• Sonuç bulunamadı

Mütalaanın Gerekliliğ

AVRUPA TOPLULUĞU ADALET DİVANI NEZDİNDE GÖREV YAPAN SAVCILIK KURUMU

5. Savcı Mütalaasına İlişkin Açıklamalar 1 Mütalaaların İçeriği ve Düzenlenmes

5.3. Mütalaanın Gerekliliğ

Bu konu yukarıda açıkça bahsedildiği üzere doktrin, uygulamacılar, teorisyenler ve yazarlar arasında bir hayli tartışılmıştır. Sonuç olarak, bir kesim, savcılık makamından mütalaa alınmasının yargılamayı geciktirip süreci uzattığını, bu nedenle yapılan değişikliğin yerinde olduğunu düşüncesinde iken, diğer bir kesim ise Divan tarafından verilen kararların gerekçelerinin sığ ve yetersiz olduğunu dolayısıyla savcılık mütalaasının etkili bir yargılama sürecine katkı sağlayacağı düşüncesindedir. Yine bir kısım yazar ve uygulamacı savcı mütalaasının kendi iradesi dışında yargılama sürecinden çıkarılmasını eleştirirken. Bir kısım yazar ve uygulamacı ise bu değişikliği olumlu bulmuştur. Bu konuda her iki taraf farklı nedenlere dayanmaktadır. İlk grup yazar ve uygulamacı, Divan’ın çığ gibi büyüyen dosyalar karşısında vermiş olduğu kararların kısa, yetersiz, sığ ve belirsiz olduğunu, anlaşılır ve doğru kararlar verebilmek için olayın bir nevi özeti olan ve olayı aydınlatan mütalaanın kararda olması gerektiğini savunmaktadır. İkinci grup yazar ve uygulamacı ise Divan üzerinde her hangi bir bağlayıcılığı olmayan savcı mütalaasının, iş yükü dolayısıyla zaten uzun olan yargılama sürecini daha da uzattığını, yeni hukuksal konuları içermediği sürece yargılama sürecinin dışında tutulmasını savunmaktadırlar.

Savcının taraflardan birinin hukuki temsilcisi sıfatıyla değil, Topluluk adına hareket etmesi ve esas hakkındaki mütalaasını yargıçlar gibi bir uzlaşmaya varmak zorunda olmadan özgürce ve radikal bir şekilde verebilme serbestîsine sahip olması, bizi, kurumun istisnasız her davada nihai talebini sunması gerektiği noktasına götürmektedir. Bu doğrultuda Divan kararlarında geçmiş yılların aksine savcının esas hakkındaki mütalaasına açıkça atıf yapıldığını da söyleyebiliriz343. Yine yargıçlarla

eşit statüde bulanan ve aynı niteliklere sahip bir hukuk adamının yargılama sürecinde sahip olduğu tek ve en önemli enstrümanın yargılama sürecini uzattığı iddiası ile

342Arsava, Füsun, “Nice Antlaşması’nın Getirdikleri”, Ankara Avrupa Çalışma Dergisi, Cilt: 1 S. 2, Bahar/2002, s. 22.

343Tridimas, Takis, The Role of the Advocate General in the Development of Community Law: Some Reflections, Common Market Law Review, Cilt: 34, S. 6, Aralık, 1997, ss. 1359–1361; akt. Göçmen, İlke, a.g.e., s. 293.

rızası hilafına dahi olsa elinden alınması haksız olarak alınmış etik olmayan bir karardır. Şöyle ki; Divan daha önce nasıl yargılama sürecini kısaltmak daha hızlı ve etkin bir yargı sistemi oluşturmak amacıyla İlk Derece ve Personel Mahkemelerinin ihdası için AB’nin diğer kurumları ve üye devletleri nezdinde girişimlerde bulunmuş ise bugün de benzer çözüm yöntemlerini keşfederek aynı amaca ulaşabilir. Bunun yolu savcıların yargılama sürecinin dışına itilmesi olmamalıdır.

