• Sonuç bulunamadı

Lahnın Nedenleri

Belgede Harîrî’nin Lahn anlayışı (sayfa 60-64)

5. YAŞADIĞI DÖNEMDE KÜLTÜREL DURUM

1.3. ARAP DİLİNDE LAHN

1.3.1. Lahnın Nedenleri

Arap dilinde kullanıcıların yaptığı farklı hatalı kullanımlar bulunmaktadır. Bu hatalı kullanımlar farklılık gösterdiği gibi onların ortaya çıkmasına neden olan etkenler de farklılık göstermektedir. Söz konusu faktörleri iç ve dış etkenler olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür. Dış etkenlerden başlayarak bunları başlıklar halinde şu şekilde sıralamak mümkündür.

1.3.1.1. Diğer Kültürlerle İletişim ve Diğer Milletlerle İlişkiler

Dilin değişmesine etki eden ve aslından uzaklaşmasına neden olan en etkin faktör, yabancı millet ve kültürlerle karşılaşmaktır.204

Bu, tüm milletlerin dili için en büyük tehlike ve değişim sebebidir. Nitekim Arapçada lahnın geniş bir kitleye yayılmasına Araplar arasına giren Acemlerin neden olduğu belirtilmiştir.205

ez-Zubeydî (ö. 379/989) gibi birçok dilbilimci, dilin değişmesine ve özünden uzaklaşmasına en büyük neden olarak başka milletlerle karışmayı ve iletişime geçmeyi göstermektedir.206

Ancak dildeki karşılıklı etkileşim milletlerin ilişkilerinin seviyesi ile paralellik arz ettiği gibi iletişimin çeşidine göre de farklılık arz

202 Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, TDK. Yayınları, Ankara 2009, s.107-108.

203 Buna örnek olarak Mısırlıların (ق) harfini Türkçedeki (g) sesine yakın şekilde okumaları

gösterilebilir.

204

ez-Zubeydî, Lahnuʼl-ʻavâm, s.59; İbn Haldûn, el-Mukaddime, c.2, s.378. Bu başlık ele alınan sebep, lahn sebepleri arasındaki en önemli faktör olmasından dolayı öne alınmıştır.

205 el-Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, (Muhakkikin mukaddimesi), c1, s.14.

206 ez-Zubeydî, Tabakâtuʼn-nahviyyîn ve’l-lugaviyyîn, Muhammed Ebuʼl-Fazl İbrâhim (Thk.),

47

etmektedir. Bundan dolayıdır ki Arapçaya giren (dahîl) kelimelere bakıldığında coğrafî yakınlık nedeniyle en çok kelimenin Farsçadan; baharat ve ilaç adları gibi kelimelerin İpek Yoluʼnun son durağı Hindistanʼın dili olan Hintçeden, felsefi kelime ve ölçü birimlerine dair kelimelerin ise Yunancadan geçtiği görülmektedir.207

Yaratılışı itibarıyla sosyal bir varlık olan insan, hemcinsleriyle iletişimin tüm olanaklarını kullanabilmektedir. İnsan, iletişimde bulunduğu tarafı etkilediği gibi doğal olarak karşıdan da etkilenmektedir. Bu etkileşim örf ve adetlerde, giyim ve kuşamda görüldüğü gibi dilde de bariz bir şekilde görülür. Dilde etkileşimin doğal olarak güç ile bir bağı söz konusudur. Genelde ekonomi ve bilimde önde olan milletler diğer milletleri daha çok etkiler. Ancak bu, güçsüz olan tarafın karşı tarafa hiçbir etkide bulunamadığı anlamına da gelmez.

Arap olmayan toplumlarla ilişki ve kültürleriyle iletişimin Arapçada değişime neden olduğu kanalları önem sırasına göre kısaca şöyle özetlemek mümkündür:

a. Dinî ilişkiler

Dinî ilişkiler toplumsal etkileşimin tipik örneklerinden biridir. Özellikle de dinî bir metin söz konusu olduğunda metnin dili, karşı dile bariz bir etkide bulunur. Buna en güzel örnek olarak Kur’ânʼın dili olan Arapçanın diğer Müslüman milletlerin dillerine olan etkisi gösterilebilir.

