• Sonuç bulunamadı

Mal/Hizmet Benzerliği veya Sektörlerin Yakınlığı

3. KARIŞTIRILMA TEHLİKESİ

3.4. Karıştırılma Tehlikesinin Belirlenmesinde Kullanılan Kriterler

3.4.2. Mal/Hizmet Benzerliği veya Sektörlerin Yakınlığı

3.4.2.1. Markada Mal/Hizmet Benzerliği veya Sektörlerin Yakınlığı

Karıştırılma tehlikesinin tespitinde esas alınacak bir diğer kriter mal/hizmet benzerliği veya sektörlerin yakınlığıdır. SMK md. 5/1-ç ve md. 6/1’de markalarda karıştırılma tehlikesinin doğması için mal ve hizmetlerin aynı, aynı tür ya da benzer olması aranmıştır.

Markada aynı tür malın veya hizmetin belirlenmesinde, Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmet Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ (TÜRKPATENT: 2016/2)161 ekindeki listede yer alan gruplar esas alınır. Ancak TÜRKPATENT, marka tescil başvurularının veya itirazların incelenmesi aşamalarında bu grupları, aynı tür malın veya hizmetin tespitinde daha dar veya farklı mal veya hizmet gruplarını da içerecek şekilde daha geniş kapsamda değerlendirebilir (md. 4)162.

Söz konusu tebliğde yapılan sınıflandırma, Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırmasına İlişkin Nis Anlaşmasına dayanılarak hazırlanmıştır (md. 2). Nis Anlaşması md. 2/1’de, mal ve hizmetlerin benzer olup olmadığı değerlendirmesinde, sınıflandırmaya ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelerin bağlayıcı ve kesin kurallar içermediği ifade edilmiştir. Bunun yanında SMK’da da benzer şekilde, mal ve hizmetlerin aynı sınıflarda yer almalarının benzer olduklarına, farklı sınıflarda yer almalarının benzer olmadıklarına karine teşkil etmeyeceği vurgulanmıştır163.

Marka hukukunda, benzerlik ve karıştırılma tehlikesinin tespitinde, ortalama niteliklere sahip tüketici esas alınmak suretiyle, mal ve hizmetlerin bir diğeri yerine tercih edilme ihtimalinin bulunup bulunmadığı, hitap ettiği alıcı kitlesinin benzerliği, giderilen ihtiyaçların benzerliği, dağıtım kanalı ve satış yerlerinin benzerliği, kullanım amaç ve

161 RG., 30.12.2016, Sa. 29934.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/12/20161230-24.htm

162 KARASU, Üç Boyutlu Markalar, s. 339-340; ÜLGEN/HELVACI/KENDİGELEN/

KAYA/NOMER ERTAN, s. 464; ARKAN, Marka C. 1, s. 102-103.

38

yöntemleri, birbirlerini tamamlayıcı niteliğe sahip olup olmadıkları, son kullanıcı ve tüketici profilleri, rekabet etme olanakları gibi kriterlerin benimseneceği öğreti ve uygulamada kabul edilmektedir164. Dolayısıyla, mal ve hizmetin aynı olması için aynı sınıfta bulunmaları gerekmez. Burada sayılan şartlar sağlanıyorsa, farklı sınıflarda yer alan mal ve hizmetler de aynı veya benzer kabul edilir165.

British Suger plc v James Robertson & Sons Ltd. şirketlerinin taraf olduğu ve İngiltere mahkemelerinde görülen bir davada bu konu incelenmiştir. Söz konusu uyuşmazlıkta, aynı sınıfta olmalarına rağmen kavanozda satılan şekerleme aromalı reçel ile biberonda satılan şekerleme aromalı bir şurubun aynı veya benzer mallar olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğu karara bağlanmıştır. Kararda, reçelin tost üzerine sürülürken şurubun dondurma üzerinde kullanıldığı, tostun herkes tarafından kahvaltıda tüketilirken şurubun genellikle çocuklar tarafından tüketildiği, iki ürünün marketlerde farklı raflarda satıldığı, malların rekabet etme olanaklarının bulunmadığı ve ortalama tüketicinin ikisi arasında karıştırılma tehlikesi yaşamayacağından, aynı sınıfta olsalar da iki ürünün aynı veya benzer mallar olarak değerlendirilemeyeceğine karar verilmiştir166. 3.4.2.2. Unvanda Mal/Hizmet Benzerliği veya Sektörlerin Yakınlığı

Ticaret unvanları açısından ise TTK md. 45’te, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılacağı düzenlenmiştir. Bununla birlikte, aynı veya benzer ticaret unvanlarının farklı sektörlerde tescil edilmesi veya kullanılmasının karıştırılma tehlikesini ortadan kaldırıp kaldırmayacağının tespit edilmesi de gerekmektedir.

