• Sonuç bulunamadı

Fotoğraf 15: Habitusa İlişkin Sembolik Görsel (K,27, Uzman)

5.4. MEKÂNDAN ÇIKARIMDA BULUNMA

Yapılan görüşmeler sırasında katılımcıların mekâna ilişkin fikirlerini aktarırken, mekânda bulunan nesneler, düzenlemeler ve insanlardan yola çıkarak çeşitli çıkarımlarda bulundukları, bu çıkarımlara bağlı olarak kimi zaman davranışlarında kimi zaman mekân ile olan bağlarında değişikliklerin olduğu açığa çıkmıştır.

Mekânsal özelliklerin ve ilişkilerin belirleyici olduğu bu noktada, katılımcıların hem mekâna hem de mekandaki insanlara ve ilişkilere dair çeşitli sonuçlara ulaşıyor olması, buna ilişkin anlamlandırmaların neler olduğunun önemini artırmaktadır.

Görüşmeler sırasında açığa çıkan bu durum üzerine günlükler tekrar okunarak gündelik yaşamları içindeki rutinlerinde bu konunun dahil olup olmadığına dair ip uçları aranmıştır. Bunun sonucunda elde edilen bilgiler görüşmelerden elde edilenler

135 ile değerlendirilmiştir. Bir mekânda hüküm süren baskın tutumun ya da davranışın ne olduğuna, mekânı kullanan kişilerin kimler olabileceğine dair toplamış oldukları ip uçlarının keşfedilebilmesi için katılımcıların mekandaki özelliklere nasıl anlam atfettikleri anlaşılmaya çalışılmıştır.

Katılımcıların tümü, bir mekâna girdiklerinde o mekânda herhangi bir kişi olsa da olmasa da mekâna ilişkin bilgiye ulaşabileceklerini ileri sürmektedirler. Aralarındaki tek fark, katılımcıların bir kısmı sadece mekandaki eşyalar ya da insanlardan yola çıkarak bu bilgiye ulaşabileceklerini söylerken geriye kalan katılımcılar hem mekânı kullanan insanları hem de mekandaki eşyaları değerlendirerek bir sonuca vardıklarını belirtmişlerdir. Bu noktada katılımcıların mekâna yönelik çıkarımda bulunurken üç farklı yol izledikleri görülmektedir; insan davranışlarının ve görünüşlerinin anlamlandırılması, nesnelerin anlamlandırılması, son olarak hem mekandaki nesnelerin hem de o mekânı ve nesneleri kullanan insanların anlamlandırılması.

Şekil 6: Mekân Hakkında Çıkarımda Bulunmada Belirleyici Olan Sembolik Alt Kategoriler

Mekandaki nesnelerin ve hem mekânı hem de nesneleri kullanan insanların ve aynı zamanda davranışlarının birer sembole dönüştüğü bu noktada, sadece mekânı kullanan kişilerden hareketle mekâna özgü çıkarımda bulunan katılımcılar 9 kişi ile en küçük grubu oluşturmaktadır. Katılımcıların cinsiyetinin belirleyici bir unsur olmadığı bu konuda dikkat çeken nokta, katılımcıların bulundukları farklı şehirler üzerinden bir değerlendirme yapmış olmalarıdır. Ortaya çıkan, bulunulan mekandaki insanların davranışlarından yola çıkarak oradaki baskın tutuma yönelik çıkarımlarda bulunmuş ve eylemlerini şekillendirmiş olmalarıdır. Benzer örneklerin verildiği bu husustaki görüşler sadece yapılan görüşmeler sırasında aktarılmıştır.

136 Hem davranışların belirlenmesinde hem de bulunulan mekandaki genel tutuma ilişkin bilgi edinilmesinde belirleyici olan diğerlerinin davranışları ve tavırları, katılımcıların bunlara anlam atfetmesiyle birer sembole dönüşmüştür. Temsil edilenin, katılımcıların zihninde oluşturduğu anlam ile olan ilişkisi, mekânsal sembollerin oluşmasını sağlamıştır. Toplumsal olana ilişkin bilgi, mekânsal veriler aracılığıyla elde edilmiştir ve bunlar davranışlara yansımıştır.

