• Sonuç bulunamadı

Hukuki alt yapı ne kadar gelişmiş olursa olsun, düzenleme süreci ne kadar esnek ve gelişmelere duyarlı olursa olsun, zaman içerisinde mevzuat ve uygulamalar arasında bir boşluk oluşması kaçınılmazdır. Bu boşluk yeni yasal düzenlemelerle giderilmeye çalışılmakta, ancak bu da zaman almaktadır. Özellikle köklü ve radikal değişikliklerin söz konusu olduğu durumlarda, bu süreç daha da uzayabilmektedir. Kurumsal yönetim düzenlemelerinin bu boşluğun giderilmesinde önemli işlevleri olduğu iddia edilmektedir. Kurumsal yönetim düzenlemeleri var olan bu gri alanda, şirketler, piyasa katılımcıları ve şirket ile ilgili diğer kesimler için adeta bir pusula görevi üstlenmektedir. Dolayısıyla kurumsal yönetim düzenlemeleri, doğası gereği mevcut yasal düzenlemelerin her zaman bir adım ilerisinde olmak zorundadır (Babuşcu ve Hazar, 2007:80-81).

Diğer taraftan yasaların zaman zaman kaçınılmaz olarak genellemelere yönelmesi ve bazı durumlarda ayrıntılı düzenlemelere yer vermemesi veya verememesi, şirketlerin en iyi kurumsal yönetim uygulamalarına yönelmesini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Kurumsal yönetim düzenlemeleri ise bu genellemeler ile en iyi uygulamalar arasındaki boşlukları doldurmaya çalışmaktadır.

Bir diğer husus da, yasalar ile düzenlenemeyecek veya düzenlense dahi uygulamada etkinlik sağlamayacak, konuların varlığıdır. Örneğin şirket yönetim kurullarının oluşturulması, çalışma yöntemlerinin belirlenmesi ve performans değerlendirmesi ile ödüllendirme gibi konuların yasalar ile düzenlenmesinde, her

şirketin kendine özgü koşullarının varlığı nedeni ile verim alınması pek mümkün görülmemektedir.

Buna karşılık doğası gereği kurumsal yönetim düzenlemeleri esnektir. Bu düzenlemeler iş hayatının gerçeklerine ve piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak periyodik olarak gözden geçirilebilir ve yeniden tasarlanabilir.

1.7.1. Kurumsal Yönetimin Şirketler Açısından Önemi

Günümüzde, şirket ortaklık yapılarında bireysel yatırımcıların payı azalmakta iken, kurumsal yatırımcıların payı artmaktadır. Artan uluslar arası portföy çeşitlendirmesi ve dünyanın birçok yerinde meydana gelen finansal krizler göz önüne alındığında, kurumsal yatırımcıların daha iyi kurumsal yönetim uygulamaları şaşırtıcı değildir.

Yatırımcıların yatırım risklerini ölçmek için daha fazla bilgi talep etmeleri nedeniyle, şirketler her zamankinden daha fazla finansal bilgi açıklama baskısı altındadır. Daha detaylı ve daha sık bilgi sayesinde yatırımcılar kendilerini daha güvende hissetmektedir.

İyi kurumsal yönetim uygulamaları hem şirketler hem de ülkeler için önemli avantajlar sağlamaktadır. Şirketler açısından bakıldığında, yüksek kalitedeki kurumsal yönetim; düşük sermaye maliyeti, finansal kapasite ve likiditede artış, artan kredibilite ve krizlerin daha kolay üstesinden gelme anlamı taşımaktadır. Bu nedenle kurumsal yönetim, pay sahipliğinin ve oy haklarının güvencesini, kamunun tam aydınlatılmasını ve şirket birleşmeleri, iştirak veya varlık satışı gibi önemli değişikliklere ilişkin kararlara katılımı ifade etmektedir. Ayrıca, şirket çalışanları ve borç verenler gibi diğer menfaat sahipleri de iyi kurumsal yönetimden fayda sağlayacaktır.

Diğer taraftan, ülke açısından değerlendirdiğimizde, iyi kurumsal yönetim; ülke imajının iyileşmesi, yerli fonların yurt dışına çıkmasının önlenmesi, yabancı doğrudan yatırımların artması, krizlerin daha az hasarla atlatılması, kaynakların daha etkin dağılımı ve daha yüksek bir refah seviyesine ulaşılması anlamına gelmektedir. Ayrıca

iyi kurumsal yönetim, sürdürülebilir büyümenin teminine ve ülke riskinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır.

Kurumsal yönetim ilkelerinin güçlü olması sermaye piyasalarının gelişmesine katkı yapmakta, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketler başta olmak üzere şirketlerin kaynaklara erişimini kolaylaştırmakta, araştırma ve teknolojik yenilik faaliyetlerini artırmakta ve firmanın örgütlenme biçimini değiştirmek suretiyle firmaların verimliliklerini artırmaktadır (Erdönmez, 2003:79).

Firmaların kurulması ve faaliyet göstermesi aşamalarında oluşabilecek belirsizlik azaltılarak risk birimi düşürülmekte ve böylelikle firmaların kaynak temin etmeleri kolaylaştırılmaktadır. Düşük maliyetle finansman kaynağı bulabilen şirketler daha hızlı büyümek suretiyle şirket paydaşlarının faydalarını azamileştirme imkanı sağlamaktadır (Saygılı,2003:67).

Kurumsal yönetim firmaların belirli kurallar çerçevesinde faaliyet göstermesini sağlayarak firmanın verimliliğinin artmasını sağlamakta ve firmanın paydaşlarını korumaktadır. Dünyadaki uygulamalara bakıldığında kurumsal yönetimi benimseyen şirketlerin daha düşük sermaye maliyetiyle performanslarını arttırdıkları, krizlere daha hızlı tepki verebildikleri, kaynaklarını daha etkin kullandıkları, yabancı sermayeyi çekebildikleri, böylelikle ekonomik büyümenin de hızlandığı gözlemlenmektedir.

1.7.2. Kurumsal Yönetim ve Yatırımcılar

Kurumsal yönetim ilkeleri ortaklık haklarını kullanmayı, şirket yönetimine etkin olarak katılmayı, şirket faaliyetleri hakkında bilgi edinmeyi ve gerektiğinde hesap sormayı sağlayan çok önemli ve etkin bir araç olarak görülmektedir. Pay sahipleri açısından kurumsal yönetim ilkeleri ile; pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkı, genel kurula katılım ve oy verme hakkı, kar payı alma hakkı ve azınlık haklarına ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Ayrıca pay sahipliğine ilişkin kayıtların sağlıklı olarak tutulması ve payların serbestçe devri ve satışı konuları ile pay sahiplerine eşit işlem ilkesi de detaylı bir biçimde ele alınmıştır (Kula, 2006:39).

Daha genel bir açıdan bakıldığında, kurumsal yönetim Borsa şirketi olsun ya da olmasın bütün şirketlerin menfaat sahipleri için fayda sağlamaktadır. Şirket ile menfaat sahipleri arasında etkili iletişim ve işbirliğinin şirkete uzun dönemde avantaj sağlayacağı gerçeği göz önüne alınmalıdır. Şirketlerin kanunlar ve karşılıklı sözleşmeler ile koruma altına alınmış menfaat sahiplerinin haklarına saygı göstermesi ve bu hakların güvence altına alınması sağlanmalıdır. Şirket ile menfaat sahipleri arasında ve menfaat sahiplerinin kendi aralarında oluşacak muhtemel menfaat çatışmalarını en alt düzeyde tutabilmek için, çok dengeli bir yaklaşım sergilenmelidir.