Ticaret unvanının farklı sektörlerde tescil edilmesi veya kullanılmasının karıştırılma tehlikesini önleyip önlemeyeceği konusunda öğretide iki farklı görüş bulunmaktadır. İlk görüş, unvanlar arasında karıştırılma tehlikesinde ticari işletmelerin faaliyet alanlarının aynı veya benzer olması gerekmediğini savunmaktadır167. Bu görüşü destekleyen Yargıtay kararlarında ise ticaret unvanının korunmasında unvanın varlığı ve

164 YHGK. 07.06.2006 T., 2006/11-338 E., 2006/338 K.

165 ÇOLAK, Karıştırılma İhtimali, s. 27; BİLGE, Karıştırılma Tehlikesi, s. 75; KÜÇÜKALİ, s.

62; KARASU/SULUK/NAL, s. 186.

166 BAINBRIDGE/HOWELL, s. 19-20. 167 PEKDİNÇER, Mütalaalar, s. 253.

39

önceliğinin asıl ve yeterli olduğu, ayrıca işletmenin faaliyet alanlarının aynı veya benzer olmasının gerekmediği ifade edilmiştir168. Aksi görüş ise, ticaret unvanlarında karıştırılma tehlikesi için işaretler dışında faaliyet alanları ve müşteri çevrelerinin de aynı ya da benzer olması gerektiğini savunmaktadır169. Dolayısıyla, tanınmış ticaret unvanları bir kenara bırakılırsa farklı sektörlerde kullanılan ticaret unvanları arasında karıştırılma tehlikesi doğmayacaktır170.

Sektörler arasındaki yakınlık, unvanlar arasında karıştırılma tehlikesinde esas alınan kriterlerden birisi olsa da gerçek kişi ve tüzel kişi tacirler açısından birkaç hususta farklılık göstermektedir. Bu kapsamda, tüzel kişi tacir, daha önce tescilli bir unvanın aynısını unvan tanınmış olmadıkça farklı sektörlerde tescil ettirebilir171. Bu durum, Ticaret Unvanları Hakkında Tebliğ (Tebliğ)172 md. 5/3’te de belirtilmiştir. İlgili düzenlemede, daha önce tescil edilmiş ticaret unvanının eki ile kendi eki aynı olan, ancak ekten sonra gelen işletme konusunu gösteren ilk ibaresi farklı olan ticaret unvanının, ayırt edici ek almadan tescil edilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu fıkraya verilen örnekte ise, ‘B İnşaat Otomotiv Sanayi Anonim Şirketi’ ticaret unvanı daha önce tescil edilmiş ise, ‘B Turizm İnşaat Sanayi Anonim Şirketi’ ticaret unvanının ayırt edici ek almadan tescil edilebileceği ifade edilmiştir.

Tebliğ md. 5/3 fıkrası, aynı unvanın farklı sektörlerde kullanılabileceğini göstermenin yanında karıştırılma tehlikesi bağlamında hatalı bir düzenlemedir. Zira ekten sonra gelen ilk ibare farklı olsa dahi, diğer işletme konularının kesişmesi veya aynı işletme konularına unvan içerisinde farklı sıralarda yer verilmesi durumuna ilgili düzenlemede yer verilmemiştir173.

Tebliğde, ekten sonra gelen ilk ibarenin farklı olması durumunda karıştırılma tehlikesinin ortadan kalkacağı ifade edilse de Yargıtay, “Seray Yataklı Kanepe Ticaret A.Ş” ile “Seray Ahşap Dekorasyon Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti” ve “Göksu Proje Mühendislik Yazılım İnşaat” ile “Göksu Mühendislik Proje Müşavirlik İnş.” arasında

168 Y.11.HD. 01.11.2004 T., 2004/828 E., 2004/10546 K. (BİLGE, İltibas, s. 9, dn. 9).

169 Y. 11. HD. 08.06.2015 T., E.2488/K.7865 (ERİŞ, Gönen: 6335-6552-6728 Sayılı Kanunlarla

Güncellenmiş TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler, C. 1, 3. Baskı, Ankara 2004, s. 963).

170 KARAHAN, Unvanda İltibas, s. 54-55; POROY/YASAMAN, s. 459-460. 171 ÇAĞLAR/ÖZDAMAR, s. 125.

172 RG., 14.02.2014, Sa. 28913.

40

görülen davalarda karıştırılma tehlikesinin ortadan kalkmadığına hükmetmiştir. Zira, faaliyet alanlarının yerlerini değiştirmek veya benzer faaliyet alanlarının farklı kelimelerle ifade edilmesi karıştırılma tehlikesini ortadan kaldırmaz174.

