• Sonuç bulunamadı

1.2. KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUĞUN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ

1.2.2. Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Boyutları

Kurumsal sosyal sorumluluk dört ana boyuttan meydana gelmektedir. Literatürde daha çok Carroll piramidi olarak bilinen bu boyutlar:

 Ekonomik Sorumluluk

 Yasal Sorumluluk

 Ahlaki (etik) Sorumluluk

 Hayırseverlik (gönüllülük) Sorumluluk’tan oluşmaktadır.

Carroll’a göre işletmeler, kuruluş itibariyle kâr amacı gütmeleri nedeniyle, ilk olarak ekonomik sorumlulukları vardır. İkinci olarak ise, uygulamalarını gerçekleştirirken hukuki açıdan gerçekleştirmeleri gerektiğinden, yasal olarak sorumlulukları vardır. İşletmeler, zarar verici şeylerden kaçınmaları gerektiğinden, adil ve doğru olanı yapmaları için ahlaki sorumluluk üçüncü sırada yer almaktadır. Son olarak dördüncü sırada ise, toplumun işletmelerden beklediği hayırseverlik (gönüllülük) sorumlulukları bulunmaktadır (Carroll, 1991: 42).

Şekil 1.2: Kurumsal Sosyal Sorumluluk Piramidi

Etik Sorumluluklar Yasal Sorumluluklar Ekonomik Sorumluluklar

Kaynak: Carroll, 1991: 42. 1.2.2.1. Ekonomik Sorumluluk

Ekonomik sorumluluk; işletmenin kârlı olma ve üretken olma yükümlülüğünü

ifade etmektedir. İşletmenin sosyal yönden amacı kâr elde etmek olmasa da, işletmeye dâhil ortak çıkarı olan yatırımcılar açısından önemli bir konudur. Bu yüzden işletmeler, esas ekonomik birimler olduğu için toplumun beklentilerini ve ortaklarının kâr

Hayırseverlik Sorumluluk

hedeflerini en üst seviyede tutmak durumundadırlar. Kâr elde etmek işletmeler için çok önem taşırken, kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinde farklı bir kavram olarak görülen finans konusu, uygulamalar, etik tüketimler ve diğer etkisi olduğu konularla iç içe girmektedir (Ural, 2013: 66).

Ekonomik sorumlulukları Carroll’a göre karakterize eden öğeler şunlardır:

 Hisse başına kâr elde etme maksimizasyonunu elde edecek şekilde uygulamaları sürdürmek,

 Olması gereken en yüksek kazancı mümkün oldukça elde etmeye çalışmak,

 Rekabetçi konumu güçlü bir şekilde sürdürmek,

 Verimli çalışma koşullarını devamlı bir şekilde sürdürmek,

 Başarılı olarak kabul edilen bir işletmenin her zaman kazançlı bir işletme olduğunu kabul etmektir (Carroll, 1991: 40).

1.2.2.2. Yasal Sorumluluk

İşletmelerin faaliyetlerini sürdürürken denetim sistemine ve yasalara uygun bir

şekilde hareket etmesine yasal sorumluluk adı verilir. Uyulması gereken yasalar, güvenliği sağlayan yasalar, çevreyi koruyan yasalar, tüketiciyi koruyan yasalar ve hissedar ve yatırımcılarla ilgili yasalar devlet tarafından çıkarılır. İşletmelerin bu yasalara uygun bir şekilde hareket edip etmediği de yine devlet tarafından kontrol edilmektedir. Toplumun işletmelerden beklentisi sadece kâr elde etmek için faaliyetler yapmasını istemez, aynı zamanda yasal düzenlemelere ve kanunlara uymasını bekler. Devlet ile işletmeler arasında yapılan anlaşmalara göre işletmeler kanunlara göre hareket etmek durumundadırlar. Kanuni sorumluluklar aynı zamanda “yazılı etik kurallar” olarak da ifade edilebilir. Bu yasal sorumluluk Carroll’un Kurumsal Sosyal Sorumluluk Piramidinde ikinci sırada yer alır ve işletme uygulamalarının hepsinin yasal ve kanuni düzenlemeler içinde yürütülmesini ifade eder (Carroll, 1991, s.41).

