• Sonuç bulunamadı

1961 yılında Urfa‘da doğdu. Kız sanat Enstitüsünden 1975 yılında bitirdi. Daha sonra A.Ü ĠĢletme bölü-münden mezun oldu. Resime küçük yaĢlarda baĢladı. ÇeĢitli ilerde sergiler açtı. 1990 yılında Ġskenderun‘a yer-leĢti. Yağlı boya, heykel ve rölyef çalıĢmalarına kendi atölyesinde devam etmektedir.

Hasan Akçar, (ġanlıurfa 1940 Bodrum 2000), Abdurrahman Aksoy (ġanlıurfa 1939), Abdurrahman Birden (ġanlıurfa 1945), Osman Görgün (ġanlıurfa 1929), ġefika GüneĢ (ġanlıurfa 1937), M. Emin Kaplan {ġanlıurfa 1963), Necmi Kaya (ġanlıurfa 1958), Temir Köran (Siverek 1960), Cemil Ocaklı (Siverek 1947), Abdurrahman Polat (ġanlıurfa 1945), Mehmet Sakızcı (ġanlıurfa 1966), Tunç TanıĢık (ġanlıurfa 1952), Emin TaĢçı (ġanlıurfa 1952), Ahmet Vural (ġanlıurfa 1962), Sait Toprak (Bozova 1983), Necdet Köylü (ġanlıurfa 1957)

V) URFADA TĠYATRO

A) TĠYATROYA GENEL BĠR BAKIġ

Ġslam‘ın fethinden önce Bizans ve Roma egemenliği altında kalan Urfa‘da tiyatronun olduğu bilinmektedir.

MenĢei Batı kültürüne dayanan tiyatronun bir dönem Urfa‘da etkin olduğunu yazılı kaynaklardan öğrenmekte-yiz.

Uzun süre Helen kültür ve egemenliğinin altında kalan Urfa‘da üçüncü yüzyılın sonlarında halkın eğlenmek için tiyatroya gittiğini Mar YeĢua‘dan öğreniyoruz. Mar YeĢua‘nın :― Urfa halkı her zamankiden çok aĢırı olarak kendilerini bu eğlencelere koyuverdiler. Yedi günün her akĢamı erkenden, belden aĢağı bol elbiseler giyinerek ve üzerlerine sarıklar (tülbentler) sarınarak tiyatroya gidiyorlardı. Önlerinde kandiller ve buhurlar yanardı.‖ diye yazdığı cümlesinden anlıyoruz ki, Urfa‘da tiyatronun miladi 497 yıllarında fiili olarak varmıĢ. Urfa‘da tiyatronun bu tarihten çok önceleri var olduğunu söylersek yanlıĢ olmaz sanırım. Yine aynı dönemlerde Urfa‘da tiyatro ka-pısı olduğunu, halkın en büyük eğlencesinin müzik ve tiyatro olduğunu Segal‘in ―KutsanmıĢ ġehir Edessa‖ ve Mar YeĢua‘nın ―Urfa ve Diyarbakır‘ın Felaket Çağı‖ adlı kitaplarından öğreniyoruz. Ayrıca bu dönemde din adamları tiyatroya iyi bakmadıklarını bilinmektedir. Bu konuda rahiplere Ģöyle bir talimat verildiğini görmekte-yiz:‖ Günümüzün sefih tiyatro gösterilenden kaçınacaksınız...onları halka bırakacaksınız.... Hiçbir rahip tiyatro-ya gitmeyecek vetiyatro-ya bir aktörü vetiyatro-ya arabacıyı arkadaĢ edinmeyecektir...ġehirlerde titiyatro-yatro içinde icra edilen kö-peklerin yer aldığı av gösterilerine gelince,sadece rahiplerin değil, onların oğullarının bunlardan uzak durmaları gerektiğini söylemeye ihtiyaç duymuyorum.‖ Urfa akademisi hocalarından Suruçlu Yakup ise tiyatro hakkında Ģunları söylemektedir: ―Tiyatronun meyveleri... dans, spor, müzik, yalan hikayelerin taklidi, zihni yok eden öğre-tim, doğru olmayan Ģiirler, rahatsız edici ve karıĢık sesler, çocuklara cazip gelen melodiler, insanı esir eden Ģar-kılar, ustaca nağmeler, Yunanlıların yarattığı deliliğe uygun olarak bestelenmiĢ yalancı ilahilerdir‖ Bütün bunla-rın ıĢığında Urfa‘da üçüncü yüzyılda tiyatronun olduğunu, din adamlabunla-rının karĢı çıkmasına rağmen halk arasında etkinliğini sürdürdüğünü görmekteyiz.

