• Sonuç bulunamadı

3. LİFLERLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

3.3. Lyocell (Tencel)

3.3.7. Kullanım Alanları

YumuĢak tuĢesi ve lüks görünümü sayesinde bayan moda kıyafetlerinde, erkek dıĢ giyiminde ve ipek görünümü veren giysilerde kullanılabilir. %100 kullanılabildiği gibi pamuk, viskon ve polyesterle karıĢım halinde de kullanılabilir[48].

Ayrıca keten/tencel karıĢımı yazın serin tutma özelliğinden baĢka ketenin sert tarafını da almaktadır[50]. Su iticilik apresi uygulanarak gabardinlerde kullanılabilir. YumuĢak ve parlak görünüme sahip örme kumaĢlarda kullanılabilir. Özel ürünler olarak mukavemeti sayesinde taĢıma bantlarında, sigara filtrelerinde ve medikal giysilerde ve bir dereceye kadar; banyo havlularında, çarĢaflarda ve yastık kılıflarını içeren ev tekstilinde kullanılabilir[49].

Çok iyi ter emici özelliği sayesinde yastık ve nevresimde kullanılarak konforlu bir uykuyu sağlar[46].

Şekil 3.18. Tencelden YapılmıĢ Yatak Takımı[47].

28 3.3.8.Bakımı

Yüksek yaĢ mukavemeti ve de selülozik olması sebebiyle elde ya da makinede yıkanabilir, kurutucuda kurutulabilir. Ancak bazı kumaĢlar kuru temizlemede daha iyi bir performans gösterebilirler. Üretim sırasında geçirdiği süreçler, elde, makinede ya da kuru temizleme yoluyla temizleneceğinde etkili rol oynayacağından ürünlerin bakım talimatlarını okumakta fayda vardır[54].

Kuru temizleme gerektiren lyocell ürünler genellikle pürüzsüz bir yüzeye sahiptirler. Elde ya da makinede yıkanırlarsa tüylenirler. Islanma sonucu kırıĢmalar gözlenir. Lyocell selülozik bir elyaf olduğundan kırıĢabilir. Selülozik yapısından dolayı pamukta olduğu gibi sıcak bir ütüyle hafif bir Ģekilde ütülenebilir. Çok ince ipliklerden üretilen kumaĢların ütülenmesinde dikkatli olunmalıdır. Bu kumaĢlarda ısı çok daha hızlı nüfuz eder ve kuması yakabilir. Çoğu durumlarda kumaĢ nemli sıcak bir ortamda bırakıldığında kırıĢıklıklar kaybolur[54].

4. KONFOR

Ġnsanın yaĢadığı ortamın iklim Ģartlarına uyum gösterebilmesi, üzerinde hiçbir baskı ve sınırlama hissetmeden özgürce hareket edebilmesi, yaptığı aktivitelerden keyif alabilmesi kullandığı tekstil malzemeleri/giysileri ile yakından ilgilidir. Tekstil malzemelerini kullanan kiĢi tarafından fizyolojik ve psikolojik olarak hissedilmeden hareket rahatlığı vermesi, çevre sıcaklık değiĢimlerine karĢı termoregülasyon (sıcaklığı dengeleme) sistemi görevi üstlenmesi, görünüm, estetik ve tutum özellikleri ile psikolojik açıdan mutlu hissettirmesi insanın yaĢadığı çevreye daha kolay uyum göstermesini sağlamaktadır[45].

Li‟ye göre (2001) tüketiciler için konfor temel ve evrensel bir ihtiyaçtır: artık giysinin sadece görünümünün değil, hissettirdiklerinin de „iyi‟ olması beklenmektedir.

