• Sonuç bulunamadı

KONSTAS’IN NAZARİYAT KİTAB

ÖZET

Musiki nazariyatı kitabı ile ünlü Sakızlı adalı Apostolos Konstas, bir Bizans kilise musikisi bilginidir. Besteci, tanbur ve ses icracısı olan ve Osmanlı musikini iyi bilen Konstas, 18. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’da yaşamıştır. Nazariyat kitabını 1800 yılında Yunanca olarak yazmış ve bu kitaptan en az 9 kopya yapmıştır. Bu kopyalardan yalnızca 3 tanesi günümüze ulaşabilmiştir. 1820’de yaptığı en son kopya 1867 kodu ile Atina’daki Yunan Milli Kütüphanesinde bulunmaktadır. Musiki eğitimi dışında 1820’ye kadar Konstas’ın esas mesleği musiki içeren elyazmalarını kopya etmek olmuştur.

Bükreş’te ilk matbaanın kurulması ve el yazma sanatının yavaş yavaş kaybolmaya başlaması 1820 yılında Bizans kilise musikisini de etkilemiştir. 1814 yılında kilise musikisinde yapılan reform, nazariyat kitabı yazarı Başpiskopos Hrisantos tarafından yayıma hazırlanmıştır. Reforma karşı çıkan ve Rum Patrikhanesi ortamına yakın olmasına rağmen reformla ilgili olayların dışında kalmış olan Konstas da bu zamanı iyi değerlendirerek reformdan 6 sene sonra nazariyat kitabının en son kopyasını hazırlamıştır. Bu olayla birlikte yeni metottan memnun kalmayan müzisyenlerin de var olduğu ortaya çıkmıştır. Yeni metodun eksik (zayıf) noktaları belli olduğu için önemli müzisyenler eski metottan vazgeçmemiş ve yeni metoda karşı yazmaya devam etmişlerdir.

Bu dönemde reformun birçok açıdan gerekli olmasına karşın, kullanılmaması, önerilen 40 işaretin fonksiyonunun sözlü geleneğe bırakılması, reformun en zayıf noktası olmuştur. Çünkü reformu gerçekleştirenler bir kaç yıl sonra sözlü geleneğin de zayıflayacağını tahmin edememişlerdir. İşte Konstas eski metodun işaretlerini kullanarak kendi metodunu yazmıştır ki; bu eser sadece eski metodun bir kullanma kılavuzu değil, aynı zamanda eski metodu daha açıklayıcı bir hale getiren bir el yazmasıdır. Bu eserde Konstas, eski işaretleri kullanarak, o zamanın sistemini basitleştirmeye çalışmıştır. Sadece yeni metodu bilen birinin bu nazariyat kitabını belli bir yere kadar okuyabilmesi de kitabın başarısını göstermektedir. Bu nedenle Konstas eski metodun son ve yeni metodun ilk yazarlarından sayılabilir. Kitabın sonuna doğru (reformun oluşmasından dolayı) emek verdiği otuz üç yılın boşa gittiğini ve reformu gerçekleştirenlerin kendisini bu oluşuma çağırmadıklarını da yazmıştır. Aynı zamanda bir öğrencinin aynı eseri, farklı öğretmenlerden öğrenmesi gerektiğini vurgulamış ve kendi kitabı ile 18 ay içerisinde öğrencinin bütün yazılmış olan eserleri rahatça okuyabileceğini ifade etmiştir.

Tez çalışmamızın konusu olan Konstas’ın eseri yazıldığı dilin özelliği ve Osmanlı musiki terimlerini içermesi açısından çok önemlidir. Eser Karamanlıca ağzıyla ve Osmanlıca Türkçesi ile yazılmıştır. Bu yazım “Yunan alfabesini kullanarak Türkçe yazmak” olarak tanımlanabilir ve Konstas’ın nazariyat kitabının bu sınıfa giren tek kilise kitabı olduğu da bilinmektedir. Eser bir Türk müzisyeninin veya Osmanlı topraklarında yaşayan bir Karamanlının siparişi üzerine yazıldığı için Karamanlıca olduğu tahmin edilmekte, yazılma tarihinin de 1790-1800 yılları arasında olduğu düşünülmektedir.