Ġslam‘ın fethinden sonra bu tiyatroların var olup olmadığı bilinmemektedir. Özellikle Müslümanların Urfa‘-yı fethi olan 639 Urfa‘-yılından Cumhuriyetin kuruluĢuna kadar olan döneme kadar Urfa‘da tiyatronun durumu hakkın-da bir bilgiye sahip değiliz. Osmanlının batıya açılması sonucu sanat ve edebiyatta baĢlayan yeniliklerle birlikte tiyatronun da Osmanlı topraklarına girmiĢtir. Urfa‘ya Tanzimat‘ın tam dokuz yıl sonra girdiği düĢünülürse Tiyat-ronun ancak Cumhuriyetle birlikte Urfa‘ya girmesi muhtemeldir. Urfa‘da tiyatTiyat-ronun cumhuriyetten önce bilin-mesine rağmen varlığı hakkında bilgimiz yoktur. Yalnızca ―1903 yılında Mahmut Nedim Kürkçüoğlu, hastane yokuĢunda bulunan köĢkünü ilk olarak tiyatro amaçlı yapmıĢtır. Ancak çevreden ‗ bu adam delirmiĢ, Urfa‘da tiyatro mu olur?‘ gibisinden tepkiler gelmesi üzerine tiyatro yapısını tadil ederek konağa çevirmiĢtir. Bu olay bize tiyatronun Urfa‘ya geliĢinin ipuçlarını da vermektedir. Zir her yenilik tepkiyle karĢılandığından, bu olaydan hareketle Urfa‘ya tiyatronun girmesi 1903 yıllarından sonradır. 1920‘li yıllarda Urfa oteli olarak kullanılan eski belediye binasının hemen yapıĢığında otele bağımlı olarak yapılan tiyatro salonu (eski adıyla Türkmen Sineması bugün ġair Nabi Kültür Merkezi olarak hizmet veriyor) Urfa‘da bir tiyatro kültürünün olduğunun göstergesidir.‖

Urfa‘da tiyatronun yaygınlık kazanması ve halk arasında taban bulması cumhuriyetle birlikte olmuĢtur.

Özellikle halk evlerinin bu alanda yaptığı çalıĢmalar göz ardı edilemez. 1930–1950 yılları arasında halk evleri çevresinde oluĢan sanatsal faaliyetler daha çok öğrenci memur etrafında ve halkı da içine alarak geliĢmiĢtir. Ör-neğin ―Urfa halkevlerinde 1935 yılında 22 piyes, 32 konferans, 147 müzik, balo, sergi vs olmak üzere toplam 201 etkinlik göstermiĢtir.‖ Halkevlerinin kapatılmasından sonra 1960‘larda Halk eğitim merkezinin kurulmasıyla bu tür kültürel ve sanatsal faaliyetler tekrar baĢlamıĢtır. ―Halk Eğitim Merkezi sanatsal etkinliklerin, ilçelerdeki çeĢitli kuruluĢ ve derneklerde kitaplık kurma çalıĢmalarının odağı olmuĢtur. Akıl Taciri, Karaların Mehmetler, ġahane Gazeteci, Duvarların Ötesi, Kerpiç Mehmet, Bir Evlenme Teklifi, Zoraki Tabip Halk Eğitim merkezi Tiyatro kolunun sergilediği oyunlardır. Görsel sanatlar alanında en önemli olay 1965 de Amatör Tiyatro Toplu-luğunun kurulmasıdır.‖

