• Sonuç bulunamadı

Lût kavmi kendisine yapılan uyarılara aldırmayınca diğer helâk edilen milletler gibi onlar da helâk edilmişlerdir. Onlar peygamberlerinin mesajını alaya aldılar. Onu yalanladılar. Engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Onu tehditlerle sindirmeye çalıştılar. Kendisine karşı uyarıda bulunduğu azabı çabucak istediler. Bu nedenle yok olmayı hak ettiler. Toplumlar hakkında sünnetullah budur. Kur’an’a baktığımızda Nuh kavmi, Âd kavmi, Semud kavmi ve diğer helâk edilen bütün kavimler aynı gerçeklerle yüz yüze gelmişlerdir. Hepsi peygamberlerini yalanladıkları, Allah’ın azabını umursamadıkları için yok olmuşlardır. Onlar sonraki insanlara ibret olmuşlardır. İnkârcıların helâk olmaktan kurtulmalarının yolu peygamberlerinin mesajlarını kabul etmektir. Nitekim Yunus (as)’un kavmi son anda iman ettikleri için helâk olmaktan kurtulmuştur. “Keşke kasaba halkı inansaydı da inanması

160 Hicr 15/70.

161 Esed, Kur’an Mesajı, II, 522.

162 En’âm 6/34, Yûnus 10/39, Mü’minûn 23/44. 163 Hicr 15/11, Enbiyâ 21/41, Yâsîn 36/30. 164 Meryem 19/46, Şuarâ 26/116, Yâsîn 36/18. 165 Enfâl 8/30, Enbiyâ 21/68.

kendisine fayda verseydi! Yalnız Yunus’un kavmi, inanınca, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık.”166 Şayet diğer kavimlerle aynı tavrı göstermiş olsalardı şüphesiz aynı sonuçla karşılaşacaklardı. Lût (as)’un kavmi uyarıları son ana kadar inkâr ettiklerinden helâk olmuşlardır. Bu olayı çeşitli safhalar halinde inceleyebiliriz.

5. 1. Azab Meleklerinin Hz. İbrahîm (as)’e Gelmesi

Hz.Lût (as)’un Hz. İbrahîm (as) ile münasebetinden dolayı genelde bu iki peygamber Kur’an’da beraber zikredilmektedir. Lût Kavmi’nin helâk edilmesini aktaran ayetlerde de meleklerin Hz. İbrahîm (as) ile görüşmeleri bu konuya bir giriş mahiyetindedir. Melekler önce Hz. İbrahîm (as)’e uğrarlar. Bu konu Kur’an’da şöyle ifade edilmiştir: “Elçilerimiz İbrahîm’e

müjde getirip “selam!” demişlerdi. O da “selam!” dedi; çok durmadan hemen onlara kızarmış buzağı getirdi. Ellerinin buzağıya uzanmadığın görünce durumlarını beğenmedi ve onlardan ötürü içinde bir korku duydu. “Korkma! dediler. Biz Lût kavmine gönderildik.” Ayakta olan hanımı güldü. Biz de O’na İshak’ı müjdeledik. İshak’ın ardından da Yakub’u. “Vay! Ben bir kocakarı, bu kocam da ihtiyarlamışken doğuracak mıyım? Bu gerçekten

şaşılacak şey” dedi. (Elçiler) Dediler ki: “Allah’ın işine mi şaşıyorsun. Allah’ın rahmeti ve

bereketi sizin üzerinizedir ey ev halkı! O övülmeye layık, iyiliği boldur.” İbrahîm’den korku gidip kendisini müjdenin sevinci kuşatınca, Lût kavmi hakkında bizimle tartışmaya başladı. Çünkü İbrahîm, gerçekten halim, içli, Allah’a çok yalvaran birisiydi. (Melekler) Dedi ki: “Ey

İbrahîm! Bundan vazgeç. Çünkü Rabb’inin emri gelmiştir. Onlara geri çevrilemez azap

gelecekti!”.167

Bu olay bazı farklılıklarla beraber Hicr ve Ankebut Surelerinde de anlatılmıştır.168 Hz. Lût (as) bütün gayretine rağmen kavminin hakkı kabul etmeyeceklerini anlayınca onlara karşı Allah’tan yardım dilemişti. “Rabbim! Beni ve ailemi bunların yaptıklarından kurtar!”169

