• Sonuç bulunamadı

D. KOLLUK YETKİLERİ

8. Men (Yasaklama) Yetkisi

Men kelimesi önleme, durdurma, yasaklama ve caydırma anlamlarına gelmektedir.

Güvenlik hizmetleri açısından tanımlandığında men yetkisi, yasalara aykırı faaliyet gösteren yerler ile kişilerin bu faaliyetlerinin önlenmesi, devamına mani olunması ve

gerektiğinde durdurulması olarak tanımlanmaktadır202. PVSK’nın 11, 14 ve 19.

maddelerinde ve Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 29. maddelerinde kolluk güçlerinin men yetkisi düzenlenmiştir.

Bazı davranışlar vardır ki, kendisi başlı başına bir suç oluşturmaz ya da suç oluştursa bile kovuşturma koşullarının tam oluşmaması nedeniyle kovuşturulmayabilir.

Ancak engellenmemesi, kamu düzeninin sağlanması ve korunması bakımından son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu bağlamda kolluk güçleri, ceza yasalarına göre suç oluşturmayan bazı fiilleri engellemekte ya da yasaklamaktadır. Genel olarak suç oluşturmayan ancak engellenmediği takdirde kamu düzenini, toplumun huzur ve güvenini bozacak davranışlarda kolluğun emirlerine uyulmaması “kolluk suçu” olarak nitelendirilmekte ve kolluk yaptırımlarına konu oluşturmaktadır203.

Bu bağlamda Kabahatler Kanununun 32. maddesine göre, “Yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden204 kişiye yüz Türk lirası idari para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir.”

Genel anlamda suç oluşturmasa bile bazı davranışların yasaklanmasındaki temel düşünce, toplum tarafından tasvip edilmeyen bir davranışın devamının engellenmesidir.

Örneğin görsel medyanın ilgisini çekmek ya da ünlü olmak için kamusal bir alanda soyunan kişilerin toplum tarafından tasvip edilmeyen bu davranışlarının engellenmesi kolluğun görevi dâhilindedir. PVSK’nın 11. maddesi ve Jandarma Teşkilatı, Görev ve Yetkileri Yönetmeliğin 27. maddesi uyarınca jandarma ve polis bazı hareketleri yapanları haklarında herhangi bir başvuru veya şikâyet olmasa bile, durdurarak yasaklar. Buna göre PVSK’nın 11. maddesi uyarınca polis, “a) Genel ahlak ve adap kurallarına aykırı olarak;

utanç verici ve toplum düzeni bakımından tasvip edilmeyen tavır ve davranışta bulunanlar ile bu nitelikte söz, şarkı, müzik veya benzeri gösteri yapanları, b) Çocuklar, kız ve kadınlar ile genç erkeklere sözle veya herhangi bir şekilde sarkıntılık edenleri, kötü alışkanlıklara ve her türlü ahlaksızlığa yönelten ve teşvik edenleri, c) Genel ahlak ve adaba aykırı mahiyette her türlü sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın üreten ve satanları meneder.”

202 GÜLER, age, s. 49.

203 AKÇE, age, s. 196.

204 Eski TCK (765 sayılı) 526/I maddede düzenlenen “Yetkili Makamın Emrine İtaatsizlik” suçudur. Bu suç yeni TCK (5237 sayılı kanun) ile birlikte, Ceza Hukuku alanında çıkartılmış ve Kabahatler Kanununda düzenlenmiştir. (m. 32) Bkz. AKYILDIZ Ali, “İdari İşlemle Suç İhdası: Özel Güvenlik Bölgesini İhlal Suçu”, Hukuki Perspektifler Dergisi, S. 7, Temmuz 2006.

Bu doğrultuda yine Jandarma Teşkilatı, Görev ve Yetkileri Yönetmeliğinin 27.

maddesi uyarınca jandarma, “a) Genel ahlak ve adaba aykırı olarak, utanç verici ve toplum düzeni bakımından uygun karşılanmayan tavır ve davranışta bulunanlar ile bu nitelikte söz, şarkı, müzik veya benzeri gösteri yapanları, b) Çocuklar, kız ve kadınlar ile erkeklere sözle veya herhangi bir şekilde sarkıntılık edenleri, kötü alışkanlıklara ve her türlü ahlaksızlığa yönelten ve teşvik edenleri, c) Genel ahlak ve adaba aykırı nitelikteki film, plak, video ve ses bantlarını ve bilgisayar verileri işlenebilen materyalleri yapan ve satanları meneder.”

