• Sonuç bulunamadı

A. ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN KURULUŞ AMAÇLARI VE GELİŞİMİ

2. OSB’LERİN GELİŞİMİ

birimlerinin çevrede yaratacağı olumsuz etkileri denetleyebilmek için; sanayi birimlerinin topluca yer aldığı alanlarda196 ortak altyapı hizmetlerinden yararlanarak, kent planlamasına uygun olarak ve kentten yeşil bantlarla ayrılan özel bölgelerde yerleştirilmesi yaklaşımı benimsenmiştir.197 “Bu durum organize sanayi bölgelerinde kurulacak işletmelerin fiziki bakımdan sıkıca denetlenmelerini ve bölgede, bölgenin estetik değerinin ve çevre güzelliğinin korunması amacı ile yüksek standartlar uygulanmasını” 198 kolaylaştırmaktadır.

Çevresine kir, zararlı gaz, koku ve duman yayarak çevre kalitesini büyük ölçüde etkileyen sanayi kuruluşlarının; altyapısı tamamlanmış, düzenli gelişmelerine imkan veren rezerv alanlarına sahip, kirlenme ve atıklarının kontrol altına alındığı OSB’ne taşınmaları ile, kent içinde ve çevresinde çevre kalitesinin büyük ölçüde artırılmasını sağlayıcı bir etken olması199, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması beklenilmektedir.

OSB uygulamasının başlangıcı 19. yüzyılın sonlarına rastlamaktadır.202 Sanayi devriminin yarattığı sosyal ve ekonomik hareketlilikler ve ilerlemelerin mekana yansıması sonucunda özellikle Batı Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 19. yüzyılın sonlarına doğru konut, sanayi, ticaret gibi temel sektörler konusunda yeni politikalar geliştirilmiştir. 203

1885 yılında Kuzey Amerika’da ekonomik kalkınma ile ilgili olarak hazırlanan bir rapor, “Sanayi Bölgesi” fikrini ortaya atmakta ve bunu “sınai kalkınma için bir araç“ olarak görmektedir.

Nitekim 19. yüzyılın son yarısında İngiliz ekonomistleri de Kuzey Amerika’daki meslektaşları ile aynı görüşü benimseyerek, 1896 yılında Manchester şehri yakınında “Trafford Park” adıyla kurdukları sanayi bölgesi ile

“ilk planlı sanayi bölgesi” uygulamasını gerçekleştirmişlerdir.

“Sanayi Bölgesi” fikrinin ilk ortaya atıldığı Amerika’da ise uygulamalar daha geç ancak daha ileri bir anlayışla yapılarak daha çabuk benimsenmiştir.

1905 ve 1909 yıllarında özel girişimciler tarafından Chicago’da gerçekleştirilen

“Central Manufactoring” ve “Clearing” adlı bölgeler modern sanayi bölgelerinin ilk örneklerini teşkil etmektedir.204

Toplum yararına ancak toplumdan uzak olması gerektiğine inanılan sanayii barındıran bu bölgelerin topluma mal edilmesi kolay olmamıştır. Bu durum, ancak, onun sadece ekonomik bakımdan değil, fakat fiziki yönden de yeni bir anlayışla düzenlenmesi, konuşlandığı bölgenin çevresel değerlerini de koruyarak estetik biçim ve donanıma kavuşmasıyla gerçekleşmiştir.

202 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayın No:2529, DİK:545, Ankara, 2000, s. 98.

203 Leman Akdoğan vd., Türkiye’de ve Dünyada Sanayi Bölgeleri ve Uygulamaları, TOBB, Yayın No:311, Ankara, 1983, s.9.

204 Esen Onat, (1969), a.g.e. , s. 9.

Dünyadaki gelişimine baktığımızda; OSB’nin başlangıçta yalnızca sanayicilerin altyapılı arsa ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlayan özel sektör tarafından kar etmek amacıyla gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz.

