TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI
KONSOLİDE BÜTÇE FİNANSMANI (Yıl Başına Göre Kümülatifi
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), TEKEL ve Türkiye Şeker Fabrikaları (TŞF) ile Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK), Türkiye Demir Çelik
İşletmeleri (TDÇİ) ve Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
(TCDD) gibi başlıca işletmeci
KIT'lerin borçlanma gereksinimi 1996 yılında 150,3 trilyon Türk lirası olarak gerçekleşirken, 1997 yılında yüzde
151,8 oranında artarak 378,4 trilyon
Türk lirası olması beklenmektedir. Başlıca işletmeci KIT'lerin borçlanma gereksinimleri, 1996 yılında toplam
işletmeci KİT borçlanma
gereksiniminin 2,4 katı olarak
Fonların finansman gerçekleşirken, bu oranın 1997 yılında
dengesi 1997 yılında geçen yıla göre pek fazla değişmeyerek
bozularak açıkla so- 2,2 olarak gerçekleşmesi
nuçlanmıştır. beklenmektedir. Bu KIT’lere 1997
yılında yapılan bütçe transferlerinin yüzde 120,1 oranında artarak 95,3 trilyon Türk lirası olması ve bu
kuruluşlara yapılan bütçe
transferlerinin, KIT'lere yapılan
toplam bütçe transferleri içindeki
payının 1996 yılındaki yüzde 85,2 düzeyinden 1997 yılında yüzde 75,1'e düşmesi beklenmektedir.
İşletmeci KIT'lerin, 1997 yılında kasa, banka gibi aktiflerinde 164,9 trilyon Türk liralık azalma olması beklenirken, 65,4 trilyon Türk lirası tutarında net dış borçlanma, 271,8 trilyon Türk lirası tutarında net iç borçlanma ile, 172,2 trilyon Türk lirası tutarındaki nakit finansman
gereksinimini karşılaması
beklenmektedir. Bu kuruluşların 1997 yılı dönem kârnım 428,7 trilyon Türk lirası, faktör gelirlerinin de 668,5 trilyon Türk lirası olacağı tahmin edilmektedir.
Mali kesimde yer alan KIT'lerin 1997 yılı Programı'nda 5,8 trilyon
KIT'lerin nakit finans man gereksinimi açığı 1997yılında artmıştır.
Türk lirası tutarında fazla vermesi öngörülmüştür. Ancak, Mali KIT'lerin bu yılda, öngörülen düzeyin oldukça üzerinde olan 337,6 trilyon Türk lirası
fazla vermesi beklenmektedir. Bu
gelişmede kamu bankalarının sermaye artırımı ve görev zaran karşılığı olarak bütçeden yapılan transferlerdeki artış etkili olmuştur. Bu kuruluşların 1997
yılında 65,3 trilyon Türk lirası
tutarında net dış borç geri ödemesi yapması beklenirken, kasa, banka gibi aktiflerindeki artışın 278,8 trilyon
Türk lirası olacağı tahmin
edilmektedir.
Kamu kesimi genel dengesinde fon başlığı altmda 11 adet fon ve 3074
sayılı Yasa uyarınca akaryakıt
tüketimi üzerinden alınarak ilgili
kuruluşlar nezdinde dağıtılan vergi ile 3418 sayılı yasayla eğitim ve sağlık
harcamaları için oluşturulan özel
hesap takip edilmektedir. Fonlar'm
finansman dengesinin 1997 yılı
Programı'nda 43,3 trilyon Türk lirası
fazla vermesi öngörülürken, yıl
sonunda 56,1 trilyon Türk lirası açık
vermesi beklenmektedir. Fonlar'm
finansman dengesinin bozulmasında,
1997 yılında bütçe dışı fon
gelirlerinden bütçeye yapılan kesintinin artırılması etkili olmuştur. Önemli bir bölümü Kamu Ortaklığı Fonu'nun gelir payı ödemeleri ve Savunma Sanayi
Destekleme Fonu harcamalarından
oluşan fon harcamalarının, Program hedefinin 165,3 trilyon Türk lirası
üzerinde gerçekleşmesi
beklenmektedir. Fonlar'm finansman
açığma ek olarak, net iç
yükümlülüklerdeki 42,9 trilyon Türk lirası tutarındaki azalış, 99 trilyon
Türk lirası tutarındaki net dış
borçlanma ile finanse edilmiştir.