“Rabbim! Bu bozguncu kavme karşı bana yardım et!”170 Onun bu çağrısı yanıtsız kalmadı. Suçlu kavmin cezasını vermek için melekler görevlendirildi. Onlar da önce Hz. İbrahîm (as)’in yanına uğradılar. Hz. İbrahîm (as) onların melek olduklarını anlamadığı için ikram etmek üzere hemen önlerine buzağı getirmişti. Ancak onların yemeğe yaklaşmadıklarını görünce endişelendi. Onlar da kimliklerini kendisine açıkladılar. Ayrıca çocuğu olacağına dair 166 Yûnus 10/98. 167 Hûd 11/69–76. 168 Hicr 15/51–60, Ankebût 29/31–35. 169 Şuarâ 26/169. 170 Ankebût 29/30.

müjde verdiler. Bunun yanında asıl işlerinin Lût Kavmi’ni helak etmek olduğunu da ifade ettiler.

Burada Lût Kavmi’ni helâk etmek üzere gelen meleklerin öncelikle neden Hz. İbrahîm (as)’e uğradıkları ile ilgili farklı yorumlar yapılmıştır. Razi’nin bu konudaki görüşü şudur: Allah melekleri müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi. Ancak müjde rahmetin, azap ile uyarı ise gazabın eseridir. Allah’ın rahmeti gazabını geçmiştir. Bu nedenle müjdeyi azaptan önce zikretmiştir.171 Meleklerin önce Hz. İbrahîm (as)’e gelmelerinin bir nedeni de büyüklere öncelik tanımaktır.172 Yaşça büyük ve Lût (as)’un amcası olan Hz. İbrahîm (as)’e önce uğramışlar, kendisine müjdeyi ve Allah’ın Lût Kavmi hakkındaki kararını bildirmişlerdir. Ayrıca ayetlerde dikkat çeken bir diğer husus da şudur: Melekler Hz. İbrahîm (as)’e müjde getirince bunu bir sebebe bağlamadılar. Ona peygamber olduğun, mü’min veya adil olduğun için seni müjdeliyoruz demediler. Ama helak etmekten bahsederken, bunu bir sebebe bağlayarak “Çünkü onun ahalisi zalim oldu” dediler. Çünkü lütuf sahibinin lütfu karşılıklı olmaz. Adaletli olanın azabı ise, ancak bir suçtan dolayı olur.173

5. 2. Hz. İbrahîm (as)’in Meleklerle Mücadelesi

Hz. İbrahîm (as)’in meleklerle tartışması iki surede anlatılmaktadır. “İbrahîm’den

korku gidip kendisini müjdenin sevinci kuşatınca, Lût kavmi hakkında bizimle tartışmaya başladı. Çünkü İbrahîm, gerçekten halim, içli, Allah’a çok yalvaran birisiydi. (Melekler) Dedi ki: “Ey İbrahîm! Bundan vazgeç. Çünkü Rabb’inin emri gelmiştir. Onlara geri çevrilemez azap gelecektir!”174 “Elçilerimiz İbrahîm’e müjdeyi getirdikleri zaman dediler ki: “Biz şu

kentin halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim oldular.” İbrahîm dedi ki: “Ama orada Lût var.” Dediler ki: “Biz orada kimin bulunduğunu daha iyi biliriz. Onu ve ailesini kurtaracağız. Yalnız karısı azapta kalacaklardandır.”175

Hz. İbrahîm (as) gibi bir peygamber Allah’ın elçileriyle niçin tartışıyor. Bu azgın kavmi nasıl savunabiliyor? Bu mücadelesinin amacı neydi? Peygamberlerin Allah’ın hükmüne karşı gelmeleri söz konusu değildir. Çünkü bir hükme karşı mücadele etmenin gayesi bu hükmü geçersiz kılmaktır. Bu da Allah’ın hükmüne razı olmamaktır ki bu küfürdür ve bunu Hz. İbrahîm için düşünmek mümkün değildir. Zaten ayetin sonunda Hz. İbrahîm’in övülmesi O’nun yanlış bir iş yapmadığını ortaya koymaktadır. Hz. İbrahîm (as)’in amacı belki

