• Sonuç bulunamadı

DURRE ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Belgede Harîrî’nin Lahn anlayışı (sayfa 122-127)

5. YAŞADIĞI DÖNEMDE KÜLTÜREL DURUM

2.5. DURRE ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Bir eser üzerine yapılmış çalışmalar, eserin ilim dünyasında önemsendiğinin bariz göstergelerindendir. Bu yüzden incelenecek olan herhangi bir eser üzerine yapılmış olan çalışmaların bilinmesi, eserin tanınmasına önemli bir katkı sunduğu gibi farklı bakış açılarının süzgecinden geçirilmesiyle daha da zenginleşmesine imkân sağlar. Bu meyanda yapılan çalışmaların eleştirel bir tenkid veya açıklayıcı bir şerh çalışması olması arasında bir fark yoktur.

418 Harîrî, Durre, s.375. 419 Harîrî, Durre, s.398-401. 420 İbn Hallikân, Vefeyâtu’l-aʻyân, c.3, s.312, c.5, s.402.

421 Harîrîʼnin isim vererek nakillerde bulunduğu yerler için bkz. Harîrî, Durre, s.161, 210, 431. İsim

vermeden alıntı yaptığı yerler için ise bkz. Durre, s.125, 169, 213, 274.

422 Asmaʻî için bkz. Harîrî, Durre, s.158, 198, 221. İbnu’s-Sikkît için bkz. Harîrî, Durre, s.163, 347,

376.

423 Örnekler için bkz. İbn Manzûr, Lisânuʼl-ʻArab, c.1, s.536,568, c.2, s.243, c.11, s.342.

424 ʻAbdulkâdir b. ʻUmer el-Bağdâdî, Hizânetuʼl-edeb, ʻAbdusselâm Muhammed Hârûn (Thk.),

109

Harîrîʼnin el-Makâmâtʼı gibi Durreʼsi de daha yazarı hayatta iken edebî çevrede kabul görmüş ve elden ele dolaşmıştır. Durre, Harîrîʼnin döneminden itibaren her zaman dikkat çekmeyi başarmıştır. Birçok dilci Durreʼyi şerh edip muğlak yerlerini açıklamış, bazıları da onun metoduna uygun örnekleri derleyerek tekmile yazmıştır. Harîrîʼyi ele aldığı lahn örneklerinde haksız görüp eleştirenler olduğu gibi eleştirilere karşı reddiye yazıp Harîrîʼyi savunanlar da olmuştur.425

Durreʼye yapılmış olan çalışmaları, klasik ve modern dönem çalışmaları olmak üzere iki başlıkta ele almak mümkündür. Bu çalışmaları kronolojik olarak şöyle sıralayabiliriz:

a. Ebû Mansûr el-Cevâlîkî, Tekmiletu mâ tagletu fîhi’l-ʻâmme

Eserin girişinde kullanımlarına bizzat şahit olduğu ancak lahn alanında yazılmış eserlerde görmediği lahn örneklerini eserinde derlediğini dile getiren el- Cevalîkî426

, eserini on altı kısma ayırmış, her kısım altında da farklı sayıda örneklere yer vermiştir. Hartwig Derenbourg tarafından yayımlanan bu eser daha sonra 1355/1936 yılında İzzeddin et-Tenûhî tarafından Dımaşk’ta neşredilmiştir.427

Ayrıca ʻAbdulhafîz Fargalî ve ʻAlî el-Karanî tarafından tahkik edilerek 1996 yılında yayımlanmıştır.

Söz konusu eserin el-Cevâlîkî tarafından Durreʼye zeyl mahiyetinde kaleme alındığı söylenmiştir.428Ancak gerek yazarın eserinin özgün ve müstakil bir eser

olduğunu ‘Bu eser ʻavâmın yaptığı hataların tekmilesidir. Bunları ʻavâmın yaptığı hatalardan derledim. Lahn alanında yazılmış eserlerde bulamadığım bu örneklere dikkat çekmek istedim.429’ ifadeleriyle dile getirmesi, gerekse de Durreʼye tekmile

425

Çalışmamızda Durre üzerine yapılan yaygın eserler ele alınacaktır. Eser hakkında yapılmış çalışmalar hakkında detaylı bilgi için bkz. Kâtib Çelebî, Keşfuʼz-zunûn, c.1, s.741-742; Sıtkı Gülle, el-Harîrî, s.199-200; Beşşar Bekkûr, Durre, (Muhakkikin mukaddimesi), s.53-60.