Konfor birçok fiziksel, psikolojik ve fizyolojik faktörü içeren karmaĢık bir kavramdır Genel olarak Slater (1985) tarafından „vücut ve çevre arasındaki fizyolojik, psikolojik ve fiziksel uyumun sonucu ortaya çıkan memnuniyet duygusu‟ olarak tanımlanmıĢtır [55]. Birçok araĢtırmacının ortak fikri, konforun nötr bir his olduğudur. Bir kiĢinin konforlu sayılabilmesi için hava sıcaklığı, rüzgar hızı, gürültü, ıĢık, nem gibi çevresel faktörlerle ilgili bir uyarının beyne gönderilmemiĢ olması gerekmektedir: bu çevresel faktörlerden herhangi birine, giysilerimiz veya psikolojik durumumuza bağlı olarak hissedilen memnuniyetsizlik duygusu konforu ortadan kaldıracaktır. Yapılan çalıĢmalar, bu memnuniyetsizlik duygusunun, yani konforun negatif olarak değerlendirilmesinin, pozitif değerlendirmeye göre daha kolay olduğunu göstermiĢtir[56].

Ev tekstili ve diğer tekstil eĢyaları, insanların çok çeĢitli hareketleri boyunca fiziksel rahatlığın devamlılığın sağlanmasında eĢsiz fonksiyonlara sahiptir. Özel tasarlanmıĢ kumaĢlar ve giysiler aktif spor giyim, pasif izleyici spor giyim, günlük giyim ve uyku giyim için kullanılabilir. Bu kadar geniĢ yelpazeli giysilerin oldukça geniĢ iklim aralığında kullanıcıya uygun konforu sağlaması beklenir ve vücut ısısının normalin altına düĢmesi veya üstüne çıkması riskinden kaçınmak için vücut sıcaklığının düzenlenmesine de katkıda bulunmalıdır. Giyim fizyolojisi, vücut

29

rahatlığı, ancak deri kuruyken ve vücut ısısı sabitken baĢarılabilir, gerçeğine dayanır.

Ġç vücut sıcaklığı olan 37ºC, vücut kas hareketleriyle ve yürütülen kimyasal olaylarla sağlanabilir. Bu olaylar metabolizma olarak bilinir. Eğer iç sıcaklık 5ºC‟ den fazla herhangi bir yönde değiĢikliğe uğrarsa, ısı felcinden veya korumasızlıktan dolayı ölüm görülecektir (Derinin sıcaklığı genellikle iç vücut sıcaklığından azdır). Bu yüzden, beden sıcaklık dengesinin korunması için, iç sıcaklık 37ºC‟ de korunurken vücuttan kaybedilen ısı oranı vücutta üretilen ısı oranına eĢit olmalıdır[57].

Ġnsan vücudu ile çevresi arasındaki fizyolojik ve psikolojik uyumun memnuniyet verici olma durumunu gösteren en önemli parametre ısıl konfordur. Isıl konfor baĢta hava sıcaklığı, bağıl nem oranı ve havanın hareket hızı olmak üzere hava Ģartlarına dair çeĢitli faktörlerin insan metabolizması üzerindeki etkisini anlatan bir terimdir. Hava Ģartları ısıl rahatlık için ideal olduğunda vücudumuz fazla nemini ve ısı enerjisini dıĢarı atabilir. Sıcaklık ve bağıl nem değerleri çok yüksek olduğunda bu mümkün olmaz ve kendimizi rahatsız hissederiz. Benzer Ģekilde çok soğuk ve kuru bir havada da rahatsız hissetmemiz mümkündür. Metabolizmamızın olumsuz etkilenmesinin sonucu olarak iĢ performansımız düĢer, motivasyonumuz ve konsantrasyonumuz azalır, ruh halimiz değiĢir. Isıl rahatlıktan yoksun olmak kan dolaĢımı ve kalp atıĢ hızı gibi fizyolojik etkiler de oluĢturur. Uyku üzerindeki etkisi ise büyüktür, bunaldığımızı hissederiz, uykuya dalmamız zorlaĢır, gece terlemesi yaĢayabilir ve uykuya dalabilsek bile gece boyunca sık sık uyanmak zorunda kalabiliriz[58].

