• Sonuç bulunamadı

Mesleki tükenmişliğin ortaya çıkma nedenleri ile benzer olan bir diğer olumsuz düşünce ve tutum ise mesleki yabancılaşmadır. Yabancılaşma günlük hayatımıza etkisindeki tanımıyla, bireyin dâhil olduğu toplumdan, çevresindeki kişilerden hatta ilerleyen süreçlerde kendinden bile uzaklaşması, çevresine ve işine yönelik bağlılık hissinin azalarak çevresinde olan bitene karşı duyarsızlaşma anlamına gelmektedir (Nuraydın, 2018). Bireylerin isteklerinin, düşüncelerinin ve var olan alışkanlıklarının,

35

kendine, ilişkilerine, tutum ve davranışlarına uzak gözükmesi, önemini yitirmesi yabancılaşma içinde olduğunu gösterir (Mahmutyazıcıoğlu, 2015). Okul öncesi öğretmenlerinin yaptıkları işlerde veya çalışma ortamındaki ilişkilerde zorluklar yaşayıp bununla birlikte bir şeylerin yolunda gitmediği yönündeki düşüncelerinin, olumsuz tutumlarının artması beraberinde mesleki tükenmişliği ve mesleğe yabancılaşmayı getirir. Yabancılaşma kavramı, özellikle bireylerin çevresiyle olan ilişkilerini, etkileşimlerini ve kişinin mesleğine karşı tutum, düşünce ve davranışlarını etkileme eğilimine sahiptir. Öğretmenler üzerinde önemli etkilere sebebiyet veren mesleki tükenmişliği ve okula yabancılaşma sorunları öğretmenlerin mesleğine, kendisine verilen görev ve sorumluluklara, kendini geliştirmeye, içinde bulunduğu çevreye ve kendisine karşı olumsuz tutum geliştirmesine neden olur (Önder, Cengiz ve Balaban-Dağal, 2020). Yabancılaşma bireyin bir topluluğa, gruba ait olmama, aidiyet hissetmeme duygularını geliştirmesine yol açar. Öğretmenlerin geliştirdikleri bu olumsuz duygular onların planlamış oldukları kariyer hedeflerinden de uzaklaşmasına yol açmaktadır. Mesleğe yabancılaşma ilk aşamada öğretmenlerin kendi içinde yaşadıkları psikolojik bir durum olsa da, zaman içerisinde hem kişisel hem de çevresel etkileri olan bir durum haline gelir. Bunun sonucunda işine yönelik yabancılaşma yaşayan öğretmenlerin, tutum ve davranışları işini etkilemekle kalmayarak, var olan ilişkilerini de etkileyerek, bir bütün olarak yaşama bakışını ve işine yaklaşımını değiştirecektir. Öğretmenlerin yaptığı işten zevk alması ve kendini mesleğini icra ederken mutlu hissetmesi onların iş tatmini arttırır. İş doyumuna ulaşamayan öğretmenler mesleğinin gerektirdiklerini yaparken mutsuz olur ve iş ortamında huzursuzluk yaşar. Bu olumsuz durum psikolojik, fizyolojik ve sosyal yönlerden öğretmenlerin uyumsuz birer birey haline dönüşmelerine, işe karşı ilgisiz tutum sergilemelerine, işi terk etme isteğine, sürekli olarak kurumdan şikâyet etme eğiliminde olmalarına, mesleki açıdan gelecek kaygısı içine girmelerine ve umutsuzluk yaşamalarını ortaya çıkarabilir (Yıldırım ve Naktiyok, 2018).

Mesleki yabancılaşma öğretmenlerin mesleki hayatlarında hayal kırıklığı yaşaması sonucunda oluşan olağan dışı davranışlar sergilemelerine sebep olur. Kişide bıkkınlık, kendini yetersiz hissetme ve sosyal çevreden uzaklaşma gibi davranışların oluşmasını beraberinde getirir (Mau,1992). Mesleki yabancılaşma kişinin yaşadığı toplumda kendine veya çevresine karşı yüksek düzeyde hissettiği yabancılık durumunu içerir. Yabancılaşma okul öncesi öğretmenlerinin okulda, okul dışında kişinin kendi