171 Râzi, Mefatîhu’l-Gayb. XXV, 59–60. 172 Şahan, “Kur’an’da Lût(as)”, s.108. 173 Râzi, Mefatîhu’l-Gayb, XV, 60. 174 Hûd 11/74–76.

günahlarından dönerler ümidiyle azabı onlardan geciktirmektir.176 Ayrıca Hz. İbrahîm (as)’in mücadelesi kendisi için değil Hz. Lût (as) içindi. Nitekim Ankebut Suresi’nde onlara “ama

orada Lût var” sözüyle meleklere itirazda bulunuyor. Yani itirazının nedeni Hz. Lût’un orada bulunması ve kendisinin de zarar görebileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Melekler orada kimin bulunduğunu iyi biliyoruz deyince mücadelesine son vermiştir.

Bu olay Kur’an’da kısaca ifade edilmiştir. Kaynaklarda Hz. İbrahîm’in meleklerle şöyle bir tartışma yaptığı aktarılmıştır.

Hz. İbrahîm: İçinde üç yüz Müslüman olan bir yeri helâk eder misiniz? Melekler: Hayır.

- İki yüz mü’min olsa helâk eder misiniz? - Hayır.

- ….. - …..

- Ya bir mü’min olsa? - Hayır

Bu cevap verilince Hz. İbrahîm “ama orada Lût var” demiştir.177 5. 3. Meleklerin Hz. Lût (as)’a Misafir Oluşu

Melekler Hz. İbrahîm (as)’a müjdeyi ulaştırdıktan sonra oradan ayrılıp Hz. Lût (as)’un ikamet ettiği Sodom kentine doğru yola çıktılar. Şehre yakın bir yerde su almak üzere giden Hz. Lût (as)’un kızlarıyla karşılaştılar. Onların güzel görünüşe sahip olduklarını görünce, kavimlerinin onlara zarar verebileceğini düşünerek durumlarını sordular. Melekler Sodom’a gideceklerini söyleyince Lût (as)’un kızları kavmin kötülükler işleyen birileri olduğunu söylediler. Bizi misafir edecek kimse yok mu? diye sorunca, kızlar Hz. Lût(as)’u işaret ettiler.178

Hz. Lût (as) onları görünce kavminin onlara kötülük yapmasından korktu. Onların gelişlerinden hoşlanmadı. Bu durum Kur’an’da şöyle anlatılmıştır: “Elçilerimiz Lût’a gelince

onlar yüzünden kaygılandı. Onlar için arşını daraldı (ne yapacağını şaşırdı). “Bu çetin bir gündür” dedi.179

Meleklerin gelişlerinden dolayı Hz. Lût (as) endişeye kapıldı. Çünkü melekler son derece güzel yüzlü delikanlılar şeklinde gelmişlerdi. Eğer onları misafir etmezse kavminden

176 Râzi, Mefatîhul-Gayb ,XVIII, 29.

177 Taberî, Tarîh, I, 209, İbn Kesîr, el-Bidâye, I, 179 178 Kurtubî, el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V,66. 179 Hûd 11/77.

birinin onlara kötülük yapmalarından korktu. Yanında kalmaları durumunda da onları savunamayabileceğinden dolayı endişelendi. Bu nedenle göğsü daraldı, gelişlerinden dolayı içine bir sıkıntı düştü.

عر%ﻝا ق&

" " Kulacın daralması kelime anlamlı tabiri güç yetirememek, sıkılmak anlamına gelen bir tabirdir. Kelimenin aslı devenin atabildiği kadar geniş adımları ile yürümekten alınmadır. İşte adımını atabildiğinden fazlasına zorlanacak olursa, bunu yapamaz, daralır, güç yetiremez.180 Hz. Lût (as)’da misafirlerine karşı mahcup olma korkusundan içi daraldı. “İşte bu çetin bir gündür” dedi181. Kötülüklerle dolu, hoş olmayan, şerrin bir arada toplandığı bir gün.