426 el-Cevâlîkî, et-Tekmile, s.843. 427

Kâtib Çelebî, Keşfuʼz-zunûn, c.1, s.741; Muharrem Çelebi, “Cevâlîkî”, DİA, İstanbul 1993, c.7, s.438-439.

428 Muharrem Çelebi, “Cevâlîkî”, DİA, İstanbul 1993, c.7, s.438-439. 429 el-Cevâlîkî, et-Tekmile, s.843.

110

olarak yazıldığına dair hiçbir işaretin bulunmaması ve birçok örneğin Durre ile ortak olması,430

eserin Durreʼnin tekmilesi olduğu konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Kanaatimizce el-Cevâlîkî önce lahn konusunda (ةَّماَعلا ِهيِف ُطَلْغَ ت ام) adıyla bir eser yazmış, daha sonra bu esere almadığı ve sonradan karşılaştığı örnekleri de tekmile adı altında derlemiştir. Mukaddimede (ةَّماَعلا ِهيِف ُطَلْغَ ت ام ُةَلِمْكَت اذه) derken (ةَّماَعلا ِهيِف ُطَلْغَ ت ام) adındaki eserine atıfta bulunmuştur. es-Suyûtîʼnin el-Cevâlîkî’ye ait (ةَّماَعلا ِهيِف ُطَلْغَ ت ام) adında bir eserin bulunduğunu ifade etmesi431

bu iddiayı desteklemektedir.

b. İbn Zafer es-Sıkıllî, İbhâmuʼl-gavvâs fî îhâmi’l-havâs fî beyâni galati’l-

Harîrî

Harîrîʼye reddiye ve tashîh mahiyetinde yazılan bu hâşiye, Kelile ve Dimne tarzında hikâyelerden oluşan Sulvânuʼl-mutâʻ fî ʻudvâniʼl-etbâʻ adlı eserin de sahibi olan İbn Zafer (ö. 565/1170 ) tarafından kaleme alınmıştır. Hacimli olmayan bu hâşiye, müstakil eser olmasına rağmen İbn Berrîʼnin hâşiyesi ile birlikte basılmıştır.432

c. ʻAbdullâh b. Berrî, Hâşiyetu ʻAbdillâh b. Berrî ʻalâ Durretiʼl-gavvâs

İbn Berrî433

(ö. 582/1186) de İbn Zafer gibi Durreʼde geçen örneklerin eleştirisini yapmış, muğlak yerleri açıklamıştır. Ayrıca Harîrîʼye yöneltilen haksız eleştirileri de cevaplamaya çalışmıştır. Her iki hâşiye de ʻAbdulhafîz Fargalîʼnin tahkiki ile 1996 yılında Durretuʼl-gavvâs ve şerhuhâ ve havâşîhâ ve tekmiletuhâ adı altında el-Cevâlîkîʼnin Tekmileʼsi ve el-Hafâcîʼnin şerhi ile birlikte basılmıştır. İkisi arasındaki fark ise İbn Zafer için (للهاِدْبَع ِنب دَّمَحُم َلاق) ʻAbdullâh b. Berrî için ise ( وُبأ َلاق

دَّمَحُم) tabiri kullanılmak suretiyle sağlanmıştır. Toplamda iki yüz on kullanım ve imlâ

430 Buna örnek olarak Durreʼde geçen ( ق

َر ُثْيَح هْعَطقِا) örneğini aynı şekil ve nedenle el-Cevâlîkî’nin de s.867ʼde ele almasını göstermek mümkündür.

431 es-Suyûtî, Buğye, c.2, s.308.

432 Hayatı ve eseri için bkz. Mehmet Sami Benli, “İbn Zafer”, DİA, İstanbul 1999, c.20, s.453-454. 433 Geniş bilgi için bkz. İsmail Durmuş “İbn Berrî”, DİA, İstanbul 1999, c.19, s.372-374.

