• Sonuç bulunamadı

XVI.1 Mevcut Durum

Konut, Bölge’de gerek kentsel ve gerekse kırsal kesimde önemli bir sorun oluşturmaktadır.

Sorun, hem yeteri sayıda konut üretememek ve hem de üretilen konutlarda ciddi boyutlarda konfor ve kalite eksikliği olarak ortaya çıkmaktadır.

Konut ve çevresinin ortaya koyduğu yaşam kalitesi düşüklüğü öncelikli olarak giderilmelidir.

Bu durumda konut sektöründe kapsamlı; altyapı, çevre düzenlemesi, finansman, organizasyon ve diğer tüm ilişkili bileşenleri içeren, bütüncül programların üretilmesi ve uygulanması zorunlu olmaktadır.

Sektöre ilişkin tüm sayısal göstergeler, Bölge’nin Türkiye ortalamasının çok altında gelişmişlik düzeyinde olduğunu ortaya koymaktadır. Bölge’de konut ve oda başına düşen kişi sayısı fazladır. 1995 yılında oda başına düşen kişi sayısı Türkiye genelinde 2.60 iken bu rakam Bölge’de 3.74’dür.

Bölge’de konut sektörünün diğer özellikleri;

i) Bölge illerinde nüfus artışının gereksindiği konut ihtiyacını karşılayacak düzeyde yasal konut üretimi yapılamamaktır. Bu durumda yasal olmayan ve düşük kaliteli konut stoku hızla artmakta, konut ya da oda başına düşen kişi sayısı yükselmektedir,

ii) Bölge’nin, ülke nüfusuna oranı yaklaşık yüzde 10 olmasına karşın konut inşaat ruhsatlarının Türkiye’ye oranı 1995’te yüzde 2 ve 1999 yılında da yüzde 4 olarak ortaya çıkmaktadır. 1990-1999 yılları arasındaki 9 yıllık dönemde Bölge İlleri’nde gereksinim duyulan konut yapı ruhsatlarının yaklaşık yüzde 20’si verilmiştir. Diğer bir deyişle, Bölge’de mevcut konut stokunun yasallaştırılması ve konut ve çevresinin asgari yaşam koşullarına getirilmesi gerekmektedir. Bu tür programlara gereksinme duyulan konutlar mevcut stokun yaklaşık yüzde 80’i düzeyindedir,

iii) Bölge’nin nüfusu fazla ve görece büyük kentlerinde yasal konut üretimi daha yaygındır.

Buna karşılık görece daha az gelişmiş kesimlerde yer alan kentler ile orta boy kentlerde yasal olmayan stok daha hızla artmaktadır,

iv) Bir diğer önemli sorun, konut üretimine yönelik organizasyonların yetersizliğidir. “Yap-sat” ya da “konut kooperatifçiliği” gibi geleneksel konut üretim modelleri; Bölge’nin birkaç büyük yerleşmesinin dışında görülmemektedir. Özel sektörün konut organizasyonları da kısıtlıdır. Nüfusu 500 bin düzeyinde bulunan kentlerin dışında konut yapım firmaları yok denecek kadar azdır,

v) Benzer durum, yerel yönetim girişimleri için de geçerlidir. 1990’larda ülkede yaygın olarak görülen belediyelerin konut ya da altyapılı arsa üretimi programları; sadece Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman gibi belli başlı yerleşmelerde uygulanmaya çalışılmıştır,

vi) Örgütlenme düzeyindeki yetersizliğe koşut olarak konut finansmanında da yetersizlikler bulunmaktadır. Toplu konut kredisi kullanımı son derece düşüktür. Toplu konut kredilerinin yaygın olduğu 1984-1992 döneminde, Kalkınmada Öncelikli Yöreler ve Bölge illerinde (toplam 26 il) 72 040 konuta kredi açılmıştır. Bölge’nin en büyük yerleşmesine sahip Gaziantep’de 7 386, Diyarbakır’da 6 205 ve Şanlıurfa’da ise 3 500 konut kredilendirilmiştir. Diğer illerde kredilendirilen konut sayıları; Adıyaman’da 805, Siirt’te 709, Batman’da 570 ve Mardin’de 563’dür.

