• Sonuç bulunamadı

İşletme İle İlgili Olmak Şartıyla; Bina, Arazi, Gider, İstihlak,

1.3. KAR’IN TANIMLANMASIYLA İLİŞKİLİ KAVRAMLAR

2.1.1. BİLANÇO ESASINA GÖRE TİCARİ KAZANCIN TESPİT EDİLMESİ

2.1.1.6. İşletme İle İlgili Olmak Şartıyla; Bina, Arazi, Gider, İstihlak,

Vergi, Resim Ve Harçlar

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 6 nolu bendinde, işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, ayni vergi, resim ve harçlar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek giderler;

• İşletme ile ilgili olan ve

• Maddede sayılan veya sayılanlarla aynı mahiyetteki vergilerdir.

Buna göre, işletmeyle ilgili olmayan, başka bir deyimle mükellefi işletme veya kurum olmayan vergiler, maddede sayılanlardan olsa dahi gider yazılamaz. Mükellefi işletme olmayan bir verginin mükellef adına işletme tarafından ödenmesi durumunda, bu ödemenin 40. maddenin 6 nolu bendi çerçevesinde gider olarak

dikkate alınması mümkün değildir. Örneğin işletmenin kiraladığı işyeri için ödediği emlak vergisi bu niteliktedir. Verginin gider yazılması ancak ödenen verginin kira gideri kapsamında değerlendirilmesi halinde mümkün olmaktadır45.

İşletmeyle ilgili olarak mükellef sıfatıyla ödenen emlak vergileri* bu bent kapsamında kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Buna ilave olarak yine belediyelerin takibinde olan, Belediye Gelirleri Kanunu gereğince ödenen bütün vergiler (çevre temizlik vergisi, yangın sigortası vergisi vb.), tahakkuk tarihleri itibariyle gider yazılır.

Damga Vergisi Kanunu gereğince ödenen damga vergisi ile Harçlar Kanunu’na göre ödenen harçlar, tahakkuk ettikleri tarih itibariyle gider yazılır. Maliye Bakanlığı verdiği bir özelgede geçmiş bir yıla ilişkin olarak sonradan pişmanlıkla ödenen damga vergisinin, ödendiği yıl kazancının tespitinde dikkate alınabileceğini belirtmiştir46.

Bu çerçevede gider yazılacak vergi ve harçlar, asıl mükellefleri tarafından ödenen vergi ve harçlardır. Verginin asıl mükellefçe başka bir işletmeye yansıtılması durumunda, diğer işletmenin bu tutarı vergi olarak gider yazması mümkün değildir. Damga vergisinin asıl mükellefi ile diğer taraf arasında, verginin ödenmesi bakımından bir anlaşma mevcut olsa bile, Vergi Usul Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca özel mukaveleler vergi dairesini bağlamayacağından, damga vergisinin gider olarak kabulü mümkün değildir47.

Gider Vergileri Kanunu’na göre, banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi banka, banker ve sigorta şirketleridir. Bunlar tarafından ödenen vergi Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin ilgili bu bendine göre gider yazılabilecektir.

Uygulamada banka, banker ve sigorta şirketlerince ödenen vergi müşterilere yansıtılır. Bu durumda müşteriler ödedikleri banka ve sigorta muameleleri vergisini,

45 BIYIK, KIRATLI, s. 346.

*Emlak Vergisi’nin konusu, Türkiye sınırları içerisindeki bina, arsa ve araziler olup, mükellefleri de bunların maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa malik gibi tasarruf edenlerdir.

46 BIYIK, KIRATLI, s. 348. 47 BIYIK, KIRATLI, s. 348.

vergi, resim ve harçların gider yazılacağını hükme bağlayan 40. maddenin 6 nolu bendi çerçevesinde değil, genel giderlerin indirimine olanak sağlayan aynı maddenin 1 nolu bendine göre gider yazarlar.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri katma değer vergisini indirecekleri, 58. maddesinde ise, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ile mükellefçe indirilebilecek katma değer vergisinin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlere göre mükelleflerce hesaplanan katma değer vergisinin veya yüklenilen ve indirilebilecek nitelikte olan katma değer vergisinin gider veya maliyet olarak kaydedilmesi mümkün değildir. Buna göre, kural olarak indirilemeyen katma değer vergisi gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde, indirilemeyecek katma değer vergisi sayılmıştır. Bunlar aşağıdakilerden oluşmaktadır:

• Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi.

• Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi.

• Deprem veya sel felaketi nedeniyle zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi. • Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi.

Yukarıda sayılan ve indirilemeyen katma değer vergilerinden sonuncusu dışındakiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesaplanmasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınır. Kanunen kabul edilmeyen giderler nedeniyle

yüklenilen katma değer vergisinin indirimi mümkün olmadığı gibi, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması da mümkün değildir. Kanunen kabul edilmeyen gider nedeniyle yüklenilen katma değer vergisi de kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir.

6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun “Özel İletişim Vergisi” başlıklı 39. maddesinin sondan bir önceki fıkrasında, “Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak kabul edilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez.” Hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm gereği, işletmede kullanılan cep telefonlarına ilişkin ödenen özel iletişim vergilerinin 6802 sayılı Kanun’un 39. maddesi hükmü gereğince kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Ticari kazancın tespitindeki genel esas çerçevesinde, işletmeyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar tahakkuk ettikleri tarih itibariyle gider yazılır.

Sonradan ikmalen veya re’sen salınan vergilerin gider yazma zamanı uygulamada kesin yanıtını bulmuş değildir. İkmalen veya re’sen salınan vergilerin, kesinleştiği dönemde gider yazılması veya ilgili olduğu dönem beyannamesinde düzeltme yapılarak o dönem kazancının tespitinde dikkate alınması şeklinde iki alternatif vardır.

Kanımızca doğru olanı, verginin ilgili olduğu dönem vergisinin düzeltilerek, fazla ödenen gelir vergisinin iade edilmesi şeklindedir. Ancak yükümlü tarafından düzeltme ve iade talep edilmemesi durumunda, kesinleştiği dönemde gider kaydedilmesi pratik ve kabul edilebilirdir.