• Sonuç bulunamadı

4. MALATYA ÂġIKLIK GELENEĞĠ ve ÂġIKLARI

4.1. Malatya'da ÂĢıklık Geleneği

Alevî- BektaĢî cemlerinde 12 hizmet sahibinden ilk ikisi mürĢit ve rehberdir. Üçüncü hizmet olan zakirlik hizmetini üstlenen kiĢiler çoğunlukla Hak âĢığı denilen badeli âĢıklardır.

Bunlar toplumda çok önemli bir yere sahiptirler. Cem ayinleri dıĢında muhabbet meclislerinde dahi âĢıklar sazlarını eline aldıklarında orada hazır bulunan toplumun “Dede”, “rehber” gibi ileri gelenleri “marifete hu” ya da “gerçeğe hu” diyerek insanları âĢığın ağzından çıkacak erdemli sözleri edeple dinlemeye davet ederler. Toplum tarafından ermiĢ ve bilge kiĢi olarak Dede ve Baba‟ların çoğu aynı zamanda birer Hak âĢığıdır. Sersem Ali Baba, Seyrani Baba, PeriĢan Baba, Dertli Baba, Hasan Dede, Viranî Dede, Türabî Dede, Ninni Dede, Sıtkı Baba, Büryanî Baba gibi birçok Âlevî- BektaĢî mürĢidi aynı zamanda âĢıklık geleneğinin ve tekke tarikât Ģiirinin önemli birer temsilcileridir (Akın, 2009: 17).

ÂĢık edebiyatının beslendiği oluĢumlardan biri olan tekke edebiyatı bünyesinde en dikkate değer tarikât BektaĢî tarikâtıdır. Halkla iç içe kaynaĢmıĢ bir Ģekilde edebiyatlarını meydana getiren BektaĢîlerin fikir ve eğilimleri âĢık edebiyatına damgasını vurmuĢtur. Alevî- BektaĢî âĢıkların Ģiirlerinde gerek kendi inançlarının izlerini gerekse yaĢama sevinci, tabiat sevgisi gibi konuları da görmek mümkündür. Bu zümreye ait âĢıkların Ģiirlerini diğer âĢıklardan ayırmak hiç de zor değildir. Alevî- BektaĢî edebiyatının terminolojisini bütün âĢıkların Ģiirlerinde bulabiliriz. Bu edebiyat âĢıklık geleneğini o kadar derinden etkilemiĢ ve kapsamıĢtır ki bu zümreye ait olmayan Halvetî, Kadirî, Mevlevî âĢıkların Ģiirlerinde de Âlevî BektaĢî inancının tesirini görebiliriz.

4. MALATYA ÂġIKLIK GELENEĞĠ ve ÂġIKLARI

rüya sonrası âĢık olma, ruhî depresyon sonucu âĢık olma, millî duyguların galebe çalmasıyla âĢık olma gibi durumlarla kendini göstermiĢtir (Yardımcı, 1997: 275).

Malatya‟da eskiden âĢıklığa baĢlamada usta çırak iliĢkisi yaygınken günümüzde daha çok âĢıklar yetiĢtikleri çevrenin etkisiyle usta malı Ģiirleri dinleyerek kendi kendilerini geliĢtirmektedirler. Usta- çırak iliĢkisi gelenek içerisinde oldukça önemlidir. Malatya‟da da bu gelenekle yetiĢmiĢ ya da çırak olarak bir usta âĢığın yanında yetiĢmediği halde âĢıklardan birini kendisine usta olarak seçen ve onun yolundan giden birçok âĢık vardır.

Türk halk Ģiirinin usta âĢıklarından Ruhsatî‟nin ustası Malatyalı Kusurî‟dir.

Malatya‟da usta- çırak iliĢkisine bir kaç örnek verecek olursak;

Usta Çırak

Feryadî Nihanî

Kemterî Kul Sevindik

Sefil Selimî ÂĢık Kadim

Fakirî ÂĢık Hasan

Cansever Cafer Topal

ÂĢık Hüseyin Noksanî Murtaza ġirin

ÂĢık Safine Sefil ÂĢık

ÂĢık Ferrahî ÂĢık Saltan

Gürünlü Gülhanî Mahsubî

ÂĢık Hasan Hüseyin Meftunî (Yardımcı, 1997: 275- 276)

Geleneğin bir baĢka önemli unsuru mahlas almadır. Malatya‟da bu geleneğe uymakla birlikte kendi isimlerini ya da soyisimlerini ve yahut isim- soyisim birlikte kullanıp mahlas olarak kullanan âĢıklar da vardır. Kul Sevindik‟e, Hacı BektaĢ‟ta Feyzullah Çelebi‟nin: “Ne güzel söyledin, sevindik”, demesi üzerine ÂĢık Mustafa “Kul Sevindik” mahlasını kullanmıĢtır (Yardımcı, 1997: 277).