XVI.2 Konut Sektörüne İlişkin Olarak Öngörülen Politikalar

Konut ve buna ilişkin sorunları çözmeye yönelik köklü ve farklı bileşenlerden oluşan bir programın oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Bu programların aşağıdaki bileşen ve süreçleri içermesi öngörülmektedir:

Program, geleneksel tüm konut üretim süreçlerini ve aktörlerini kapsamalıdır. Bu bağlamda;

özel kesim, kamu kesimi (özellikle yerel yönetimler, TOKİ ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü) ve sivil toplum örgütleri tüm güçlerini harekete geçirmelidir.

Konut üretimini sağlayacak biçimde her türlü düzenek; arsa tahsisi, kamulaştırma gibi süreçler hızla harekete geçirilmeli, kooperatifçilik desteklenmelidir.

Özellikle büyük kentlerde; özel sektörün “kentsel geliştirmeci rolü” özendirilmelidir. Özel kesimin konut ve çevresini (donatılar, altyapı, açık ve yeşil alanlar, çalışma alanları ve diğerlerini) geliştirmesi Bölge’nin görece gelişmiş batı kesiminde ve büyük kentlerde daha olanaklıdır. Bu tür olanakların kullanılması için alt ölçekli kent planlarında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Konut üretimi ve mevcut stokun iyileştirilmesi, kapsamlı bir “kentsel gelişme planlaması ve yönetimi” programı içinde ele alınmalıdır. Bu bağlamda; “kentsel gelişme ve yeni konut üretim programları” ile “mevcut stoku iyileştirme ve onarımı programları” farklılaştırılmadır.

Bu iki programın, bir bütünlük içinde, ancak iki farklı organizasyonla ele alınması özellikle Bölge’nin büyük merkezlerinde zorunluluk arz etmektedir.

Konut sorununun sadece fiziki barınma mekanının sağlanması ile çözülemeyeceği açıktır.

Konunun önemli ve ülke pratiğinde ihmal edilen yanı, yaşam kalitesinin yükseltilmesi için

“yaşayanların motivasyonu”nun artırılmasıdır. Buna yönelik olarak kırsal kesimden koparak kentlerde yaşayanlara (yeni kentlilere) uygulanacak özel sosyalizasyon programları önemlidir.

Böyle bir program sonucu oluşabilecek kenti benimseme ve hemşehrilik duygusunun gelişmesi, kamu eliyle yapılacak altyapı ve donatı iyileştirmeleri ve “tek yapı” sistemi ile sağlanabilecektir.

Yerel mimarinin korunup, geliştirilmesi ve yerel malzeme ile işgücünün sektörün hizmetine verilmesinden, sosyalizasyon programlarının uygulanmasına dek pek çok alanda, meslek uzmanlarının ve onların örgütlerinin bilinçli yönlendirmelerine gereksinme vardır.

Kırsal konut Bölge’de başlı başına bir sorundur ve özel olarak ele alınmalıdır. Sulamaya açılan ova kesimler ile engebeli alanlardaki kırsal yerleşmeler, hem ekonomik ve hem de yerleşme deseni açısından farklılaşmıştır. Bu iki grubu ayrı ele alan ve onların özgün niteliklerine göre yeni kırsal yerleşme ve donatı modelleri oluşturulmalıdır. Bu modelin ayrılmaz parçası konuttur. Yerel koşullara, iklim ve malzeme özelliklerine uygun yeni konut tiplerinin geliştirilmesi ve bunların kullanıcılara benimsetilerek uygulanmasında büyük yarar bulunmaktadır.

XVI.3 Plan Dönemine İlişkin Gelişmeler ve Öneriler

Bölge nüfusu gerek kentsel ve gerek kırsal kesimde ülke ortalamasının üzerinde artış göstermektedir. Konut talebi 2002-2010 dönemi için yaklaşık 320 bin’dir (Tablo XIV.1). Bu talebin 263 bini kentlerde oluşacaktır.

Tablo XVI.1: 2000-2010 Nüfus Artışının Ek Konut Gereksinimi (Bin)

İl Kentsel Kırsal Toplam

Adıyaman 42 42

Batman 12 12

Diyarbakır 58 11 69

Gaziantep 60 8 68

Kilis 5 5

Mardin 19 2 21

Şanlıurfa 55 33 88

Siirt 10 2 12

Şırnak 2 1 3

Toplam 263 57 320