• Sonuç bulunamadı

1980’lerin sonu, 1990’ların başlarında SSCB’den Türkiye’ye seyahatlerin amacı, genelde bavul ticareti olsa da zamanla durum değişti. 1990’lı yıllar başında SSCB, 1991’den sonra RF vatandaşlarının, Türkiye’yi ziyaret amacı genelde, başta giyim eşyası olmak üzere ev aletleri, gıda ve inşaat malzemeleri almaktı. Türkiye, SSCB’den ziyaretçi girişini arttırmak için 1991’de tek taraflı olarak sınır kapılarında vize verilmesi (bandrol) uygulamasına geçti (Kononov, Kornilov, & Özbay, 2006, s.

62 33). RF’nin 1990’lı yılların ilk yarısında yolcu beraberinde getirilen eşyayı gümrük vergisi ve KDV almadan RF’ye sokması bavul ticaretini ve bavul ticareti ziyaretlerini arttırdı. RF vatandaşları Laleli ve Karaköy’e yoğun olarak geliyorlardı.74 Yeltsin döneminde, bavul ticareti, yıllar itibarıyla tedricen düştü.

RF ile Türkiye arasında kültür ve turizme ilişkin anlaşmalar da imzalandı. Bunlardan ilki RF Kültür Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı arasında 6 Temmuz 1992’de imzalanan İşbirliği Protokolüydü.75. Yine 19 Temmuz 1994’de,

“TC Hükümeti ile RF Hükümeti Arasında Bilimsel ve Kültürel İşbirliği Yapılmasına İlişkin Anlaşma” imzalandı.76 Yeltsin döneminde turizme münhasır yapılan anlaşma;

24 Mart 1995’te imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması” idi.77 10 maddelik bu çerçeve anlaşmanın 1’inci maddesinde “… turizm alanında işbirliğini karşılıklı menfaat ve eşit haklar temeline dayalı olarak güçlendirecek ve teşvik edeceklerdir”

denirken, yine aynı anlaşmada “formaliteleri basitleştirmeye çalışacaklardır” ifadesi yer aldı, ancak Yeltsin dönemi süresince Türkiye tarafı basitleştirme yönünde adımlar atarken, RF formaliteleri uygularken genelde zorluk çıkardı.

Yeltsin döneminin birinci yarısında (ikinci başkanlık seçimlerine kadar) RF vatandaşları genelde Türkiye’yi alışveriş için ziyaret ederken, Yeltsin döneminin ikinci yarısında tatil maksatlı ziyaretler arttı. Ağustos 1998’de RF mali buhranı sonucu Türkiye’ye gelen RF ziyaretçi sayısındaki azalmanın, önemli oranda, bavul ticareti için gelenleri kapsadığı, tatil için gelenlerin sayısında ise az da olsa bir artış olduğu gözlendi.

RF vatandaşları genelde yaz turizmini (güneş, kum, deniz) tercih ediyorlardı. Yeltsin döneminin ikinci yarısında Ege ve Akdeniz’deki tesislere RF vatandaşlarının akımı

74 T.C. Moskova Kültür ve Turizm Müşari Dr. Filiz Köse ile Moskova müşvirlik binasında 09/12/2004 tarihli görüşme.

75

http://yigm.kulturturizm.gov.tr/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1055CFC3A8A961D48B4524 3AEF1F76FF erişim 09/04/2009.

76 Anlaşma metni için bkz.: http://ua.mfa.gov.tr/files.ashx?3675 erişim 30/06/2010.

77 Anlaşma metni için bkz.: http://ua.mfa.gov.tr/files.ashx?2693 erişim 30/06/2010.

63 başladı. Bunun nedeni dünyanın en büyük ülkesinde güneş ve denizin kısıtlı olarak Karadeniz kıyısında bir araya gelmesi (RF topraklarının % 95’inden fazlası 45’inci enlemin Kuzeyinde yer alır), RF’nin fazlaca güneşlenen bir ülke olmamasıydı.

Yeltsin döneminde RF’den Türkiye’ye seyahatler, Ağustos 1998 mali buhranına kadar artarak devam etti. RF vatandaşları Türkiye’yi ucuz alışveriş, coğrafi yakınlık, servis kalitesi, fiyatta uygunluk78 ve kolay vize temini nedeniyle tercih ettiler.

RF’deki iç karışıklıklar da Türkiye’ye ziyaretleri arttırdı. SSCB devrinde halkın alışkanlıklarından biri, Kafkasya’daki kaplıcalarda 3-4 haftalık uzun tatiller yapmaktı. Ancak Çeçenya ve Gürcistan’daki iç savaşlar, Kafkasya’yı “tehlikeli bölge” yaptı (Perspektif, Kasım 1996:13). Karadenizin Kafkasya kıyıları turizm için güvenli bir yer olmaktan çıktı.

Yeltsin döneminin ikinci yarısında “Türkiye’de harika tatil” imajı tüm RF’ye yayıldı.

Seyahat acentaları, 1990’lı yılların başında, hem alış veriş turları hem de tatil turizmi alanında çalışıyorlardı. Türkiye, RF vatandaşlarının alışık olduğu tatil biçimi için güzel bir seçenekti. SSCB vatandaşları, Sovyetler Birliği döneminde Karadeniz kıyılarında tatil yaparlardı. Ancak genelde Yeltsin döneminde Karadeniz kıyıları yeterli hizmet sunacak durumda değildi. Oteller çok pahalı ve servis kalitesi düşüktü.