Urfa‘da tiyatronun varlığını göstermesi daha çok halkevlerinde yetiĢen Urfalı mahalli sanatçılar sayesinde olmuĢtur. Mustafa DiĢli, Mehmet Kurt, Halil Gülüm, Urfalı Babe (Yılmaz Kayral) gibi halkevlerinin yetiĢtirdiği bu isimler daha sonraları tiyatro eserleri yazarak ve oynayarak halka tiyatro sevgisini aĢılamıĢlardır. Urfalı Babe (Yılmaz Kayral) ise daha sonra yerleĢtiği Ġstanbul‘da hem müzik çalıĢmalarını sürdürmüĢ hem de 1960–70 yılla-rında Beyoğlu gazinolayılla-rında tek kiĢilik Ģovlar yapmıĢtır. Urfalı yazar ve Ģairler 11 Nisan Urfa‘nın KurtuluĢunu konu alan piyesler baĢta olmak üzere farklı türde eserler yazmıĢlardır. Halkevleri ve sinema salonları dizayn edi-lerek oynanan bu piyesler ne yazık ki yayımlanmıĢtır. Özellikle Mustafa DiĢli ve Halim Gülüm‘ün yazdıkları piyesler zaman zaman sahnelenmiĢ ve büyük ilgi görmüĢtür.

Son yıllarda dıĢardan gelen tiyatro topluluklarının yanında amatör olarak bu alanda çalıĢmalarını sürdüren tiyatrocular bulunmaktadır. Urfa‘ya dıĢardan gelen ve profesyonel anlamda tiyatro yapanlar, oyunlarını sergile-mek için daha çok sinema salonlarını, DSĠ Konferans salonu ve Beledi ġair Nabi Kültür Merkezinde kullanmıĢ-lardır. Urfa‘da özel bir tiyatro olmadığından daha çok sinema ve konferans salonları ile Halk Eğitim Merkezi konferans salonu kullanılmaktadır. Tiyatronun en yoğun ilgi gördüğü yıllar hiç kuĢkusuz televizyonun evlere henüz girmediği 1950–1970 yılları arasındadır. 1980‘li yıllardan 1990‘lı yıllara gelene kadar Urfa‘da tiyatro ade-ta bir fetret devrine girer. Üniversitenin açılması, göç ve genç kuĢaklardan yazarlardan tiyatroya ilgi gösterenle-rin çoğalmasıyla oyuncu grupları ortaya çıkmıĢtır. Bu anlamda Mustafa Acar‘ın kurduğu ―Urfa Sanat Tiyatrosu‖

sergilediği oyunlarla dikkatleri üzerine çekmiĢtir. Urfa‘nın mahalli ağzı ile yazdığı oyunlarında, Ģehrin kültürel ve sosyal yapısına mizahi bir dille yaklaĢan Acar, bu alanda büyük bir boĢluğu doldurmuĢtur. Mustafa Acar‘ın kaleme alıp bizzat yönettiği ―Mektepli Hero‖, ‖Mahalle Medyası‖ ile ―Yunus Emre‖ ve ―Bir Sıra Gecesi Facia-sı‖ oyunları üzerinde durulmaya değer çalıĢmalardır...

Ayrıca son yıllardaki sergilenen oyunların sayısının artması Urfa halkının Tiyatroya olan ilgisini gösterir sanırım. 2001 yılında 14 oyun, 2002 yılında 10 oyun ve 2003 yılı Eylül ayına kadar ise toplam 6 oyun sergile-miĢtir. ġURKAV‘ın 1993- 98 yılları arasında sergilediği oyunların dağılımı ise yıllara göre Ģöyledir: ―1993 yılın-da 1, 1994 yılınyılın-da 2, 1995 yılınyılın-da 5, 1996 yılınyılın-da 3, 1997–98 yılınyılın-da 6, olmak üzere toplam 18 etkinlik yapılmıĢ-tır.‖ 2002 yılında yalnızca sergilenen oyun toplamı 14 tür. Bunlardan 5 ‗i Ankara Birlik Tiyatrosunun, 4‘ü Orta öğrenim okullarının, 2‘si derneklerin diğerleri ise özel tiyatro topluluklarındır.

