• Sonuç bulunamadı

3. TERMAL TESİS BÜNYESİNDE BULUNAN FİZİK TEDAVİ VE

3.2. Termal Tesislerde Bulunan FTR Merkezleri Mekân Tasarım İlkeleri

3.2.2. İç Mekân Tasarım İlkeleri

Bu bölümde tasarım ilkeleri olarak erişilebilirlik, mekânsal büyüklük, mahremiyet, bağımsızlık, kullanıcı konforu, güvenlik, kapı-pencere özellikleri, donatı özellikleri, malzemeler ve gürültü ele alınmıştır.

• Erişilebilirlik

Dış mekân ile iç mekân arasında arasındaki geçiş yerlerinde, iç mekânda mekânlar arası organizasyonda erişilebilirlik tasarım ilkelerinin başında gelmektedir. Fizik tedavi

ve rehabilitasyon merkezlerine gelen hastalar fiziksel fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremeyen bireylerdir. Bu durum tasarımın her aşamasında düşünülmesi gereken bir konudur. Hastalar mekânlara problem yaşamadan ulaşabilmeli, kullanması gereken donatıları rahatlıkla kullanabilmelidir. Hastalar görme engelli ve yürüme engelli olabilmektedir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinde yürüme engelli hastalar tekerlekli sandalye ya da yürüteç ile hareket edebilmektedirler. Kullanıcı tekerlekli sandalye gerekli tüm mekânlara ulaşabilmelidir. Bu yüzden tekerlekli sandalye boyutları ele alınmalıdır.

Günümüzde standart, büyük tekerlekleri önde olan tekerlekli, kollu tekerlekli, elektrikli tekerlekli, spor amaçlı, tuvalet ihtiyacı için kullanılan ve farklı fonksiyonlara sahip tekerlekli sandalyeler bulunmaktadır (İskender, 2015). Standart tekerlekli sandalye 80 cm genişliğinde, 121 cm uzunluğunda, 102 cm yüksekliğindedir (Şekil 3.3, 3.4, 3.5, 3.6). Bu boyutlara bağlı olarak hareket alanı göz önüne alınarak mekân ve donatıların büyüklükleri belirlenmelidir.

Şekil 3.3: Tekerlekli sandalye yandan görünüm (Neufert, 1998)

Şekil 3.4: Tekerlekli sandalye cephe görünümü ve katlanışı (Neufert, 1998)

Şekil 3.5: Tekerlekli sandalye üstten görünümü (Neufert, 1998)

Şekil 3.6: Tekerlekli sandalye hareket alanı (Neufert, 1998)

• Mekânsal büyüklük

Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri A, B ve C tipi tıp merkezleri statüsünde olmaktadır. Merkezin kuruluşu esnasında tıp merkezi niteliğine karar verilmekte ve ruhsat alınmaktadır. Ayakta tedavi ve teşhis yapılan sağlık kurumları yönetmeliğinde tıp merkezlerinde bulunması gereken mekânlar ve büyüklükleri ele alınmıştır.

FTR merkezi kapasitesine bağlı olarak binayı oluşturan mekânlar oluşturulmaktadır. Mekânsal büyüklükler mekânın kullanıcısı olan hasta ve sağlık personelinin fiziki durumuna, mekânın kullanıcı kapasitesine, mekânda bulunan donatıların büyüklüklerine ve yerleşimlerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Mekânlar kullanıcısının rahat hareket edebileceği, problem yaşamadan eylemlerini yerine getirebileceği büyüklükte tasarlanmalıdır. Mekânsal büyüklük ile işlev ve kullanıcı arasında bağıntı bulunmaktadır (Arat, 2004).

Mekânlar arası organizasyonun sağlanmasın sağlayan sirkülasyon alanlarında tekerlekli sandalyenin geçişine ve rahat hareket edebilmesine imkân sağlayacak mekânsal büyüklük sağlanmalıdır. Tedavi mekânlarında hasta tedavi öncesinde, sırasında ve sonrasında gerçekleştirmesi gereken eylemleri gerçekleştirebileceği büyüklükte mekânlara sahip olmalıdır.