Mahalli İdareler, Döner Sermayeli
Kuruluşlar ve Sosyal Güvenlik
Kuruluşlarının finansman gereksiminin 1997 yılı Programı'nda 106,2 trilyon Türk lirası olması hedeflenmiştir. Bu kuruluşların finansman gereksiminin 1997 yılında yüzde 39 oranında artarak 118,3 trilyon Türk lirasına
ulaşması beklenmekledir. Mahalli
İdarelerin finansman gereksiminin,
Program hedefinin 63,3 trilyon Türk lirası üzerinde gerçekleşerek 127,9 trilyon Türk lirası olması, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının ise Program hedefinin 47,6 trilyon Türk lirası altında gerçekleşerek 3,4 trilyon Türk lirası fazla vermesi beklenmektedir.
Sosyal Güvenlik Kuruluşlan'nm gelirlerinin artması ve temel olarak da
bu kuruluşlara sağlanan bütçe
transferlerinin yüksek düzeyde olması, bu kuruluşların finansman dengesinin sağlanmasında etkili olmuştur. Sosyal Güvenlik Kuruluşlan'na 1996 yılında
sağlanan bütçe transferlerinin
GSMH'ya oranı yüzde 1,4 iken, bu oranın 1997 yılında yüzde 2,2 olması
beklenmektedir. Mahalli İdarelerin
harcamalarında 1997 yılında ortaya çıkan hızlı artış, bu kuruluşların finansman açığının artmasının temel nedenidir. Buna ek olarak, faktör
gelirlerinin beklenen düzeyde
artınlamaması da Mahalli İdarelerin finansman gereksiminin yükselmesinde etkili olmuştur.
Mahalli İdarelerin, 127,9 trilyon
Türk lirası tutam daki toplam
finansman gereksinimi, 15,8 trilyon Türk lirası net dış borçlanma, 38,4 trilyon Türk lirası net iç borçlanma ve kasa-banka gibi aktiflerindeki 69,7
trilyon Türk lirası artışla
karşılanmıştır. Sosyal Güvenlik
Kuruluşlan'nm, kasa-banka gibi
aktiflerinde 83 trilyon Türk lirası artış olmuş, 79,6 trilyon Türk lirası net iç borçlanma ile finansman sağlanmıştır.
II.2.2. İç Borçlanma
Toplam iç borç stoku, 1997
yılında, 1996 yılına göre, yüzde 99,6 oranında artarak 6,3 katrilyon Türk lirası olmuştur. Bunun GSMH'ya oram yüzde 21,6'dır. İhale yolu ile yapılan tahvil ve bono anapara ve faiz stoku toplamı ise, 1996 yılına göre yüzde
139,3 oranında artarak 1997 yılı sonunda 11,8 katrilyon Türk lirasına ulaşmıştır. Anapara ve faiz stokunun GSMH'ya oranı geçen yıl yüzde 32
iken, 1997 yılında yüzde 41'e
yükselmiştir.
Nakit bono ve tahvillerin toplam iç borç stoku içindeki payı, 1997 yılında geçen yıla göre yaklaşık 13 puan artarak yüzde 73,9 olarak gerçekleşmiştir. Nakit dışı bono ve tahvillerin toplam iç borç stoku içindeki payı ise, 1996 yılındaki yüzde 27.2 oranından, 1997 yılında yüzde
20,7'ye inmiştir. Hazine'nin iç
piyasaya olan nakit borcuna ABD dolan bazında bakıldığında, bu tu tam 1996 yılı sonundaki 18 milyar ABD dolan düzeyinden, 1997 yılında 22,7 milyar ABD dolan düzeyine ulaştığı gözlenmektedir.
Sosyal Güvenlik
Kuruluşları 'nın finans
man dengesi 1997
yılında fazla verirken, Mahalli İdarelerin f i nansman gereksinimi artmıştır.
Bonolam, tahvil ve bono anapara
stoku içindeki payı, 1997 yılının
Kasım ayı itibariyle, 1996 yılına göre yaklaşık 8 puan azalarak yüzde 39,9 olarak gerçekleşmiştir. Tahvillerin iç borç anapara stoku içindeki payı ise, yine aynı dönemde yaklaşık 20 puan artarak yüzde 42,1'e yükselmiştir. Özel amaçlı tahviller, tahkim tahvilleri, ikraz tahvilleri, hesaben tahviller ve döviz büfeleri hesabının yer aldığı
Iç borç fa iz oranlan,
hükümet değişikliği
nin yarattığı politik belirsizlik ve yıl sonu enflasyon beklentisinin
yüksek olması gibi
nedenlerle 1997 yılı sonunda önemli ölçüde artmıştır.