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere kolluk güçleri, bazı davranış ve hareketleri Ceza Kanununa göre suç oluşturmasa bile toplum tarafından tasvip edilmediği için engellemektedir.

Genel ahlak ve adaba aykırı hareketler, kişiden kişiye ve toplumdan topluma değişebilmektedir. Örneğin denize kıyısı olan şehirlerde mayo ve şortla dolaşılması kimse tarafından yadırganmazken, denize kıyısı olmayan bir şehirde kişilerin mayo ve şortla dolaşması halkın huzurunu bozabilecek niteliktedir. Bu nedenle kolluk güçleri ahlaka ve adaba aykırı hareketlerin kapsamını ve sınırlarını dikkatli belirlemeli, kimi nerede ikaz ve hatta men edeceğini iyi bilmelidir.

PVSK’nın 19. maddesine göre polis, “sokak, meydan, umuma mahsus yerlerde intizamı temin ve Seyrüsefer Talimatnamesindeki vasıflara uygun olmayan nakil vasıtalarını işletmekten ve bu vasıtaları sarhoş olarak veya seyrüseferin intizam ve selametini bozacak surette idare edenleri çalışmaktan meneder.” Bu madde ile genel hizmetlerdeki polise, trafik polisinin bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde, genel zabıta olarak Karayolları Trafik Kanunu ve diğer mevzuatların ilgili hükümlerini uygulama ve trafik polisine tanıdığı yetkiyi kullanma olanağı sağlamaktadır205.

Yine PVSK’nın 12. maddesine göre polis bar, pavyon, gazino, meyhane gibi içkili yerler ile kıraathane ve oyun oynatılan benzeri yerlere yanlarında veli ve vasileri olsa bile on sekiz yaşını doldurmamış küçüklerin girmesini meneder. Bu maddeden anlaşılacağı üzere kanunkoyucunun amacı küçüklerin korunmasını sağlamak ve ahlaki yönden dejenere olmasını önlemektir.

205 GÜLER, age, s. 55.

b. Gürültüyü Yasaklama Yetkisi

Günümüzde insanoğlunun karşılaştığı büyük çevre sorunlardan birisi olan gürültü, IULA’nın Çevre Terimleri Sözlüğünde insanlar üzerinde olumsuz fizyolojik ve psikolojik etkiler yaratan, arzu edilmeyen sesler olarak tanımlanmaktadır206. Bir diğer tanımlamaya göre gürültü, havadaki basınç değişmesinin kulak zarına olan etkisidir207. Gürültü kapsamına, yüksek seste çalınan müzik eserleri, egzoz ve motor sesleri, her türlü makinelerin çıkardığı yüksek sesler ve her türlü yüksek sesler girmektedir208. Gürültü, kamu düzeninin dirlik ve esenlik unsurunun bozulmasına yol açan olumsuz bir faaliyettir.

Gürültünün engellenmesi ve yasaklanması birçok ülkenin anayasasında ifadesini bulan çevre hakkının bir gereğidir ve 1982 Anayasasının 56. maddesinde sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlığı altında ifade edilmiştir209.

Türk Ceza Kanununda çevreye karşı suçlar başlığı altında 183. maddede gürültüye neden olma suçu düzenlenmiştir. Buna göre, “İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi iki aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.” Yine benzer şekilde Türk Ceza Kanununun 123. maddesinde kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu düzenlenmiştir. Bu maddede belirtilen huzur ve sükûnu bozma suçu, ancak kasten işlenebilen bir suçtur, çünkü suçun ortaya çıkması için sırf huzur ve sükûnu bozmak kastıyla gürültü yapılması gerekmektedir.

PVSK’nın 14. maddesine göre, şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde ve dışında saat 24.00 ten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu bozacak surette gürültü yapanlar polisçe menolunur. Bu yasağı dinlemeyenler hakkında Türk Ceza Kanununun 546. maddesine göre takibat yapılır. Zabıtadan izin alınarak yapılacak düğün, müsamere ve balolar bu kayıttan müstesnadır. Kolluk güçlerine gürültüyü men yetkisinin verilmesinin amacı, vatandaşların birbirlerinin haklarına saygı göstermesini sağlamak ve olay çıkmasını engellemektir210. Örneğin, günün yorgunluğunu atmak isteyen vatandaşın gece dinlenmesi, hasta, küçük çocuk ve bebeklerin uykularının bölünmemesi gibi amaçlarla kolluk güçlerine önleme tedbiri olarak men yetkisi verilmiştir.