OSB açısından İkinci Dünya savaşı ile başlayan dönem bir milat olarak kabul edilmektedir. Çünkü bu tarihten sonra OSB, gelişmiş ülkelerde teşvik tedbiri olarak kullanılmaya başlamıştır.205

Sanayi bölgesinin yüksek ölçünlerle işletilebilecek şekilde planlanmaya başlanması sonucunda, “Organize Sanayi Bölgeleri” kavramı doğmuştur. Büyük yatırımlar yapılarak inşa edilen OSB, burada çalışanlara iyi geçim imkanları sağlamanın yanı sıra fiziki yönden yol, su, kanalizasyon, enerji ve benzeri altyapı tesislerinin sanayinin kullanımına sunulmasına olanak vermiş, toplumsal, ekonomik düzen içinde önemli işlevler üstlenmeye başlamıştır.206

1970’li yıllar sonrasında dünya ekonomisindeki gelişmeler paralelinde imalat sanayiin giderek artan bir hızla gelişmekte olan ülkelere kaydırılması sonucu bu sanayi bölgelerinin dünya pazarları için üretim, teknoloji geliştirme ve ürünü pazarlamak amaçları ile yaygın olarak kullanıldıkları görülmektedir.207 Bu yıllarda gelişmiş ülkeler öncülüğünde gelişmekte olan ülkelerde serbest bölgeler, dünya pazarları için üretim yapan sanayi alanları hızla artmıştır.

Gerçekte bu artışta gelişmiş ülkelerde güçlenen nimbizm208 de etken olmuştur.

Sanayi üretim ölçeğinde değişmeler, üretim için en uygun koşullarda ve göreli olarak ucuz fiyatlarla üretim yapabilecek mekanlara sanayilerin aktarılması uluslararası yeni işbölümünün bir sonucudur. Üretimin uluslararasılaştığı bu süreçte; temel özelliği esneklik olan üretim teknolojisi ile

205 Mahmut Özdemir, (1990), a.g.e. , s.7

206 a.k., s.6

207 Folker Fröbel, Jürgen Heinrichs, Otto Kreye, Uluslararası Yeni İşbölümü ve Serbest Bölgeler, (Çev Öner Yılmaz), Belge Yayınları, No:15, 1982, s.22-93.

208NİMBY; “Not In My Back Yard” arka bahçemde bile olmasın anlamındaki bu deyiş gelişmiş ülkelerdeki insanların çevresel kriterleri sağlasa bile atık ve artıkları reddetme sendromunu anlatmaktadır. Ayrıntılar için bknz. Zerrin Toprak, Çevre Yönetimi ve Politikası, Anadolu Matbaacılık, İzmir, 2003, s.12.

sanayi bölgeleri de değişen üretim istemlerini karşılayacak, farklılık yaratacak ürünleri geliştirecek ve pazara ulaştıracak şekilde dönüşmektedir.209

Ancak bir yandan aşırı üretim öte yandan kirlilik ihracı, tüm dünyadaki doğal kaynak tabanını yok olma noktasına taşımıştır. Esnek üretim sistemine uygun olarak gelişen dünya ticaretinde, yüksek kalitede ürün ile rekabet avantajı elde etme isteğinin yanısıra gelişen ülkelerde çevre kirliliğine oluşan toplumsal muhalefet sonucu, çevre korunması ile ilgili önlemler, yasal düzenlemeler ve kurumsallaşmalar artmaya başlamıştır.

ABD’de 1970 yılında yürürlüğe giren Ulusal Çevre Politikası Kanunu ile federal projeler için çevresel etki değerlendirilmesi (ÇED) zorunlu hale getirilmiş, 1972’de bu konudaki ilk uluslararası konferans olan Stockholm Konferansı Stockholm Bildirisi yayınlanmıştır. Daha sonra gerçekleştirilen pek çok konferans sonrasında yapılan uluslararası, ulusal düzenlemelerle her alan ve seviyede çevresel hak ve sorumluluklar tanımlanmış, çevre koruma, çevre yönetimi, ÇED uygulamaları izleyen yıllarda Avrupa’da ve Dünya ‘da pek çok sanayileşmiş ülkede uygulanmaya başlanmıştır.210