• Mahremiyet

Mimari tasarım sürecinde binayı oluşturan mekânların birbiri ile organizasyonunda göz önüne alınacak faktörlerden biri mahremiyet kaygısıdır. Sağlık hizmeti verilen kurumlarda gerekli mekânsal büyüklüklerin ve erişilebilirliğin sağlanmış olması, donatıların doğru yerleştirilmiş olması, kullanıcıların mekânı verimli kullanması için yeterli olmamaktadır. Bireyler muayene ve tedavi sırasında, mahremiyet kaygısı gütmektedirler. Mekânların tasarımında hastaların bina içerisinde rahat hareket etmeleri, tedavi sırasında rahatsız olmamaları sağlanmaya çalışılmalıdır. Yapılan tedaviler esnasında hastalar kıyafetlerini çıkarmak durumundadır. Bu sebeple tedavilerin gerçekleştiği alanlarda mahremiyet sağlanmalıdır.

Tedavi odalarının tek ya da daha fazla kişiye hizmet verebilmektedir. Birden fazla kişinin aynı anda tedavisinin gerçekleştiği mekânlarda gerekli bölücü elemanlar kullanılmalı, soyunma-giyinme kabinlerinin oluşturulması gerekmektedir. Ortak kullanılan alanlarda mahremiyetin belirli düzeyde sağlanması bireylerin, kullandıkları mekândan maksimum performans sağlanabilmesinde gerekli unsurlardan biridir (Arat, 2004).

MARU Sağlık Binaları Araştırma merkezi, rehabilitasyon tesisleri için yenilikçi modeller belirlemek üzere araştırmalar yapmıştır. Araştırmada The Westway Centre, Cannock Chase, Victoria House, The Walton Centre adlı tesislerde araştırmalar ve hastalarla görüşmeler yapılmıştır. Hastalar ile yapılan görüşmelerde hasta en büyük eksikliğin gizlilik/mahremiyet olduğunu dile getirmektedir. Sürgülü kapıların açılma sesleri, ziyaretçi ve çalışanların aniden içeri girmesinin ve kendisini görmenin rahatsız edici olduğunu belirtmişlerdir (NHS Wales, 2013).

• Bağımsızlık

Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları hastanın sağlığını iyileştirmek, bağımsız hareket edebilmesini sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Rehabilitasyon, kişinin günlük hayatını başka bir kişiden ya da araçtan yardım almadan geçirebilmesini amaçlamaktadır (NHS Wales, 2013). Bina içerisinde hastaların yardım almadan bağımsız hareket edebilmeleri sağlanmalıdır. Tekerlekli sandalye, yürüteç, yürüme bastonu kullanan hastaların başkasına ihtiyaç duymadan binada istediği her yere sorunsuz ulaşabiliyor olması tasarım amacına ulaştığını göstermektedir. Mekânların tasarımında, hastaların fonksiyonları bağımsız olarak mümkün olan en iyi şekilde gerçekleştirmesi esas alınmalıdır (ICRC, 2017).

• Donatı özellikleri

Mekânlarda donatıların kullanıcıya ve gerçekleştireceği eylemlere uygun nitelikte seçilmesi gerekmektedir. FTR merkezinde sağlığını kaybetmiş, bazı uzuvlarını tamamen ya da kısmen kullanamayan hastalar tedavi edilmektedir. Yürüme problemleri olan hastalar için tekerlekli sandalyeler, yürüteçler, yürüme destekleri bulunmalıdır. Mekânların tasarımında yerleştirilecek olan donatıların nitelikleri engelli bireylerin fiziksel özelliklerine ve hareketlerine uygun tasarlanmış olmalıdır. Bina içerisinde ve dış mekânda yer alan merdiven, rampa çevresinde kişilerin bağımsız hareket edebilmesi için korkuluklar bulunmalıdır (ICRC, 2017). Hastaların tedavisinde kullanılan ekipmanlar sağlığa zararlı olmayan, hijyenik malzemelerden üretilmiş, boyutları ve nitelikleri itibariyle hasta ve sağlık personelinin kullanımına uygun tasarlanmalıdır (NHS Wales, 2013).

• Kapı-pencere özellikleri

FTR merkezi iç ve dış mekânlarında kapılar kolay açılır nitelikte olmalıdır. Kapılar tekerlekli sandalyeli bireylerin dokunmadan hareket edebilmesini sağlamak için sensörlü, yeterli açıklığa sahip kapılar olmalıdır (ICRC, 2017). Kapı eşikleri tekerlekli sandalye ya da yürüme desteği kullanan bireylerin hareketini zorlaştırmaktadır. Bina genelinde kapı eşiklerinde kullanıcıyı zorlayan basamaklar bulunmamalıdır. Pencerelerde çeşitli yasal gerekliliklere ek olarak doğal aydınlatma ve havalandırma, gürültüye karşı yalıtım, kullanıcı rahatlığı, enerji tasarrufu, parlamayı önleme ve dış mekân ile bağlantıyı sağlama işlevleri bulunmalıdır (NHS Wales, 2013).

