• Sonuç bulunamadı

2.3. Girişimcilik Kavramı İle Karıştırılan Bazı Kavramlar

2.4.3. Kurumsal Girişimcilik

Kurumsal girişimcilik, 1929 Dünya Ekonomik Krizi ile İkinci Dünya Savaşı yıllarının sonuna kadar süren olağanüstü bir dönemde ortaya atılan bir girişimcilik türüdür. Ekonomik açıdan olumlu sonuçlar ortaya çıkardığı için geliştirilmeye çalışılan bir türdür. Genel anlamda kurumsal girişimcilik, büyük veya küçük işletmelerin kendi aralarında küçük girişimcileri organize eden bir üst girişimciliktir. Kurumsal girişimciliğin kuruluş amacı, ekonomik kriz nedeniyle zor durumda kalan KOBİ’lere destek olmak ve onların yaşamlarını sürdürmelerini sağlamaktır. Diğer bir amaç da ülkenin uzun dönemli ekonomik çıkarlarını garanti altına alacak yeni girişimlere yol göstermektir (Top, 2006: 12). Kurumsal girişimcilik, daha çok ekonomik kriz gibi olağanüstü dönemlerde yaşam mücadelesi çeken işletmelere hizmet sunmaktadır.

Kurumsal girişimcilik konusu özellikle 1980’lerin sonlarından itibaren gerçek önemini bulmuştur. Nitekim gelişen ekonomik koşullar küreselleşme nedeniyle, rekabetin şiddetlenmesine paralel olarak örgütler daha dinamik hale gelme zorunluluğunu hissetmiş ve bu çerçevede şirketler stratejik birlikler geliştirmişlerdir (Karadal, 2013: 313). Kurumsal girişimciliğin iş hayatında önemli bir yere sahip olmasının en büyük nedeni artan rekabet sonucunda şirketlerin kendi pazarlarında sağlam pozisyon almak istemeleridir.

Daha dinamik ve karmaşık bir yapıda yaşamlarını sürdürebilmek ve başarıyı devamlı hale getirebilmek için firmalar, çevresel koşullara göre örgüt yapılarını tasarımlamak zorunda kalmakta, değişen çevre koşullarına ayak uydurabilmek için esnek bir örgüt yapısına sahip olmaları gerekmektedir. Kurumsal girişimcilik uygulamasının başarıya ulaşabilmesi için buna uygun bir organizasyon yapısının varlığı zorunluluktur (Erkocaoğlan ve Özgen, 2009: 204). Kurumsal girişimcilik, yeni iş alanlarında olabileceği gibi, süreç yenileme biçiminde de örgüt içinde organizasyon yapısına etki ederek de kullanılabilmektedir.

2.4.3.1. Kurumsal Girişimciliğin Bileşenleri

Kurumsal girişimcilik üzerine yapılan ilk çalışmalar da kurumsal girişimcilik bileşenleri risk alma, inovasyon ve proaktivite şeklinde üç başlık altında toplanmıştır. Daha sonra yapılan çalışmalarda agresif rekabetçilik kavramı da kurumsal girişimciliğin

bir bileşeni olarak literatüre dahil edilmiştir (İTO, 2010: 40). Bu bağlamda kurumsal girişimciliğin toplamda dört bileşeni vardır. Bu dört bileşeni şirket yapısında kullanabilen işletmeler başarıya ulaşabilmekte ve girişimcilik konusunda rahat adımlar atabilmektedir.

2.4.3.1.1. Risk Alma

Risk genel anlamda bir işin (girişimin) başarısızlığa uğrama olasılığı (şansı) fiziki ve işletme varlıklarının kayba uğrama tehlikesidir. Gerçekleşmiş bir kayıp değil kayba uğrama olasılığından kaynaklanan tehtitdir. Girişilen veya girişilecek işle ilgili olarak beklentilerle gerçekleşenler arasındaki farktır. Tehlike özel yaşamda olduğu gibi girişimcilikte beklenen durumlarla gerçeklen durumlar arasında etkidir. Girişimciler, girişimci olmayanlara oranla hesaplanmış, tartılmış bir iş tehlikesini göze alırlar. Bu tür tehlikeye girme diğer kişilere oranla daha fazla risk alma anlamında olup, ancak bunlar genelde ekonomik olarak beklenti ve getirişi yüksek orta düzey risklerdir. Diğer bir ifade ile ekonomik tehlikeye girme akıl ile yeteneklerin işe sokulma cesaretidir. Risk bu bağlamda potansiyel olarak maddi açıdan bir kaynak, varlık ve para kaybetme tehlikesi (olasılığı) ile psikolojik açıdan gerginlik, gerilim, hayal kırıklığı, yorgunluk, enerji boşalımı, stres gibi manevi kayıp olasılıkları ile sosyal açıdan, onur kaybetme, itibar kaybetme, statü kaybetme, başarısızlık utanç gibi sosyal tehlikeleri içine alır (Top, 2006: 59).

2.4.3.1.2. İnovasyon

İnovasyon (yenilikçilik), bir fikri, katma değer oluşturulabilir ve pazarlanabilir bir ürüne dönüştürme süreci olarak adlandırılmaktadır. İnovasyon, bir buluştan ziyade, yeni bir iş fikri ortaya çıkarmaktır (Karadal, 2013: 318). Girişimciliğin doğasında yenilikçilik yer almaktadır. Bir işletmede iş hayatını devam ettiren çalışan, yeni bir iş fikrini ortaya çıkarmak için girişimciliğe adımını atmakta ve iş fikrine uygun bir işletme meydana getirmektedir. Ancak girişimcilik sonucunda kurulan işletmenin sürekli yeni fikirlere açık olması gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.