“Toplumsal baskıyı iliklerime kadar hissettiğim bir yer var. …’ya gittik iş arkadaşımla, kadın. Akşam çıkalım bir yerlerde oturalım dondurma yiyelim dedik. … Oturulacak yerler var aslında açık olan ama öyle bir yerde oturmayı kendimize yakıştıramazdık. Şalvarlı amcaların, kaba şakalar yapan delikanlıların oturduğu mekanlar vardı. Hiçbirine girmeyi deneyemedik bile. Arkadaşla, o yolda yürüyerek dondurma yemeyi göze alamadık. O aura bize bunları yapamayacağımızı hissettirdi.” (E1, 39, Uzman)

“İnsanlar bunu hissettiriyor. Bir adam vardı, diğerleri kızları, akrabaları, eşi olabilir bilmiyorum. Adamın iki metre gerisinden gidiyorlardı. Cadde üzerinde hiçbir yerde bayan yoktu. İnsan eşiyle de oturmaz mı? Yok. Bir yer vardı … diye, orada amcalar teyzeler oturuyordu. Eşimle oraya gidip çay içtik. İnsanların tutumları davranışları, imajları hissettiriyor ilk kez gittiğin bu yerde.” (K, 40, Akademisyen)

Verilen örneklerde dikkat çeken unsur, bulunulan mekanlardaki kişilerin cinsiyetine yapılan vurgudur. Erkeklerin, kadınlara göre daha görünür olması katılımcılar için birer göstergeye dönüşmüştür. Kamusal bir mekânda kadınların olmamasıyla paralel olarak mekâna yönelik olumsuz anlamlandırmaların oluşması, katılımcıya göre kadın ve erkeklerin mekânsal düzeyde görünürlüğünün önemli bir sembol olduğunu göstermektedir.

Katılımcıların çoğunluğunun nesnelerden yola çıkarak mekâna ilişkin çıkarımda bulunduğu görülmektedir. 18 katılımcıya göre mekandaki nesnelerin bu konuda belirleyici olduğu, bu katılımcılar arasından 15 katılımcıya göre ise hem nesnelerin hem de öznelerin mekâna dair bilgi barındırdığı anlaşılmaktadır. Daha önce bahsedilmiş olan mekân ile eşya ve düzen arasındaki ilişkinin bir uzantısı olarak görülebilecek bu konuya ilişkin veriler hem günlüklerden hem de görüşmelerden elde edilmiştir.

137 Daha önce belirtildiği üzere Goffman, bir mekânda performansın sergilenmediği zamanlarda bile oradaki eşyaların, mekânın kullanıcısının varlığını sürdüren niteliğini korumaya devam ettiğini ileri sürmektedir. Mekâna hâkim olan eşya ve düzenin niteliği, katılımcılar için o mekânın kullanıcısı adına çıkarımlarda bulunmasına aracılık etmektedir. Mekân ve özne arasındaki etkileşimin önemli bir sonucu olan bu durum, mekân ve öznenin birbirlerinin temsili haline gelmiş olduklarını göstermektedir.

“Mekân kişiye dair bilgi verir. Evin tasarımından, kullandığı eşyalardan belli çıkarımlar yaparım. Eşyanın kalitesi ya da zevki olabilir. Çok modern bir tarzda mı geleneksel tarzda mı, dolayısıyla o evin kültürel geçmişleri ve yapılarıyla ilgili ip ucu verir.” (E, 27, Uzman)

“… Bir eve girdiğinde dini simgeler varsa dini eğilimi anlarsın, kültür sanatla ilgili malzeme varsa burası okunup çizilen bir yer dersin. Evin içindeki malzemeye ya da malzemesizliğe de bağlı olarak çıkarırsın. Aile resimleri sıralanmışsa aileye vurgu olduğunu anlarsın.” (K, 32, Uzman)

“Eve girdiysem derli topluyla kişinin titiz olduğunu hissedebilirsin.

Abartılı mobilyalar günlük yaşamda nasıl olduğuna dair fikir verebilir.

