• Sonuç bulunamadı

D. KOLLUK YETKİLERİ

2. Elkoyma Yetkisi

Elkoyma, bir eşya üzerinde rızası olmadığı halde zilyedin tasarruf yetkisinin kaldırılmasıdır161. Elkoyma bu tanımdan anlaşılacağı üzere eşya üzerinde tasarruf yetkisinin kaldırılması olduğuna göre taşınmazlarda “tapuya şerh” verilmek suretiyle, taşınır mallarda ise eşya sahibinin veya zilyedinin elinden alınarak gerçekleştirilir.

Elkoyma, adli elkoyma ve önleme elkoyması olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Suçun veya tehlikelerin önlenmesi amacıyla bir eşyanın bir kimsenin elinden alınması, önleme elkoyması oluşturur. Bir eşyanın suçun delili olabileceği veya müsadereye tabi olduğu için geçici olarak Devletin muhafazası altına alınmasına ise adli elkoyma denilmektedir.

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 4. maddesinde koruma altına alma, her iki durumu da içerecek biçimde şu şekilde tanımlanmıştır: “Koruma altına alma, suçun veya tehlikelerin önlenmesi amacıyla veya suçun delili olabileceği veya müsadereye tabi olduğu için, bir eşya üzerinde zilyedin tasarruf yetkisinin kaldırılması işlemidir.” Bu

159 m. 38, (Ek: 3.10.2001–4709/15): “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.”

160 KAYGUSUZ, agm, s. 444.

161 KUNTER/YENİSEY, age, s. 823.

tanımlama ışığında önleme amaçlı elkoymanın, kolluğun bulundurulması ve taşınması suç olmayan ancak, kamunun emniyeti için tehlikeli bir vasıta olarak kullanılması muhtemel her türlü eşyaya elkoyması olduğunu söylemek mümkündür.

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 15. maddesine göre, ispat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri koruma altına alınır. Adli arama sonucunda bazı eşyaya elkoyma sözkonusu olduğunda, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile elkoyma işlemi gerçekleştirilir.

Ceza Muhakemesi Kanununun 127. maddesinde adli elkoyma kararının verilmesi ve uygulanması ile ilgili esaslar düzenlenmiştir. Bu hükme göre; “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.” Buna paralel olarak, Anayasanın 20. ve 21.

maddelerinde usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere gerek adli elkoyma ve gerekse önleme elkoyması hususlarında anayasamız aslında bir ayrım gözetmeyerek, olağan durumlarda hâkim kararı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise yetkili merciin yazılı emri gerektiğini belirtmiştir.

a. Postada Elkoyma

Haberleşme özgürlüğü, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde herkesin haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilerek, gerekse Anayasanın 22. maddesinde kişinin temel haklarından sayılarak teminat altına alınmıştır. Anayasa haberleşme özgürlüğünü “özel hayatın gizliliği ve korunması” başlığı altında ele almıştır. Bu nedenle haberleşme özgürlüğü, özel hayatın bir yönünü oluşturmaktadır. Haberleşme özgürlüğü hem haberleşme hakkının kullanılmasını ve hem de haberleşmenin gizliliğinin korunmasını içermektedir.

Haberleşme, geniş anlamıyla “bilgi, düşünce ve tutumların ortak semboller sistemi aracılığı ile kişiler ve gruplar arasında değiş tokuş edildiği süreçtir”162. Haberleşme özgürlüğü, hak öznesinin dilediği kimselerle dilediği biçimde haberleşmesinin engellenmemesi ve bu haberleşmenin ilgililerin izin ve onayı olmadıkça üçüncü kişilerin algı ve müdahalesinden korunmasını ifade etmektedir163.

Uluslararası sözleşmeler ve anayasayla teminat altında bulunan haberleşme özgürlüğü kanunlarla da korunmuştur. Nitekim Türk Ceza Kanununda haberleşme özgürlüğünün ihlali suç olarak düzenlenmiştir. Ceza mevzuatı bakımından haberleşme kavramının kapsamına, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim ile mektup, telgraf veya elektromanyetik araçlarla gönderilmiş bilgileri içeren yazı, belge veya diğer gönderiler gibi posta yoluyla yapılan her türlü gönderi girmektedir164.

Haberleşmenin denetlenmesinin hukuki çerçevesini çizmek adına, haberleşme özgürlüğünün sınırlanabileceği haller kanunla tespit edilmiştir. Haberleşmenin hâkim kararı ile denetlenmesi, haberleşme özgürlüğünün korunması bakımından güvence oluşturmaktadır.

Postada elkoyma, genel elkoyma tedbirinden ayrı olarak Ceza Muhakemesi Kanununun 129. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir165. Bu maddenin açık hükmünden anlaşılacağı üzere gönderilere el konulabilmesi için bunların suçun iz, delil, eser ve emarelerini oluşturduğundan şüphe edilmelidir. Buradaki şüphe, basit bir şüphe değildir.