Türkiye, diğer Akdeniz ve Avrupa ülkelerine nazaran oldukça ucuz olması ve yeterli servis düzeyi nedeniyle tercih edildi. RF turistlerinin yolculuk için harcadığı zamanın kısalığı diğer önemli bir etkendi. 1-2 saatlik uçak yolculuğu hissedilmeden sona eriyor ve tatil başlıyordu (Kozmaçov, 1998, s. 20).

RF’den Türkiye’ye ziyaretler, Yeltsin döneminin ikinci yarısında farklılaşmış, Türkiye’ye orta gelir düzeyindeki aileler dinlenmek amacıyla gitmeye başlamıştı.

Ancak Türkiye, bu değişimi kavrayamadı. Rus turistlerin “nataşa” imajı Yeltsin döneminde süregitti. Rus turistlere uygulanan fiyatlar, Avrupalı turistlere oranla 1,5

78 1995’te en ucuz turlar Türkiye’ye düzenlenebiliyordu. Türkiye’de 7-8 günlük turun ücreti 250-450 USD, 11-14 günlük bir turun ücreti ise 43470 USD idi. Sıralamada ikinci sırayı alan İspanya için, 7-8 günlük turun ücreti 430-470 USD, 10-15 günlük turun ücreti ise 449-7-87-80 USD idi. (“Yurt Dışında Tatil Kaça maloluyor?”, İzvestia, 31 Mayıs 1995, 047: HBR_00080017:31 Mayıs 1995).

64 kat daha fazlaydı. Sunulan servis ise Avrupalı turistlere sunulana kıyasla daha kötüydü. 1996 yılında Rus turistlerin konakladığı bir iki otelde hastalıklara rastlandı.

Giderek Rus turistlerin kendilerini korumasız ve aldatılmış hissettikleri bir atmosfer oluştu. Bu olaylar Türkiye’nin imajına zarar verdi (Kozmaçov, 1998, s. 20).

Turizm, işletmecilerinin yanısıra diplomatlarca da halkların yakınlaşması açısından önemli görüldü. Moskova Büyükelçisi Nabi Şensoy’un: “Turizmin rolü sadece ekonomik getirisiyle sınırlı değildir. Turizm uzun yıllar boyunca birbirinden izole edilmiş Türk ve Rus halklarının birbirini tanıması ve yakınlaşması için bir vesile olarak görülmelidir” sözü dikkate değerdir (Kononov, Kornilov, & Özbay, 2006, s.

37).

Tablo 3: Bavul Ticaretinin Gelişimi, 1996-1999

1996 1997 1998 1999

Milyon USD 8842 5849 3689 2255

Kaynak: (Kononov, Kornilov, & Özbay, 2006, s. 27)

Tablo 4: Türkiye’ye Üç Büyük Pazarından Gelen Turist Sayısı, 1985-1999

ALMANYA İNGİLTERE BDT

Yıllar Gelen turist (x 1000 kişi)

Gelenler İçindeki payı

Gelen turist (x 1000 kişi)

Gelenler içindeki pay

Gelen turist (x 1000 kişi)

Gelenler içindeki payı

1985 321 % 15 149 % 7 11 % 1

1986 388 % 16 154 % 6 16 % 1

1987 523 % 18 266 % 9 19 % 1

1988 767 % 18 470 % 11 22 % 1

1989 896 % 20 405 % 9 43 % 1

1990 973 % 18 351 % 7 223 % 4

1991 779 % 14 200 % 4 731 % 13

1992 1165 % 16 314 % 4 1241 % 18

1993 1118 % 17 441 % 7 1167 % 18

1994 994 % 15 568 % 9 1430 % 21

1995 1656 % 21 734 % 10 1366 % 18

65

1996 2141 % 25 758 % 9 1560 % 18

1997 2338 % 24 915 % 9 1513 % 16

1998 2233 % 23 997 % 10 1311 % 13

1999 1389 % 19 815 % 11 411 (1051895*) % 6

Kaynak: http://www.turizm.gov.tr/istatistik/istatistik.html

*Turizm Bakanlığı Turizm İstatistikleri Bülteni 1999, sayfa 8’den.

1998 yılına kadar ülkemizde tutulan istatistiklerde, bazı nedenlerle, (örneğin BDT vatandaşlarının hâlâ SSCB pasaportlarını kullanmaları) BDT ülkeleri bazında ayrıma gidilememişti. Türkiye’ye gelen BDT ülkeleri vatandaşları arasında RF vatandaşlarının yaklaşık yarı ağırlığa sahip olduğu tahmin ediliyordu (Demirtaş &

Başaran, 2001, s. 284).

Tablo 5: Türkiye’yi Ziyaret Eden RF Vatandaşları Sayısı, 1995-1999

Yıllar Ziyaretçi sayısı

Değişim (%)

1995 587983

1996 721083 22,6

1997 737700 2,3

1998 676183 -8,3

1999 438719 -35,1

Kaynak: (Kononov, Kornilov, & Özbay, 2006, s. 31).

Tablo 6: RF’yi Ziyaret Eden Türk Vatandaşları Sayısı, 1994-1998.

Yıllar Ziyaretçi sayısı 1994 101047 1995 133530 1996 160381 1997 145431 1998 140157

Kaynak: (Kononov, Kornilov, & Özbay, 2006, s. 36).

66