• Sonuç bulunamadı

Kuruluş personeli tarafından hayata hazırlanmaya yönelik çalışmalar

2. BÖLÜM

3.2. Kurum Bakımı Süreci

3.2.5. Kuruma Aidiyet ve Çatışma Çözme Becerileri

3.2.5.5. Kuruluş personeli tarafından hayata hazırlanmaya yönelik çalışmalar

Katılımcılarımızın kurum bakımında kaldıkları süreçte hayata hazırlanmaları, eğitim, çalışma hayatı konularında yönlendirilmeleri en önemlisi de bakım hizmeti sonlandıktan sonra ki yaşamları ile ilgili taraflarına rehberlik yapılıp yapılmadığı konusunda üç ayrı durum ortaya çıkmıştır.

Katılımcılarımızdan yeterli rehberliğin yapıldığını ifade edenler;

“(G8) … bizde hiç yurtta boş boş oturan çocuk yoktu. Okula gitmiyorsa sanayi de meslek edinmesi için çalışmaya verilirdi. Yurttan çıkınca bak hayat böyle diye rehberlik yapılırdı. Şimdiye bakınca kalite varmış o zaman diyorum.”

“(G12) Gurup hocam tarafından özellikle çokça rehberlik yapıldı. Hani derler ya kız çocuğu anneden öğrenir diye bende hayat dair bir çok şeyi gurup hocamdan öğrendim. İyi ki vardı. Ama şöyle de bir ayrıntı var bu yapılan rehberliği senin ne kadar alıp hayata hazırlandığın da önemli.”

“(G15) … sosyal serviste ki uzmanlar, hocalar ve bakıcı personel bu konuda bizi yönlendirirdi. Çamaşır, yemek, bulaşık, ütü, temizlik olsun bir bayan olarak ileriye hazırlanıyorduk.”

“(G17) Bizim zamanımızda şöyleydi, ya sanata giderek hayata hazırlıyorlardı ya da okula giderek. Okulu tercih etmiyorlardı o zaman, niçin? liseyi bitirdi eğer üniversiteyi kazanamazsa 18 yaşından sonra gidecek yeri bunun gidecek yeri yok diye o zamanlar okula pek göndermiyorlardı. Çok çok zeki olman lazım okula gidebilmek için. İşte bu şekilde bir hazırlama oluyordu yani zaten biz kurumda kalırken daha çıkmadan eve, çıktığımızda neler yapacağımızın planını yapıyorduk. Yurttan çıktıktan sonra sudan çıkmış balık gibi ortada kalmayım diye. Yurtta kaldığın için bu kendiliğinden düşünce oluşuyordu. Şimdi ki kurumdakiler hazırlamıyor, hazırlıyormuş gibi yapıyorlar ama hazırlamıyorlar, nasıl hazırlanır çocuk oğlum aklını başına al demekle olmuyor çocuğa bir hedef göstermeniz lazım.”

Katılımcılarımızdan bakım sürecinde değil de kurum bakımından çıkmaya yakın rehberliğin yapıldığını ifade edenler;

“(G3) Yetiştirme yurdundayken son zamanlar yapıldı onda da ben reşit olduğumda daha lise okuyordum. Geç yazılmışım okula kayıtta bir sıkıntı olmuş herhalde tam bilmiyorum onu. Okuduğum için de 18 yaşında hala yurttaydım işte okul bitince çıkacaksın diye gurup sorumlusu hocamın benimle konuştuğunu hatırlıyorum.”

“(G16) Çok sağlıklı çalışmalar yapıldığını söyleyemem. Okuyun daha iyi yerlere gelin derlerdi ama altı boştu bu cümlelerin. Çok da okumanıza gerek yok tarzında davranılırdı. İnsani duyguları geliştiği düşünülerek herhalde genelde ilahiyat mezunlarını alıyorlardı kuruma ama çoğunun hayat hakkında fikirleri yok size yaklaşma konusunda fikirleri yok. Böyle olunca da rehberlik ne kadar rehberlik oluyor. Ölümden sonrası için her şeyi biliyorlar ama hayatı bilmedikleri için bize bir şey veremiyorlar. Yaşı dolup çıkmadan önce hesap kitap işlerinde yardımcı olunmalı öğretilmeli, koruma kararı kalktıktan sonra anlatılmamalı bazı şeyler hiç faydası olmuyor çünkü.”

Katılımcılarımızdan kendilerine hiç rehberlik yapılmadığını ifade edenler de olmuştur.

“(G11) Rehberlik hiç yapılmadı. Ben onlar için çabalamaya değmez akıllanıp uslanmaz sorunlu bir çocuktum. Yaşı dolsa da gitse gözüyle bakarlardı.”

