• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

3.2. Kurum Bakımı Süreci

3.2.2. Kurum Bakımına Yerleşme Süreci

3.2.2.2. Kurum bakımına yerleştirenler

Katılımcılarımızı kurum bakımına yerleştirmek için kimlerin getirdiğine bakıldığı zaman, baba tarafından getirilenler ile kolluk kuvveti (polis, jandarma) marifeti ile getirilenlerin sayısının eşit olduğu, geriye kalan kısmında akrabalar (dede, dayı, amca vs.) aracılığı ile kuruma yerleştirildiği görülmüştür. Babası tarafından kurum bakımına yerleştirilenlerin çoğunun annelerin vefatı veya evden ayrılması sonucu babanın tek başına çocuklarının bakım ve sorumluluğunu yerine getirememesi, ya da yeni bir evlilik kurduğu takdir de ikinci eşin çocukları istememesi şeklinde olduğu aşağıdaki verilerden anlaşılmaktadır.

“(G2) …o zamanlar boşanan kadına çok iyi gözle bakmazlarmış. O yüzden dedem anneme sen gelirsen yalnız gel çocuklarını getirme demiş. Annemde bizi bırakıp gitmiş, babam bakamamış bu yüzden üç kardeş bizi kurum bakımına vermiş.” “(G3) … Annem babam boşanmış. Annem ailesinin yanına dönmüş. Biz babamla kalmışız abim 4 yaşında, ben 3 yaşında, kardeşim 1 yaşında hepimiz küçüğüz bakamamış bize kuruma müracaat etmiş. Kabul olunca da vermiş bizi.”

“(G12)...annem bırakıp gitmiş. Babam yeniden evlenmiş haliyle üvey anne istememiş bizi. Bakamamış bize, daha doğrusu bakmak istememiş babam da yurda vermiş.”

Kolluk kuvveti aracılığı ile kurum bakımına yerleştirilen katılımcılarımızın şiddet, ihmal ve istismar gibi sebeplerden durumlarının emniyete intikal etmesi üzerine koruma altına alındığı görülmüştür. Yaşanan olayların polise yansıması süreç sonunda çocukların bulundukları ortamda bakımlarının sağlanma ihtimalinin de azaldığı yorumunu yapmamıza olanak tanır. Kolluk kuvveti ile kurum bakımına yerleşen katılımcılarımızdan bazıları durumlarını şu şekilde ifade etmişlerdir;

“(G4) …Bir gün babam annemi yine dövüyordu her zamankinden daha da fazlaydı. O gün bizi de dövmüştü. Ben polisi aramıştım polis gelmişti. Babamı aldılar annemi hastaneye götürdüler. Diğer büyük kardeşlerim o an evde yoktu o yüzden sadece beni ve kardeşimi yurda getirdiler.”

“(G6)...Annemle babam boşanmıştı. Annemde uzun süreli olarak evden ayrılırdı. Yine bir gün annem gitmiş gelmemişti. Polisi aramıştım polisler de geldiğinde sen böyle yalnız kalamazsın diye beni yurda getirmişlerdi. Bir ay kadar kaldıktan sonra annem geldi çıkardı yurttan. İkinci girişimde de annem gitmişti yine. Aynı şekilde polisler aracılığı ile yurda girmiştim.”

“(G9) …Anne babam ben küçükken ayrılmış 6-7 yaşındaydım. Annem terk edip gitmiş, babam uyuşturucudan cezaevine girmiş. Bizde amcamlarda kakıyorduk sonra benim baba tarafında herkes torbacı bende uyuşturucudan 4 ay cezaevine girdim yattım. Cezaevinden çıkınca Afyon da ki amcam aldı yanına. Ama yok yani olmuyordu. Sonra kaçtım amcamın yanından. Konya ya geldim yoldan geçen bir araba durdurdum bayan vardı ona durumumu anlattım polise yönlendirdi beni. Feridiye Karakolu’na gittim durumumu anlattım onlarda yurda getirdi.”

“(G14)...Baba şiddeti. Babamın beni dövdüğü bir gündü. Yine apartmanda çok ses olmuş, komşular şikayet etmişler. Polisler gelmişti yüzüm gözümde mor olunca aldılar beni yurda getirdiler.”

“(G18) Annem en küçük kardeşim 6 aylıkken terk etti bizi. Bende 4-5 yaşlarında falanım o zaman hayal meyal hatırlıyorum. Sonra annem gidince babamda gitti. Babaannem geldi evimize yaşlı bir kadındı o da.

... sonra küçük kardeşim 2 yaşına geldiğinde balkondan düştü. Babaannem yaşlı olunca çok fark edememiş bakamamış. Diğer kardeşim de küçük daha onun gibi. Sonra hastaneye gidince kardeşim bakmışlar bu teyze bu çocuklara yetemez başlarına başka bir şey gelmeden alalım demişler. Polislere bilgi vermişler babaannem de hiç itiraz etmedi buna polisler almıştı bizi.”