2.4.3.1.3. Proaktivite

Girişimciliğin bir bileşeni de risk alma ve yenilikçilik bileşenlerinin tamamlayıcısı olan proaktivitedir. Bu kavram, stratejik açıdan ürün yaşam eğrisinin

olgunluk ya da gerileme aşamasındaki ürünlerin elenerek var olan ürün hattının ve rekabetin ilerisinde yer alan yeni ürünlerin pazara sunulması ile ilgili yeni fırsatların aranması şeklinde tanımlanmaktadır. Bu nedenle proaktiflik, öncülük etmeyi, çevrede oluşan gelişimden geri kalmayarak yeni fırsatları değerlendirmek amacıyla insiyatif kullanmayı ve risk almayı gerektirir (Altuntaş ve Dönmez, 2010: 55). Başarılı girişimci için en önemli anahtar, çevrede oluşabilecek fırsatları rakiplerinden önce fark ederek ve onlardan önce adım atarak fırsatlarda takipçi rolünden kurtulup öncü bir rol almaktır.

2.4.3.1.4. Agresif Rekabetçilik

Kurumsal girişimciliğin önemli boyutlarından bir olan rekabetçi agresiflik, rakiplerle kıran kırana mücadele ederek rekabet avantajı elde etme çabalarıdır. Artan pazar rekabeti içerisinde işletmelerin, git gide sınırlı hale gelen fırsatlardan yararlanabilmek, faaliyetlerini devamlı kılmak ve dahi varlığını sürdürebilmek için rekabetçi davranışlarda bulunması daha fazla önem teşkil eder hale gelmiştir. Covin’in (1991), agresif rekabetçiliği rakiplerini hegemonyası altına almak için örgütün gösterdiği isteklilik olarak ifade etmekte, bu olguyu rakiplerin hamlelerine, pazar paylarına sert bir şekilde karşılık vermek, rakiplerini devre dışı bırakmak adına yoğun bir çaba göstermek, rakiplere meydan okumak gibi saldırgan tutum ve davranışlar sergilemek olarak nitelendirmektedir. Farklı bir çalışmada ise agresif rekabet, bir işletmenin çalışmalarını yürüttüğü sektördeki rakiplerine üstün gelmek ve mevcut Pazar payını korumak ve geliştirmek üzere rakiplerinin hareketlerine karşılık olarak ortaya koyduğu saldırgan davranışlar eğilimine yönelik çabaları olarak ifade edilmiştir (Lumpkin ve Dess, 1996, aktaran; Ünal, 2018: 14).

Agresif rekabetçiliğin özünde; sözü edilen istek ve eğilimin temelinde, meydana getirilen ürün, hizmet ve süreçler kapsamında piyasada ilk olma teşebbüsü; rakiplerin rekabet içeren eylemlerini alt edecek ve pazardaki paylarına zarar verecek sert ve saldırgan hamlelerde bulunulması özellikleri barınmaktadır ve bu özellikler pek çok hayati yeteneği firmaya kazandırmaktadır (Çetin Ş. ve d., 2012: 108).

2.4.3.2. Örgüt Yapısı ve Kurumsal Girişimcilik Arasındaki İlişki

Örgüt yapısı, örgütün birimleri ve unsurları arasındaki yapılandırılmış ilişkiler bütünüdür. Bu nedenle sosyal bilimlerde oluşan yapı genellikle görünmeyen ilişkiler

bütününü ifade ederken, mekanik ve biyolojik sistemlerde oluşan yapı daha belirgindir (İTO, 2010: 45). Organizasyon yapıları genellikle iki türlüdür. Örgüt içi mevkilere ve kalıplaşmış bir yapıya sahip olan organizasyon tiplerine mekanik yapılı örgüt tipi denilirken, örgüt içinde daha özgürce hareket edilebilecek bir yapı sunan organizasyon tiplerine ise organik yapılı örgüt tipi denilmektedir.

Kurumsal girişimciler-iç girişimciler, içerisinde faaliyette olduğu organizasyonun ortamından etkilenmekte olduğundan, kurumda kurumsal girişimcileri engelleyen veya destekleyen bir ortamın mevcut olması da kurumsal girişimcilik davranışını doğrudan etkilemektedir. Literatürde kurumsal girişimcilik faaliyetlerinin başarıyla gerçekleştirilebilmesi için bazı organizasyonel faktörlerin önemine dikkat çekilmektedir. Çalışmalarda bu faktörler, “uygun ödül sistemi, yönetsel destek, örgütsel iletişim, çevreyi tarama yoğunluğu, örgütsel kaynaklar, destekleyici örgütsel kültür, iş özellikleri (özerklik ve risk alma), biçimsel kontrol mekanizmaları, örgütsel yapı ve kurallar” olarak belirtilmiştir. (Gürbüz vd., 2010: 129)

Bu nedenle, organik yapı ile kurumsal girişimcilik kültürü arasındaki ilişki olumlu iken, mekanik yapı ile kurumsal girişimcilik kültürü arasındaki yapı olumsuzluk taşımaktadır.