Ġdeal uyku koĢullarını incelediğimizde; Illinois Kamu Sağlığı Departmanı, kıĢ aylarında kapalı mekanlar için ortam sıcaklığının 20.00°C ile 23.89°C arasında, bağıl nemin ise %30 ile %60 arasında olmasını tavsiye etmektedir. Yaz aylarında ise tavsiye edilen değerler sıcaklık için 22.78°C ile 26.11°C arasında ve bağıl nem için yine %30 ile %60 arasındadır. Belirtilen aralıklar hareketsiz veya hafif derecede aktif kiĢiler için uygundur[58].

Ayrıca kiĢinin konfor hissini belirleyen, insan teni ile giysi arasında kalan ve mikroklima olarak da adlandırılan hava tabakasıdır[59].

Şekil 4.1. Giysi ve Deri Arasındaki Mikroklimayı Etkileyen Faktörler[59].

30

Tekstil yüzeyi içinden ısı ve su buharı taĢınımı, konforun sağlanmasında en önemli faktörlerdendir. Son yapılan araĢtırmalarda, konforun en önemli tek kriterinin termal denge olduğu ortaya konulmuĢtur. Konfor hissi subjektiftir ve birçok faktör arasındaki etkileĢimlere bağlıdır. Fizyolojik, psikolojik, nörofizyolojik ve fiziksel faktörler hissedilen duyumu etkilemektedirler. Konfor, beyindeki görme, iĢitme, koku alma, tatma ve dokunma duyuları gibi çevresel alıcılarla sinirlerden geçen dürtüler tarafından algılanır. Bunların dıĢında giysi konforu, temelde deri sensör sistemleriyle iliĢkilidir[60].

Hatch‟e göre (1993), psikolojik ve fizyolojik açıdan konfor aĢağıdaki bileĢenlere ayrılabilir:

• Termofizyolojik konfor, sıcaklık ve ıslaklık açısından konforun sağlanmasıdır, kumaĢ üzerindeki ısı ve sıvı transferini kapsamaktadır.

• Duyusal konfor, tekstil materyalinin deriyle teması sonucu ortaya çıkan çeĢitli nörolojik algılardır.

• Vücut hareket konforu, giysinin vücut hareketlerine olanak tanıması, vücuda uygulanan basıncı minimuma indirmesidir.

• Estetik konfor, kiĢinin psikolojisini etkileyen giysi özelliklerinin duyu organlarıyla (göz, kulak, deri vb.) algılanan kısmıdır[61].

Yapılan bu çalıĢmada yatak ürünlerinin fizyolojik konforu ve tutumu inceleneceğinden literatür çalıĢması da kumaĢların fizyolojik konforu etkileyen fiziksel özellikleri ve nörolojik algıları üzerine yoğunlaĢtırılmıĢtır.

4.1. Termofizyolojik Konfor: Ġnsan vücuduyla dıĢ ortam arasında oluĢacak ısı dengesine giysinin yapacağı etkiyle alakalıdır. KumaĢın nem, sıvı ve ısı transferi, hava geçirgenliği ve kuruma özellikleri esas olarak fizyolojik konforu oluĢturan etkenlerdir. Termofizyolojik konforu, 5 alt baĢlık halinde açıklamak mümkündür: oluĢturdukları hisse ve giysi-cilt arasındaki mekanik etkileĢime bağlıdır[62]. Derinin yüzeyindeki ve alt katmanlarındaki termoreseptörlerden gelen sinyallerin birleĢiminden oluĢan bir çeĢit termoregülasyon sistemidir. ASHRAE (The American Society of Heating, Refrigerating and Air Conditioning Engineers) standartlarına göre ise termal konfor, çevrenin termal Ģartlarına karĢı duyulan memnuniyet olarak ifade edilmiĢtir[45].