Mesela bahçeli bir eve gittiğinde o insanın doğaya düşkün olduğunu hissedebilirsin.” (E, 35, Akademisyen)

Nesnelerden yola çıkarak fikir sahibi oldukları iş yaşamına ait mekanlar, daha önce de değinilen eşyalar ve nitelikleriyle paralel olarak ortaya çıkan mesleki konuma ilişkin bir çıkarımda bulunmalarını kolaylaştırmıştır. Çalıştıkları iş yerlerinde mesleki hiyerarşiye göre nesnelerin özelliklerine atıfta bulunarak bunun, mekân üzerinden ulaşılabilecek belirgin bir sembol olduğu sonucuna varılmıştır. Kendi iş yerlerinden yola çıkılarak aktarılanlar, mekânsal düzenlemelerin ve mekânda kullanılan eşyaların iş yerindeki pozisyona göre çok net bir şekilde bilgi verdiği anlaşılmaktadır.

“Bizdeki yapılaşma genel olarak, üst yönetim var altında liderler var.

Onlara ait odalar var. Onun haricindeki ekip üyesi arkadaşlar bir arada oturuyorlar ya da paylaşımlı odalarda oturuyorlar. Benim bir üst konumdaki kişinin odası daha büyük, o mekânın bir kısmını misafir ağırlamak için özel olarak düzenledi. Her türlü girdiğinizde anlaşılır onun burada üst kademede olduğu.” (E, 45, Uzman)

“Yönetici personel ayrımı çok keskin. Uzman personel odasında mavi kıytırık masalar. Ama yöneticilerin, başkanlarınki öyle değil. Onlarınki daha lüks ve kendini belli eden eşyalar.” (K, 34, Uzmanı)

138

“Bir kere bizim odalar koğuş gibi 8 kişiyiz. Yanda bu bölümün şefinin odası var orada tek masa var ve misafirleri için ayrılmış sandalyeler var.

Odanın şekli zaten gösteriyor bu odanın makam odası olduğu.” (E, 38, Uzman)

Kendi çalışma alanlarının dışında bulunan mekanlar için benzer noktalar üzerine duran katılımcıların, nesneler üzerinden o mekanların kim tarafından ne amaçla kullanılacağına dair fikir edindikleri açıkça görülmektedir.

“İster istemez döşemesinden fikir edinirim. Bir makam odasına girsen anlarsın. Mesela üniversiteye geldiğinde seni bir bölüm başkanının bir dekanın bir de rektörün odasına götürseler anlarsın hemen. Eşyalarından, büyüklüğünden, döşemesinden, konumundan kat olarak, giriş katta idare olmaz örneğin.” (E ,45, Akademisyen)

“Odadaki masasından, tablosundan, sandalyesinden, kırmızı halısından kuruma göre değişir de konumunuzu ifade eden eşyalar mutlaka vardır.”

(K, 42, Uzman)

Tek başına nesneler aracılığıyla değil, onu kullanan kişiler de dahil olmak üzere, mekâna dair çıkarımlarda bulunabileceklerini söyleyen katılımcıların, mekânda bulunanların davranışları, tavırları, jestleri, giyimleri dahil olmak üzere tüm detaylara dikkat ettikleri görülmüştür. Elbiseler kişisel mekanların en asgarisi olarak işlev görmekte ve onun minimal bir görünümünü sunmaktadır (Goffman, 2017:56). Aynı zamanda Schütz’ün öznelerin sembol ve simgelerin kendisine değil temsil ettiği şeye baktıklarını belirttiği düşüncesini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Mead tarafından anlamlı sembol olarak kabul edilen jestlerin ve beden dilinin katılımcılar için mekânsal çıkarımlarda bulunmada önemli bir sembol olarak işlev görmesi gündelik yaşama ilişkin detayların ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

“Kişilerin tavrına bağlı herhalde. Konuşma şekli ve üslubuna bağlı.

Odanın eşyaların niteliğine göre, daha üst düzeydekilerde daha kaliteli ve daha çok eşya olur. Bir sandalye olmaz mesela. Onlara bakarım ve kişinin benle iletişimine bakarak fikir edinebilirim.” (K, 42, Akademisyen)

“İlişkiler ve insanlar üzerinden bakıyorum. Kullanılan eşyalar, kişinin kıyafetleri, masada neler olduğu, neden öyle kullandığına bakarım.

