• Sonuç bulunamadı

3.2.4 Mamul Deriler

3.2.4.4 Mamul deri kusurları ve kaliteye ayırma tarifler

Mamul deriler genel kusurlarına göre kalitelere ayrılır ve her kalite deride mevzii kusur % ‗lerine göre derecelere ayrılır.

3.2.4.4.1 Genel kusurlar:

Ham deride mevcut olan veya sonradan, derinin iĢlenmesi sırasında husule gelen ve derinin bütününü kapsayan kusurlardır.

3.2.4.4.2 Mevzii kusurlar:

Ham deride mevcut olan veya sonradan, derinin iĢlenmesi sırasında husule gelen ve derinin yalnız bir kısmında bulunan kusurlardır.

3.2.4.4.3 Kapsam:

Sığır, manda, at, deve, koyun ve keçi mamul derileri, kalitelere ayırma ve derecelere ayırma yönünden, bu standardın kapsamına girer. Ham derilerle domuz vs. hayvanların mamul derileri bu standardın dıĢında kalır.

3.2.4.4.4 Kaliteye ayırma ve derecelere ayırmada esas olan kusurlar

Mamul derinin genel kalitelere ayrılması ile ilgili kusurlar;  Birinci mamul deride genel kusur bulunmaz

 Mamul deride bir genel kusur bulunması, mutlaka bir kalite düĢüklüğü ifade eder

 Bir mamul deride birden fazla genel kusur varsa, bu kusurlardan en düĢük kaliteyi göstereni esas alınır. Bu kalite derecesi, diğer genel kusurların birinci kaliteden farklarının toplamı kadar indirilerek, genel kusurlar bakımından mamul derinin gerçek kalitesi tespit edilir( Gökçesu, 1987: 19).

3.2.4.5 Mamul Deri EĢya Sanayi

Milletler arası sınıflamaya göre bu sanayi kolu içinde debbağhaneler ve deri perdahlama atölyeleri, ayakkabı ve giyim eĢyası dıĢında kalan deri mamulleri imali (saraçlık) , giyim eĢyası dıĢında kürk mamulleri gelmektedir.

Devlet istatistik enstitüsünde yapılan 1963 sanayi ve iĢyerleri sayımında bu sınıflama esas alınmıĢtır. Kundura ve diğer giyim eĢyası imali genel olarak yiyecek eĢya sanayi içinde mutaala edilmektedir

Deri ve deriden mamul eĢya sanayinin memleketimiz ekonomisindeki yerini ve geliĢimini ancak cumhuriyetten sonra yapılmıĢ olan üç sanayi sayımının ( 1927, 1950 ve1963 ) sonuçları mukayese ederek izleyebiliriz.

Gerçi bu temel sayımlar dıĢında devlet istatistik enstitüsünce yıllık sanayi anketleri ve baĢka kurumlar tarafından ( odalar birliği, devlet planlama teĢkilatı vs.) konuyla ilgili özel çalıĢmalar yapılmaktadır.

Milli gelire katkı ve döviz geliri

Bütün ülkelerin ekonomisinde ithalat ve ihracatın para olarak değer farkı önemli bir faktördür. Bugün en ilkel haliyle dahi milli gelir içinde % 16‘nın üzerinde bir payı olan hayvancılığımızın durumunu inceleyen yabancı uzmanların (starch grubu) 1952–53 yılında verdikleri raporda, Türkiye hayvancılık bakımından baĢka bir ülkeye nasip olmayan gelir imkânlarına sahiptir.

BeĢ yıl gibi kısa zamanda hayvancılıktan elde ettiği geliri birkaç misline çıkarabilir‘‘ diyerek bilhassa dıĢ ticaret dengesi ve döviz temini yönünden hayvancılığın potansiyeline iĢaret edilmektedir ( Erdal, 2004:63).

Sanayinin çeĢitli dalları için hammadde temini ve sanayi kalıntıların değerlendirme

Süt ve et ürünleri sanayi dalları, tekstil, giyim, halıcılık sanayilerin ham maddeleri yanında keza yurt ekonomisinde önemli yeri bulunan deri sanayinin ham maddesi hayvancılıktan karĢılanmaktadır.

Gizli ĠĢsizliği Önleme

SanayileĢme ülkede iĢsizliği gidermek için baĢlıca çarelerden görülmektedir. ġehirler veya civarında bulunan sanayi kollarının nüfus çoğunluğunu kapsayan köylerin büyük ölçüdeki gizli iĢsizliğini çözümlemesine maddeten imkan yoktur.

Köylerdeki gizli iĢsizliği yok edecek yegane sanayi olarak hayvancılık görülmektedir. Keza geliĢmiĢ ülkelerde de tarımsal gelirin artması ve kalkınmada hayvancılık baĢlıca etken olmuĢtur (Sümer,1969:51).

3.2.4.5.1 Dünyada ve Türkiye’de Deri Sanayinin Durumu

Deri ve kürk sanayinin temel girdisi ham deridir. Hammadde kaynağını teĢkil eden ham deri: hayvancılık sektörü ile doğrudan ilgilidir.Ham deri üretimi, kullanım ya da tüketime değil, hayvancılığın durumuna ve kesim oranlarına bağlıdır. Ekonomileri tarıma dayalı, az geliĢmiĢ ülkelerde hayvancılık yoğun olarak yapıldığı için dünya ham deri stokunun yarısından fazlası bu ülkelerden karĢılanmaktadır. Bu ülkelerin baĢında Hindistan gelir, Brezilya. Arjantin, Pakistan, Meksika takip eder. Rusya, Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde ise bu oran çok daha düĢüktür.