Eserin dilinin Türkçe olması ve yazıldığı zamanda kilise musikisine ait perde isimlerinin olmaması nedeni ile Osmanlı musikisi perde isimleri ve terimleri kullanılmıştır. Bu açıdan eser Osmanlı musikisi için de ayrıca önemli bir kaynak olarak değerlenlendirilebilir.

Elimizdeki eserin baş sayfası olmadığı için, yazıldığı tarih, kimin siparişi üzerine yazıldığı, nerede ve hangi sebepten dolayı yazıldığı gibi bilgilere sahip değiliz. Ancak Yunanca nüshasındaki “teknoloji” başlığı yazarın kilise musikisinin bir taraftan bir sanat, diğer taraftan da bir yazı sisteminin bilgilerini okuma kılavuzu olduğunu göstermeye çalışması olarak değerlendirilebilir.

Tez çalışmamızda eser yazıldığı dilden Türkçeye çevrilmiş ve Ek bölümünde orijinal elyazmasıyla beraber verilmiştir. Ayrıca eser (metin kısmı) günümüz Türkçesine sadeleştirilerek, tarafımızdan yorumlanmış, içerdiği konular açıklanmıştır.

Konstas eserinde okuyucuların daha iyi anlayabilmelerini sağlayabilmek ve eserin her bölümünün sonunda nazariyat ve uygulama ilişkisini göstermek için kilise musikisinin mevcut olan repertuarından veya kendi bestelerinden örnekler vermiştir. Tez çalışmamızda bu eserlerin tümü porteli nota sistemine çevrilmiştir. Bu çevirmeler bilimsel kurallar doğrultusunda yapılmaya çalışılmış, Konstas’ın Bizans notasıyla gösterdiği perdeler Türk musikisinde kullanılan Arel- Ezgi- Uzdilek nazariyat şekilleriyle değil, Bizans notasının Batı notasına çevrilmesinde kullanılan karşılıkları (1932’de uluslar arası Kahire kongresinde kabul edilen şekilde) göz önüne alınarak yapılmıştır. Örnek olarak dügâh adıyla anılan perde, portede ikinci çizginin üzerindeki aralıktaki La notası olarak değil, ilk çizginin altındaki Re notası olarak gösterilmiştir. Diğer aralıkların oluşturulmasında ise Arel-Ezgi-Uzdilek nazariyat sisteminde kullanılan sesler esas olarak alınmıştır.

Konstas’ın bu eseri yazarken çeşitli nazariyat kitaplarından yararlandığı kesindir ve özellikle 18. yüzyılda yaşamış Kantemir’i örnek almış olduğu düşünüldüğü için onun verdiği bilgilerle de karşılaştırma yoluna gidilmiştir.

Rum müzisyenlerin 16. yüzyıldan itibaren, Osmanlı – Türk musikiyle meşgul oldukları bir gerçektir ve bu iki doğu milletinin musikisinin 8 yüzyıllık beraberliği sonucunda birbirinden etkilenmesi çok doğal bir olaydır. Günümüz Yunan musikisinde (özellikle enstrümantal eserlerde ve doğaçlamalarda) Osmanlı- Türk Musikisi makam isimleri hala kullanılmaktadır.

Kanaatimize göre Bizans musikisi nota yazısı ile Osmanlı - Türk müzisyenlerinin bestelerinin kayda alınmasına ve iki musiki nazariyatının karşılaştırılmasına yönelik çalışmalar her iki millettin musiki kültürü için yararlı ve önemli eserlerin meydana getirilmesini sağlamıştır. Bu eserlerden biri de Konstas’ın nazariyat kitabıdır. İşte bu kültür ve işbirliğinin yeni kuşaklarda devam ederek, yeni eserlerin ortaya çıkmasının sağlaması çalışmamızın temel amacını oluşturmuştur.