• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: MOTİVASYON

2.4. Motivasyon Teorileri

2.4.1. Kapsam Teorileri

2.4.1.1. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi

Abraham H. Maslow tarafından ortaya koyulan İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi, ilk ve en çok bilinen kapsam teorilerinden biridir. Bu teoriye göre bireylerin davranışlarını yönlendiren en önemli etken, ihtiyaçlardır ve her davranış, bir ihtiyacı gidermeye yönelik olmaktadır. Maslow, farklı durumlarda farklı güdülerin ortaya çıktığını araştırmış ve bireylerin ihtiyaçlarının beş basamakta toplandığını, bunların hiyerarşik bir biçimde ortaya çıktığını ve piramit bir yapıda oluştuğunu belirlemiştir.

Şekil 3. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

(Kaynak: Shortell, Stephen M., Arnold D. Kaluzny, Health Care Management; Organization Design and Behaviour, 5. Baskı, Delmar Yayınları, New York 2006, s. 86; Halloran, James, Personnel and Human Resource Management, Prentice-Hall Yayınları, New Jersey 1986, s. 228-230; Daft Richard L., Dorothy Marcic, Understanding Management, 6. Baskı, South-Western Yayınları, Amerika 2009, s. 448).

İşletmeden Örnekler

Yaratıcı ve Gelişmeye Olanak Sağlayan Bir İş

Unvan Emeklilik Planı Ücret Sosyal Aktiviteler Fizyolojik Kendini Gerçekleştirme Saygınlık Sosyal Güvenlik me Genel Örnekler Başarı Statü Arkadaşlık Süreklilik Yiyecek, su

Maslow’a göre bireyler, alt grup ihtiyaçlarını belirli oranda tatmin ettikten sonra üst grup ihtiyaçlarına geçmekte ve bu geçiş olayı en üst basamağa kadar hiyerarşik bir şekilde devam etmektedir (Halloran, 1986: 227; Kinicki, 2006: 151). Bir piramit olarak (Şekil 3) sıralanan bu beş ihtiyaç şu şekilde açıklanabilir (Maslow, 1943, 4-11):

 Fizyolojik İhtiyaçlar (Physiological Needs): İhtiyaçlar hiyerarşisinin en alt basamağını oluşturan fizyolojik ihtiyaçlar; bireylerin yemek, su, ücret gibi temel ihtiyaçlarını kapsamaktadır. Bireylerin beş ihtiyacı aynı anda ortaya çıktığında, öncelik fizyolojik ihtiyaçlarına verilecektir. Bireyler, fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamadan diğer ihtiyaçlarını düşünemeyecek ve öncelikle en temel ihtiyaçlarını karşılama çabası içine gireceklerdir. Birey, bu ihtiyaçlarını tatmin ettikten sonra bir üst basamağa geçerek güvenlik ihtiyacını gidermeye çalışacaktır. Fizyolojik ihtiyaçlar tatmin edildikten sonra birey için motive edici özelliğini kaybetmeye başlamaktadır.

 Güvenlik İhtiyacı (Safety Needs): Güvenlik ihtiyacı, fizyolojik ihtiyaçlar tatmin edildikten sonra ortaya çıkan bir ihtiyaçtır ve bireyin kendini güvende hissetmesi, yarınını garanti altına almak istemesidir. Örneğin; birey, fizyolojik ihtiyacı olan ücreti elde ettikten sonra bunun sürekli olması için uğraş verecek öldüğünde ailesi için problem ortaya çıkmaması için çalışacak ve emeklilik programları vb. ile kendini ve ailesini güvence altına almaya çalışacaktır (Maslow, 1943: 6-9). Ancak bireylerin güvenlik ihtiyaçları fazla bir şekilde tatmin edilir ya da fazla güvence altına alınırsa iki olumsuz sonuç ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan ilkinde, bireyin işin yapılıp yapılmamasına bağlı olmadan ücretin alınacağı durumu oluşursa bireyin iş yapma durumu azalmaktadır. İkincisi ise bireyin, üstleriyle ilişkiler kurarak kendisine işten atılamayacağı güvenli bir ortam yaratmasından dolayı başka birine ya da örgüte bağlanması durumudur. Bu durumda birey, işine odaklanma yerine kişi ya da örgütü memnun etmeye çalıştığından genel performansı düşecektir (Eren, 2012: 505).  Sosyal İhtiyaçlar (Love Needs): Birey, fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarını

