• Sonuç bulunamadı

C. RF-Türkiye İlişkilerinde Bosna-Hersek ve Kosova, Türkiye’nin Batı Desteği Arayışı

2. Kosova Sorununda RF ile Türkiye’nin Politikaları

184

185 Kosova sorununun RF’de bir iç soruna dönüşmesinden çekindi. Türkiye, Kosova sorununun çok taraflı olması nedeniyle RF’yi hedef alan açıklamalardan kaçındı. RF basını, Kosova Arnavutları ile Kürtler ve Kıbrıs Rumlarının durumu arasında bir bağlantı kurarak Batı’yı çifte standart uygulamakla itham etti.

İlk aşamada Türkiye ve RF’nin politikaları birbirine yakınken, ikinci ve üçüncü aşamada birbirinden uzaklaştı. Kosova sorununun Yeltsin dönemindeki üç aşamasını yakından inceleyerek Türkiye ve RF’nin politkalarını ortaya koyalım.

a. Arnavutların Barışçı Direnişi

İlk aşama, 28 Mart 1989’da Kosova’nın özerkliğine son veren ek maddelerin Belgrad’da onaylanması sonrası, Arnavutlar’ın, İbrahim Rugova liderliğindeki barışçı direnişiyle başlar.303 Bu aşamada Arnavutlar, Sırp yetkililerle teması kesip,

“Kosova Cumhuriyetini”ni ilan ederek tepki verdiler. Kamu hizmetlerini kendi aralarında örgütleyerek paralel bir kamu hizmetleri sistemi kurdular.

Kosova ilk aşamada, 1989-1995, öteki çatışma ve ayrılma süreçlerinin gölgesinde, gerisinde kaldı. Sorunun ilk aşaması içinde Kosova parlamentosunun beşte dördünü oluşturan Arnavut temsilciler 22 Eylül 1991’de bağımsız Kosova Cumhuriyeti’ni ilan etti. Kosova Cumhuriyeti’nin ilanına ilişkin karar, 26-30 Eylül 1991’de yapılan referandumda, Kosova’da kayıtlı bütün seçmenlerin % 87’sinin oyuyla kabul edildi.304

Kosovalı Arnavutlar’ın lideri İbrahim Rugova 1992’deki Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Özal tarafından kabul edildi. Rugova, Kosova Cumhuriyetini Türkiye’nin tanımasını istedi. Türkiye bu talebi yerine getirmese de siyasi destek sözü verdi (Uzgel, 2001, s. 509). 24 Mayıs 1992’de YSFC’nin Kosova özerk bölgesinde ilk çok partili seçimler yapıldı. Cumhurbaşkanlığı için tek aday olan Kosova Demokratik Birlik Partisi lideri Rugova, yaptığı kısa açıklamada: “Bugün Kosova’nın bağımsızlığı ve kurumları için oy kullanıyoruz. Mücadelemizi barışçı

303 http://kosovam.wordpress.com/soguk-savas-sonrasi-donem/ erişim 17/06/2008.

304 http://80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/alpkaya/kosova.htm erişim 13/06/2008.

186 yollardan sürdüreceğiz” dedi. Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan Demirel ve parti liderleri ile görüşmeler yaptığını söyleyen Rugova, Türk siyasi liderlerinin Kosova’daki Arnavutlar için çeşitli kolaylıklar sağladığını ifade etti.305

RF, Kosova’daki olayları ve Türkiye’nin tutumunu izliyordu. Kozyrev, Ocak 1993’te RF’nin Kosova’ya ilişin politikasını şu şekilde özetledi: “Kosova’daki Arnavut toplumun, otonomi hakkı da dâhil olmak üzere haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz. Ancak biz bölgede ayrılıkçı duygulara destek vermiyoruz ve Sırbistan’ın toprak bütünlüğüne de taraftarız”.306 Özal Şubat 1993’teki Üsküp ve Tiran ziyaretinde Kosovalı Arnavutlarla görüştü.307

b. Dayton Barış Anlaşması Sonrası

İkinci aşama, 21 Kasım 1995’te imzalanan Dayton Barış Antlaşması’nda Kosova sorununun çözümüne yer verilmemesi ile başladı. Anlaşmayla hayal kırıklığına uğrayan barış yanlıları ile daha radikal duruşlu Arnavut liderler, barışçı tutumlarıyla istediklerinin verilmeyeceğinin farkına vardılar (Gjejlani, 2007, s. 81).

