• Sonuç bulunamadı

Medya-Siyaset İlişkileri, Siyasetin Medyaya Etkileri

3. KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE MEDYA ve SAHİPLİK YAPISI

3.1. Medya Şirketlerinin Büyüklüğü, Tekelci Yapısı Ve Kar Yönelimli Olması

3.1.1. Medyada Tekelleşme-Yoğunlaşma

3.1.1.4. Medya-Siyaset İlişkileri, Siyasetin Medyaya Etkileri

Bir başka önemli yapısal bağlantı da, medya şirketlerinin hükümete olan bağımlılığı ve hükümetle olan bağlantılarıdır. Tüm radyo-TV şirketleri ve şebekelerinin hükümetin vereceği ruhsat ve izinlere ihtiyacı vardır., dolayısıyla hepsi hükümetin denetimine ve baskılarına açık durumdadırlar. Bu teknik ve hukuki bağımlılık medyayı hizaya sokacak bir sopa olarak kullanılmıştır ve medya politikası, kurulu düzen doğrultusundan sık sık sapacak olursa, bu tehdit harekete geçirilebilir.111

Örneğin FBI, 2004 Ekim ayında, alternatif medya ağı olan Indymedia’ya bağlı 20 siteyi hiçbir gerekçe göstermeden kapattı. Başta küreselleşme karşıtları olmak üzere çeşitli sosyal adalet konularındaki haberleriyle tanınan Indymadia'nın İngiltere'deki iki sunucusuna el konma nedeni açıklanmadı, ancak FBI İtalyan ve İsviçreli adli mercilerin istediği üzerine harekete geçtiklerini duyurdu.

Indymedia'nın sunucuları Rackspace adlı Amerikalı Web Hosting şirketi tarafından işletiliyordu. İngiltere'de de şubesi bulunan Rackspace geçen perşembe kendilerine ABD'deki bir mahkemeden gelen emir doğrultusunda İngiltere'deki iki sunucusunu kapattığını belirtti. Rackspace yetkilileri yasalara karşı gelmeyen bir şirket olduklarını belirterek, uluslararası işbirliğine gittiklerini söyledi.

FBI söz konusu kapatma kararından bir ay önce de Indymedia'dan İsviçre'deki G-8 zirvesi sırasında gizli polislerle ilgili haberini siteden çıkarmasını istemişti.112

Yine CNN'in savaş muhabiri Christiane Amanpour, CNBC televizyonunda "Tina Brown ile Bir Konu" adlı açık oturumda, Irak savaşı sırasında Amerikan medyasının Beyaz

110 Nurettin Güz, ‘’Türk Basınında Gündem Oluşturma’’ Yeni Türkiye, 1996. S.12, ss.982-996.

111 Chomsky, Herman, Medya Halka Nasıl Evet Dedirtir, s.46.

112 “ABD'den bağımsız medya ağına darbe”, 11 Ekim 2004, Hürriyet Gazetesi,

58 Saray'ın korkutmalarına boyun eğerek kendi kendini sansürlediğini ve ABD yönetimini sorgulamadığını öne sürdü. Amanpour'un bu sözleri, Amerikan medyasının büyük bölümünün, savaşı izlerken Bush yönetiminin resmi çizgisine sıkı biçimde sadık kaldığı yönünde yapılan eleştirilere bir yenisini ekledi.

USA TODAY gazetesinin haberine göre, "Irak savaşı sırasında hem basının ağzı kapatıldı, hem de basın kendi ağzını bağladı" diyen Amanpour, "yayınlarla ilgili olarak korku ve kendi kendini sansür ortamı yaratan Bush yönetimi ile onun Fox televizyonundaki askerlerinin, CNN'e gözdağı verdiğini" iddia etti. Amanpour, oturumu yöneten Tina Brown'un "savaş sırasında yayınlayamadığı bir haber olup olmadığı" şeklindeki sorusuna karşılık şu yanıtı verdi:

"Sözünü ettiğim sorun, haber yapıp yapamayacağınız sorunu değil, haberi nasıl yaptığınız, yani tonlama sorunu. Sorgulayıcı olma, gerçek soruları sorma sorunu. Bence yönetimden istihbarata ve gazetecilere kadar hiç kimse yeterli ve doğru soruları sormadı. Örneğin kitle imha silahları konusunda. Yani en üst düzeylerde bir yanlış bilgilendirme (dezenformasyon) yapıldı gibi görünüyor."