Isıl konforun sağlanması, temel olarak iki koĢula bağlıdır. Birincisi, vücutla çevre arasındaki ısı dengesidir. Vücutta metabolik aktivitelerle üretilen ısıl enerji vücuttan çevreye olan ısı kayıplarına eĢit olmalıdır. Isıl konfor için ikinci koĢul, deri ve iç bölme sıcaklık kombinasyonunun ısıl olarak nötr olma durumunu sağlamasıdır.

Çünkü ısı dengesinin sağlanabileceği çok geniĢ çevre koĢulları vardır. Ancak bu geniĢ aralığın dar bir bölgesinde ısıl konfor sağlanmaktadır. Vücutla çevre arasındaki ısı dengesinin sağlandığı koĢullarda bile, deri sıcaklığı ve üretilen ter miktarı kiĢinin konforunu etkiler. Bu nedenle, konfor Ģartlarından bahsederken ısı dengesiyle birlikte bu parametreler de göz önünde bulundurulmalıdır[63].

31

Tekstil materyallerinde ısıl konfor özellikleri; ısıl direnç, ısıl iletkenlik, ısıl soğurganlık, kumaĢ kalınlığı ve hava geçirgenliği olarak kabul edilmektedir. Isıl konfor açısından ideal kumaĢtan beklenen özellikler; soğuktan koruma için yüksek ısıl direnç, düĢük ısıl soğurganlık ve düĢük hava geçirgenliğidir[64].Isıl Konfor özelliğini etkileyen paramereler aĢağıda anlatılmaktadır.

Özgül ısı: Bir birim kütledeki maddenin sıcaklığını 1°C yükseltmek için gerekli olan ısı miktarıdır (J/gK). Cam lifleri dıĢında tüm liflerin özgül ısı değerleri 1.05–1.51 arasında değiĢmektedir. Yün lifinin özgül ısı değeri 1.36 J/gK‟dir. Suyun özgül ısısı 4.2 J/gK olup, suyun emilmesi liflerin özgül ısısını artırmaktadır[62].

Isıl iletkenlik( ):Termal iletkenlik yapıların ısı akıĢ yeteneğini tanımlar ve bir saniyede 1 milimetre kalınlığındaki kumaĢın ısı iletimini ve sıcaklık değiĢimini ifade eder. Termal iletkenlik aĢağıdaki eĢitlikle belirlenir[65,66].

λ = q.h/ ΔT ( W/mK ) formülü ile gösterilir.

Formülde,

q = ısı akıĢ miktarı (W/m²) ΔT = sıcaklık farkı (K)

h = kalınlık (m) değerini göstermektedir.

Isıl direnç (R): Termal direnç kumaĢların incelik ve termal iletkenliğine bağlıdır. Kısaca yapının ısı akıĢına karĢı dayanımı olarak tanımlanabilir ve matematiksel olarak aĢağıdaki eĢitlikle gösterilir[61].

R = h / λ ( m².K/W) formülü ile gösterilir.

Formülde,

h = kalınlık (mm)

λ = ısıl iletkenlik (W/mK ) değerini göstermektedir.

Isıl soğurganlık (b): KumaĢ ile deri arasındaki ani temas, kumaĢın ciltten daha düĢük bir sıcaklıkta olması durumunda vücuttan kumaĢa doğru ısı akıĢı meydana geleceğinden, soğukluk hissedilmesine neden olmaktadır[65].

Isı akıĢı malzemenin ısıl iletkenliği ile artmaktadır. Bir malzeme daha fazla ısıl enerji soğurduğunda, bir ısıl iletken gibi hareket eder ve sıcak bir beden ile ilk temas anında daha soğuk bir his verir[67].

Isıl soğurganlık;

b = ( ρλc)−1/2 , ( Ws1/2/m²K ) formülü ile gösterilir.

Formülde,

λ = ısıl iletkenlik (W/m K) ρ= yoğunluk (kg/m3)

c= özgül ısı (J/ kg K) değerini ifade etmektedir.