111

hataları ele alınan bu hâşiyelerde havâsı haksız yere hataya nispet ettiği gerekçesiyle Harîrî’ye yönelik eleştiriler bulunmaktadır.434

d. İbn Manzûr, Tehzîbuʼl-havâs min Durretiʼl-gavvâs

İbn Manzûr (ö. 711/1311), söz konusu eserinde Lisânu’l-ʻArabʼ adlı eserinde kullandığı sistemi kullanarak Durreʼde geçen kelimeleri alfabetik olarak sıralamıştır. Ayrıca konuyla alakası olmadığını düşündüğü birçok bilgiyi zikretmeyerek Durreʼyi bir nevi ihtisar etmiştir. İbn Manzûrʼun Lisânuʼl-ʻArabʼda doğrudan alıntı yapmak yerine İbn Berrî kanalıyla Harîrîʼye atıfta bulunması435 bu eseri Lisânuʼl-ʻArabʼdan sonra telif ettiğini göstermektedir.

e. Radiyuddîn b. el-Hanbelî, Sehmuʼl-elhâz fî vehmiʼl-elfâz

Durre üzerine yapılan çalışmalardan biri de İbnuʼl-Hanbelî (ö. 971/1563) tarafından kaleme alınan Sehmuʼl-elhâz fî vehmiʼl-elfâz isimli eserdir. Yazar, eseri yazmadaki amacının, ilim çevresinde kabul gören ve ilgi duyulan Durreʼnin karanlıkta kalan kısımlarını aydınlığa çıkararak ilgililerin etkin bir şekilde yararlanmalarına imkân sağlamak olduğunu dile getirmiştir.436

İbnuʼl-Hanbelîʼnin bu eseri, yüz otuz bir kelime içermektedir. İlk örnekte ( م ا َف ِم

َو َه ُم

اوطلغو هيف او ) ʻHataya düştüklerindendir…ʼ ifadesini kullanan yazar, daha sonraki örneklerde (مهلوق كلذ نمو) ʻBunlardan biri de…ʼ ifadesi ile yetinmiştir. Örneklerin yanlış kullanımını verdikten sonra ayet, hadis ve herhangi bir şiirle istişhâd etmeden olması gereken kullanım şeklini zikretmiştir. Örnekleri herhangi bir sistem takip etmeden sıralayan İbnuʼl-Hanbelîʼnin Durre üzerine biri kayıp iki tanesi de yazma halinde değişik kütüphanelerde bulunan çalışmaları vardır.437

f. Şihâbuddîn el-Hafâcî, Şerhuʼd-Durre

434 Eleştiriler için bkz. Ebû Muhammed ʻAbdullâh b. Berrî b. ʻAbdilcebbâr b. Berrî el-Makdisî el-

Mısrî, el-Havâşî ‘alâ Durreti’l-gavvâs, (Durre içinde) s.808.

435

İbn Manzûr, Lisânuʼl-ʻArab, c.1, s.536, 568, c2, s.243, 244, c.11, s.342.

436 Radiyuddîn b. Hanbelî, Sehmuʼl-elhâz fî vehmiʼl-elfâz, Hâtem Sâlih ed-Dâmin (Thk.),

Muessesetuʼr-risâle, Beyrut 1985, s.23-24.

112

Durre üzerine yapılmış en hacimli ve en yaygın şerh, Şifâuʼl-galîl adlı eserin de yazarı olan el-Hafâcîʼnin438

şerhidir. IV. Muradʼa (ö. 1049/1640) ithafen yazdığı eserinde Harîrîʼye birçok eleştiride bulunmuştur. Eser, şerhten ziyade bir tenkit metnine benzemektedir. Harîrîʼyi hatalı kabul ettiği ifade şekillerini eserlerinde kullanmasından dolayı eleştirmiştir. Bu eleştiriler bazen dozu aşan küçümseyici ifadelere dönüşmüştür.439

el-Hafâcî, eserinde Durreʼnin muğlak ifadelerini açıklamış, Harîrîʼyi haklı gördüğü yerlerde ise teyit etmiş ve ona yönelik eleştirileri cevaplamıştır.440

Şerhinde İbn Zafer ve İbn Berrîʼnin etkisi açıkça görülmektedir. Birçok yerde isimlerini vererek kendilerinden nakilde bulunduğu gibi bazı yerlerde ise onları eleştirmiştir.