Küreselleşen ekonomiye koşut küreselleşen çevre sorunları küresel çözümleri beraberinde getirmiştir. “Küresel düşün yerel ölçekte uygula”

temelinde bu dönemde OSB’nin çevre korunmasında, kirliliğinin önlenmesinde araç olarak kullanımı ve bu bölgelerde çevre yönetimi uygulamaları artmıştır.AB ülkelerinde 1996 yılında 476 EMAS (AB Çevre Yönetim Sistemi) uygulayıcısı varken bu sayı 2002’de 3.797’ye yükselmiştir. (AB’nde en fazla EMAS uygulayıcısı işletme –2.414 uygulayıcı- Almanya’da bulunmaktadır.)211

209 Ayda Eraydın, “Gelişmenin Mekansal Boyutu ve Kentleşmenin değişen Dinamikleri”, Gelişme Stratejileri Workshop, TMMOB Yayınları, Kozan Ofset, Ankara, 1996, s.88-91.

210 Çevre Bakanlığı, 2. Çevre Şurası Çalışma Belgesi, 28 Şubat-2 Mart 1994 İstanbul, Çevre Bakanlığı Yay.,Ankara, 1994, s.124. (*Bakanlığın şimdiki adı; Çevre ve Orman Bakanlığı’dır.)

211Ayrıntılar için bknz.

.<http://europa.eu.int/comm/environment/emas/about/participate/sites_en.htm> (17.7.2003)

Ülkemizdeki gelişime baktığımızda, Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan beri, belli dönemlerde ve belli alandakiler devlet eliyle olmak üzere, özel sektör de bu amaçla teşvik edilerek, sanayi yatırımları yapılmıştır. Sanayi kuruluşlarının hemen hepsi büyük kentlerde kurulmuş ya da kuruldukları kasabaları kısa sürede büyükçe kent durumuna getirmişlerdir.212 Dünyanın çeşitli yerlerinde olduğu gibi, ülkemizde de sınai faaliyetlerinin artması, genellikle sınai potansiyele sahip büyük şehirlerde bazı zorlamalara neden olmuştur.213

Türkiye’nin hızlı kentleşmeyi ve gecikmeli de olsa sanayileşmeyi yaşamaya başladığı ilk yıllarda, özel kesim sanayilerinin çoğunlukla kentleri diğer yerleşmelere bağlayan yollar üzerinde yer seçtiğini ve çevrelerinde gecekondu bölgelerinin oluşmasını özendirerek işgücü sağlanmasını kolaylaştırdığı görülmektedir. Bu durum, kentlerin çevresinde düzensiz oluşumlara, saçaklanmalara yol açmıştır.214 Yerleşme merkezlerinde varolan altyapı olanakları toplumun ihtiyaçlarını dahi karşılayamazken, sanayi için gereken ek ihtiyaçlar bardağı taşırmıştır. Diğer taraftan, varolan olanaksızlıkların doğal bir sonucu olarak, kurulan işletmeler birçok altyapı hizmetinden yoksun ve ekonomik olmayan bir şekilde çalışmak durumunda kalmışlardır.215

Bunun sonucunda, büyük kentler, varolan altyapının aşırı yüklenmesi216 ve altyapı yetersizliği sonucunda, dünyada gelişmiş ülkeleri tehdit altına alan çevre sorunları ile karşı karşıya gelmiştir. Dolayısıyla, kentlerde sağlıksız koşullarda gelişmiş olan sanayi kuruluşlarının ve yerleştikleri mekanın

212 Esmeray Alacadağlı, Sanayileşen Türkiye ve Çevre Kirliliği, Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi, 1997, Ankara, s.101-102

213 Esen Onat, (1969), a.g.e., s.11

214 Habitat II, Türkiye Ulusal Rapor ve Eylem Planı, Haziran 1996, s.63.

215 Esen Onat, (1969), a.g.e., s.11.

216 Can Eryılmaz, “Kentsel Yerleşim Dokusu İçerisinde Küçük Sanayi Sitelerinin Fiziksel Planlaması ve KOSGEB”, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Küçük Sanayi Siteleri ve OSB Sempozyumu, 4 Haziran 1996 Norm Ajans, 1996, s.41.

yaşanabilir kılınması amacı, 1960’lardan sonra devlet bünyesinde kurumsallaşma çalışmalarını217 ve önlemler alma gereğini gündeme getirmiştir.