Aslında CNN’in savaş muhabirinin ne kadar haklı olduğunu, Bush'un piyadesi olmakla suçladığı Fox Televizyonu sözcüsü Irena Briganti’nin kendisi ispatlıyor. Briganti, Amanpour'un yorumuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Eğer tercih yapmamız gerekirse (Amanpour'u kastederek) El Kaide'nin sözcüsü olmak yerine, Bush yönetiminin askerleri olmayı yeğleriz" diyerek aslında gazetecilik mesleğine ve tarafsızlığa nasıl bir gözle baktığını anlatıyor.113

Yine bağımsız gazetecilik ve medya siyaset ilişkilerinin yapısal dönüşümüyle ilgili olarak çeşitli örnekler sıralayabiliriz. . Los Angeles Times gazetesinin elindeki belgelere göre, ABD'nin işgalin ne kadar gerekli olduğuna dair haber yayımlamaları için Irak basınına gizlice para akıttığı ortaya çıktı. 'Enformasyon Operasyonları Görev Gücü'nün kaleme aldığı haberler, bağımsız gazetecilerin işiymiş gibi Irak basınına verildiği, haberlerde direnişçiler yerilip ABD askerleri övülürken, özgür ve demokratik Irak'ın doğduğu propagandası yapıldığı

113 “Medya Bush’un askeri oldu”, 21 Nisan 2007, Milliyet Gazetesi, http://www.milliyet.com.tr/medya-bushun-

59 iddia edilmektedir. Pentagon'un bu operasyondaki taşeronu, Washington merkezli Lincoln Group. Haberler, bu firma aracılığıyla medyaya pazarlanıyor.

Skandal, ABD Dışişleri'nin Iraklı gazetecileri 'Batılı medya etiği' eğitiminden geçirdiği sırada patlak verdi. Belgelere göre, 2 Ağustos'ta El-Dustur'daki 'Irak'ın kalkınmasına para akıyor' haberi 1500 dolar karşlılığı yayımlanmış. 'Yolsuz' siyasi Ahmet Çelebi'nin El-Muteber gazetesinde 6 Ağustos'ta yayımlanan 'Terörizme rağmen Iraklılar yaşamakta direniyor' haberine 50 dolar ödenmiş. El-Mada çalışanları da şu vakayı anlattı: "30 Temmuz'da deste deste dolarla ofisimize gelen bir kişi 'Teröristler Sünni gönüllülere saldırdı' haberini yayımlatmak istedi. Parayı peşin ödeyip fatura istemedi." Lincoln'ün kayıtlarına bu miktar 1200 dolar olarak geçmiş.

Önceden Iraqex diye bilinen Lincoln Group, ABD üslerinin bulunduğu ülkelerde enformasyon savaşı için kullanılan şirketlerden sadece biri. Grupla beş yıllığına 100 milyon dolarlık anlaşma imzalandığı belirtiliyor.114

Sonuç olarak; “Egemen medya şirketleri çok büyük işletmelerdir; mülk sahiplerinin ve piyasa ile kâr amacı güden diğer güçlerin kesin kısıtlamalarına tabi olan çok zengin kişiler veya yöneticiler tarafından kontrol edilirler, bu şirketler, bankalar ve hükümetle de sıkı sıkıya kenetlenmişlerdir ve bunların hepsiyle önemli ortak çıkarları vardır. Haberin seçimini etkileyecek ilk güçlü süzgeç budur”115

Siyaset, sermaye ve medya genellikle birbirlerinden karşılıklı olarak yarar sağlayan bir yaşam içinde oldukları için, editöryal kadro , kendisine maaş veren patronun, reklam verenlerin ve siyasetin beklentileri doğrultusunda haberler üretir. Siyaset-sermaye-medya ortaklaşması, medya sermayesi güçlü değilse, embedded (iliştirilmiş) olarak yaşanır. Bu ilişkiler çerçevesinde iliştirilmiş halde var olabilen medya, siyasete ve piyasaya yamanmış durumudadır.