İnsanların davranışlarından anlarım. Bir bardak suyu getiriş şeklinden bile anlayabilirsin. Jest ve mimiklerine bakarım”. (K, 34, Uzman)

139

“Sonuçta, bir mekânda ilk olarak insanların verdiği tepkiler, giydikleri kıyafetler bile fikir veriyor. O kişinin ait olduğu mekâna gittiğinizde o kişiden bir şeyler o mekânda bulabiliyorsunuz”. (E, 45, Uzman)

Mekân ile özne arasındaki güçlü bağın gündelik yaşam içindeki pratikler aracılığıyla ne şekilde deneyimlendiği açıkça görülmektedir. Katılımcıların sürekli bulundukları ortamdan farklı bir ortama gittiklerinde edinmiş oldukları deneyimler, mekânsal çıkarımlarda hem öznelere hem de nesnelere özgü detayların önemli olduğunu göstermektedir. Unutmamak gerekir ki katılımcıların mekâna ilişkin çıkarımlarda bulunabilmelerini sağlayan durum yaşamları boyunca edinmiş oldukları deneyimleridir. Sahip oldukları habitusları üzerinden bir sonuca varan katılımcıların, kendi yaşam biçimlerinden ve alışkanlıklarından farklı olduğunu ileri sürdükleri mekanlardaki özelliklerden yola çıkarak çeşitli semboller aracılığıyla mekânsal çıkarımlarda bulundukları görülmektedir. Karşılaşmış oldukları kişilerin dahil oldukları toplumsal gruplar ve yapılar nedeniyle, mekânsal sembol olarak kabul edilecek öğelerin farklı anlamlandırmalar ile sembolik özellik kazandığı ve mekâna özgü çıkarımlara aracılık eden sembollerin aynı mekandaki kişiler arasında farklı anlamlar ile etkileşime girdiği görülmektedir.

“...’ya gittim, oradaki iyi kötü iktidarı yönetim şeklini biliyorsun.

Gitmeden hep kulaktan dolma bilgilerle gidiyorsun. Ama gittiğimde o kadar da katı bir yönetim olmadığını gördüm. Kadınların giyim kuşamları açısından. Evlerde çok rahatlar mesela…O an sen farklı bir yerle tanıştığını hissediyorsun. Sokakta baskın bir rejimi hissedebiliyorsun bunu da insanların giyim kuşamından anlayabiliyorsun. Sokaklardaki afişlerden anlıyorsun. Ama bir yandan da benim için katı olan bir kuralın ya da başka bir davranışın oradakiler için öyle olmadığını anlıyorsun” (E, 32, Akademisyen)

“Geçen yıl ...’ya gittim. Sokakta bir adam bir yanda bir kadın tamamen kapalı, yanında 5 çocuk var, çöp bidonu var inanılmaz kirli bunun gibi bir sürü imge var ve her yerde yanıp sönüyor. … Çok içgüdüsel şeyler. Çok tedirgin hissetmiştim kendimi. Daha önce de ...’ya gittim, tamam çok ahım şahım bir yer değil ama orada mekanlara baktım, parklarının düzgünlüğüne. Mekân, sokaklar sana söylüyor gelip burada rahatça oturabilirsin. Kilometrelerce yürümüştüm o kadar rahat hissetmiştim. (K, 31, Akademisyen)

Katılımcılar tarafından, mekân ile öznelerin birbirlerinin temsili olduğunun ve bunun oradaki nesnelerle birlikte değerlendirildiğinde, mekânı kullananlara dair fikir

140 edinilebileceğini gösteren ve aşağıda aktarılan alıntıya benzer birçok ifadeye yer verilmiştir.

“Her tanıdığımız insan bir dünya gibi o mekanlar da aslında o kişinin diğer birimleri oluyor ve kişiyi daha iyi tanımanızı sağlıyor. O kişiyi kafamda anlamlandırmaya çalışıyorum. Mesela burası benim odamda dağınık bir yapı var koşturmacadan düzenleyemedim bir türlü hoş değil tabii. Ama eğer bir kişinin odasına girdiğinizde düzenliyse, yaşamında planlı olduğunu sonucuna varılabilir. Ama hiçbir parametrenin yüzde yüz karşılığı yok ama bir fikir verir.” (K, 37, Akademisyen)

5.5. MEKÂNA AİDİYET HİSSETME VE KABULLENME BİÇİMLERİNİN