• Sonuç bulunamadı

Küreselleşme sürecinin uluslararası alanda yansımalarını, sonuçlarını ve insanlık adına ne gibi sonuçlar doğurduğunu Birleşmiş Milletler Küresel İnsani Gelişme Raporundan istatistiklerle

2.6.1. Birleşmiş Milletler Küresel İnsani Gelişme Raporu

Aşağıda aktaracağımız veriler, küreselleşme sürecinin karakterini belirleyen uluslararası sermayenin dünya halklarına ne getirdiğini anlamada katkılar sağlayacaktır.

• Dünyadaki en büyük 100 ekonomik birimin 50’ si yaklaşık 200 şirket in elindedir.

• En büyük 200 şirketin satışları toplamı, en büyük 10 ülke dışında kalan tüm dünya ülkelerinin satışlarının toplamından daha fazla.

• Bu 200 şirket içindeki 4 büyük ulusötesi şirket, tüm Afrika kıtasının ürettiği gayri safi gelirden daha fazlasını gerçekleştirmektedir.

• 1983-99 yılları arasında söz konusu şirketlerin karlarındaki artış %362 olurken, istihdam ettikleri işgücündeki artış sadece %14

• Küresel mali piyasaların %80’ den fazlası 20 bankanın elindedir.

• Sayıları 10’u geçmeyen medya şirketi, küresel kamuoyu oluşturmada belirleyicidir.

• Sayıları 10’ u geçmeyen bilgisayar ve yazılım şirketi, ilgili piyasanın tümüne egemendir.

32

• En önemli veri ise; 1983-1999 yılları arasında 200 şirketten hizmet ticareti alanında faaliyet gösterenlerin toplam satışlar içindeki payı %34 den %47 yükselmiş

2003 Dünya Kalkınma Raporu’na göre, dünyada temel yiyecek, su, eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için, dünyadaki en zengin 225 kişinin toplam varlıklarının %4′ü yeterlidir.62

Bu noktada Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) küreselleşmenin tanımını nasıl yaptığına ve daha sonra bu tanımın ışığında, dünya da yaşanılan kimi istatistiksel gerçeklere göz atalım.

Uluslararası Para Fonu küreselleşmeyi ‘’teknolojinin hızlı gelişmesi ve geniş bir alana yayılmasıyla, uluslararası sermaye, mal ve hizmet akışının dünya çapında ülkeleri birbirine bağımlı hale getirmesi’’ olarak tanımlamaktadır.63 IMF’nin karşılıklı bağımlılık olarak tanımladığı küreselleşmenin 3.Dünya ülkeleri’ni nasıl etkilediğini sayısal Birleşmiş Milletler’in her yıl düzenli olarak yayınladığı İnsani Gelişme Raporlarından aldığımız sayısal verileri inceleyerek anlatalım.

• B.M. 1998 İnsani Gelişme Raporu’na göre gelişmiş ülkelerin oluşturduğu dünya nüfusunun %20′lik kesimi, küresel tüketimin %86’sını tüketmekte idi.64

• B.M. 2000 İnsani Gelişme Raporu’na göre dünyanın en fakir 48 ülkesinin küresel ihracattaki payı %0.4′ten azdı.65

• B.M. 2004 İnsani Gelişme Raporu’na göre 1.2 milyar insan temiz su, 2.7 milyar insanın koruyucu sağlık imkanlarından yoksun olduğu belirtilmemektedir. ''İklim değişikliği, insanlığı tehdit eder bir nitelik taşıyor. İklim değişikliğinin en ağır boyutlarını 2,6 milyar yoksul kişi yaşayacak. Bu insanlar işlemedikleri bir ekolojik suçun cezasını çekiyorlar''66

62 Güliz Uluç, Küreselleşen Medya: İktidar ve Mücadele alanı, İstanbul: Anahtar Yayınları, 2003, ss.180-200.

63

Abdullah Özkan, Küreselleşme Sürecinin Medya ve Kültür Üzerindeki Etkileri, Tasam Yayınları, Mayıs 2006, s.5.

64 Human Development Report 1998 s.2. http://hdr.undp.org/en/reports/global/hdr1998 ET:13.07.2010

65 Human Development Report 2000 s.9 http://hdr.undp.org/en/reports/global/hdr2000 ET:13.07.2010

33

• Dünyada en zengin 3 kişinin toplam varlığı,en fakir 48 ülkenin toplam gayri safi hasılasından büyüktür.