Dayton Anlaşmasıyla başlayan ikinci aşamada Türkiye’nin Kosova sorununa ilgisi arttı. 1996’da Türkiye’nin Kosova sorununa ilgisi RF basınında Pan-Türkizm ve Türkiye’nin Balkanlar ve Kafkaslardaki diğer olaylara ilgisiyle bir araya getirilerek Osmanlı hayali olarak yorumlandı.308 Pravda 5 gazetesi SSCB sonrası Sırbistan ve Çeçenistan’da konumunu savunamayan RF’nin zayıflığının Atlas Okyanusu’ndan İran’a kadar uzanan Büyük Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden kurulması hayalini Pantürkistler’e ilham ettiği yorumunu yaptı.309

Kosova Kurtuluş Ordusu (Ushtria Çlirimtare e Kosovës-UÇK) 1997’den itibaren

305 http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/1992/mayis1992.htm erişim 13/06/2008.

306 Maksim Yusin, Andrei Kozyrev ile Mülakat, “Moskova, Bosna’da Hâlâ Barışçı Bir Çözüm Umudunu Taşıyor Olmakla Birlikte Kuvvet Kullanımını da İhtimal Dışı Tutmuyor”, İzvestia, 18 Ocak 1993, 079: HBR_00045625: 19 Ocak 1993.

307 Boris Rodionov, “Balkanların Lübnan’ı, Komşularını Giderek Tedirgin Ediyor”, İzvestia, 24 Şubat 1993, 025: HBR_00047116: 24 Şubat 1993.

308 Arkady Vartanyan, Pan-Türkist Emeller ve Dünya Toplumu …”, Nezavisimaya Gazeta, 19 Eylül 1996, 088: HBR_00022686: 25/09/1996.

309 Pravda 5, 25 Ağustos 1998, 0058: 25/08/1997.

187 etkin faaliyet göstermeye başladı. UÇK’nın değişik saldırıları sonucunda kayıplar vermeye başlayan Sırp güvenlik güçleri Arnavut köy ve kasabalarına silahlı baskınlar düzenlemeye başladı. Şubat-Eylül 1998 arasında Yugoslav güçleri Kosova’daki 1.335 kasabadan 391’ine saldırdı, bunlardan 266’sını ağır silahlarla tahrip etti, 217’sini tamamen boşalttı ve 500.000’e yakın kişi yerinden edildi.310

Türkiye’nin, Batı’nın harekete geçmesine yönelik Mart 1998’de başlayan talepleri sonrasında311 Ekim 1998’de RF basınında Kosova sorunu ile Kürtler arasında bağlantı kuruldu. RF basınına göre; sivil halka baskı yaptığı gerekçesiyle YFC’yi bombalamakla tehdit eden NATO ve Batı, Türkiye’nin Kürtler’e yaptıklarına ses çıkarmayak çifte standart uyguluyordu. NATO’ya göre Kürtler terörist iken Kosova Arnavutları demokrattı.312 Kürdistan Millî Kurtuluş Cephesi’nin BDT temsilcisi Mahir Velat: “NATO’nun Kosova’ya saldırması durumunda Rusya, PKK’yı destekleyebilir” dedi.313

c. NATO Harekâtı, RF Vatandaşlarının Sırplar ve Arnavutlar Yanında Savaşa Katılım İçin Kaydolmaları

NATO müdahalesi sorunda üçüncü aşamayı teşkil etti. Kosova’da çatışan taraflar, 6 Şubat 1999’da Fransa’nın başkenti Paris’in yakınlarındaki Rambouillet Şatosu’nda bir araya getirildi. Görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine 24 Mart 1999’da NATO’nun YFC’ye hava harekâtı başladı.