36

ihtiyaçlarından ve diğer insanlardan uzaklaşma hissi yaşamasına zemin hazırlar. Okullardaki kurumun yapısı, yoğun ve değişken müfredat programı, hızla değişen teknolojik materyal, kalabalık sınıflar, öğretmen görüşlerinin göz ardı edilmesi öğretmenlerin işlerine karşı yabancılaşmalarının sebepleri olur. Öğretmenin işine yabancılaşması hem meslekî çalışmalarının yönünü hem de sosyal ilişkilerini etkileyerek hayata bakışını, işine yaklaşımını ve hedeflerini değiştirir. Öğretmenlerde oluşan mesleğe yabancılaşma: öğrencilerin başarılarına ve sorunlarına karşı duyarsız kalma, okula ve işe olan bağlılığının azalması, görev ve sorumluluk almaktan kaçınma, yaptığı işlerde kendisini yeterli bulamama, öğrencilere karşı sabırlı davranamama gibi farklı biçimlerde kendini gösterir. Aynı zamanda öğretmenlerin kendilerini kurum tarafından değersiz hissetmesi, kendini motive edememesi, öğretme eyleminin anlamsızlaşmasına ve kendi duygu ve düşüncelerini yeterince aktaramamasına neden olabilir. Mesleğe yabancılaşma, öğretmenin öğrencilerine ve topluma örnek olmasını, öğretmenlerin meslekî yönden kendilerini geliştirmesini, toplumsal kalkınma yaşamalarına engel olur. Eğitim öğretim sürecinde çocukların öğrenmesindeki etkililiğini, öğretim hizmetindeki verimliliğini, okul yönetimi ve diğer öğretmenler ile işbirliği içinde olup çalışmasına verimli şekilde devam ettirebilmesinde rol oynar (Kabaklı Çimen, 2018). Öğretmenlerin mesleğine karşı yabancılaşma hissi ve davranışı yaşamasında hem kişinin hem de çevrenin etkisi vardır. Öğretmenlerin yaşam özellikleri, yaşı, cinsiyeti, medeni durumu, kıdemi ve işe gidilen mesafe kendinden kaynaklı etkenleri içerir. Öğretmenlerin çalışma ortamı çalışma arkadaşları, öğrenciler, veliler ve yöneticiler ise çevresel etkenleri barındırır. Öğretmenlerin kişisel yaşam özellikleri ve çevresi öğretmenlerin mesleğe yabancılaşmasına katkıda bulunan bir faktör olarak görünür. Böylece, bazı yaşam özellikleri ve çevre mesleğe yabancılaşma üzerinde daha yüksek yabancılaşma davranışı ile ilişkili olup diğer yaşam özellikleri düşük ile ilişkilidir. Öğretmenlerin bireysel özellikleri ve çevre unsurları öğretmenlerin mesleğe yabancılaşma duygusuna yön verebilecek güçtedir. Olumsuz kişisel özellikler ve çevre şartları öğretmenlerin mesleki yabancılaşma yaşamasını tetikleyerek onların psikolojik durumunu, işten ayrılma, içinde bulunulan durumdan hoşnutsuz olma gibi davranışlarına yönelmelerine neden olur. Öğretmenlerin öğretme ve öğrenme sürecine daha az katılımı, mesleğe karşı ilgi ve isteğini kaybetmesi bu gibi durumları daha da arttırarak öğretmenlerin yabancılaşma davranışı psikolojik bir durum haline getirir. Mesleğe karşı yabancılaşma yaşayan

37

öğretmenler çalışma ortamından “uzaklık”, olumsuz etki ve hoşnutsuzluk duyar. Böylece, mesleğe yabancılaşmış öğretmenler okul yaşam kalitesini, eğitim ve öğretim başarısını, iş verimliliğini düşürür (Morris, Bernadette ve Susanne, 1987).