ihtiyaçlar; sendikalara katılma, iş ortamındaki diğer bireyler ile ilişkilerini geliştirme ve sosyal gruplara katılma isteği gibi ihtiyaçlar olmaktadır. Ücretini elde eden ve işini garanti görerek kendini güvencede hisseden çalışanlar, iş ortamında harcamış olduğu saatler dışında, gruplara katılma ve sosyalleşme isteği duymaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için düzenlenecek doğum günü partileri, piknikler ve çeşitli kutlamalar ile iş ortamında olumlu hava oluşacak, bireylerin motivasyonu artacaktır.  Saygınlık İhtiyacı (Esteem Needs): Bireyler, sosyal gruplara katılıp sosyal

ihtiyaçlarını tatmin ettikten sonra saygınlık ihtiyacına gereksinim duymaktadır. Saygınlık ihtiyacı, bireylerin çalıştığı ortamda belirli bir prestij ve ün kazanması ve belirli bir statüye ulaşması şeklinde olabileceği gibi bireyin katıldığı sosyal gruplarda sivrilme ve diğer kişilerin takdirini kazanma isteği şeklinde de olabilmektedir. Bireyler, bu statülere ulaştığında ve çevresi tarafından takdir edildiğinde, hem içinde bulunduğu toplum için yararlı faaliyetlerde bulunduğunu görmekte hem de bireyin kendine olan güveni ve motivasyonu artmaktadır.

 Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı (Need for Self-actualization): Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, bireyin kendini geliştirebilme, yeni şeyler ortaya koyabilme ihtiyacıdır. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı, bireylerde daha az gözlemlenebilmekte ve varlığı daha az farkına varılmaktadır. Çünkü bireyler, diğer ihtiyaçlarını tatmin etmeye çalışmakla uğraşmaktadır. Diğer tüm ihtiyaçlar sağlandıktan sonra kendini gerçekleştirme ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Maslow, ortalama bir bireyin fizyolojik ihtiyaçlarının %85’ini, güvenlik ihtiyaçlarının %70’ini, sosyal ihtiyaçlarının %50’sini, saygınlık ihtiyacının %40’nı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacının ise ancak %10’unu tatmin etmiş olabileceğini ileri sürmüştür (Koçel, 2014: 736). Maslow’a göre kendini gerçekleştirme ihtiyacı, bir anlamda sonsuzdur çünkü birey kendini sürekli güncel tutmak isteyecek ve yeni alanlarda bilgi sahibi olmak isteyecektir.

Fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları, daha temel düzey ihtiyaçlar kategorisinde yer alırken sosyal, saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçları, yüksek düzey

ihtiyaçlar kategorisinde yer almaktadır. Temel ihtiyaçlar daha dışsal yani bireye dışarıdan etki eden faktörlere dayanmakta, yüksek düzey ihtiyaçlar ise daha çok içsel yani bireyin içindeki faktörlere dayanmaktadır. Fakat bu ihtiyaçların bireyden bireye ya da ülkeden ülkeye farklılıklar gösterebileceği eleştirisi de vardır. Örneğin; Japonya ve Yunanistan gibi ülkelerde, belirsizlik ve korunma içgüdüsünün bulunmasından dolayı güvenlik ihtiyacı daha üst düzeye çıkarken Danimarka, Norveç, İsveç gibi refah seviyesi yüksek ülkelerde, sosyal ihtiyaçlar daha fazla ön plana çıkabilir. Refah seviyesi yüksek olan toplumlarda, grup çalışmaları daha motive edici bir rol oynamaktadır (Robbins ve Judge, 2013: 238).

Çalışanların motivasyonun sağlanmasında önemli olan nokta, çalışanın hangi ihtiyaç seviyesinde olduğunu tespit edebilmektir. Böylece çalışanın, o ihtiyaçlarının giderilmesine çalışılmakta ve o ihtiyaç giderildikten sonraki durumlar için planlar yapılmaktadır (Schermerhorn, 1996: 345-346).