Sorunun üçüncü aşamasında Türkiye, Bosna-Hersek’te olduğu gibi Kosova’daki Sırp katliamına karşı NATO silahlı güçleri ile birlikte hareket etti. 23 Mart 1999’da NATO Genel Sekreteri Havier Solana Brüksel’de yaptığı açıklamada: “Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Wesley Clark’a, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ne

310 http://80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/alpkaya/kosova.htm, 13/06/2008.

311 Mart 1998’de Başbakan Yardımcısı İsmet Sezgin, “Batı hareketsiz duruyor fakat, biz, ilgisiz kalamayız. Gerekli olan şeyler yapılacaktır” dedi (AİF Novosti, “Türkiye, Sırp Makamlarının Kosova’daki Hareketlerini Sert Bir Dille Eleştirmiştir” 10 Mart 1998, 0127: 10/03/1998).

312 Corc Miloşeviç, “Batı, Çifte Standart Uyguladığını Gizlemiyor, Nezavisimaya Gazeta, 14 Ekim 1998, 0167: 14/10/1998.

313 Aleksandr Reutov, “Moskova, Kürtlerle Sıkı Temas Halindedir”, Nezavisimaya Gazeta, 21 Ekim 1998, 0063: 21/10/1998.

188 hava operasyonlarına başlaması talimatını verdim. Kosova krizinde siyasi çözüme yönelik bütün çabalar başarısız olmuştur. Askerî harekâttan başka alternatif yok”

dedi. 18 NATO ülkesi ve ittifak dışından 18 ülke KFOR’a (Kosovo Force) katkı yaptı. 18 NATO ülkesi Kosova’daki Sırp katliamını durdurmak için 24 Mart 1999’da Belgrad’ı bombaladı. Türkiye önemli sayılabilecek bir askerî güçle harekâta katıldı.

NATO kara birlikleri Sırbistan’a komşu ülkelere yığılmaya başlayınca, 78 gün süren YFC direnişi sona erdi. 9 Haziran 1999’da Makedonya’nın Kumanova kentinde, NATO, YFC Ordusu ve Sırbistan İçişleri Bakanlığı temsilcileri arasında bir Askerî-Teknik Antlaşma imzalandı; böylece savaş fiilen sona erdi. Savaşın sona ermesini, Sırp silahlı kuvvetlerinin Kosova’dan geri çekilmesi ve yerine NATO’nun Kosova Gücü KFOR’un geçmesi izledi. Böylece Kosova’da yeni dönem başladı.314 12 Haziran 1999’da Sırp kuvvetleri Kosova’dan çekildi, NATO güçleri Kosova’ya yerleşti.

Türkiye, NATO ile harekâta fiilen katılırken, RF harekâtı uluslararası hukuka aykırı buldu, BM’yi devreye sokmaya çalıştı ve kuvvet kullanma hakkının saklı olduğunu ilan etti. 23 Mart 1999 sabahı Başbakan Primakov başkanlığında bir heyet ABD’ye ziyaret için havalandı. Saat 21.00’de Al Gore ile uçakta telefonla görüşmesinden sonra NATO’nun müdahale edeceğini öğrenen Primakov’un başkanlığındaki heyet ABD ziyaretini iptal etti. Primakov, A. Gore’a: “Bu eyleminizle Rusya ile NATO arasındaki ilişkiler konusunda yapılanlara da darbe indirdiğiniz için üzgünüm” dedi (Primakov Y. , 2008, s. 375).