GeliĢmekte olan ülkeler kalkınma amacına eriĢebilmek için tüm kaynaklarını etkin bir biçiminde kullanmak zorundadır. Amerika, Kanada gibi geliĢmiĢ ülkelerde deri üretimi fazla olmasına karĢın tüketimde fazla olduğundan deri ithalatına gitmektedirler. Bu ülkelerde üretilen deriler uygun koĢularda beslenip kesildiği için kusursuzdur.

GeliĢmiĢ ülkelerde deri üreticileri, deri eĢya üreticileri ve satıcıları arasında çok iyi bir iletiĢim vardır. Üretici kendine ait bir iĢ yerinde pazarlayacağı gibi acentelere malını devredebilir. Bu iletiĢim sayesinde deri üretiminde birliktelik kurulmuĢtur.

Amerika ve Avrupa ülkeleri deri eĢyalarda modaya, kaliteye, dizayna çok önem vermektedirler. Bu nedenle, üretici firmalar ilkbahar ve sonbahar olmak üzere yılda iki defa moda üretirler. Düzenledikleri aktivitelerle ürünlerini tanıtırlar. Bu firmaların en büyük sıkıntıları ise, tanıtımı yapılan malların, çok kısa zamanda piyasaya kopyalarının sürülmesidir. Daha ucuz iĢçilikle ve daha kalitesiz materyallerle üretilen bu malların piyasada daha ucuza satılmaları nedeniyle tüketicinin tercih sebebi olmaktadır. Taklit olayına baĢvuranlar daha çok az geliĢmiĢ ülke üreticileridir (Unctad/Gatt, 1974:26).

GeliĢmiĢ olan ülkelerin en büyük ihtiyacı iyi kalite deridir. Üretecek iyi derecede fabrikaları bol miktarda yan girdileri, üretici firmaları olan bu ülkeler kendi ülkelerinde kullanmak ve özelikle az geliĢmiĢ ülkelere (ürün halinde) satmak âmâcıyla çok miktarda ham deriye ihtiyaçları vardır (Unctad/Gatt, 1969:8).

Dericilik, Türkiye ekonomisi içinde gerek iç tüketim ve gerek ithalat için çok önemlidir.Ülkemizde nüfusun hızla artması; deri ve deriden mamul tüketim mallarına olan talebi de artırmaktadır. Artan talebin karĢılanabilmesi de ham deri üretim artıĢına bağlıdır. Ham deri üretimini artıran politikaların yanı sıra verimi artıracak modern üretim tekniklerinin de uygulanması gerekmektedir.

Deri sanayimiz çok eski köklü bir yapıya sahip olmasına rağmen. Cumhuriyetin ilk yıllarında çok geri kalmıĢtır. Belirlenen kalkınma programları özendirici çabalar sayesinde geliĢmeye baĢlamıĢtır.

1970 de deri sanayi çok emek. iĢgücü ve ayrıca çevre kirliliğine yol açtığı için geliĢmiĢ ülkelerden geliĢmekte olan ülkelere kaymıĢtır. Bu yıllarda Türkiye daha bilinçli üretime baĢlamıĢtır.

Gerek çevre kirliliği açısından Belediyelerin gerekse sektörün ihtiyaçları BeĢ Yıllık Kalkınma Planlarla DPT tarafından günün konusu olmuĢtur. Konunun ehemmiyeti anlaĢılarak konu, ilgili kamu kuruluĢları tarafından elde alınmıĢ, çağdaĢ ekonominin gereklerine uygun projeler hazırlanmıĢtır.1980lerde pek çok sorununu çözen deri sanayi dünya piyasasında tekstilden sonra ikinci bir sektör olarak kendini duyurmuĢtur.GeliĢmiĢ ülkelerde ise bu durum; yani ham deri üretimi çevre kirliliğini geliĢmekte olan ülkelere doğru bırakma eğilimindedir.Türkiye‘de ise çevre kirliliğine karĢı projelerin en büyüğü ve en

Türkiye‘de deri sanayi bölgelerinin en baĢında Ġstanbul Kazlıççesme, Ġzmir‘de YeĢildere gelmektedir. Bu bölgeleri Çorlu, Adapazarı, Çanakkale UĢak, Antalya, Gaziantep, Bolu, Gerede takip etmektedir.( Ġgeme, 1993:8).

Deri üretiminin temel kaynağı olduğundan Türkiye‘de de düzensiz geliĢen hayvancılık sektörü dericilik sektörünü de etkilemektedir. Sağlıklı hayvan sayımı envanteri, ölüm zayiatları miktarı tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca erken hayvan kesimi ve canlı hayvan ihracatı ham deri üretimini düĢürmüĢtür.

Deri sektörü hem ileriye dönük, hem de geriye dönük bir sektör olması nedeniyle diğer sektörlere de katkısı vardır. Yoğun iĢ gücü gerektirdiğinden ülke istihdamına ve yoğun olarak ihracata dönük olduğundan ülkenin döviz ihtiyacına katkı sağlamaktadır (Bingöllühan 1992:68).