Kolluk kuvveti aracılığı ile kurum bakımına yerleştirilen katılımcılarımızdan birinin kuruma yerleşme nedeni çalışmamızda bir istisnayı oluştursa dahi, çalışmamıza dâhil olmamış bireyler arasında bu ve benzeri vakalar olabileceği ve ileride de yaşanabilme ihtimali üzerine durularak özellikle ele alınmıştır. Katılımcımız durumunu şu şekilde ifade etmiştir;

“(G10) Bunu anlatmak benim için biraz zor olacak ama. Babam beni pazarlıyordu. Annemin de haberi vardı bundan 9 yaşından beri bu böyleydi. En son bir adamla birlikte olduğumda adam beni kaçırmıştı. Polise bilgi verilmiş polis bulmuştu beni oradan da yurda yerleşmiştim. Polisler götürmüştü yurda.”

Buradan hareketle, sadece ayrılan ebeveynlerin ekonomik yetersizlikler sonucu çocuklarını kurum bakımına vermedikleri, şiddet, ihmal ve istismar olguların birer sonucu olarak polisin müdahalesi üzerine kurum bakımı hizmet modelinin tercih edildiği yorumu çıkarılabilmektedir. Bu tür problemlerin toplumun yapısında meydana gelen değişikliklere de işaret ettiği düşünülmektedir.

Kolluk kuvveti ile kurum bakımına yerleştirilen katılımcıların kurum bakımına girdikleri tarihlere baktığımız da 2007–2015 yılları arasında yoğunlaşmaktadır. Bu ve benzeri örnekler son yıllarda korunmaya muhtaç çocuk tanımının değiştiğini, çocukların örselenerek farklı olumsuz tecrübeler sonucu koruma ve bakım altına alındıklarını ve sayılarında azımsanmayacak derece de artış olduğunu da göstermektedir. Değişen bu profilin teknolojinin bir sonucu olarak, toplumda yozlaşmaya doğru yol aldığı, insani ve ahlaki değerlerimizin dejenere olduğu, bireyselleşme sonucu toplumsal otokontrollerin azaldığı, özellikle aile olma ve aileyi korumaya yönelik bilincin giderek zayıfladığı noktalarda neden sonuç ilişkisi ile karşımıza çıktığını görülmektedir.

Genel olarak sadece çocukların kurum bakımına alınma nedenlerine bakılarak dönemin toplumsal yapısı hakkında fikir sahibi olunabilir. Geçmiş dönemler ile de karşılaştırılarak toplumsal değişim hakkında yorumlar yapılabilir.

Boşanma - terk etme ve ebeveynlerin vefatı sebebi ile kurum bakımına yerleşen katılımcılarımızın genelinin öncelikle akrabalar tarafından himaye edildiği sonrasında ise bakım ve sorumlulukları alamama gerekçesi ile yine akrabalar tarafından kuruluşa yerleştirildiği katılımcılarımızın ifadelerinde görülmüştür.

“(G7) Annem başkasına kaçmış. Babam çok ilgilenmemiş. Okula bile göndermemişlerdi. Cahillik işte düşünün kimliğim bile yokmuş 12 yaşına kadar. Sonra dedeme biri akıl vermiş, tanıdıkları yurttan çıkan biri, gel yurda verelim bu

oğlanı orda bakarlar çıkınca da iş güç sahibi olur demiş. Dedem de onu dinleyip yurda verdi beni. “

“(G11) Biz Antalya da oturuyorduk. Babam annemi vurdu annem öldü. Babam kaçtı. Biz Konya ya geldik dedemin biri köyde biri Konya da idi. Sabah bizi köye gönderirlerdi akşam olunca da oradan dedem otobüse bindirirdi Konya ya gönderirdi. Böyle bir ay kadar sürdü. Sonra dedem yurda vermeye karar vermiş bizi yaşımız büyük diye almamışlar dedem de gitmiş nüfusta hepimizin yaşını 5 yaş küçültmüş yurda vermek için. Biz üç büyükler girdik 4 numarayı almadılar en küçüğümüz de bebekti onu da evlatlık verdiler.”

“(G16) Babam trafik kazasında vefat etmişti. Annemin de psikolojik problemleri var zihinsel gibi. Dedem de sahip çıkamadı dayımla birlikte yurda vermeye karar vermişler.”

“(G19) En küçük kardeşim 6 aylıkken annem bırakıp gitmiş. Babam aldatıyormuş kendisini köyden başka bir kadınla annem de biliyormuş ama çok ses çıkarmamış önceleri. Sonradan artık babamın şiddeti de başlayınca koymuş gitmiş. Babam da o kadınla gitmiş. Biz 7 çocuk kalmışız ortada babaannemle dedem almış yanına ama o zaman ki ekonomik şartları da düşününce zor tabi. Dedem sinirlenmiş ikisi de koyup gitti sıpalarına ben mi bakacağım diye. İki büyük ablamı evlendirivermiş diğer kalanları bizi de işte yurda vermişler. Babaannem başta istememiş yani öyle anlatılardı bize ama dedem sefil olacaklar burada bakamam ben demiş ve ikna etmiş onu.”

“(G20) Babam şizofren, ben 7 yaşındayken anne babam ayrılmış. Bende çok hayal meyal hatırlıyorum. Babam hastaneye yatmıştı o dönemler. Bizde babaannemle kalıyorduk ama çok hatırlamıyorum. Halamlar ön ayak olmuşlar o şekilde girmişiz yurda kardeşlerimle birlikte.”