Bu ilişki Arapçanın diğer dillerde bir etkide bulunmasına zemin hazırladığı gibi etkilenmesine de neden olmuştur. Özellikle mevâlîlerin dinî metinlerle ilgilenip Arapça eser ortaya koymaları bu etkileşime daha derin bir boyut kazandırmıştır.

b. Kültürel ilişkiler

Kültürel ilişkiler gerek tercüme yoluyla gerekse de tesis edilen akrabalık bağlarıyla karşılıklı etkileşime neden olmaktadır. Buna güzel bir örnek olarak Arapların tercüme yoluyla tanıştığı Yunan kültürünün etkisi ve aslen Arap olmayan mevâlîlerle tesis edilen akrabalıklar neticesinde ortaya çıkan etkileşim

207 Muʻarreb kelime ve çeşitleri hakkında geniş bilgi için bkz. Sarıkaya, Kemal Paşa-zâde’nin, s.96-

48 gösterilebilir.208

Özellikle mevâlîlerin ilimle meşgul olup eserler yazması ve ana dillerinde bulunan bazı ifadeleri Arapçaya çevirirken dillerinin etkisinde kalmaları, fasîh Arapçanın kendi ifade şeklinden bir nebze uzaklaşmasına neden olmuştur.

c. Ekonomik ve siyasî ilişkiler

Bu tür ilişkilerin dile etkisi her ne kadar ilk iki etkenin etkisi kadar olmasa da yadsınamaz. Özellikle siyasî iktidarı elinde tutan tarafın dili daha baskın olur. Bunu Arapçada bariz şekilde görebiliriz. Nitekim Arapların siyasî olarak güçlü oldukları dönemlerde Arapçanın diğer dilleri etkileyen, ancak Selçukluların, İranlıların ve Moğolların hâkimiyeti sonrası ise daha çok etkilenen olduğu görülmektedir.209

Ekonomik ve siyasî etkileşim tarzı daha çok coğrafik olarak birbirine yakın milletler için söz konusudur. Bu etkileşimde genelde ekonomik olarak üstün olan tarafın etkisi görülmekle beraber karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. Bu tür etkileşim günümüzde de kendini göstermektedir.

1.3.1.2. Yeni Anlam ve Eşyaların Ortaya Çıkışı

Günümüzde diller açısından önemli bir diğer sorun da ortaya çıkan yeni anlam ve eşyaların isimlendirilmesidir. Bu sorun, Arap diline has değildir. Ortaya çıkan yeni anlam ve eşyaların ismi doğal olarak onu keşfeden tarafından konulur. Günümüzde birçok devlet, dillerini koruma adına ortaya çıkan yeni kavram ve eşyalara kendi diline uygun isim bulmaları için müesseseler kurmuştur.210

Zira yabancı bir dilde ortaya çıkan anlam ve eşyalara uygun bir isimlendirme yapılmaması durumunda doğal olarak bu kavram veya eşyayı icat edenin koyduğu isim ulusal dile geçecek ve dilin özünden uzaklaşmasına sebep olacaktır.

Durreʼde yeni kavram ve eşyaların icadı nedeniyle ortaya çıkan ve Arapçada lahn kabul edilen yabancı kelimelere örnek olarak verilmiş bir kullanım bulunmamaktadır. Ancak her ne kadar Harîrî, kendi döneminde böyle bir durum söz konusu olmadığından bu kısma değinmemişse de söz konusu durum özellikle modern dönemde tüm dillerin en büyük sorunlarından biri haline gelmiştir. Buna

208 ʻAbdurrahmân el-Hûlî, el-Ahtâu’l-lugaviyye, s.39.

209 Konu hakkında geniş bilgi için bkz. İbn Haldûn, el-Mukaddime, s.415,416.

210 Arap ülkelerinde genel olarak ʻMecmeʻuʼl-lugaʼ ismi ile kurulan müesseseler bunlara örnek teşkil

49

örnek olarak da Araplarda cep telefonu için ʻmobaylʼ kelimesinin kullanılması verilebilir.