İşletmelerin kanuni sorumluluklarını bilerek ve dikkat ederek sosyal sorumluluk duygusuyla hareket edip iş yapması işletmenin kendi menfaatlerini de koruyacaktır. İşletmelerin sorumluluk duygusu taşıması demek yasalarda suç olarak ifade edilmeyen sorumluluk faaliyetlerini yerine getirmek ve üstlenmek demektir. Ceza almak korkusuyla yapılan sorumluluk, sorumluluk duygusu olması ve sorumluluk

taşımak demek değildir. Bu durumun açıklaması; ancak sorumlu olma endişesi ve korkusudur. Bu nedenle işletme yöneticileri, ceza alma korkusu ve endişesi olmadan kendi içinden gelerek sorumluluk duygusu taşımalı ve çalışanların sebep oldukları sıkıntıları kaynağından ve sorunların ortaya çıkmasından önce çözümlemeyi ve dikkat etmeyi işletme politikası haline getirmelidirler (Uzun, 2010: s.22).

Bütün modern toplumlar kanunlara, kurallara ve düzenlemelere sahiptirler ve bütün işletmelerin bu kurallara uyması ve ona göre hareket etmesi beklenmektedir. Bu açıdan işletmelerin ekonomik hedeflerini bu yasal çerçeve içinde yerine getirmeleri istenmektedir. Ancak bu durumda yasalar yapılacak olan sorumlu davranışı yerine getirmede yetersiz kalabilirler. İşletmelerin kendi yasal sorumluluğunda, dolaylı olarak sosyal sorunların giderilmesine katkıda bulunma, yasal sorumluluklardan kaçınmama, vergi hesaplarının olması gerekenden farklı yapılmaması, devlet veya devleti temsil eden kamu kurumlarına karşı birtakım sorumluluklar yer almaktadır (Torlak, 2003: 59).

Carroll, kurumsal sosyal sorumlulukların yasal kapsamı içerisinde olması gerekenleri şu şekilde belirtmektedir (Carroll, 1991: s.40) :

 İşletmelerin yasaların ve devletin beklentilerine uygun bir şekilde hareket etmesi,

 Ulusal ve yerel bütün kurumların yasal sorumluluklarına ve düzenlemelerine uyulmalı,

 Çalışanlara yasalara uygun bir şekilde davranmaları konusunda bilgi ve özgüven verilmeli,

 Yasal zorunluluklar net bir şekilde tanımlanmalı ve bu ilkeler hakkında bütün çalışanlar bilgilendirilmeli,

 Üretilen ürün ve hizmetler için yasal sorumluluk ve garanti şartlarına güvence verilmelidir.

1.2.2.3. Etik Sorumluluk

Etik sorumluluk, kanunlarda belirtilmemiş ama yazılı olmayan kuralların, toplum tarafından benimsenmiş olan ve toplum değerlerini içermektedir. Yasalarda yer almasa da toplum içinde önem arz eden ve kabul görmüş normların işletmelerin kendi açılarından uymak zorunda hissettikleri bazı ahlaki gerekliliklerdir. Bir başka açıdan

etik sorumluklar ise, toplumun işletmelerden gerçekleştirmesini beklediği, kanunlar tarafından norm ve değerlerin normal halinden daha da geliştirilmiş ve daha yüksek derecede performans standartlarındaki durumudur (Carroll, 1991: s.41).

Türk Dil Kurumu, etik sözcüğünü, çeşitli ve farklı meslek kolları arasında karşılıklı tarafların kaçınması gereken ve uyması gereken davranışların bir bütünü olarak ifade etmektedir (http://www.tdk.gov.tr/). İşletmeler, topluma yönelik adil ve dürüst hareket ederek toplum için zararlı olan durumlardan kaçınmalıdır. İşletmenin, verdiği sözleri tutması, adil ve doğru olması ve hileli yollarla mal ve hizmet vermemesi en başta söylenecek ahlaki (etik) davranışlardır. Etik sorumluluk, müşterileri, çalışanları, hissedarları ve toplumu içine alan çıkar gruplarının beklentilerini ve kurallarını oluşturur (Ural, 2013: 68).

Carroll, kurumsal sosyal sorumlulukların, etik sorumluluk kapsamında olması gerekenleri aşağıdaki gibi belirtmektedir (Carroll, 1991: s.42):

 Toplumun beklentilerine ve etik normlara uygun şekilde davranmak,

 Toplumun işletmelerden beklediği şeylerin farkında olmak ve saygı göstermek,

 İşletmeler için kurumsal olarak belirlenen hedefleri gerçekleştirmek için etik normlardan ödün vermemek,

 Ahlaki açıdan toplumun işletmelerden beklentileri açık ve net bir şekilde belirtilmeli,

 Etik davranışın ve kurumsal boyuttaki dürüstlüğün, yasalara ve kurallara uygunluk açısından ötesinde olduğunu kabul etmektir.