Tüzel kişi tacirler açısından bir diğer husus ise, ticaret unvanları arasında karıştırılma tehlikesinde fiilen faaliyet gösterilen sektörler yanında şirket ana sözleşmesinde yer alan sektörlerin de dikkate alınacağı hususudur175. Böylece, gerektiğinde ana sözleşmede yazılı faaliyet alanları da karşılaştırılmalı ve ortak faaliyet alanlarının tespiti halinde karıştırılma tehlikesine karar verilmelidir176.

Fiilen faaliyet gösterilmeyip şirket ana sözleşmesinde yer alan sektörler yanında, fiilen faaliyet gösterilen ancak ana sözleşmede yer almayan sektörler açısından da karıştırılma tehlikesi özellik gösterir. Nitekim mülga 6762 sayılı TTK177 md. 137’de yer alan, ticaret şirketlerinin şirket ana sözleşmesinde yazılı işletme konuları içinde kalmak şartıyla bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebileceği düzenlemesine 6102 sayılı TTK’da yer verilmemiştir. Bunun yerine TTK md. 125/2’de, ticaret şirketlerinin, TTK md. 48 çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceği ve bütün borçları üstlenebileceği düzenlenmiştir. Bu sebeple ticaret şirketleri, şirket ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları ile sınırlı olmaksızın faaliyette bulunabilirler178. Dolayısıyla, unvanlar arasında karıştırılma tehlikesinde, şirket ana sözleşmesinde yer alan sektörler yanında fiilen faaliyette bulunulan sektörler de dikkate alınmalıdır179.

Gerçek kişi tacirler açısından ise ticaret unvanı, TTK md. 46’ya uygun olarak yapılacak ekler ile kısaltılmadan yazılacak ad ve soyaddan oluşur. Buradan, gerçek kişi ticaret unvanlarında faaliyet konularına yer verme zorunluluğunun bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca gerçek kişi tacirler yönünden, faaliyet alanlarının değiştirilmesi hususunda da herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bu sebeple, karıştırılma

174 YALMANKÜLAH, s. 101.

175 “‘VİP’ unvanının iltibas yarattığı iddiasında, şirket faaliyet alanlarının aynı olup olmadığı,

sadece fiilen yapılan işlerin değil, ana sözleşme hükümlerinin, faaliyet alanlarının ayniyet ve benzerlik üzerinde durulmalıdır.” (Y. 11. HD. 24.11.2006 T., 562 E., 477 K.) (POROY/ YASAMAN, s. 454, dn. 59.).

176 ERİŞ, s. 972.

177 RG., 09.07.1956, Sa. 9353.

178 ALIŞKAN, Murat: “İşletme Konusu ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Ticaret

Şirketlerinin Ehliyeti ve Temsili”, MÜHFD, 2012, C. 18, Sa. 2, s. 214-215.

179 Şirket ana sözleşmesinde yer verilmeyen alanlarda faaliyette bulunulabilmesi, şirket

41

tehlikesine sebep olan gerçek kişi ticaret unvanlarında, sektör benzerliği aranmaksızın unvana ek yapılması gerekir180.

Markalar ve unvanlar açısından dikkate alınan mal/hizmet benzerliği ve sektörlerin yakınlığı, marka ve ticaret unvanı arasında karıştırılma tehlikesinin tespitinde de dikkate alınmalıdır. Marka ve ticaret unvanları açısından mal/hizmet benzerliği ve sektörlerin yakınlığının tespitinde ise ortalama niteliklere sahip tüketici esas alınmak suretiyle, mal ve hizmetlerin bir diğeri yerine tercih edilme ihtimalinin bulunup bulunmadığı, hitap edilen alıcı kitlesinin benzerliği, giderilen ihtiyaçların benzerliği, dağıtım kanalı ve satış yerlerinin benzerliği, kullanım amaç ve yöntemleri, birbirlerini tamamlayıcı niteliğe sahip olup olmadıkları, son kullanıcı ve tüketici profilleri, rekabet etme olanakları gibi kriterler esas alınmalıdır.

İşaretler arasındaki benzerlik ile sektörel yakınlık değerlendirmesi ise, bağımlılık ve denge içerisinde yapılmalıdır. Nitekim, mal ve hizmet sınıfları ile işaretler arasında yüksek derecede benzerlik karıştırılma tehlikesine sebep olurken düşük derecede benzerlik ise karıştırılma tehlikesini önlemektedir. Ayrıca, mal/hizmet veya sektörler ile işaretler arasındaki benzerlikten birinin düşük seviyede olması ihtimalinde, karıştırılma tehlikesi hususunda diğerinin benzerlik düzeyi dikkate alınmalıdır181.