IMF’nin dünya çapında ülkeleri birbirine bağımlı hale gelmesi olarak tanımladığı küreselleşme kavramının aslında tek taraflı bir bağımlılık olduğu ortaya çıkmaktadır. Aşağıda verilen ve B.M. İnsani Gelişme Raporlarından alınan birkaç istatistikte bağımlılığın tek taraflı olduğu açıkça görülmektedir:

• ABD ve AB’de bir yılda yapılan parfüm harcamaları, dünya, temel sağlık ve yiyecek ihtiyacını karşılayacak düzeydedir(13 milyar dolar)

• Yılda 30 milyon insan açlıktan ölmektedir.

• 800 milyon insan kronik kötü beslenme şartlarında yaşamaktadır

• Günümüzde, 1.2 milyar kadar insan açlık sınırının altında, 2-3.5 milyar insan kötü beslenme şartlarında yaşarken, 1.2 milyar insan ise obezite sorunu yaşamaktadır .

• 1 milyar insan 21. yüzyıla okuma ve isimlerini yazma yeteneği olmadan girmiştir.

• Silahlanma harcamalarının %1′inden daha azının, 2000 yılında okula gidemeyen her çocuğu öğrenci yapabilmek için yeterlidir.

Birleşmiş Milletler 2006 Yılı Küresel İnsani Gelişme Raporu

Küreselleşme sürecinin nimetlerinden yararlanan bir avuç gelişmiş ülke her yıl kalkınma ve refahını artırırken, dünyanın geri kalan çok büyük kısmı yoksulluk ve geri kalmışlıkla pençeleşiyor. Zengin ve gelişmiş ülkelerle, yoksul ve az gelişmiş ülkeler arasındaki makas da ne yazık ki her geçen yıl daha da açılıyor. UNDP’nin İnsani gelişme endeksinde yer alan, nüfusları toplamı 460 milyonu bulan en yoksul 18 ülkenin, 1990 yılına kıyasla insani gelişme göstergeleri açısından gerilediği görülüyor. Endekste yer alan 18 ülkeden 12 tanesi Afrika kıtasının güneyinde yer alıyor. Yani şu anda bu bölgelerdeki milyonlarca insan 15 yıl önceki bayat standartlarının bile çok altında yaşama mücadelesi veriyor; sağlıklı içine suyuna kavuşamıyor, bebekleri 1 yaşına bile gelmeden hayatını kaybediyor, temiz gıdaya ulaşamıyor, yeterli eğitim ve sağlık hizmeti alamıyor.

34 Raporda, üretimin yüzde 80’ini 1 milyar insanın, yüzde 20’sini ise 5 milyar insanın paylaştığı belirtildi. Dünya nüfusunun önemli bir kısmının son on yılda daha da fakirleştiğinin belirtildiği rapora göre, bu durum gelişmekte olan demokrasiler için büyük bir tehdit oluşturuyor. Rapora göre, bu eğilimin tersine çevrilememesi durumunda da, artan ekonomik ve sosyal eşitsizlik terörü daha da büyütecek.

Dünya nüfusunun önemli bölümü yoksulluk içinde yaşıyor. İnsanlığın yüzde 80′i günde 10 dolardan az harcıyor. Günde ortalama 30 bin çocuk yoksulluktan ölüyor. Dünyadaki her iki çocuktan biri yoksul. Yaşanan küresel ekonomik krizler, yoksulları ve yoksul ülkeleri daha fazla etkiliyor. Yoksulluk beraberinde salgın hastalıkları ve çatışmaları getiriyor.

Her yıl 1,8 milyon çocuk, temiz su ve tuvalete erişim sağlandığı takdirde önlenebilecek olan ishalden ötürü ölüyor; suyla bağlantılı hastalıklar yüzünden 443 milyon okul günü kaybediliyor; kalkınmakta olan ülkelerde yaşayan insanların yaklaşık yarısı, temiz su ve sağlık koşullarının olmayışı yüzünden hastalanıyor. Bu insani zararların yanı sıra, su ve sağlık koşulları krizi nedeniyle ekonomik büyüme engelleniyor; Güney Afrika ülkeleri her yıl Gayrisafi Yurtiçi Hasılalarının (GSYH) %5’ini, yani aldıkları dış yardımdan çok daha fazlasını kaybediyor.

2006 İnsani Gelişme Raporu araştırması, su ve temizlik harcamalarının silahlanma harcamaları yanında hiç kaldığını gösteriyor: Örneğin, Etiyopya’nın askeri bütçesi, su ve temizlik koşulları bütçesinin 10 katı; Pakistan’dakinin 47 katı.