İç borçlanma vadesi, 1997 yılında gerçek leştirilen TÜFE'ye en deksli ihalelerin etki siyle, yıl genelinde 1 yılın üzerine çıkmıştır.
"diğer tahvillerin" payı da yaklaşık 12 puan azalarak yüzde 19 olmuştur (Tablo II.2.7). 1997 yılı Aralık ayı
itibariyle ihraç edilen bono ve
tahvillerin yüzde 88,5'ini bankalar, yüzde 3,89'ini resmi kurumlar, yüzde 7,7'sini de özel sektör satın almıştır.
İhale yoluyla yapılan, satış
miktarı ve vade ile ağırlıklandınlmış ortalama iç borç faiz oranlan, 1997 yılının Ocak ayından itibaren düşme
eğilimine girmiştir. İhale yoluyla
yapılan iç borçlanma faiz oranlan, 1996 yılı sonundaki yüzde 126'lık düzeyinden, 1997 yılının Ocak ayında yüzde 94,2'ye kadar gerilemiştir. Şubat
ayında ise, yüzde 91,7 olarak
gerçekleşerek, 1997 yılırım en düşük değerine ulaşmıştır. Yılın ikinci üç aylık döneminde faiz oranlan, Haziran ayında yaşanan politik belirsizliğin de etkisiyle yükselme eğilimine girmiş, Ağustos ayında iç borç faiz oram
yiizde 119,5'e kadar yükselmiştir.
Yılın son ayına kadar faiz oranlan yaklaşık olarak bu düzeyi korurken, Aralık ayanda yılın en yüksek değeri olan yüzde 122,5'e ulaşmıştır. Aralık ayında iç borçlanma faiz oranının
yükselmesinde ve vadenin
kısalmasında, yıl sonu enflasyon
beklentisinin yüksek olması, IMF ile
yapılan görüşmelerinden sonuç
alınamamasının yarattığı belirsizlik ve Aralık ayında gündeme gelen vergi reformu çerçevesinde menkul kıymet
kazançlarına vergi uygulanacağı
yolundaki beklentiler gibi faktörler etkili olmuştur. 31 Aralık 1997 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu karan ile, Hazine Bonosu ve Devlet Tahvillerine uygulanan yüzde 12'lik stopaj, 1 Ocak 1998'den geçerli olmak üzere yüzde 6'ya indirilmiş,
repo gelirlerine de yüzde 6 oranında stopaj konulmuştur.
İç borçlanma vadesi, 1996 yılının son üç aylık döneminde 9,3 ay iken, 1997 yılırım birinci üç aylık döneminde bir yılın üzerine çıkmıştır. Yılın ikinci
üç aylık döneminde, bu aylarda
gerçekleştirilen 730 gün vadeli
TÜFE'ye endeksli Hazine ihaleleri ile, iç borçlanma vadesi daha da uzayarak Nisan ve Mayıs aylarında iki yıla ulaşmıştır. Haziran ayından itibaren kısalmaya başlayan iç borçlanma vadesi, 1997 yılının Aralık ayında 8,4
aya gerilemiştir. İç borçlanma
vadesine yıl genelinde bakıldığında, 1996 yılında ortalama olarak 6,1 ay olan vadenin, 1997 yılında bir yılın
üzerine çıkarak 13,3 ay olarak
gerçekleştiği görülmektedir. İç
borçlanma vadesinin 1997 yılında belirgin bir şekilde uzamasında, 1997 yılının Mart ayından itibaren başlanan TÜFE'ye endeksli ve 2 yıl vadeli Hazine ihaleleri, iki aşamalı olarak gerçekleştirilen bedelsiz ithalat ile birinci aşamada 1,8 milyar Alman markı, ikinci aşamada da 273 milyon Alman markı olmak üzere toplam 2 milyar Alman markı bedelsiz ithalat hesabından kullanım ve Hazine'nin,
oluşturulan Kamu Tek Hesabım
kullanımı etkili olmuştur.
İç borç stokunun ekonomiye göre büyüklüğünün bir göstergesi olan, tahvil ve bono anapara stokunun GSMH içindeki payı, 1997 yılında 1996'ya göre 2 puan yükselerek yüzde 20,5 olmuştur. Borç servisi yükünün bir göstergesi olan anapara ve faiz stokunun GSMH içindeki payı ise,
1997 yılında, 1996 yılma göre yaklaşık 8 puan artarak yüzde 40,5 olmuştur (Tablo II.2.8).