğitim ve kazandığı beceri, başta iletişim becerisi olmak üzere en son teknik ve yöntemlerle birleştirilen, örgütsel statülerden çok mesleklerine bağlılık kazanmaya çalışan kişiler olmalıdır.