• Sonuç bulunamadı

Menkul Kıymetlerin İtibari Değerlerinin Altında İhracından

2.2. KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN KAZANCIN TESPİTİ

2.2.1. BİLANÇO ESASI’NA GÖRE KURUM KAZANCININ TESPİT EDİLMESİ

2.2.1.2. Kurumlar Vergisi Kanunu 11 Madde Kapsamında Kanunen İndirim

2.2.1.2.11. Menkul Kıymetlerin İtibari Değerlerinin Altında İhracından

Ödenen Komisyonlar ve Benzeri Her Türlü Giderler

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının € bendinde, kanunlarla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak tespit edilen hadler saklı kalmak üzere, menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında satışından doğan zararlar ile ödenen komisyonların ve benzeri her türlü giderlerin, kurum kazancının tespitinde gider kaydedilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan düzenleme, ilgili Kanun’un 15. maddesinin (9) numaralı bendinde yer alan düzenlemeyle aynıdır. Her ne kadar Maliye Bakanlığınca verilen bir özelgede107,

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin (9) numaralı bendi hükmü gereğince, iştirak hisselerinin itibari değerinin altında satılması sonucu itibari değer ile satış fiyatı arasındaki fark nedeniyle oluşan zararın, kurum kazancının tespitinde indirim olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmişse de, Bakanlık bu görüşünü daha sonra değiştirmiş ve buna bir engel bulunmadığı yönünde görüşler vermiştir. Bakanlık verdiği özelgelerde108;

107 Maliye Bakanlığının 29/12/1998 tarih ve 49/4915-2/050237 sayılı özelgesi. 108 BIYIK-KIRATLI, s. 849.

• Bankalar Kanunu uyarınca, bankanın hisselerinin mülkiyetinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredildiği ve hisselere sahip olanlara herhangi bir ödeme yapılmadığı durumda, hisselerin mülkiyetinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na intikal ettiği tarih itibariyle hisse senetlerinin sıfır bedelle elden çıkarıldığının kabul edilmesi ve söz konusu hisse senetlerinin muhasebe defterlerinde kayıtlı değerine eşit tutarda ortaya çıkan zararın ilgili yıl safi kurum kazancının tespitinde dikkate alınması,

• Hisselerine sahip olunan şirketin tasfiye edlmesi halinde, tasfiye tarihi itibariyle ortaklık ilişkisinin bitmesi nedeniyle varsa tasfiye sonucu şirkete intikal eden tasfiye payının, hisse senetlerinin elden çıkarma bedeli olarak kabul edilmesi ve bu işlem sonucu ortaya çıkan kar veya zararın safi kurum kazancının tespitinde dikkate alınması,

• Şirket portföyünde bulunan hisse senetlerinin elden çıkarılmasında, senetlerin alış bedeliyle satış bedeli arasında oluşacak farkın ilgili döneme ilişkin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması,

gerektiği görüşü yer almaktadır.

Gerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 88. maddesinde yer alan sermayede meydana gelen eksilmelerin zarar kabul edilmeyeceğine yönelik hüküm, gerekse de Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan ve yukarıda bahsedilen düzenleme, kurumların aktiflerine dahil hisse senetlerinin itibari değerinin altında satışından doğan zararın kurum kazancının tespitinde dikkate alınmasına engel değildir109.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan düzenlemenin ne anlama geldiği açık olmamakla birlikte, maddenin kurumların ihraç ettikleri menkul kıymetlerden doğan zararların ve diğer giderlerinin, kanunların izin verdiği ölçüler içinde kabul edileceğini öngördüğü düşünülmektedir. Buna göre kanunların izin verdiği sınırları aşan zarar ve giderler kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamaz.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan düzenlemeyle aynı olan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15.

maddesinin (9) numaralı bendinde yer alan düzenlemenin gerekçesi de yukarıda yapılan açıklama ve yorumu doğrulamakta olup, gerekçede yer alan konuyla ilgili bölüm aşağıdaki gibidir:

“İhraç edilen menkul kıymetlerin aracı kuruluşlar eliyle satışında, kanuni hadlerin altında vaki satışların kayıtlarda aracı kuruluşlara ödenen komisyon olarak gösterildiği müşahede edildiğinden, bu gibi işlemlerin önlenmesi ve sermaye piyasasında menkul kıymet satışlarında görülen farklı uygulamaların giderilmesi amacıyla kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak tespit edilen hadler saklı kalmak üzere, menkul kıymetlerin nominal değerinin altında satışından doğan farklar ile komisyonlar ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin kurumlar vergisi matrahının tespitinde hasılattan gider olarak indirilmemesi esası getirilmektedir.”

2.2.1.2.12. İşletmenin Faaliyet Konusuyla İlgili Olmayan Araçlara İlişkin Gider ve Amortismanlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre, kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ve amortismanlarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün değildir.

Düzenlemede dikkat çeken bazı konular aşağıdaki gibidir:

• Düzenleme açısından sayılan taşıtların kurumun aktifine kayıtlı olmasının veya kiralanmış olmasının bir önemi yoktur.

• Düzenleme kurumların asıl faaliyet konusu ile ilgili olmayan araçlarını kapsamaktadır. İşletmenin asıl faaliyet konusu, şirket sözleşmesine göre değil, fiilen yapılan faaliyetlere göre belirlenir. Örneğin bir şirket, şirket sözleşmesinde turizm faaliyeti sayılmış olsa bile fiilen bu faaliyeti yürütmediği bir durumda, aktifine dahil yata ilişkin giderleri ve amortismanları indirim konusu yapamaz. Ayrıca, bu yatın devamlılık arz etmeyecek tarzda turistlerin gezdirilmesinde kullanılması durumunda bile, bu durum yatın şirketin esas faaliyeti ile ilgili olduğu anlamına gelmez110.

• Bentte yer alan deniz ve hava taşıtlarının kurumun esas faaliyet konusuyla ilgili olamaması durumunda, zati veya ailevi ihtiyaçlarda kullanılması veya sadece işletmede kullanılmış olması sonucu değiştirmemektedir. Her iki durumda da bu taşıtlara ait giderler indirim konusu yapılamaz.

2.2.1.2.13. Çeşitli Suçlardan Doğan Maddi ve Manevi Zarar