206 KELEŞ Ruşen/ERTAN Birol, Çevre Hukukuna Giriş, İmge Kitabevi, Ankara 2002, s. 34.

207 TURGUT Nükhet, Çevre Hukuku, Yenilenmiş 2. Baskı, Savaş Yayınevi, Ankara 2001, s. 396.

208 ÇAĞLAYAN Ramazan, İdari Yaptırımlar Hukuku (Kabahatler Kanunu Yorumu) Asil Yayınevi, Ankara 2006, s. 209.

209 KUZU Burhan, Sağlıklı ve Dengeli Bir Çevrede Yaşama Hakkı (Çevreye Bir Kamu Hukuku Yaklaşımı), Fakülteler Matbaası, İstanbul 1997, s. 154.

210 GÜLER, age, s. 51.

Jandarma Teşkilatı, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği 62. maddesinde jandarmanın gürültü eylemi karşısındaki hareket tarzı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre;

a) Jandarmanın görev ve sorumluluk alanı içindeki şehir ve kasabalarda, saat 24.00’den sonra herhangi bir şekilde çevre halkının rahat ve huzurunu bozacak tarzda gürültü edilmesi yasaktır. Bu yasağı dinlemeyenler hakkında TCK’nin ilgili maddelerine göre işlem yapılır.

b) Bu yasağa aykırı olarak, konut içinde veya dışında gürültü edenler jandarmaca emir verilerek gürültü etmekten yasaklanır. Bu emir ve uyarının yapılması için, gerekliyse konut ve eklentilerine girilebilir. Gürültünün, bu yolla yasaklandığı durumlarda bir tutanak düzenlenir ve kanuni işlem yapılmak üzere adliyeye gönderilir.

c) Gürültünün yasaklanmasına ilişkin, emir ve uyarıya aykırı olarak hareketlerine devam edenler; derhal yakalanır ve karakola götürülürler. Haklarında düzenlenecek belgelerle birlikte; bekletilmeksizin, adamlı olarak yirmi dört saat içinde adliyeye verilirler.

d) Düğün, müsamere, balo vb. toplantı ve eğlenceler için jandarmadan izin alınmış olmak kaydıyla yukarıdaki hükümler uygulanmaz.

Bu konuda mahallin mülki amirlerince gerekli düzenlemeler o yerin kültürel ve sosyal özelliklerine göre yapılır. Vatandaşların yapacakları düğün, balo vs. gibi faaliyetleri için izin almak zorunlulukları yoktur; yapılan müracaatlar gerekli önlemlerin alınması konusunda bildirim niteliğindedir211.

Kabahatler Kanununun 36. maddesinde başkasının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde gürültüye neden olmak eylemi, 37. maddesinde ise mal ve hizmet satmak için başkalarının rahatsız edilmesi eylemi, idari para cezasını gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere gürültü, Türk Ceza Kanununun 183. maddesinde gürültüye neden olma suçu olarak, Kabahatler Kanununun 36. maddesinde ise gürültü kabahati olarak düzenlemiştir. Gürültünün suç ya da kabahat olması konusunda belirleyici nitelik, yapılan gürültünün insan sağlığını bozacak nitelikte olup olmamasıdır212. Yapılan gürültü insan sağlığını bozabilecek nitelikte ise suç, bu noktaya varmamakla birlikte

211 AKÇE, age, s. 199.

212 ÇAĞLAYAN, İdari Yaptırımlar Hukuku, s. 209.

kişilerin huzur ve sükûnun bozabilecek nitelikte ise kabahat oluşturmaktadır. Gürültünün insan sağlığına zararlı olup olmadığı hususu uzmanlar tarafından belirlenecektir. Gürültü denetimi konusunda çevre sağlık müdürlükleri görevlidirler. İşyerlerinde teknik olarak gürültü ölçümü yaparak önlem alınması için yaptırımlara gidebilmektedirler.

Çevre Kanununun 14. maddesinde ise kişilerin huzur ve sükûnunu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaktır hükmü yer almaktadır.