32

Isıl yayılım(a): Tekstil materyalinden geçen sıcaklığın yayılım hızının bir ölçüsüdür[62]. hissedilmeyen ter ve sıcak ortamlarda sıvı Ģeklinde oluĢan ter olmak üzere iki çeĢit ter mevcuttur. Giysiler bu iki çeĢit teri sıvı veya buhar olarak iletir. Maksimum serinlik hissini sağlamak için deri yüzeyinden terin uzaklaĢtırılması gerekir ve bu yüzden de ter sadece buhar formunda kumaĢ içinden geçiĢ yapar. Bir kumaĢın vücuttan yayılan su buharını iletme yeteneği, giyim konforunu belirleyen önemli parametrelerden biridir[63].

c) Su Buharı Direnci (Ret): Materyalin su buharı geçiĢine karĢı gösterdiği dayanımdır. Bir malzemenin iki yüzeyi arasındaki su buharı basınç farkının, basınç değiĢimi yönünde birim alandaki buharlaĢma ısı akıĢına oranıdır[63].

Ret = (Pm – Pa) ( qv-1 – qo-1

) ( m2Pa/W) formülü ile gösterilir.

Formülde,

Pm = Ta çevre sıcaklığı için pascal cinsinden doygun kısmi su buharı basıncı Pa = Ta çevre sıcaklığı için pascal cinsinden laboratuardaki gerçek kısmi su buharı basıncıdır. Pa değeri, Pm ile ortamın bağıl nemi çarpılarak elde edilir.

qv: Numune ile ısı akıĢ değeri ( W/ m2) qo: Numunesiz ısı akıĢ değeri ( W/ m2)

d) Hava Geçirgenliği: Hava geçirgenliği kumaĢın iki yüzeyi arasından dik geçen hava akıĢ oranıdır. TSE‟ye hava geçirgenliğini “deney alanı, basınç düĢmesi ve zaman gibi Ģartları belirlenmiĢ bir deney parçasından düĢey yönde geçen havanın hızı” olarak tanımlamıĢtır[68]. Hava geçirgenliği kavramı tekstil endüstrisinde kumaĢın karakterini, özellikle de ürünün fonksiyonel performansını açıklarken teknik bir bilgi olarak çok sık kullanılır[61].

Hava geçirgenliği, lif ve iplik yapısı ile kumaĢ içindeki boĢlukların miktar ve dağılımına bağlıdır. Örneğin sık yapılı bir kumaĢta havanın geçiĢi daha zor olmaktadır. Ġplikleri hacimli hale getiren ve kumaĢ yüzeyini tüylendiren bitim iĢlemleri ise havayı hapsedip, vücuda sıcaklık sağlamak amacıyla uygulanmaktadır. Hava geçirgenliği ısıl konforu önemli derecede etkilemektedir[64].

33

e) Statik Yüklenme: Ġki farklı materyalin sürtünmesi veya birbirinden ayrılması sonucu meydana gelir. Elektriklenmede ortaya çıkan enerji küçüktür ve normal kullanımda statik yüklenme doğrudan bir risk oluĢturmaz. Tekstillerdeki statik yüklenme kuru ortamlarda özellikle kıĢın meydana gelir ve çoğunlukla doğal lifli ürünler statik yüklenme açısından problemli değillerdir[63].

Tekstilleri oluĢturan lif, iplik, kumaĢ temel parametrelerinin giysilerin konfor özelliklerine etkisi aĢağıda açıklanmaya çalıĢılmıĢtır.

4.1.1. Lif Tipi

KumaĢlarda konforu sağlamak için kullanılan liflerin sahip olması gereken özellikler Ģunlardır:

• Isı ve nem transferinin zayıflamaması için nem aldığında ĢiĢmelidir.

• Teri kolayca emmeli ve kuruluk hissi vermelidir.

• Ter kumaĢ katmanından hızlıca geçmeli, dıĢarı kolayca atılmalıdır.