“Temiz su tedarik etmek, atık suyu idare etmek ve temizlik/sağlık koşullarını sağlamak insani gelişmenin en temel üç şartıdır”, deniyor 2006 İnsani Gelişme Raporu’nda. Ancak, 1.1 milyar kişinin temiz suya, 2.6 milyar kişinin ise sağlık/temizlik koşullarına hala erişimi yok.

Suya erişimi olmayan insanların üçte biri, günde 1 dolarlık mutlak yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Diğer üçte bir ise, günde 2 dolar veya daha az parayla geçiniyor. Temizlik/sağlık koşullarında ise, dünyanın en fakir beşte ikisini temsil eden nüfus, küresel temizlik/sağlık açığının yarısından fazlasını oluşturuyor.

2006 yılı İnsani Gelişme Raporu, kalkınmakta olan ülkelerdeki yetersiz sağlık ve temizlik koşullarının yaygın ölümlere yol açtığını gösteriyor ve örneğin Peru’da bir yaşına

35 gelmeden ölen bebeklerin ölüm nedeninin %60 oranında evlerinde tuvalet bulunmayışından kaynaklandığını belirtiyor.

Rapora göre, 2.6 milyarın üstünde kişi hala yeterli sağlık ve temizlik koşullarından yoksun. 1.1 milyar kişi ise temiz suya düzenli bir şekilde ulaşamıyor. Ve sonuç olarak her yıl 1.8 milyon çocuk ishalden ölüyor. Dünyada çocuk ölümü nedenleri arasında ishal ikinci sırada yer alıyor.67

2.6.2.Küresel Yoksulluk Raporu

Kasım 1998'de Le Monde Diplomatique'de yayımlanan ve küresel yoksulluğu inceleyen yazısında Ignacıo Ramonet; ‘’1998 yılında dünyadaki tüm çocukların temel eğitimi için 6 milyar dolar, su ve koruyucu sağlık için 9 milyar dolar, temel sağlık ve beslenme için 13 milyar dolar harcanmışken; Avrupa'da dondurma için 11 milyar dolar, Avrupa ve ABD'de ev hayvanları için 17 milyar dolar, Avrupa'da sigara alımları için 50 milyar ve alkollü içkiler için 105 milyar dolar, tüm dünyada uyuşturucu maddeler için 400 milyar ve askeri amaçlarla 780 milyar dolar harcandığı da kaynaklarda ifade edildiğini’’ yazmıştı.68

Geçen sürede küresel yoksullukla mücadelede önemli gelişmeler kaydedilememiştir. 2003 Yılı İnsan Gelişme Raporu'na göre 1990 yılına kıyasla, 54 ülke daha da yoksullaşmıştır, 21 ülkede insanlar geceleri aç yatmaktadır, 14 ülkede ölen çocuk sayısı artmış, 34 ülkede ise yaşam süresi kısalmıştır; 2003 yılında çoğu Afrika'da olmak üzere AIDS’e yakalanmış insan sayısı 42 milyona yükselmişti ve Afrika'da her gün 6500 kişi AIDS nedeni ile ölüyordu.

Yoksulluk, kaliteli yaşam koşullarından yoksun olmaktır. Doğal koşullar nedeni ile kaynakların yetersizliği ve verimli kullanılmaması, yetersiz altyapı, eğitimsizlik, özellikle tarımda olmak üzere çağdışı üretim teknolojilerinin kullanılması, nüfus artışı, plansız ve hızlı şehirleşme, yönetimdeki aksaklıklar ve yetersizlikler, yolsuzluklar, afetler, salgın hastalıklar, savaşlar, ülke içi çatışmalar yoksulluğa neden olmaktadır. Yoksulluğun nedeni sadece ekonomik kaynaklardan yoksun olmak değildir; fırsat eşitsizlikleri; sosyal ve coğrafi nedenlerle pazarlardan ve iş imkânlarından yoksun olmak da yoksulluğa neden olmaktaydı.

67 Human Development Report 2006 s.131 http://hdr.undp.org/en/reports/global/hdr2006 ET:13.07.2010

68 Nejat Eslen, “Küreselleşen yoksulluk”, Radikal Gazetesi, 21 Aralık 2004

36 Yoksulluğun en önemli nedenlerinden biri ise küresel ekonomik sistemin ve küreselleşmenin ortaya çıkardığı sonuçlardır. Wall Mart şirketinin 2002 geliri (246 milyar dolar), bu şirketi dünyanın 19. General Motor’sun aynı yıl geliri ise onu dünyanın 24. en büyük ekonomik varlığı yaparken, en zengin 225 kişinin toplam varlığı 2.7 milyar en yoksul insanın toplam yıllık gelirine eşitti.69