“(G13) Olumsuz bir davranışımdan sonra tüm düzenim değişti yine rehberlik yapılıyordu bana ama eskisi kadar değil. Gerçek bi rehberlik değil de aman işte konuşalım da bak biz sana söylemiştik sen yapmadın diyebilmek için yapılıyordu bence bu da rehberlik sayılmaz.”

“(G18) Yapılsa böyle olmazdım. Gerçekten çabalayan hocalarım vardı ama topluluğun içinde bir iki tane kalıyorlardı. Geneli sorunlu tiplersiniz gitseniz de kurtulsak gözüyle bakıyordu. Bu sebeple de çok yer gezdim işte birçok insan tanıdım ve buna bağlı olarak vardığım kanı da kötü insanlar değiliz. Hayatın oyun oynadığı insanlarız. Biz öfkemizi atmak adına başladık kural tanımaz olmaya ama elimizden tutan olmayınca kayışımız kolay oldu. Her gittiğim yurtta iyi şekilde hatırladığım bana insan gibi davranan sayılı insan tanıyorum.”

Kurum bakımı hizmetlerinden yararlanan bireylerin hepsinin aynı imkan ve ölçülerde hizmet almadığı bilinmektedir. Devlet, siyasi ve ekonomik politikalarıyla kurumlara ayırdığı bütçeler kapsamında hizmet vermektedir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme kurumunun kurulduğu yıllardan bu yana tarihsel süreç içerisinde ki gelişmeler kurumların günümüzde ki mevcut imkanlarına bakarak da

anlaşılabilmektedir. Katılımcılarımızın ifadelerinde de görüldüğü üzere bakım hizmetlerinden yararlanılan yıllar arasında imkanlar nezdinde farklılıklar olduğu görülmüştür. 1990’lü yıllar ve öncesinde sunulan hizmet kalitesi ile 2000’li yıllarda sunulan hizmetler aynı değildir. Hatta günümüze yaklaştıkça ülkenin sosyo- ekonomik refahı ölçüsünde her yılın imkanlarının bir öncekinden daha üst düzeyde olduğu bilinmektedir. Yatılı kuruluşlar her zaman devletin desteklediği yeni politikalar geliştirilmesi adına öncelik tanıdığı alanlardan biridir. Kuruluşların şartlarının iyileştirilmesi sadece ekonomik imkanlarla gerçekleştirilen bir durum değildir. Hizmet kalitesi göz önüne alındığında ekonomik şartların yanında niteliksel olarak da kaliteli bireylerin yetiştirilmesi hedeflenmektedir.

Kendilerine rehberlik yapılan katılımcılarımızın kurum bakımı hizmeti aldığı yıllar göz önüne alındığında 2005 ve öncesi olduğu görülmektedir. Bu durum ülkenin ekonomik yapısı ile karşılaştırıldığın da imkanların kısıtlı olduğu zamanlarda çocukların geleceklerini güvence altına alabilmek için daha kaliteli eğitim verildiği, çalışma hayatına atılmadan gençlerin yaşama hazırlandıkları görülmüştür.

Refah düzeyinin yükseldiği, kurumların fiziki imkanlarının arttığı 2005 sonrası, günümüze yakın tarihlere baktığımız zaman ise bakım sürecinde sunulan imkanların daha iyi olduğu öğrenilmiştir. Ancak buna rağmen bireylerin yaşama hazırlanmaları adına yapılan çalışmaların mevzuatta geliştirilmesine rağmen uygulama da yetersiz kaldığı görülmüştür. Buradan personelin, kurumlarda çocuklara sunulan hizmetlerin bakım sonrasında da aynı şekilde devam edeceği düşüncesi ile rehberlik konusunda pasif kaldıkları yorumuna varılabilir.

Bu dönemler içerisinde kurum bakımı hizmeti almış bireyler karşılaştırıldığında daha önceki tarihlerde kurum bakımı hizmeti alıp kurumdan ayrılan bireylerin son yıllarda hizmet alanlara göre daha başarılı oldukları, evlilik ve çalışma hayatlarında problem yaşamadıkları, entegre sürecini sağlıklı şekilde gerçekleştirdikleri de görülmüştür.

Kurum hizmeti alan bireylere kurum personelinin yönlendirme ve rehberlik çalışmaları yapması gerektiği çalışma usul ve esaslarına dâhil edilse de

katılımcılarımızın ifadeleri gözden geçirildiğinde bu durumunun tamamen bireysel yeterlilik ve vicdan üzerine kurulu olduğu yorumuna varılabilir. Çalıştığı kurum ve kimlere hizmet verdiğinin bilincinde olan personelin çocuklara yaklaşımının daha olumlu ve destekleyici olduğu, bulunduğu ortamı sadece işini yapıp karşılığında kazancının olduğu bir ortam olarak görenlerin ise rol model olma ve rehberlik sunabilme konularında yetersiz kaldığı da düşünülmektedir.

3.3. Kurum Bakımı Sonrası