Aynı yoğunlukta (0,5 g/cm3) tabaka haline getirilmiĢ bazı liflerin ısıl iletkenlik değerleri ile bazı katı polimerlerin ısıl iletkenlik değerleri Tablo 4. 1.‟de gösterilmektedir. Durgun havanın ısıl iletkenliği tüm liflerinkinden daha düĢük olup 25 mW/mK‟dir.

Tablo 4.1. Bazı Liflerin Isıl Ġletkenlik Değerleri (mW/mK)

Lif Isıl Ġletkenlik

(mW/mK)

Pamuk 71

Yün 54

Ġpek 50

PVC 160

Selüloz asetat

230

Naylon 250

PES 140

PE 340

PP 120

34 4.1.2. İplik Yapısı

Deri ile temas eden giysilerde giysi konforu, nem iletimi ve nem depolama kapasitesiyle bir derece sınırlandırılmıĢtır. Bu tür giysilerin kullanımında deri hassasiyeti önemlidir. Düzgünsüzlük, lif sertliği, iplik bükümü, geliĢtirilmiĢ efektler, tekstüre derecesi ve ilmek yapısı gibi faktörler, giyside yırtılma, sıkma, darlık hissi, ısı hassasiyeti gibi olumsuz etkilere neden olabilir. Bundan dolayı kumaĢın iç ve dıĢ yüzeylerinin yapısı ve özellikleri dikkate alınmalıdır. KumaĢın iç yüzeyi, deriyle temas eden iletici yüzeydir. Ġplik yapısı ve iplik üretim teknolojisi bu yüzey yapısını etkileyen faktörlerdir. Nem iletiminde önemli bir faktör de kıvrım artıĢının nem iletimini düĢürebileceğidir.

Ġplik büküm değeri nem geçiĢinde etkili olan diğer bir faktördür. 35-175 T/m arasındaki büküm değerlerinde, en iyi nem geçiĢi sağlanmıĢtır Ancak büküm, ekonomikliği etkilediğinden, düĢük büküm değerlerinde pozitif sonuçların elde edilmesi çok önemlidir. Büküm katsayısı ( değeri), ring ipliklerde ortalama 100-110 civarındayken, yün ipliklerde daha düĢüktür. Ayrıca cilt hassasiyeti göz önüne alındığında, ring ipliklere göre OE ipliklerde büküm daha düĢük olmalıdır[62].

4.1.3. Örgü Yapısı

Giysinin ısıl geçirgenliği, kumaĢ içerisinde hava boĢluklarının sayısına bağlıdır. Tekstil liflerinin ısıl iletkenlikleri durgun havadan yüksektir. Tablo 4.1 „de görüldüğü gibi, ideal yalıtkan malzeme durgun havadır. Hacimli malzemeler yapıları nedeniyle, içlerine fazla hava tutma kapasitesine sahiptirler. Örneğin;

• DıĢ giysilik bir kumaĢ (%25 lif + %75 hava)

• Battaniye (%10 lif + %90 hava)

• Kürk ceket (%5 lif + %95 hava) dan oluĢmaktadır

Diğer bir deyiĢle, ısı yalıtımı yüksek bir tekstil malzemesinin içyapısında yüksek miktarda hava bulunmalıdır. Isı yalıtımında lif dağılımının önemi ikinci sıradadır.

4.1.4.Kumaş Kalınlığı

Havenith‟e (2002) göre, kumaĢ kalınlığı, giysinin ısıl ve buhar iletkenliklerini belirleyen en önemli faktörlerdendir. Malzemenin kalınlığı ve dolayısıyla içerdiği hava miktarı arttıkça, malzemenin ısıl ve buhar direnci artıp, geçirgenliği azalmaktadır[62].