Savcıların görüşleriyle var olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Savcı Topluluk hukukunun menfaatleri neyi gerektiriyorsa o şekilde görüş beyan edecektir. Savcının dâhil olmadığı bir yargılama sonucunda alınan karar sadece yargıçların düşünceleri doğrultusunda alınmış olacağından taraflar nezdinde farklı düşüncelere, soru işaretlerine neden olabilecektir. Savcının mütalaası davaya konu olayın farklı bakış açıları tarafından değerlendirilmesi olanağı sağlanır. Böylece adeta bir ‘çift kontrol’ mekanizması yaratılarak dava sonucunda alınmış olan kararın güvenilirliği sağlanmış olur. Yine savcı mütalaası sayesinde yeterince açık olmayan divan kararlarının, çoğu kere hukukçu olmayan davanın taraflarınca da anlaşılması sağlanır.

Sonuç olarak her ne kadar savcının esas hakkındaki mütalaası, karar aşamasında Divan açısından bağlayıcı olmasa da, misyonundan her geçen gün iş yükü dolayısıyla uzaklaşan Divan’ın, en azından verdiği kararların hukuka uygunluğunu denetleyen ve anlaşılabilir olmasını sağlayan, mütalaası ile yargılama sürecine ışık tutan, yargıçlara yol gösteren, davaya konu olaya farklı bir açıdan bakan ve tıpkı yargıçlar gibi hukukçu olan savcı ve mütalaasının istisnasız her durumda olması gerektiği düşüncesindeyiz.

§ II. Avrupa Birliği Mevzuatı Çerçevesinde Savcılık Kurumu

Divan savcısı, gerek Avrupa Birliği’nin temel organlarından biri olan Adalet Divanı’nın üyesi olması gerekse yapmış olduğu vazifenin önemi ve Birliğe olan katkılarından dolayı AB hukukunun kaynakları arasında yer alan birincil hukuk344

diye anılan Avrupa Topluluklarını ve Birliği kuran Antlaşmalar, ekler, protokoller ve bunları değiştiren ya da bunlara ekleme yapan antlaşmalar çerçevesinde ele alınmıştır. Bu bölümde Divan savcılığının yapısal ve işlevsel olarak çalışıldığı, hali

hazırda yürürlükte bulunan AB hukuku mevzuatında yer alan düzenlemeler incelenecektir.

1. Avrupa Topluluğu Antlaşması Çerçevesinde Savcılık Kurumu

Avrupa Topluluğu Antlaşması’nın Topluluğun kurumları başlıklı beşinci bölümünün dördüncü kesiminde 220–245. maddeleri arasında, “Adalet Divanı” başlığı altında yer alan ve Divan’a ilişkin genel düzenlemeler içeren bu bölümün (Nice Antlaşması ile değişik) 222. maddesine göre, Divan’a sekiz savcı yardımcı olur. Eğer Divan’ın bir talebi olursa Konsey oybirliği ile bu sayıyı artırabilir. Savcı Divan’ın Statüsü’ne uygun olarak Divan’da açılın davalar hakkında gerekçeli mütalaalarını tam bir tarafsızlık ve bağımsızlık içinde açık celsede sunmakla görevlidir.

ATA’nın (Nice Antlaşması ile değişik) 223. maddesine göre, savcılar bağımsızlıkları hakkında şüphe götürmeyen ve ülkelerinde en yüksek yargısal görevlerin yerine getirilmesi için gereken koşullara sahip ya da yeterliğe sahip olduğu herkesçe bilinen hukukçulardan seçilmiş kişiler arasından, üye devlet hükümetlerince alınacak ortak bir kararla altı yıl için atanırlar. Savcıların yenilenmesi, üç yılda bir kısmen yapılır. Görev süresi biten savcı yeniden atanabilirler.

Son olarak ATA’nın (Nice Antlaşması ile değişik) 224345. maddesine göre,

Adalet Divanı Statüsü’nün gerektiğinde İlk Derece Mahkemesi’nin savcılardan yardım alabileceğini belirtmektedir.

Görüldüğü üzere ATA Divan savcılarına ilişkin olarak genel ve temel düzenlemeler içerip işin esasını Divan’ın Statüsüne ve Usul Tüzüğü’ne bırakmıştır. Şimdi sırasıyla aşağıda bu bölümleri inceleyeceğiz.