Yabancılaşma bireyde diğer insanlara ve topluma karşı güvensizlik, güçsüzlük, anlamsızlık duyguları, kendini toplumdan ayırma, geri çekme ve sosyal, kurumsal veya kişilerarası problemler yaşamasına bu duyguların egemenliğine girmesine yol açar. Öğretmenlerin mesleğe yabancılaşma yaşaması hem kendini hem de öğrencilerini olumsuz yönde etkiler. Öğretmenlerin mesleğe yabancılaşması sonucu ilerleyen süreçte meslekleri onlar için gittikçe daha anlamsız ve yavaş yavaş donuk hale gelir. Bu durumda öğretmenler kendi faaliyetlerini anlamada başarısızlık yaşar, gelecek beklenti ve hedeflerden vazgeçer, akademik başarıda ve çocukların başarı düzeylerinde düşüşler yaşanmasına neden olur. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların bu durumu yaşaması ileriki hayatlarında da iz bırakır. Öğretmenlerin mesleki yabancılaşma düzeyleri çocukların, psikolojik ve kişilik özellikleri de dâhil olmak üzere, bağlılık duygusu, öfke duygusu, sosyal kabul, sosyal yabancılaşma, akademik başarı ve memnuniyet üzerinde ciddi izler bırakır (Çağlar, 2013).

Öğretmenler için yabancılaşmış iş, içten tatmin edici olmayan iş anlamına gelir. Öğretmenlerin tatmin edici olmayan mesleğe uzun süre devam etmesi sonucunda mesleğe yabancılaşma ciddi sosyal etkiler ile kendini gösterir. Mesleğe yabancılaşma yaşayan öğretmenler iş ile ilgili kontrolü kaybederler. İşteki kontrol eksikliği, öğretmenlerin emeğe ilişkin endişe yaşamalarına ve sosyal meselelerde düşük kontrol hissine yol açar (Seeman, 1967). Yabancılaşmanın eş anlamlılığının ayrılma olduğu, yabancılaşmanın tam olarak mutsuzluk içinde kendini soyutlamak olduğu söylenebilir. Yabancılaşma literatürde olumsuzluk, hatta güçsüzlük, normluksuzluk veya

anlamsızlık anlamında olan bir azlık olgusu olarak kullanılır. Yabancılaşma yaşayan

öğretmenler kendini mutsuz hissetmekle kalmaz, bedensel ve zihinsel enerjisini geliştirmez, ancak bedenini ve zihnini yorar. Bu yüzden öğretmenler kendilerini işinin dışında hissederler. Çalışırken zevk alamaz ve emek vermeye gönüllü olmazlar. Bir süre sonra mesleğinin taşıdığı anlam sadece ihtiyaçları karşılamak için bir araç haline gelir ( Horowitz, 1966).

Özetle öğretmenlerin mesleğe yabancılaşmasının en büyük sebeplerinin yapılan işin ve çalışma ortamının özelliği, çalışılan kurumun yapısının oluşturduğu görülüyor. İşin öğretmen tarafından anlamlılığı ve işten yüksek beklentiler yabancılaşmaya neden

38

olur. Çalışılan kurumun büyüklüğü, iş sorumluluğu ve yönetim biçimi yabancılaşmayı tetikler. Öte yandan kurumdaki adaletsiz işbölümü, tekdüzelik, yöneticilerle yaşanan çatışmalar, diğer çalışanlarla yaşanan olumsuz ilişkiler, fikir ayrılıkları, çalışma koşullarının ağırlığı gibi etkenler yabancılaşma faktörleridir. Mesleğe yabancılaşan öğretmenler, yaşamının anlamını ve nedenini kaybetmiş olur. Kendi amaç ve hedeflerine karşı ilgisiz kalır, kurallara, sorumluluklara uyum sağlamakta isteksizleşir. Bu durum öğretmenlerin hem iş tatminini hem de işe bağlılığını azaltır. Çocukların hayatlarında da akademik başarılarında da olumlu izler bırakamazlar.Dolayısıyla okul öncesi öğretmenlerinin mesleğe yabancılaşma düzeylerinin belirlenmesi, gelecekte gerekli önlemlerin alınması, ilgili problemlere çeşitli çözüm önerileri getirilebilmesi, öğretmenlere verilen eğitimin kalitesinin artırılması ve okul öncesi eğitim alanına sunacağı katkılar açısından ne kadar önem taşıdığı görülmektedir.

H. Okul Öncesi Öğretmenlerinin Pedagojik ve Epistemolojik İnançları