KiĢinin konfor hissini belirleyen, insan teni ile giysi arasında kalan ve mikroklima olarak da adlandırılan hava tabakasıdır. Bu mikroklima çevre, insan ve giysi faktörlerinde etkilenmektedir. Isıl konforu sağlamak için gerçekleĢtirilen ısı transferini etkileyen çevre parametreleri sıcaklık, rutubet, rüzgâr hızı, çevre, havadaki hareket olarak sıralanmaktadır. Konforu belirleyen bir diğer parametre olan insan parametreleri vücut aktiviteleri, özellikle de ağır aktiviteler sonucu veya psikolojik duruma bağlı olarak vücut sıcaklığının artması ile birlikte ısıl dengenin kontrolü için terlemenin meydana gelmesini kapsamaktadır. Üçüncü faktör olan giysi parametreleri

35

ise lif tipi, iplik konstrüksiyonu, örgü yapısı, kumaĢ kalınlığı, giysi bileĢenlerinden oluĢmaktadır.

4.2. Duyusal Konfor: Tekstil materyalinin deri ile teması sırasında kiĢide çeĢitli sinir algılarını ortaya çıkaran konfordur[56].Ġnsan eli, deriden farklı bir sıcaklıktaki giysiye değdiğinde, el ve kumaĢ arasında ısı alıĢveriĢi gerçekleĢir ve ilk algı sıcak-soğuk hissidir. Bu geçici enerji transferi deri ve kumaĢ arasındaki arayüzle temasına bağlıdır ve temas arayüzü, iplik ve kumaĢ yapısı veya lif morfolojisi gibi çok sayıda morfolojik ve yapısal parametrelere bağlıdır[67].

DuyuĢsal giysi veya kumaĢ konforu kiĢinin materyale dokunma sonucundaki hisleri ile direkt etkili olup, subjektif bir değerlendirmedir. Subjektif değerlendirme sırasında bir çok parametre etkilidir. Bunlardan biri tutumun değerlendirilmesidir.

Tutum kavramı subjektif olup Kawabata, FAST gibi tutum değerlendirme sistemleriyle artık sayısal olarak ifade edilebilmektedir. DuyuĢsal konfor, tutum değerlerinin yanında; giysinin deriye yapıĢmasıyla ve yapıĢkanlık değerleriyle ilgilidir[69].

Tekstil ürünlerinde dokunma duyusuyla algılanan yumuĢaklık, tokluk, sıklık, dökümlülük, düzgünlük, kalınlık, sıcak-lık vb. bir duygunun öznel değerlendirilmesi tuĢe olarak ifade edilmektedir[70]. W.S. Howorth ve P.H. Oliver kumaĢların tuĢe özellikleri ile mekanik özellikleri arasında bir korelasyon olduğunu ortaya koymuĢlardır[71]. Wina-kor ve arkadaĢları ise, tekstil ürünlerinin fiziksel özellikleri ile subjektif değerlendirilme skorları arasında var olan korelasyonun analizi ile ilgilenmiĢlerdir. Yürüttükleri araĢtırmada tekstil materyalinin tuĢeye yönelik öznel değerlendirilmesi tekstil alanında deneyimli olmayan kiĢiler tarafından yapılmakta olup, öznel değerlendirmeler için “yumuĢaklık, düzgünlük, sıcaklık vs.” gibi kalite belirten kelimeler veya “kalın-ince”, “yumuĢak-sert” gibi ikili tanımlamalar kullanılmıĢtır[72]. KumaĢın dökümlülüğü, kumaĢın kullanıldığı yere uygunluğu için oldukça önemli bir özelliktir. Dikildiğinde, giyen kiĢiyi rahatsız etmemesi ve kullanım kolaylığı sağlaması için tekstil ürünlerinin büyük bir kısmında dökümlülük ve yumuĢaklık aranan önemli özelliklerdir. TuĢe üzerinde kumaĢın mekanik özelliklerinin etkili olduğu hipotezini destekleyen bir baĢka araĢtırma da Frydrych ve Matusiak tarafından yapılmıĢtır. Frydrych ve Matusiak tarafından yapılmıĢ olan araĢtırmada Genel TuĢe Faktörü (GHF) ve Genel Kalite Faktörü (GQF) tanımlanmıĢ ve analitik formülleri verilmiĢtir[73].

