• Sonuç bulunamadı

Korunma Önlemlerine Yönelik Genel Düzenlemeler

4. AB MEVZUATI VE HUKUKUNDA TARİFE DIŞI ENGELLER

4.3 Tarife Dışı Engellerin İkincil Mevzuat ile Üye Ülke Hukuk Sistemlerinde

4.3.1 Korunma Önlemlerine Yönelik Genel Düzenlemeler

AT Antlaşması, serbest dolaşım için yasaklar öngörmekle birlikte, üye devletlerin düzenleme ve önlem alma yetkilerini tümüyle kaldırmış değildir. Gerekli olduğu ölçüde mevzuat uyumlaştırması yapılmaktadır. Mevzuat uyumlaştırması yapılmadığı durumlarda üye devletlerin kuralları uygulamaya gelir.(Can 2008) AT Anlaşmasının 30. maddesi içinde tahdidi şekilde gösterilen hukuki değerlerin korunması, üye devletlere herhangi bir Topluluk düzenlemesinin bulunmadığı sürece serbesttir. Yani, üye devletlerin 30. maddenin çekince hükmüne dayanmasının uygulanma alanı, mevzuat uyumlaştırılması yoluyla daraltılabilmektedir. Topluluk hukuku düzenlemesinin mevcut olması halinde artık kural olarak üye devletlerin önlemlerine müsaade edilmez. (Can 2008)

Bu bağlamda tarife dışı engellerle ilgili mevzuatı, ikincil hukuk kapsamında Topluluğun oluşturduğu mevzuat ile üye ülkelerin meydana getirdiği hukuki düzenlemeler olarak iki açıdan incelemek gerekir.

Mevzuat incelenirken göz önünde tutulması gereken bir başka nokta; tarım ürünleri ticaretinde tarife dışı engellerle ilgili düzenlemelerin bir kısmının ortak ticaret politikası kapsamında; bir kısmının ortak tarım politikası kapsamında ele alınıyor olmasıdır. Örneğin, ithalat ve ihracatta koruma hükümleri ve kotaların idaresi ortak ticaret politikası ve malların serbest dolaşımı altında düşünülürken, gıda güvenliği ve bitki sağlığı önlemleri ortak tarım politikası kapsamında bulunmakla beraber standardizasyon boyutu ile bir teknik engel olarak ele alınışının ortak ticaret politikası içinde düşünüldüğü söylenebilir. Aslında bu alanları birbirinden kesin çizgilerle ayırmak zordur.

4.3.1.1 İthalat Ve İhracatta Yapılan Düzenlemeler Bağlamında Topluluğun Yaptığı İkincil Mevzuat

Topluluğun ortak korunma rejimi esas olarak 3285/94/AT sayılı (DTÖ üyeleri için) ve 519/94/AT sayılı (DTÖ üyesi olmayanlar için) Yönetmelikleri ile düzenlenmiş

olup serbest ithalat bu rejimin genel kuralını oluşturmaktadır. (Dış Ticaret Müsteşarlığı 2007) 3285/94/AT sayılı yönetmelik, ithalat için özel kurallara tabi olan tekstil ürünleri haricinde, üçüncü ülke menşeli ürünlerin ithalatına ve kendi ithalat kurallarına tabi olan üçüncü ülke menşeli mallara uygulanır. Bu yönetmelik ayrıca, pazar organizasyonlarının faaliyetleri kapsamında olan tarım ürünlerine ilişkin düzenlemeleri de tamamlar niteliktedir. (External Trade, Summaries of Legislation, Common Rules for Imports, http://europa.eu/scadplus/leg/en/ lvb/r11002.htm, erişim: 04.08.2008) 3285/94/AT sayılı Yönetmelik, ithalatın serbestliği ilkesini vurgulamakla beraber, üçüncü ülke kaynaklı ürünlerin ithalatının büyük oranda artması ve benzer veya doğrudan rakip mallar üreten Topluluk üreticilerine ciddi zarar vermesi veya ciddi zarar verme tehdidinin ortaya çıkması halinde, Komisyon'a soruşturma sonucunda korunma önlemi alma imkanı tanımaktadır. Soruşturmalara ilişkin yöntemler, dikkate alınacak kriterler ve korunma önlemine ilişkin süre ve şartlar Yönetmelikte ayrıntıları ile ele alınmıştır. Uruguay Müzakere Turu sonrasında DTÖ'yü Kuran Antlaşma ekinde yer alan Korunma Önlemleri Anlaşması'nda bulunan temel ilkeler, Topluluk mevzuatında da ele alınmıştır.