Hz. Lût(as)’un meleklerle karşılaşmasını anlatan Ankebut ve Hicr surelerinde Hz. Lût (as)’un gelen konukların kimliğini öğrenmeye çalıştığı bildirilmektedir. Onlar da kavminin şüphe edip inkâr ettikleri azabı getiren melekler olduklarını Hz. Lût (as)’a bildirdiler. “Elçiler

Lût ailesine geldiklerinde: (Lût) “Siz tanınmamış kimselersiniz!” dedi. Dediler ki: “Doğrusu, biz onların hakkında şüphe ettikleri azabı sana getirdik. Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!”182 “Elçilerimiz Lût’a gelince (Lût) onlar yüzünden fenalaştı ve onlar hakkında arşını daraldı. (melekler) “Korkma, üzülme dediler; biz seni ve aileni kurtaracağız, yalnız karın, kalacaklardan olmuştur. Biz yoldan çıkan şu ülke halkının üstüne gökten bir azap indireceğiz.”183

Ayrıca tanımadığı kimseler olduğu için onlardan gelebilecek zarardan dolayı paniğe kapıldı. Melekler Hz. Lût (as)’un endişelerini görünce onu teskin ettiler. Biz sana zarar verecek ya da seni üzecek bir şey yapmak için gelmedik. Bilakis seni ferahlatacak, düşmanlarından koruyacak haberlerle geldik. Bizim için endişelenme, onlar sana da bize de hiçbir şey yapamazlar. Onlara hak ettikleri Allah’ın azabını getirdik dediler. Hz Lût (as) onları ağırlamanın zorluğu ve kavminin yapacağı kötülükler yüzünden endişelenirken bu şekilde kendisini sakinleştirdiler. Böylece Allah’ın yardımının her zaman iyilerden yana olduğu, kötülerin de mutlaka cezalarını çekecekleri ortaya çıkmış oluyordu. Hz. Lût (as)’da konuklarını alıp eve gitti.

5. 4. Kavmin Misafirlerden Haberdar Oluşu Hz. Lût (as) konuklarını alarak eve götürmüş, ancak kavminin bundan haberi olmuştu.

Kaynaklarımızda Hz. Lût (as)’un inanmayan eşinin durumu kavme haber verdiği rivayet

180 Kurtubî, el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V,66. 181 Hûd 11/77.

182 Hicr 15/61–64. 183 Ankebût 29/33–34.

edilmektedir. Onlara Lût (as)’un evine emsali görülmemiş derecede yakışıklı erkelerin geldiğini bildirdi. Onlar da haberi alır almaz sevinçle koşarak geldiler.184 Kur’an-ı Kerim’de durumları şöyle haber verilmektedir: “Daha önce de kötülükler yapmakta olan kavmi koşarak

ona geldiler”185 “(Sodom) halkı Lût’un genç konuklarını duyup sevinerek geldiler.186

Kendilerine kötülükler işlemeyi adet edinmiş, günahlar onların huyu olmuş olan bu halk çirkin arzularla koşarak Lût (as)’un evine geldiler. Aynı işi bu delikanlılara da yapabileceklerinden emin olarak kapıya dayandılar. “ن)*+ی” tabiri herhangi bir sebepten dolayı hızlıca koşmak anlamındadır.187 Arkadan birisi tarafından itekleniyormuş gibi yürümektir.188 Bir güç tarafından kovalanırcasına Hz. Lût (as)’a gelmişlerdi. Hz. Lût (as) ise kapıyı kilitleyip onlara içerden nasihatler vermeye, onlarla mücadeleye başladı.

5. 5. Hz. Lût (as)’un Gelenlerle Mücadelesi

Hz. Lût (as)’un günahkâr kavmi Lût (as)’a gelince onlarla mücadeleye başladı. Onları konuklarından uzak tutmaya çalışıyordu. Bu arada belki günahlarından vazgeçer, tövbe edip helâk olmaktan kurtulurlar ümidiyle onlara nasihatlerde bulunuyordu. Sapık arzularının önüne geçip fıtratlarına uygun işler yapmalarını salık veriyordu. Ancak kavminin dinlemeye pek niyeti yoktu. “(Lût onlara) “Bunlar benim konuklarımdır, beni mahcup etmeyin! Ne olur,