Postada elkoyma tedbirine başvurmak için gerekli olan şüphe, suçun delillerini oluşturduğuna yetecek kadar olan şüphedir.

Postada elkoyma tedbirine kural olarak hâkim karar verir. Cumhuriyet Savcısı ise ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde elkoyma kararı verebilir. Hâkim kararı

162 SEVÜK YOKUŞ Handan, “Postada Elkoyma ve Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Y. 20, S. 69, Mart-Nisan 2007, s. 97.

163 KABOĞLU, age, s. 297.

164 SEVÜK, agm, s. 98.

165 CMK m. 129’a göre; “(1) Suçun delillerini oluşturduğundan şüphe edilen ve gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturma ve kovuşturmada adliyenin eli altında olması zorunlu sayılıp, posta hizmeti veren her türlü resmi veya özel kuruluşta bulunan gönderilere, hâkimin veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararı ile elkonulabilir. (2) Hâkim kararının veya Cumhuriyet Savcısının emrinin kendilerine bildirilmesi üzerine elkoyma işlemini yerine getiren kolluk memurları, birinci fıkrada belirtilen gönderilerin içinde bulunduğu zarfları veya paketleri açamazlar. El konulan gönderiler, ilgili posta görevlilerinin huzuru ile mühür altına alınıp derhal el koyma kararını veya emrini veren hâkim veya Cumhuriyet Savcısına teslim edilir. (3) Soruşturma ve kovuşturmanın amacına zarar vermek olasılığı bulunmadıkça, alınmış tedbirler ilgililere bildirilir. (4) Açılmamasına veya açılıp da içeriği bakımından adliyenin eli altında tutulmasına gerek bulunmadığına karar verilen gönderiler, hemen ilgililerine teslim olunur”.

olmaksızın yapılan elkoyma işleminin 24 saat içinde hâkim onayına sunulacağı, hâkimin ise elkoymadan itibaren 48 saat içinde kararını açıklayacağı, aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı belirtilmiştir.

b. Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi

Telekomünikasyon, her türlü işaret, sembol, ses ve görüntünün ve elektrik sinyallerine dönüştürebilen her türlü verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletişim sistemleri vasıtasıyla iletilmesi, gönderilmesi ve alınmasını ifade eder166. Suçun önlenmesi amacıyla iletişimin denetlenmesi, Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik de belirtilen esas ve usullere göre yerine getirilmektedir.

aa. Kapsam

İletişimin önleme amaçlı dinlenmesi sadece belli suçlar için öngörülmüştür. Bu suçlar Türk Ceza Kanununda yer alan, a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar, c) TCK. md. 305, 319, 323, 324, 325 ve 332 de yer alan suçlar ve casusluk suçları hariç, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı suçlardır. Dolayısıyla bu suçların dışında başka suçlar için, iletişim önleme amaçlı dinlenemez.

bb. Karar Alma Usulü

Suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla yapılacak iletişimin denetlenmesine kural olarak hâkim karar verir. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, Emniyet Genel Müdürü veya İstihbarat Dairesi Başkanının ve Jandarma Genel Komutanı veya İstihbarat

166 SEVÜK YOKUŞ Handan, “Kolluk Tarafından Suçun Önlenmesine Yönelik Yapılan İletişimin Denetlenmesine İlişkin Değerlendirmeler”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Y. 19, S. 67, Kasım-Aralık 2006, s. 45.

Başkanının yazılı emri ile iletişim denetlenebilmektedir167. Yazılı emir yirmi dört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Yetkili ve görevli hâkim, ilgili kurumların talepte bulunan biriminin bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve CMK m.

250/1 e göre kurulan özel yetkili ağır ceza mahkemesinin üyesidir. (Yönetmelik md. 26) Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Hâkim iletişimin denetlenmesi tedbirine başvururken, bu tedbir ile ulaşılmak istenen milli güvenliğin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesinin sağlanması amaçları ile bireyin en temel haklarından olan haberleşme özgürlüğünün kısıtlanması arasındaki orantılılığı dikkate almak zorundadır.

İletişimin denetlenmesine ilişkin hâkim kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Bu durumda iletişimin önleme amaçlı denetim süresi, 12 ayı geçemez. Ancak, terör örgütlerinin faaliyetleri çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim tarafından üç aydan fazla olmamak üzere sürenin birkaç kez uzatılmasına PVSK. Ek. md. 7/4 kapsamında karar verilebilir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir kararı kalkar.

Önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi 23.7.2006 tarihinden itibaren, Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde kurum başkanına doğrudan bağlı

“Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı” adıyla kurulan tek bir merkezden yürütülmektedir168.