Korunma önlemi soruşturması, üye ülkenin isteği üzerine ya da Topluluk tarafından re'sen başlatılabilir. İlgili sektör doğrudan bu önlemlerin uygulanmasını talep etmeyebilir. Bu önlemler, DTÖ Korunma Önlemleri Anlaşması'na uygun olmak zorundadır. (Dış Ticaret Müsteşarlığı 2007)

4.3.1.2 Ticari Engellere Karşı Önlemler

2641/84/AET sayılı Yönetmelik ile düzenlenmiştir. İlk etapta 2641/84/AET sayılı Yönetmelik kapsamında çıkarılan düzenleme zaman içinde ortaya çıkan gereksinimler sonucu 2641/84/AET sayılı Yönetmelik ile tadil edilmiştir.

1984 yılında, Amerikan Ticari Anlaşmalar Yasası'nın 301. bölümü temel alınarak, A.B.D'nin Topluluğa yönelik olarak uyguladığı tek taraflı kısıtlamalara karşılık vermek üzere hazırlanan 2641/84/AET sayılı Konsey Yönetmeliği, üçüncü ülke pazarlarında Topluluğun ticari haklarının korunmasına yönelik ilk ticaret politikası aracını oluşturmuştur. Bu Yönetmelik üçüncü ülkelerin hukuka aykırı ticari

uygulamalarına, bunlardan kaynaklanan zararın giderilmesi amacıyla karşılık verilmesi ve Topluluk haklarının tam olarak korunmasını amaçlamaktadır.

Bu alandaki mevzuat, ticari sorunlara uluslararası ortamlarda çözüm bulunması imkanının olmadığı bir dönemde, misilleme imkanı yaratılması ve bu yolla, karşı karşıya kalınan ticari uygulamanın ortadan kaldırılmasını sağlamak gayesini taşımaktadır.

Ancak, Uruguay Müzakereleri sırasında ticari uygulamaların neden olduğu sorunların çözülmesini teminen etkin bir, uyuşmazlıkların çözümü mekanizması oluşturulması isteminin kabul görmesi ve Müzakere Turu nihayetinde imzalanan belgede uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin olarak bir prosedürün yer alması, Topluluğun bu alandaki uygulamalarını yeniden düzenlemesi zorunluluğunu doğurmuştur

Bu çerçevede, 2641/84/AET sayılı Yönetmeliği iptal eden 3286/94/AT sayılı Yönetmelik ile şekillendirilen yeni Topluluk hukuku, Topluluk üyesi olmayan ülkelerin yürürlüğe koyacağı ve uluslararası kurallara aykırı olan engellere karşı ticaret politikası kapsamında alınacak önlemleri ve bu önlemlerin alınması esnasında uygulanacak usul ve esasları sıralamaktadır.

Bu çerçevede, haksız uygulamalara karşı gerektiğinde alınacak otonom önlemler şunlardır:

• Ticari imtiyazların geri çekilmesi,

• Mevcut gümrük vergilerinin yükseltilmesi,

• İlgili ülke/ülkelere yönelik miktar kısıtlamaları konulması veya ithalat veya ihracat koşullarını değiştiren ya da ticareti etkileyen diğer önlemlerin alınması. 3286/94/AT sayılı Yönetmelik etkin bir şekilde uygulanmakta olup, son senelerde bu Yönetmelik kapsamında açılan soruşturmaların sayısında artış gözlenmektedir. Komisyon tarafından başlatılan soruşturmalar sonucunda, soruşturma açılan ülkenin ticari engel niteliğinde uygulama yaptığı sonucuna varılırsa sorunun öncelikle ikili istişarelerle çözülmesi yoluna gidilmekte, bu yöntemle sorunun çözülememesi

durumunda da konu DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Kurumuna taşınmaktadır. (Dış Ticaret Müsteşarlığı 2007)