KumaĢların fiziksel özelliğini belirleyen en önemli parametrelerden bir tanesi lif içeriğidir. Liflerin cinsi, doğal veya kimyasal kökenli olmaları ve lifin fiziksel özelliklerinin iplik özelliklerini ve dolayısıyla kumaĢ özelliklerini etkilemektedir. Ġplik düzgünsüzlüğünün iyi ya da kötü olması, lifin inceliği, iplik kesitindeki lif sayısı ve lifin uzunluğu ile yakından ilgilidir. Ayrıca incelik, ipliğin tutum yapısını da değiĢtirmektedir. Liflerin cinsinin temel olarak etkilediği bir baĢka özellik de lif mukavemetidir. Sağlam lifler normal olarak daha mukavemetli ipliklerin üretimi sağlayarak yüksek hızlı eğirmeye ve kullanım sırasında kopuĢların azalmasına yardımcı olmaktadırlar. Liflerin iplik ve dokuma yapımında kullanılabilmesi için bunların kolaylıkla eğilme ve bükülme yeteneklerine sahip olmaları gereklidir. Bu liflerin yapısı, yumuĢaklığı, inceliği ve kohezyon özellikleri ile oranlıdır[74].

KumaĢın metrekare gramajı 1 metre-karesinin ağırlığı olarak tanımlanmaktadır[75]. KumaĢ metrekare gramajı kumaĢın tuĢesinde etkilidir. KumaĢ

36

mekaniğinin önemli özelliği olan sıklık, kumaĢ yüzeylerinin sertliği, kumaĢların metrekare gramajlarını, su ve hava geçirgenliklerini de etkilemektedir.

Sıklık ise, genel olarak birim ağırlığa düĢen tel sayısı olarak ifade edilmektedir [76]. Okur‟un pamuklu dokuma kumaĢların eğilme dirençleri ve dökümlülük özellikleri üzerine yaptığı bir araĢtırmada atkı ipliği numaraları, atkı ipliği sıklıkları ve dokuma örgüleri açısından farklı olan mamul pamuklu kumaĢlar üzerinde yaptığı eğilme uzunluğu ölçüm sonuçlarından atkı sıklığının kumaĢın atkı yönlü eğilme uzunluğu değeri üzerinde etkisi olduğu görülmektedir[77]. Ukponmwan çalıĢmasında; bez ayağı örgüde dokunmuĢ kumaĢlarda iplik numarası aynı kalıp, sıklığın 16 tel/cm‟den 28 tel/cm‟ye çıkması ile pamuklu kumaĢlarda eğilme rijitliğinin arttığını belirtmektedir[78].

4.2.1.Tutum Kelimesinin Anlamı

Birçok araĢtırmacı tutumumu farklı Ģekilde tanımlamıĢtır. Tutum, kumaĢın mekanik özelliğinden kaynaklanan duygunun kiĢi tarafından değerlendirilmesidir ve tutum değerlendirme kriteri kumaĢın giysilik olarak kullanıma uygun olup olmaması özelliğine dayanır[79]. Tutum esas olarak bir dizi fiziksel özelliği kapsayan toplam kalitenin biryansımasıdır[80]. KumaĢ tutumu kabul edilebilen toplam estetik kalite olarak tanımlanabilir[81].

4.2.2.Tutumun Objektif Olarak Belirlenmesi

Tutumun objektif olarak belirlenmesi amacıyla, tutumla ilgili olduğu düĢünülen özellikler üç Ģekilde ölçülebilmektedir. Uygun yöntemlerle tutumla ilgili olduğu

Tutumun objektif olarak belirlenmesi amacıyla, tutumla ilgili olduğu düĢünülen özellikler üç Ģekilde ölçülebilmektedir. Uygun yöntemlerle tutumla ilgili olduğu