• Kullanıcı konforu

Yapıyı oluşturan tüm mekânların tasarımında kullanıcı konforunun sağlanmış olması hizmet veren sağlık personelleri açısından hizmetin verimliliğini, hasta açısından ise iyileşmeyi olumlu anlamda tetiklemektedir. Mekânların oranı, yüzeylerin oranı, doluluk-boşluk kontrastı, pencere yüzeylerinin ritmi, renk kullanımı, malzeme seçimi, ışık-gölge, havalandırma, iklimlendirme, karmaşık olmayan mekân düzeni kullanıcı konforunu etkileyen faktörlerdendir (Aydın, 2009). Kullanıcı konforunun sağlanmış olmasının göstergelerinden biri kullanıcıların mekânda bulunduğu süre boyunca psikolojik olarak rahat edebilmesidir.

• Güvenlik

FTR merkezi iç ve dış mekânlarında hastaların ve sağlık personellerinin karşılaşabileceği tehlikeler öngörülerek gerekli donatılar tasarlanmalıdır. Dış mekânda bina girişinin kolay bulunması, klinik kapısına ulaşana kadar engelsiz ulaşılabilmesi önemlidir. Merdiven ve rampaların baştan sonuna kadar uygun yükseklikte korkulukların devam etmesi, zeminlerinde yürümeyi zorlaştıran bozukluklar bulunmaması gerekmektedir. Hastaların düşme tehlikesinden korunması için iç mekânda koridorlar boyunca tutunma yerleri bulunmalıdır. Zemin malzemeleri kaygan olmamalıdır. Islak mekânlarda düşme tehlikesi diğer mekânlara göre daha fazladır. Islak mekânlarda bulunan donatılar güvenlikli, tutunma barlar bulunduran donatılar olmalıdır. Mekânlarda zemin malzemeleri kaygan olmamalı, zemin üzerinde düşme durumunda çarpma meydana getirebilecek tehlikeli nesneler bulundurulmamalıdır (NHS Wales, 2013).

• Malzemeler

Sağlık kurumlarında kullanılacak malzemeler mekânlara göre değişiklik göstermektedir. Mekânlarda kaymayan, parlamayan, dayanıklı ve antibakteriyel yapı malzemeleri tercih edilmelidir. Yoğun olarak kullanılan malzemeler hijyen gerekliliği sık sık kimyasal maddelerle temizlenmektedir. Bu tür malzemelerin dayanıklı malzemelerden seçilmiş olması önemlidir (Aydın, 2009).

Mekânlarda yapı malzemelerinin kullanıcıya ve gerçekleştireceği eylemlere uygun nitelikte seçilmesi gerekmektedir. Mekânlarda döşemeler, tekerlekli sandalye ya da yürüme desteği kullanan hastaların zorluk yaşamayacağı kaygan, parlak ve yansıtıcı özellikte olmamalıdır (Arat, 2004)

Zemin kaplamaları kaymaz, sıvı dökülmelerine karşı geçirimsiz olmalıdır. Tavanlar ses seviyesini azaltmak için akustik olarak emici nitelikte malzeme ile yapılmalıdır (NHS Wales, 2013).

• Ses Yalıtımı

İstemeyen sesler hasta ve çalışanları rahatsız edebilir. Kaçınılmaz seslerin iç ve dış kaynaklarından mümkün olduğunca uzakta gürültülere duyarlı alanlar bulunmalıdır. Tavanlarda ses seviyesini azaltmak için akustik olarak emici nitelikte malzemeler kullanılmalıdır. İç ya da dış mekânda çalışan teknik servislerden gelen titreşim ve aşırı gürültü, dışarıdan gelen sesler; örneğin havalandırma sisteminden iletilen konuşma sesleri hastaları ve çalışanları rahatsız edebilir. İlgili sınırlandırmalar çerçevesinde akustik incelemeler yapılarak gürültü problemleri çözülmelidir. Gürültü seviyelerinin kontrolünün yanı sıra konuşma gizliliği gereken odalarda ses yalıtımı sağlanmalıdır. MARU Sağlık Binaları Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırma esnasında görüştüğü hastalar yan odadaki işitme problemli hastaların televizyonundan gelen yüksek ses, koridordan gelen konuşma sesleri hastaların dile getirdiği şikayetlerdendir (NHS Wales, 2013).