Allah’tan korkun, beni rezil etmeyin!” dedi.189 Onları hem Allah’tan korkmaya, hem de toplum içinde yüz kızartıcı olan bu durumdan uzak olmaya davet etmesine rağmen ona kulak asmıyorlardı. Bu çağrısına kendisine daha önce koydukları bir yasağı hatırlatarak cevap verdiler. “Seni âlemlerin işine karışmaktan men etmemiş miydik? dediler.”190 Kavmi daha önce kendisine tebliğ görevini yerine getirme ve erkekleri misafir etmeme yasağı koymuştu. Yoksa O’nu şehirden sürgün edeceklerini söylüyorlardı. Böylece onu engelleyebileceklerini ve hayatlarını istedikleri gibi sürdürebileceklerini düşünüyorlardı. Oysa peygamberin böyle yasaklara aldırması ve bu şekilde sindirilmesi mümkün değildi.

Hz. Lût (as) onlara nasihat etmeyi sürdürdü. Yapmayı düşündükleri ahlaksızlığa karşılık onlara bir teklifte bulundu. “Ey kavmim! dedi. İşte kızlarım, onlar sizin için daha

temizdir.”191 “Eğer yapacaksanız işte kızlarım dedi.”192

184 Taberî, Tarîh, I,209, İbn Kesîr, el-Bidâye, I, 180, Hâkim, el-Müstedrek, II, 563. 185 Hûd 11/78.

186 Hicr 15/67.

187 Kurtubî, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V,67. 188 Taberî, Câmi’ul-Beyân, XIII, 86.

189 Hicr 15/68–69. 190 Hicr 15/70. 191 Hûd 11/78. 192 Hicr 15/71.

Hz. Lût (as) kavminden gelenlere kızlarını teklif etti. Bu sayede konuklarını koruma altına almak istemişti. Bu son derece kerem sahibi bir kimsenin davranışıdır.193 Hz. Lût (as)’un işte kızlarım derken neyi kastettiği konusunda farklı görüşler vardır: Lût (as) onlara kavmin kadınlarını göstermiştir. Peygamber ümmeti için baba mesabesindedir. Dolayısıyla kavmin kızları da onun kızları sayılır. Böylece onlara dünya ve ahirette kendileri için faydalı olanı göstermişti.194 Bu görüş aralarında Mücahid ve Said b. Cübeyr’in de bulunduğu bir topluluğun görüşüdür. İbn Mesud’un Ahzab 33/6’daki “Peygamber, mü’minler için

canlarından ileridedir. Onun eşleri de onların anneleridir” ayetini “ve O onların babasıdır” şeklinde okuyuşu bu görüşü desteklemektedir.195 Ayrıca ayette geçen ifadeye göre Hz. Lût (as) kızlarını işaret ederken çoğul sigası kullanmıştır. Oysa rivayet edildiğine göre sadece iki kızı vardı. Dolayısıyla bu kavminin kızlarını işaret ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.196

Başka bir görüş de şöyledir: Hz. Lût Kavmi’nin itaat ettikleri iki ileri gelenleri vardı. Hz. Lût (as) kızlarını onlara vermek istedi. Bu şekilde onları engellemeyi düşündü. O zaman da mü’min hanımların müşriklerle evliliği caizdi. Nitekim peygamberimiz de iki kızını müşrik olan Utbe b. Ebi Leheb ve Ebu’l-As b. Vail ile evlendirmişti. Ayrıca Hz. Lût (as) peygamberin sözünün savunma olduğunu, onu fiilen gerçekleştirmeyi tasarlamadığını söyleyenler de vardır.197

İster kavminin kızlarını, isterse kendi kızların işaret ediyor olsun her iki durumda da Hz. Lût (as) kavmine sapık eğilimleri yüzünden uzak durdukları, erkekle kadın arasındaki doğal ilişkiye dikkat çekmiştir.198 Çünkü kavmi eşcinselliği adet edinince kadınlarla beraber olmayı batıl bir davranış olarak addettiler. Bu nedenle de Hz. Lût (as) onlara kadınları teklif edince kendileri için bunun mümkün olmadığını söylediler.199 Hz. Lût (as) ise kavminin kötülüklerden vazgeçip fıtratlarına uygun olan ilişkiye yönelmelerini arzuluyordu. Bu onlar için daha temiz ve edepli bir iş olacaktı. Aksini yaparlarsa hem kendilerini hem de Lût (as)’u küçük düşürmüş olacaklardı. Bu yüzden onları bu işten vazgeçirmek için elinden geleni yapıyordu.