Esiri‟ye, Hacı BektaĢ‟ta Feyzullah Çelebî‟nin: “Söyle Esirim Sakla Sırrımı” demesi üzerine ÂĢık Mehmet, Esirî mahlasıyla yazmıĢtır.

Cafer Baba çok fakir olduğu için Ģiirinde Fakirî mahlasını, ÂĢık Boranî köyünün adı Boran olduğu için Boranî mahlasını almıĢtır.

Kimi âĢıkların görüĢ ayrılığında olduğu rüya sonrası âĢık olmaya (bade içme) Malatyalı âĢıklarda da rastlanmaktadır. ÂĢıklar badeli âĢık olduklarını Ģiirlerinde dile getirmiĢlerdir. ÂĢıkî badeli âĢıklardan olduğunu Ģu Ģekilde dile getirmektedir (Yardımcı, 1997: 278):

Gönül sancağını açıp Muhabbet mülkünden geçip Yâr elinden dolu içip Esirip mestane geldim

DerviĢ Muhammet ise Ģu dörtlükle badeli âĢıklardan olduğunu söyler:

Dinleyin nasihatim hak ehli canlar Ben bu okumayı uludan aldım Ağından okurum bilmem karayı Sultan Hızır gibi doludan aldım

Geleneğin unsurlarından tarih bildirme de Malatyalı âĢıklarda varlığını korumuĢtur.

Kusurî‟nin aĢağıdaki dörtlüğünde doğum tarihi olan (miladî) 1802 iĢaret edilmektedir (Yardımcı, 1997: 279):

Bin yüz doksan üçte geldim cihana Hub surette insan oldum nedir bu Elden ele beĢiklerde beslendim Necm- i seher sübyan oldum nedir bu

Esirî‟nin bir dörtlüğünde de 1875‟teki büyük kıĢın tarihi bildirilmektedir:

Sene bin iki yüz doksan bir tarih Hem dasıtan olsun hem bir teravih Ne Ģiddetten gayrı candan bu zarih Kerem edip ihsan eyle ağ yeli

Divân edebiyatından halk Ģiirine geçen nazire söyleme geleneği Malatyalı âĢıklar tarafından da benimsenmiĢtir. ÂĢıkî'nin:

Canan bizi âĢık oduna Yaka geldi yaka gider Boynumuza zülfü bendin Taka geldi taka gider

dörtlüğünün yer aldığı Ģiir Yunus Emre‟nin aĢağıda dörtlüğünü verdiğimiz Ģiirine nazire olarak söylenmiĢtir:

AĢkın odu ciğerimi Yaka geldi yaka gider Garib baĢım bu sevdayı Çeke geldi çeke gider

ÂĢık edebiyatında gelenek haline gelen dedim- dedi tarzı söyleyiĢ birçok âĢıkta göze çarpar. Kusurî‟nin bu tarzda söylenmiĢ bir Ģiiri Ģöyledir (Yardımcı, 1997: 280):

Sabahdan uğradım ebru kemane Dedim insafa gel dedi ağlama Dedim ebruların dedi hemane Dedim göster bana dedi ağlama

ÂĢıkların olmazsa olmazlarından olan, Ģiiri ilmek ilmek iĢleyen saz Malatyalı âĢıkların da vazgeçilmezidir. Malatya‟da bağlama cinsinden bir saz türü olan “damura” yaygındır, bunun dıĢında bağlama ve “cüra” da Malatyalı âĢıklar tarafından kullanılmıĢtır.

Malatyalı âĢıklardan bazıları sadece kendi yörelerinde tanınmıĢken bazıları da Türkiye çapında tanınmıĢtır: Malatyalı âĢıklardan Kusurî‟nin ünü kendi yöresinin sınırlarını aĢmıĢ sadece kendisini değil yetiĢtirdiği çırağı olan Ruhsatî‟nin de tanınmasında etkili olmuĢtur. Hatta Ruhsatî‟nin ünü o kadar yayılmıĢtır ki Türk halk Ģiirindeki âĢık kollarının en önemlilerinden biri olan “Ruhsatî kolu” oluĢturulmuĢtur.

Çırağın ustasından öğrendiklerini kendi çıraklarına nakletmesiyle oluĢturulan âĢık kollarına Malatya‟da da rastlamaktayız. Malatya‟da tesbit edilen “DerviĢ Muhammet kolu”

Ģöyledir: DerviĢ Muhammet, ġah Sultan, ÂĢıkî, ÂĢık Hüseyin, BektaĢ Kaymaz, ÂĢık Hasan Hüseyin, Meftunî (Memo Temiz) biçimindedir (Yardımcı, 1997: 281).

Görüldüğü gibi Malatya‟da âĢıklık geleneğine ait pek çok unsur hâlâ yaĢatılmaktadır bunda âĢıkların payı olduğu kadar yöre halkının ilgisi ve bu geleneğe sahip çıkması da oldukça etkili olmuĢtur.