Durre ekseninde kaleme alınan çalışmalar elbette ki bunlarla sınırlı değildir.441

Çeşitli nedenlerle günümüze ulaşamamış veya kütüphanelerde keşfedilmeyi bekleyen muhtemel çalışmalar da göz önüne alındığında Durreʼnin edebiyatçılar arasında gördüğü ilgi daha iyi anlaşılır.

Modern dönemde de ilgi çekmeye devam eden bu eser, Arap dünyasında birçok akademik çalışmaya konu olmuştur. Ürdün’de Hannâ ‘Alî el-Bevvâbe tarafından Me‘âyîru’l-hatai ve’s-savâb, fî kitâbi Durretî’l-gavvâs li’l-Harîrî adlı bir çalışma yapılmıştır. Söz konusu çalışmada Durre’de geçen örnekler tartışılmış ve delilleriyle birlikte kullanımın kabul veya reddi yoluna gidilmiştir. Ayrıca Ramazan ʻAbduttevvâb Lahnu’l-âmme ve’t-tatavvuru’l-lugavî adlı eserinde birçok lahn eserini incelediği gibi Harîrî’nin yöntemine dair bilgi de vermiştir.

438 el-Hafâcî, tefsir alanında da etkin bir isimdir. Osmanlı medreselerinde ders kitabı olan Kadı

Beyzâvîʼnin ‘Envâruʼt-tenzîl ve esrâruʼt-tefsîr᾽ adlı eserine haşiye yazmıştır. Eserlerinden el- Hafâcîʼnin eleştirel bir üsluba sahip olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle Harîrîʼye eleştirel yaklaşımında taassuptan uzak, Basra ve Kûfe ekollerinin karışımıyla meselelere daha geniş ve kapsayıcı yaklaşabilen Mısır ekolüne mensubiyetinin etkisi vardır. Hayatı ve ilmi kişiliği hakkında geniş bilgi için bkz., ʻAbdullâh İbrâhîm Yûsuf ez-Zehrâvî, Şihâbuddîn el-Hafâcî ʻhayâtuhu ve

edebuhʼ, Basılmamış yüksek lisans tezi, Câmiʻatu Ummiʼl-kurâ, Mekke 1986, s.13-221. Ali Şakir

Ergin, “el-Hafâcî”, DİA, İstanbul 1997, c.15, s.72-73.

439 Kullandığı bazı ifadeler şunlardır: (ربدتلا ةلق نم ئشان ملاك اذه) ʻBu söz, düşünce eksikliğiyle söylenmiş

bir sözdür.ʼ s.168; (فنصملا هلاق امب ةربع لاف) ʻMusannifin söyledikleri kale alınacak değildirʼ s.678; ( لاف هلثمب داوسلا ريثكت و هراكناب ةربع) ʻOnun itirazına ve laf kalabalığı için söylediklerine itibar yoktur.ʼ s.84; (ةيبرعلا يف هربدت مدعل اذه) ʻBu iddialar, Arap dilini düşünmemesindendir.ʼ s.145.

440 Şihâbuddîn Ahmed b. Muhammed b. ʻUmer el-Hafâcî, Şerhu Durre, (Durre içinde) s.81,561. 441 Rûhuʼl-meʻânî adlı tefsirin sahibi el-Alûsî de Durre üzerine Keşfuʼt-turre ʻaniʼl-gurre adında bir

113

Lalî Ahmed Efendi (ö. 971/1563) tarafından Tuhfetuʼl-havâs fî tercemeti Durreti’l-gavvâs adıyla Türkçeye çevrilen442 Durre hakkında ülkemizde akademik çevrede müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. Sadece Harîrî ve lahn ile ilgili yapılan bazı çalışmaların bir parçası olarak ele alınmıştır.

Belgede Harîrî’nin Lahn anlayışı (sayfa 122-127)