Ülkemizde OSB; sanayinin azgelişmiş bölgelere değin yaygınlaştırılması, dağınık ve düzensiz sanayi kuruluşlarının planlı bir yerleşme düzeni içinde toplulaştırması, şeklinde batı ülkelerinde geliştirilen iki amaca hizmet etmeyi hedef alan, fiziki anlamda bir sanayii teşvik önlemi olarak uygulamaya konulmuştur. Planlı dönemin başında sanayinin teşviki için getirilen bir dizi önlem paketi içinde fiziki bir unsur olarak organize sanayi bölgeleri de yer almaktadır. Diğer bir deyişle, bir taraftan özel sanayie vergi ve gümrük indirimi ve muafiyetleri, düşük faizli ve uzun vadeli krediler, ithalat kolaylıkları, kur garantileri gibi mali teşvikler uygulanırken, diğer taraftan da OSB yoluyla sanayi kuruluşu için planlı ve altyapısı hazır alanlar sağlanması yönünde fiziki teşvik önlemleri uygulanması öngörülmüştür.218

Gerçekte, Bursa’da bir “Organize Sanayi Bölgesi” kurulması için Bursa Sanayi Odası tarafından girişimde bulunulması, bu amaçla ABD’nin AID yardım fonundan bir Amerikan firmasına 1962 yılında bir fizibilite raporu hazırlatılması, sanayi bölgesi kurma girişimlerinin planlı dönemden önce başladığının bir göstergesidir. Ancak konunun planlı bir teşvik çerçevesi içinde görülerek, yaygınlaştırılmaya çalışılması, kalkınma planlarında yer alan politikalarla olmuştur.219 1962’de başlayıp, 1966’da tamamlanan Bursa OSB ile başlayan sürecin, Manisa, Konya, Bartın, Ankara gibi illerimizle devam ederek diğer illerimizde de OSB kurulmasının planlanmasıyla ülke genelinde “Organize Sanayi Bölgeleri” kavramı yaygınlaşmaya başlamıştır.

Günümüzde büyük yatırımlar yapılarak inşa edilen organize sanayi bölgeleri, içinde çalışanlara iyi bir geçim ve toplum gelirlerinin önemli bir kısmını sağlamanın220 yanısıra, sanayiin her türlü zararlı etkisini yok edebilecek teknik

217 a.k., s-41.

218 Asuman Yücel, (1986), a.g.e., s.235

219 Asuman Yücel, (1986), a.g.e., s.238.

220 Esen Onat, (1969), a.g.e., s.10.

donanımı ve ölçünleri ile, çevresel değerlerin korunmasını ve çalışanlarının eğitimini de gerçekleştirebilmektedir.

Ayrıca OSB’nin, dünya ölçeğindeki uygulamaları ve ülkemiz dahil farklı ülke deneyimleri dikkate alındığında; “sanayinin geliştirilmesi, desteklenmesi, kentlerde sanayi gelişiminin kontrol edilmesi, sanayi bölgelerinin istenen bölgelere yönlendirilmesi yoluyla”221 sanayi politikalarının uygulanmasında, bölgesel dengeli gelişmenin sağlanmasında, çevrenin korunmasında etkili bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir.

3.DÜNYADAN ÖRNEK OSB UYGULAMALARI 3.1.Kalundborg Sanayi Bölgesi

Danimarka’daki Kalundborg Sanayi Bölgesi, sanayi uyumu ve çevre dostu uygulamalarıyla organize sanayi bölgelerinin bilinen en iyi örneğidir.

Bölge Kalundborg’un yaklaşık 75 mil doğusunda, Danimarka sahilinde bulunan küçük bir sanayi bölgesidir. 1970’lerde hazırlanan bir yönetmelik çerçevesinde başlatılan çalışmalarla Bölgede sanayiler arasındaki uyum sağlanmıştır.

