• Sonuç bulunamadı

Dörtlükler Halindeki ġiirlerin Kafiye Yapısı

4. MALATYA ÂġIKLIK GELENEĞĠ ve ÂġIKLARI

2.1. ġiirlerin ġekil Özellikleri

2.1.2. Kafiye Yapısı

2.1.2.1. Dörtlükler Halindeki ġiirlerin Kafiye Yapısı

ÂĢık Ģiirinde gerek serbest gerekse sistemli söyleyiĢlerde Ģiirin bütünlüğünü sağlamanın yanında farklı iĢlevlere sahip ayak (kafiye+redif) genellikle Ģiirin ilk dörtlüğünün ikinci mısrasından baĢlatılır ve diğer dörtlüklerin son mısrasında Ģiir boyunca devam ettirilir.

ÂĢık karĢılaĢmalarında bir âĢığın baĢlattığı ayakla atıĢma baĢlamıĢ olur diğer âĢıklar ayağı devam ettirir. “Ayak açma” olarak ifade edilen bu iĢlem karĢılaĢmalarda önem arz etmektedir.

Her yönüyle incelemeye çalıĢtığımız Mürteza Aksüt‟ün Ģiirlerinde kullandığı ayakları değerlendirdiğimizde cinaslı kafiye dıĢında kafiyenin her çeĢidini görebilmekteyiz.

ÂĢığımızın Ģiirlerindeki ayakları ve dörtlük içi mısraların kafiyeleniĢini Ģu Ģekilde incelemek mümkündür.

Yarım kafiye: Halk Ģiirinde en çok kullanılan kafiye çeĢidinden biri olan yarım kafiye tek sese dayalı ses benzerliğinden oluĢturulur. Mürteza Aksüt‟ün Ģiirlerinde yarım kafiye örneği oldukça fazladır. Genellikle l, r, n, z, s, y, t ve diğer seslerle oluĢturulur. AĢığımızın “t”

sesiyle yapılan dörtlük içi mısralarındaki kullanımına bir örnek:

Hak çağırdı o da gitti Turna gibi semah tuttu Kırk canlara gönül kattı

Sen de coĢ kırklar aĢkına (4/1)

“Çok Yoruldum” adlı Ģiirinde de “l” sesiyle yapılan yarım kafiye örneğine rastlarız:

Yormayan hüner bulmalı Ekmeğe katık çalmalı Sosyal eĢitlik olmalı

Bulamadım çok yoruldum (21/4) Yarım kafiyeyle yapılan ayağa Ģöyle bir örnek vermek mümkündür:

Hakk‟a âĢık olmayınca (2/1: 4)

….

AĢkla ilme dolmayınca (2/2: 4)

Tam kafiye: Ġki sesin bir araya getirilmesiyle oluĢturulan ses benzerliğidir. ÂĢığımız Ģiirlerinin çeĢnisi olan kafiyelerden tam kafiyeyi de özenli bir Ģekilde kullanmaya dikkat etmiĢtir. Sıklıkla kullandığı seslerden bazıları Ģöyledir: “ak, an, az, ur, il”…vd.

“Türklüğünü Ġnkar Etme” adlı Ģiirinde tam kafiyeyi dörtlük içi mısralarda çok güzel bir Ģekilde örneklendirmiĢtir:

Türkler yiğit mert insandır Dostluğu bilen bir candır Yiğitlik Türk‟te niĢandır

Türklüğünü inkar etme (8/3) Bir baĢka Ģiirinde ayak olarak kullandığı kelimelerle tam kafiye Ģöyle yer bulur:

ġu halimden bilenim yok (19/1: 2)

….

Bu derdimi silenim yok (19/1: 4)

Zengin kafiye: ÂĢık Mürteza Aksüt‟ün Ģiirlerinde kullandığı kafiye çeĢitlerinden olan zengin kafiye ikiden fazla ses benzerliğine dayalı olarak oluĢturulur. ÂĢığımızın az kullandığı bir kafiye çeĢididir.

Ayak olarak zengin kafiyeyi Ģu Ģekilde kullanmıĢtır:

Hırsa gelip yaklaşarak (16/1: 4)

Mazlumlara taklaşarak (16/2: 4) Dörtlük içi mısralarda ise zengin kafiyeyi Ģöyle serpiĢtirmiĢtir:

Yâr yitirdim virân oldu bağlarım

Bahar seli gibi her dem çağlarım (91/5)

Yine baĢka bir Ģiirinde bu kafiye çeĢidini bir dörtlüğün ilk iki mısrasında Ģu Ģekilde örneklendirmiĢtir:

Haklı insanlara rahmet söylenir

Haksız insanlara lanet eylenir (48/5)

Tunç kafiye: Bağımsız bir kelimenin baĢka bir kelime içinde yer almasıyla oluĢturulan ve zengin kafiyenin bir çeĢidi olarak görülen tunç kafiye ÂĢık Mürteza Aksüt‟ün Ģiirlerinde ayak olarak Ģu Ģekilde yer alır:

Ġçimizde yezit mervan türedi (62/1: 2)