Urfa‘da tiyatroya olan ilginin arttığının bir göstergesi de kurulan tiyatro topluluklarıdır. Bu tiyatrolar bazen özgün eserler bazen de mahalli içerikli oyunlar sergilemektedirler. Ġlk akla gelenler ise Kent Tiyatrosu ve Bele-diye ġehir Tiyatrosu‘dur. Özellikle de mizaha dayalı oyunları tercih eden izleyicileri ülkenin genel havası içinde değerlendirmek gerekir. Son yılardaki tek kiĢilik Ģovların, komedinin artıĢı tiyatroya ilgiyi çoğaltmıĢtır. Televiz-yon ve radTeleviz-yonun hâkim olduğu günümüzde Tiyatronun geldiği konum oldukça iyidir. Özellikle öğrenci ve me-mur kesiminin ilgisi ve yeni tiyatro topluluklarının oluĢması ile tiyatro Urfa‘da hak ettiği yere gelecektir...

B) URFALI TĠYATRO YAZARLARI VE OYUNCULARI MEHMET AKAN

1939 yılında Birecik'te doğdu. Ġlk ve ortaokulu Birecik'te, liseyi HaydarpaĢa Lisesinde tamamladı. Ġstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi son sınıfından ayrıldı. 1959 yılında çeĢitli amatör tiyatro topluluklarında ve genç oyuncular topluluğunda çalıĢtı. 1962'ye kadar Genç Oyuncular topluluğunun tüm oyunlarında oyuncu, yönetmen, yazar ve koreograf olarak görev aldı. Özel bir bale okulunda devrim ocakları halk oyunları toplulu-ğunda dans çalıĢmalarını sürdürdü. 1962–66 arasında Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu'nda yönetmen, oyuncu, koreograf olarak çalıĢtı. 1967–68 sezonunda Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda kendi yazdığı "Ham Hum aralop"

adlı oyunu yönetti. 1969'da Dostlar Tiyatrosunun çalıĢmalarına katıldı. 9 yıl süreyle bu tiyatroda yönetmen, oyuncu, yazar ve koreograf olarak görev aldı. AST'ta sahnelenen (1982) "Hikâyeyi Mahmut Bedreddin" oyunuy-la, o yılın Ulvi Uraz En Ġyi Yönetmen, Ankara Sanat Kurumu En Ġyi Yönetmen, Ġsmet Küntay En Ġyi Yazar ödüllerini kazandı. ÇalıĢmalarına Dostlar Tiyatrosu'nda sürdüren Akan, yönettiği oyunlar arasında Zilli Zarife, Analık Davası, Alpagut Olayı, Gün Dönerken sayılabilir." Mehmet Akan, televizyonların sevilen dizisi

"Bizimkiler"de baĢarılı bir Ģekilde canlandırdığı "Sabri Bey" tiplemesi ile bütün Türkiye'de tanınarak sevilmiĢtir REHA BĠLGĠN

(Tiyatro Yönetmeni-Yazar)

―18 Eylül 1955 yılında Suruç‘ta doğdu. Ġlk Orta öğrenimini Ġstanbul‘da yaptı. Kadıköy ticaret lisesinden 1973 yılında mezun oldu. M.Ü. Almanca bölümündeki öğrenimini yarıda bırakıp tiyatroya baĢladı. 1986 yılında kurduğu Masal gerçek tiyatrosunu yönetti. Çok sayıda çocuk oyununu sahneye uyarladı ve yönetti. ÇeĢitli tiyatro dernekleri üyesidir. 1984 Avni Dilligil En iyi çocuk Oyunu ödülünü, 1994 118 T Lions En Ġyi çocuk Oyunu ödü-lünü aldı. 1999‘da sevda Üstüme adlı bir anlatı kitabı yayınladı.‖