Yönetmelik amaçlarına ulaşmaya çalışan sanayiler, temiz suyu daha verimli kullanıp atık maddeleri geri kazandıklarında maliyetleri düşmüştür. Öte yandan, madde ve enerji alışverişine dayalı yerleşim ile büyük ve küçük sanayiler birbirlerinin yan ürünlerini ve atıklarını kullanma olanağı elde etmişlerdir. Sanayiler arasındaki uyum özellikle büyük ve küçük sanayiler arasında gelişmiştir. Kalundborg sistemini oluşturan sanayiler arasında; balık çiftliği, Danimarka’nın en büyük rafinelerinden biri, çimento fabrikası, bir alçıtaşı levha imalatçısı, çiçek üreten birkaç sera, atık işleme tesisi ilaç endüstrisi, bir kömür santrali ve bölgesel ısıtma tesisi (Kalundborg şehri için) bulunmaktadır.

222 Burada, bölgeye ısı sağlayan bir buhar tesisi çalışmakta, çimento

221 DPT, Sanayi Politikaları, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ÖİK Raporu, DPT Yayın No:2529 ÖİK:545, DPT Yayınları, Ankara, 2000, s.1.

222Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü Life Programı, Türkiye’de Organize Sanayi Bölgelerinde Çevre Yönetim Sisteminin Kurulması Proje Kitapçığı, 20 Haziran 2000, İstanbul, s.5.

fabrikasının atıkları alçıtaşı levha imalatçasına gitmekte, imalat sürecinde ortaya çıkan fazla ısı, seraları ısıtmak için kullanılmakta, enerji santralinde çıkan atık ısı ve buhar ilaç üreticisi tarafından kullanılmaktadır. Buradan çıkan organik yağ ise yöredeki çiftçilere gübre elde edebilmesi amacıyla verilmekte ve köyün atıkları işlenerek seralar gübrelenmektedir. Rafineri sülfürik asit üreticisine sülfür yan ürünlerini sağlamakta, seralara ise sıcak su vermektedir. Böylelikle hiç atık olmayan kapalı bir üretim sistemi doğmaktadır.223 Ana ilgi noktası madde verilen Kalundborg OSB modeli, işçi eğitimi ve güvenliği gibi diğer işbirliği yapılabilecek konularda sınırlı kaldığı için eleştirilmektedir.224

3.2. Jebel Ali Serbest Bölgesi

1985 yılında Dubai’de kurulan Jebel Ali serbest bölgesi225, her sektörden firmaların ticaret, üretim ve depolama faaliyetlerini sürdürebilecekleri 100 km² alana kurulu dev bir sanayi bölgesidir. Dünyanın insan eli ile yapılmış en büyük limanının kenarında, Dubai uluslararası hava alanına 30 dakika mesafededir.

Jebel Ali Bölgesi dünyanın ilk ISO 9001/2000 sertifikasına sahip ve en hızlı büyüyen serbest bölgesi olma özelliğini taşımaktadır. 1995 yılında bölgede 793 şirket bulunmakta iken bugün Bölgede 2.400 firma faaliyet göstermektedir.226 Bölge dünya ölçünlerinin üzerinde destek ve dağıtım kapasitesine sahiptir.

Yanında yer alan Ortadoğunun en büyük limanı sayesinde her türlü malın taşınmasında şirketlere son derece rekabetçi fiyatlar sunmaktadır. Serbest bölgelerin sağladığı; ucuz enerji, haberleşme, nitelikli ve ucuz iş gücüne erişim kolaylığı ve diğer olanaklar ile, Bölge, dünya pazarına üretim yapan şirketlerin gözdesidir. Colgate Palmolive, Unilever, Daimler Chrysler, Mitsubishi, Caterpillar Logistics, Goodyear, Hitachi, 3M, BASF, BP, Casio, Citizen, L'oreal burada yer alan çok uluslu şirketlerden bazılarıdır. Bu şirketlerin yanında binlerce KOBI’de bölgede faaliyetlerini sürdürmektedir.227

223 Esra Nemli, (2001), a.g.e., s.169.

224 Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü Life Programı, a.g.e. , s.5.