Lût (as) uyarılarına şu şekilde devam etti. “İçinizde aklı başında kimse yok mu?”200 Söz dinleyecek, kendisine hayır olanı, emrettiğimi kabul edecek, salih kimse yok mu? Bu davetiyle onları düşünmeye, akıllarını kullanmaya çağırıyordu. İbn Abbas’a göre reşitten kasıt

193 Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 397.

194 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, III, 566. 195 Kurtubî, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V, 68. 196 İbn Hayyân, el-Bahru’l-Muhît, V,246, 197 Kurtubi, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V,68. 198 Esed, Kur’an Mesajı, I, 441.

199 Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 398-399. 200 Hûd 11/78.

mü’min kimse demektir. Ayrıca kelimenin hakkı gösteren, ona yönelten anlamında olması da mümkündür.201

Bütün uyarılara rağmen kavminin söz dinlemeye, yola gelmeye niyeti yoktu. Kötü düşüncelerini de açığa vurmaktan utanmıyorlardı. “Dediler ki: Senin kızlarında bir hakkımız

olmadığını iyi biliyorsundur.”202 Sen iyi biliyorsun ki bizim kadınlarımıza ihtiyacımız ve onlara karşı bir arzumuz yok. Kızlarla ilgili herhangi bir talebimizin olmadığını biliyorsun. “Ve sen bizim ne istediğimizi de pekâlâ biliyorsun!”203 Bizim erkeklerden başka arzumuzun olmadığını da iyi biliyorsun. Bu sözleriyle misafirler hakkındaki düşüncelerini ortaya koymuş oldular.

Hz. Lût (as) onların bu azgınlıklarında devam edip gittiklerini görüp onlara karşı zayıf düştüğünü, konuklarını savunmaya gücünün yetmediğini görünce, keşke bir yardımcım olsa idi diye temennide bulundu ve yüce Allah’a acizliğini bildirdi. Bu musibetten dolay adeta feryat edercesine, “Keşke sizi savacak gücüm olsaydı yahut da çok sarp bir kaleye

sığınabilseydim!” dedi.204 Bu sözüyle Hz. Lût (as) aşiret ve çokluk, güç ve kuvvet sahibi olmak istedi. Sahip olabileceği bu güçle onları defetmeyi temenni etti.205 Bu nedenle peygamberimiz konuyla ilgili şöyle buyurmuştur: “Ondan sonra yüce Allah ne kadar

peygamber gönderdiyse, onu kavminden büyük bir kalabalık arasından göndermiştir.206 Hz. Lût (as)’un sağlam bir kaleye sığınabilseydim dileği ile ilgili olarak Razi şöyle demiştir: O bu sözüyle Allah’ın himayesini dilemişti. Bu hadis de bu düşünceyi desteklemektedir.207 “Allah Lût kardeşime merhamet etsin. O gerçekten sağlam bir yere

sığınmıştı”208

201 Kurtubî, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V, 69. 202 Hûd 11/79.

203 Hûd 11/79. 204 Hûd 11/80.

205 Kurtubî, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V, 69. 206 Tirmizi, Tefsir, 1

207 Râzi, Mefatîhu’l-Gayb, XVIII, 35.

5. 6. Meleklerin Devreye Girip Gelenleri Cezalandırması

Hz. Lût (as) bütün nasihatleri ve gayretine rağmen kavmini durduramayınca melekler devreye girmiştir. “(Melekler) dediler ki: Ey Lût! Onlar sana asla dokunamazlar”209 diyerek Hz. Lût (as)’u teskin ettiler.