Yezid‟den Mervan‟dan devran üredi (62/1: 4) Dörtlük içi mısralarda ise Ģu Ģekilde örneklendirilmiĢtir:

Söyler Kul Mürteza çağlar Noksan iĢi görür ağlar Haksıza nasıl dil bağlar

Vatanımda vatanımda (3/4)

Cinaslı kafiye: YazılıĢları aynı anlamları farklı kelimelerle oluĢturulan kafiye çeĢidi olan cinaslı kafiye âĢık edebiyatında tecnis olarak ifade edilir. Mürteza Aksüt Ģiirlerinde daha çok yarım, tam ve çeyrek kafiyeyi kullanmıĢtır. Zengin ve tunç kafiyeye de yer veren aĢığımızın Ģiirlerinin hiç birinde cinaslı kafiyeye rastlanmamaktadır.

Çeyrek kafiye: Birbirine yakın seslerin bir araya getirilmesiyle oluĢturulan telaffuzda aynı sesmiĢ gibi algılanan bir kafiye çeĢidi olan çeyrek kafiye hususunda tam bir mutabakat sağlanamamıĢtır. Kimileri bu kafiye çeĢidini yarım kafiye kategorisinde değerlendirirken kimileri de kabul etmemiĢtir. “l- r”, “z- s” gibi birbirine yakın seslerin oluĢturduğu çeyrek kafiye Doğan Kaya‟ya göre yarım kafiyeden daha zayıf bir kafiyedir bu nedenle çeyrek kafiye olarak tanımlanabilir. ( Kaya, 2007: 304).

Mürteza Aksüt‟ün Ģiirlerinde ayaklarda kullandığı çeyrek kafiye az olmasına karĢın dörtlük içi mısraların kafiyelerinde çeyrek kafiyeye sıklıkla rastlamak mümkündür.

Bu Ģiirinin üçüncü dörtlüğünde “l- r” sesleriyle oluĢturulan çeyrek kafiyeyi Ģöyle örneklendirir:

BaĢka berberleri bilemiyorum Dilin bilip cevap veremiyorum

Sır bilmeze sırrım seremiyorum

Sırlı saçlarımı kesmeye gel gel (70/3)

Yine dörtlük içi mısralarda “l- r” sesleriyle kullandığı çeyrek kafiyeyi Ģöyle örneklendirir:

AĢksız ilme eremedim Marifeti deremedim Ben yolumu bilemedim

AĢkla ilme dalmayınca (2/2)

ÂĢığımızın incelemeye aldığımız Ģiirlerinin büyük bir kısmında bütün mısraların sonunda aynen tekrarlanan ve “tek ayak” olarak adlandırılan ayaklara rastlarız. Divân Ģiirinde nakaratın karĢılığı olan bu tek ayaklar bazen sadece mısra sonlarında bazen de ikinci dörtlükten baĢlatılan ayaklardan itibaren yer almaktadır. ÂĢık Mürteza Aksüt‟ün Ģiirinde ayakları devam ettirme ve kafiyeyi kullanma noktasında bazı problemler mevcuttur.

AĢağıdaki dörtlükte “a” ve “e” sesleri arasında benzerlik kurulmasından dolayı bir problem vukû bulmuĢtur:

Bir müsaip dutmaz isen Pis huyunu atmaz isen Doğru yola gitmez isen

Neden alevîyim dersin (22/5)

ÂĢık Mürteza Aksüt bir Ģiirinde tek ayakla tamamladığı son mısraları son dörtlüğün son mısrasında Ģu Ģekilde bitirir:

Yoksulun hakkın yemeyen Boynunu kılıca eğen

KomĢum aç oturmasın diyen

Bunlar bize gelsin dedi (13/4)

Mürteza ağladı yandı Söyler doğruluğun andı Hünkara bağladı bendi

Bunlar bize gelsin dedi hünkar (13/5)

Altı dörtlükten oluĢan bir Ģiirinde ise dörtlüklerin son mısralarını iki farklı Ģekilde tamamlar:

Sen gidersin yaralarım açılır N‟olur gitme Almanya‟ya Sularım ılınır kefen biçilir

N'olur gitme Almanya’ya (41/1) Gurbete gidip de senden vazgeçmem

Seni unutup da bir tas su içmem Senden baĢkasına sırrımı açmam

Gel ağlama n’olur gidem gurbete (41/2)

ÂĢık Mürteza Aksüt‟ün Ģiirlerinin genelinde ses benzerliğine dayalı problemler göze çarpmaktadır. Aynı sesleri kullanmak yerine daha çok birbirine yakın sesleri kullanmıĢtır.

Bunu bütün kafiye çeĢitlerinde görmek mümkündür. Bazen bir dörtlüğün birbirleriyle kafiyeli olması gereken üç mısrasından ikisi kendi arasında kafiyelenirken diğer mısra onlara yakın bir sesle oluĢturulmuĢtur.

Bu nedenle dörtlük içi mısralarda ve ayaklarda kafiyeleri bulma noktasında birtakım problemler, sıkıntılar vardır.