225 Dünya pazarı için fabrikaların yer aldığı sanayi bölgeleri.

226 19 Nisan 2004 verisi; http://www.ishad.org.tr/faaliyet.asp?i=55.

227Çok uzun yıllar şirketler için gelir vergisi, kişisel gelir vergisi veya çalışanlar için herhangi bir vergi olmayışı avantajları. Ayrıntılar için bknz. http://www.expertiseglobal.com/tr/ ;

http://www.khaleejtimes.co.ae/handbook/employment.htm;

Dubai Serbest Bölgesi (Technology, Electronic Commerce and Media Free Zone-TECOM), Dubai Internet Merkezi, Dubai Medya Merkezi ve Bilgi Köyü olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır. Dubai Internet Merkezi, Dubai hükümetince, teknoloji konusunda yatırım planı olan girişimcileri çekebilmek amacıyla serbest ticaret bölgesinde kurulmuş ilk bilgi teknolojileri ve haberleşme merkezidir. Birleşik Arap Emirlikleri bölgesinin bilgi teknolojileri ve iletişim merkezi konumunda olup, Mısır’dan Hindistan’a, Güney Afrika’dan üçüncü dünya ülkelerine kadar olan bölgeyi, ticaret anlamında hedef almaktadır.228

Bölgede bilgi üreterek işgücünü geliştirmek ve yeni fırsatlarla ekonominin büyümesini hızlandıracak, canlı ve birbirine bağlı bir öğrenim topluluğu yaratmak amacı ile kurulan Bilgi Köyü (Knowledge Village); bilgiyi yaratmak ve yaymak isteyen çeşitli kuruluşlara eksiksiz bir altyapı ve ortam sunmaktadır. Bunlar arasında lisans ve lisansüstü eğitim sağlayan elektronik öğrenme enstitüleri, araştırma ve geliştirme kuruluşları, kurumsal eğitim enstitüleri, bilim ve teknoloji enstitüleri, sertifika ve test kuruluşları, bir medya akademisi, bir geliştirme merkezi sayılabilir.

Dubai Internet Merkezi’nin oldukça yakınındaki, Dubai Medya merkezi, dünyada medya yeteneği, yaratıcılık ve girişimcilik için anahtar merkezlerden biridir. Merkez, medya firmalarını büyümeleri, gelişmeleri için teşvik etmekte ve Dubai ile çevre pazarlarındaki firmaların bu konudaki gereksinimlerini karşılamaları için gerekli tüm altyapıyı sağlamaktadır.

Dünyanın en büyük sanayi bölgesi olan Jebel Ali Serbest Bölgesi çevresel riskleri azaltma yönünde de önemli çalışmalar yapmış örnek bir bölgedir. Daha önce belirtildiği gibi, Jebel Ali Bölgesi dünyanın ilk ISO 9001/2000 sertifikasına sahip olan serbest bölgesidir. Bölge yönetimi sağlık ve güvenlik standartlarıyla bölgedeki çevre kontrolünün gerekliliklerini içeren bir

228http://www.expertiseglobal.com/tr/show.asp?p=contact/inc_about_us_tr.htm&p2=EGME/inc_t ecom_tr.htm&p3=EGME/inc_first_step_tr.htm(22.11.2003)

rehber geliştirmiş olup, bu konuyla ilgili bir İşletme Kontrol Birimi kurmuştur.

Birim aynı zamanda bölgedeki çevresel değerlendirmeleri yaparak kendine ait olan laboratuvarda hava ve atıksu arıtma tesislerinin kalitesini incelemektedir.

Atıksu arıtma tesislerinin işletmesi bu birimin sorumluluğu altında olmakla beraber, şirketler kendi sanayi atıklarını arıtmaktan sorumludur. Bölgede daha temiz üretim ve geri dönüşüm olanakları olan şirketlere yönelik olarak teşvik olanakları bulunmaktadır.229

B.TÜRKİYE’DE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN YASAL