Rivayet edildiğine göre Lût (as)’a kavmi baskın çıkıp tuttuğu kapıyı kırmak isterlerken, elçi olarak gelmiş olan melekler ona: Kapının arkasından kenara çekil, dediler. Kenara çekilince kapı açıldı. Hz. Cebrail kanadıyla gelenlerin yüzüne bir darbe vurdu. Gözleri silme kör oldu ve gerisin geri; bizi kurtaracak kimse yok mu diyerek kaçıştılar.210 Yüce Allah konuyla ilgili şöyle buyurmaktadır: “Andolsun onlar misafirlerine dahi kötülük yapmak

istediler de gözlerini silme kör ettik.”211Bu şekilde gelen konuklara yaklaşamadan ilk darbeyi yemiş oluyorlardı.

İbn Abbas ve tefsir bilginleri derler ki: Hz. Lût (as) kapısını yanında melekler olduğu halde arkadan kilitledi ve kapının arkasından kavmiyle tartışıyor, onlara yalvarıyordu. Onlar ise duvarı aşmanın yollarını arıyorlardı. Melekler Hz. Lût (as)’un kendileri için bu kadar yorulduğunu, ızdırap çektiğini görünce: Ey Lût! Hiç şüphesiz çok güçlü bir yere sığınmışsındır. Onlara geri çevrilemeyecek bir azab gelecektir. Bizler Rabbinin elçileriyiz, haydi kapıyı aç, bizi onlarla baş başa bırak, dediler. Hz. Lût (as) kapıyı açınca Cebrail de kanadıyla vurup onları kör etti. Bir başka görüşe göre ise Cebrail yerden bir miktar toprak alarak yüzlerine serpti. Allah bu topraktan bir miktarı uzak olanın da, yakın olanın da gözlerine ulaştırdı ve bu onların gözlerini kör etti. Yollarını tanıyamaz oldular, evlerine gidemediler. Bu sefer imdat! diye bağırmaya başladılar. “Lût’un yanında öyle kimseler vardır ki bunlar yeryüzünde bulunanların en ileri derecedeki büyücüleridir. Onlar bize büyü yaptılar ve gözlerimizi kör ettiler” deyip arkasından: “Ey Lût! Hele olduğun gibi kal da sabah olunca sana neler yapacağımızı göreceksin” diye tehdit etmeye koyuldular.212 Yedikler darbeye rağmen hala akıllanmıyor, kötülüklerinden dolayı pişmanlık duymuyorlardı. Hz. Lût (as)’a yapacakları kötülüklerin hesabını yapıyorlardı. Zaten azâbı hak eden bu kavmin yola gelmesi mümkün değildi. Hz. Lût (as)’ta onların ıslah olmayacaklarını, yok olmalarının varlıklarından daha hayırlı olacağının gördüğü için daha önce onlara karşı Allah’tan yardım dilemişti. “(Lût)

Rabbim, şu bozguncu kavme karşı bana yardım et, dedi.”213

209 Hûd 11/81.

210 Kurtubî, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V, 70. 211 Kamer 54/37.

212 Kurtubî, , el-Câmi’ Li Ahkâmi’l-Kur’ân, V,70. 213 Ankebût 29/30.

Kavmi evinden uzaklaşınca melekler Hz.Lût (as)’a ne yapması gerektiğini bildirdiler. Çünkü kavminin helâk edileceği zaman yaklaşıyordu. Kendisinin de bundan zarar görmemesi için buradan uzaklaşması gerekiyordu. “Gecenin bir kısmında aileni yürüt; içinizden karından

başka hiç kimse dönüp arkasına bakmasın. Çünkü ötekilere erişen azap ona da erişecektir. Başlarında gelecek azap zamanı sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?”214 Buradan çıkın ve hiç biriniz arkasına bakmasın. Kendisini geride bırakacak herhangi bir malla da uğraşmasın. Aynı zamanda Hicr Suresi’nde Hz. Lût’a ailesinin arkasından onları takip edip kontrol etmesi istenmiştir. “Hemen gecenin bir yarısında aileni yürüt. Sen de arkalarından

git, içinizden kimse ardına dönüp bakmasın. Emredildiğiniz yere gidin!”215 Hz. Lût (as) arkalarından giderek helak olan kavmi ile ailesi arasında kalkan gibi rol almıştır. Onun