1.2.2.4. Hayırseverlik Sorumluluklar

Kurumsal sosyal sorumluluğun dördüncü düzeyini hayırsever sorumluluk veya isteğe bağlı olarak ta ifade edilen sorumluluklar oluşturmaktadır. Bu sorumluluk bir başka deyişle tam olarak gönüllü olmayı ifade etmektedir. Hayırsever sorumluluklar, ne bir kanun zorunluluğudur ne de etik anlamda bir grup beklentisidir. Hayırsever sorumluluklar işletmelerin topluma yaptığı doğrudan ya da dolaylı olarak katkıları ifade etmektedir. İyi bir vatandaş olarak işletmeyi düşünürsek, toplumun yaşam kalitesinin arttırmayı, toplumun refahını yükseltmeyi ve bu konudaki toplumun işletmelerden beklentilerine cevap vermeyi hedeflemektedir. Toplum tarafından işletmelerden

beklediği ve işletmelerin zorunlu olmadığı halde tamamen isteyerek yaptığı sorumluluklar olarak açıklanan hayırsever sorumluluk, işletmenin kurumsal sosyal sorumluluk basamaklarındaki en son düzeydir. Bir işletmenin ilk üç sorumluluğu bir şekilde yerine getirmesi durumunda toplum açısından iyi bir işletme algısı oluşturabilir. Bu oluşan algıyı bir üst seviyeye çıkarmanın ve iyi bir işletme ve en beğenilen bir işletme olabilmek için toplumsal faaliyetler içinde yer almak gerekmektedir. Bu faaliyetler, eğitime, kültüre, spora gönüllülük esas olmak kaydıyla verilen maddi ya da manevi destekler sağlamaktır (Carroll, 1991: s. 42).

Hayırsever sorumluluk işletme ve işletme yöneticileri için bir zorunluluk değildir. Yasal açıdan veya etik açıdan işletmelerin bu sorunları kabul etmeleri gerekmemektedir. Fakat günümüz koşullarında işletmelerin rakiplerinden bir adım önde olmak istemeleri sosyal sorumluluk projelerini vazgeçilmez ve önemsenen bir unsur haline getirmiştir. Carroll bu durumu işletmeler tarafından hayırsever sorumluluğu bir pastanın üzerindeki krema görevi gördüğünü ifade etmektedir (Carroll, 1991: s. 42).

Hayırsever sorumluluk, kurumsal sosyal sorumluluk piramidinin en üstünde yer almaktadır. İşletmeler gönüllülük sorumluluklarıyla, eğitim, sanat, toplumsal sorunların çözümüne ve toplum bilincine yönelik uygulamalar yapmaktadır. İşletmeler bu gönüllülükleri yaparken, ekonomik kaynakları kullanarak, uygun zamanı değerlendirerek, dünyaya, ülkesine ve topluma yararlı işler yapmayı amaçlamaktadır. İliç, hayırsever sorumluluğunda işletmeyi, “İyi işletme ile mükemmel işletme arasında bir fark vardır. İyi bir işletme harika hizmet ve ürünler sunar. Mükemmel bir işletme ise harika hizmet ve ürünler sunmanın yanı sıra, dünyayı ve toplumu daha iyi bir yer yapmak için çalışır” şeklinde tanımlamaktadır (İliç, 2010: 309).

Carroll’un en son düzey olarak söylediği hayırsever sorumluluk düzeyinde olması gerekenleri aşağıdaki gibi ifade edilmektedir (Carroll, 1991: s.42):

 Toplumun işletmelerden hayırsever yardımlarla ilgili olarak bir beklenti içerisinde olduğu unutulmamalı,

 Toplum tarafından beklenilen gönüllü yardımlar, işletmeler tarafından desteklenip en iyi şekilde karşılanmalı,

 Yöneticilerin ve çalışanların gönüllü ve toplumsal uygulamalarda bulunması önemlidir,

 Sanatın ve eğitimin desteklenmesi önemlidir,

 Kamuya ait veya özel eğitim kurumlarına maddi açıdan destek verilmeli,

 İşletmeler kendisine iyi bir imaj kazandırmak için gönüllü sorumluluklar içeren projelere destek vermelidirler.

 Toplumsal faaliyetlere destek sağlarken düşünülmesi gereken temel amaç “hayat kalitesinin arttırılması” olmalıdır.