Yukarıda sayılan dış etkenlerin yanı sıra lahna sebep olan bir iç etken de bulunmaktadır.

1.3.1.3. Arapçanın Yazım ve Fonetik Özelliği

Arap dilinin lahna sebep olan iç dinamiğini, yazım şekli ve mahreç olmak üzere iki ana gruba ayırmak mümkündür. Arap yazısında şeklen birbirine benzeyen harfleri ayırmak için kullanılan noktalama işaretleri ve sesli harfleri gösteren harekelerin Kurʼânʼın inişinden sonra geliştirildiği kabul edilmektedir.211 Arap alfabesindeki noktalama işleminin ihmali, tashîfe neden olduğu gibi212 (يد ُز َ ب ْي/يد َز ِبي) ve (لي َع ِق/ ْيل ُع َق) gibi yazım şekli aynı okunuşları farklı olan ve el-Mu’telif ve’l-muhtelif213 olarak isimlendirilen bazı kelimeler de lahna neden olabilmektedir. Ayrıca Arap alfabesinde (ه ح/س ث ص) gibi ses açısından birbirine çok yakın bazı harfler vardır. Bu da özellikle bu ses yapılarına sahip olmayan Acemlerin lahn yapmasına sebep olmaktadır.214

Yukarıda anılan sebepler ışığında lahn örneklerine bakıldığı zaman her birisinin arka planında farklı nedenler olduğu görülür. Bu açıdan örnekleri bir tasnife tabi tutmak ve hangi lahnın hangi sebepten kaynaklandığını net bir şekilde ortaya koymak mümkün değildir. Ancak genel anlamda bakıldığında iʻrâb ve hareke hatalarının temelinde diğer kültür ve milletlerle ilişkileri, fonetik hatalarda yabancıların Arapçadaki yakın mahreçlere sahip harflerin kullanımına aşina olmamaları, vezin bozuklukları ve harf düşmelerinde ise Arapların kelimeleri tahfîf etmedeki alışkanlıklarını görmek mümkündür. Ayrıca yabancı dillerden yapılan harfî

211

Arap yazısının gelişim aşamaları hakkında geniş bilgi için bkz. Nihad M. Çetin, “Arap” (Yazı),

DİA, İstanbul 1991, c.3, s.279-282.

212 el-İsbehânî, et-Tenbîh ‘alâ hudûsi’t-tashîf, Dârû sâdır, Beyrut 1992, s.27; İbnu’t-Temîn, el- Lahnu’l-lugavî ve âsâruh, s.45,46.

213 Bu kavramlar yazımda veya anlamda birbirine yakın olduklarından dolayı karıştırılan kelime ve

şahıs isimlerini ifade eder. Detaylı bilgi ve örnekler için bkz. Ebu᾽l-Kâsım el-Hasen b. Bişr el- Âmidî, el-Muʼtelif veʼl-muhtelif fî esmâiʼş-şuʻarâ, Grenko (Thk.), Dâru’l-cîl, Beyrut 1991, s.8; es-Suyûtî, el-Muzhir, c.2, s.447-452; el-Kinnevcî, el-Bulga, s.314-315.

214 Arapçada sadece (ض) harfinin mahreci etrafında gelişen tartışmalar ve bu konuda müstakil

50

tercümeler de günümüzde lahnın ortaya çıkmasına neden olan bir etken olarak görülebilir. Günümüzde (ةرئاطلا ىف ْرِفاس) ʻUçakta yolculuk yapʼ ifadesi yerine (ةرئاطلا ْذُخ), ‘uçak tut᾽, (لهمت) ʻyavaşlaʼ yerine ( َكَتْ قو ْذُخ) ‘vaktini al᾽ gibi ifadelerin kullanılması bu türe bir örnek olarak mülahaza edilebilir.215

Belgede Harîrî’nin Lahn anlayışı (sayfa 60-64)