NATO kuvvetlerinin 24 Mart 1999’da başlayan harekâtıyla ilgili olarak Başbakan Ecevit, harekât öncesi Türkiye’ye resmî bilgi verildiğini ve gelişmeleri yakından izlediklerini belirterek: “Çatışma dünya savaşına dönüşebilir” dedi. Clinton, saldırının sorumluluğunun YFC Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç’e ait olduğunu söyledi. RF ve Çin, harekâtın BM Ana Sözleşmesi’nin açıkça ihlali, aynı zamanda, BM’in egemen bir üyesine karşı açık bir saldırı niteliğinde olduğunu vurgulayarak acil toplantı çağrısı yaptı. Yeltsin, NATO ile tüm ilişkilerin kesildiğini bildirdi. RF

314 http://www.asam.org.tr/temp/temp630.pdf erişim 13/06/2008.

189 ve Çin, 25 Mart 1999’da saldırıların derhâl durdurulmasını istediler. NATO’nun Kosova müdahalesi, RF’nin dış politika karar vericileri arasında şok etkisi doğurdu.

Yeltsin 25 Mart 1999’da: “askerî ihtilafın yayılması durumunda, kendisinin (RF) ve Avrupa’nın güvenliğini sağlamak için uygun adımları atma hakkını saklı tutacağını, bunların içinde askerî nitelikli bir adımın da dâhil olduğunu” ilan etti (Tsygankov, 2001, p. 140). Yeltsin: “Saldırı, ABD diplomasisinin ve Başkan Bill Clinton’ın bir yanlışıdır ve bunun hesabını vermelidirler” dedi. RF Dışişleri Bakanı İgor İvanov YFC’nin yardım çağrılarına karşılık, “NATO’nun saldırılara devam etmesi halinde, kendisini savunmaya çalışan bağımsız bir devlete yardım etmenin yollarını yeniden gözden geçirmeye hakkımız var” dedi. 27 Mart 1999’da RF Ankara Büyükelçisi Aleksander Lebedev Kosova’daki NATO operasyonunun kabul edilemeyeceğini belirtti..315,316

RF’nin tehditleri sonrası Türkiye, Primakov’un görüşmelerini izledi, savaş gemilerinin hareketinden kaygı duyduğunu açıkladı. 29 Mart 1999’da Başbakan Ecevit hava operasyonunun karadan desteklenmesi yönünde bir istekleri olmadığını belirterek:

“Ama NATO’nun bir talebi olabilir mi, olamaz mı, onu bilmiyorum. Etnik temizlik süreci zaten beklenmekteydi. Sırplar bunu Boşnaklar’a karşı da yapmışlardı. Yine yapabilirler.

Rusya Başbakanı Yevgeni Primakov Yugoslavya’ya gittiğinde Yugoslavya yönetimini, Sırpları bu vahşice davranıştan, soykırımdan, etnik temizleme girişiminden vazgeçmeye ikna edebilir” dedi.317

30 Mart 1999’da Kosova sorununa diplomatik yoldan çözüm bulmak amacıyla YFC’ye giden Başbakan Primakov, YFC Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç ile görüştü. 31 Mart 1999’da İtar-Tass Ajansı, Karadeniz donanmasına ait 7 savaş gemisinin Nisan başında Boğazlar’dan geçerek Akdeniz’e yöneleceğini bildirdi.318 31 Mart 1999’da Başbakan Ecevit, RF Başbakanı Primakov’un Belgrad’daki temaslarından bir sonuç elde edilemediğinin anlaşıldığını belirterek, “Umarım kara harekâtına gereksinme olmaz” dedi. Başbakan Ecevit, RF’nin Adriyatik Denizi’ne 7 savaş gemisi göndermesinin çok kaygı verici bir gelişme olduğunu, gemilerin

315 (http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/1999/mart1999.htm erişim 20/06/2008).

316 http://www.asam.org.tr/temp/temp630.pdf erişim 13/06/2008.

317 http://www.byegm.gov.tr/ayin-tarihi2-detay.aspx?y=1999&a=3 erişim 25/12/2011.

318 Vremya MN: “Karadeniz’de Büyük Oyun”, 01 Nisan 1999, 0008: 01/04/1999.