TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER VE PARA POLİTİKASI
BRÜT REZERVLER VE KISA VADELİ BORÇLAR FARKI
1996 yılında brüt rezervler ile kısa vade li borçlar arasındaki pozitif fark özel sektör rezervlerindeki azalış ve borçlarındaki artış lardan dolayı küçül müştür.
1996 yılında ticari bankaların kısa vadeli dış borçlan artarken döviz rezervleri 1995 yılına göre 2,2 milyar ABD dolan azalmıştır. Bu durum ticari bankaların döviz rezervi ile kısa vadeli dış borçlan farkımn 1995 yılındaki 2,9 milyar ABD dolan fazladan 1996 sonunda 1,1 milyar ABD dolan açığa dönüşmesine yol açmıştır. Merkez Bankası kısa vadeli dış borcunda ise önemli bir değişiklik olmamasına karşın resmi rezervler 3,9 milyar ABD dolan artmıştır. Bunun sonunda Resmi rezervler ile kısa vadeli dış borçlan farkı yüzde 34,1 oranında
artarak 15,3 milyar ABD dolan
olmuştur. Ekonominin tümüne
bakıldığında, özellikle bankalann ve
diğer sektörlerin kısa vadeli dış
borçlanmalanndaki artışlardan dolayı brüt uluslararası rezervler ile toplam kısa vadeli borçlar arasındaki pozitif fark yüzde 41,2 azalarak 4,5 milyar
ABD dolanna gerilemiştir. Altın
rezervleri geçen yılki 1,4 milyar ABD dolan seviyesini korumuş ve brüt
rezervler içindeki payı 1996 yılı
sonunda yüzde 5,5 olmuştur (Tablo II.3.8).
TABLO II.3.8
BRÜT REZERVLER İLE KISA VADELİ BORÇLAR (KVB) FARKÜ’> (Milyon ABD doları)
1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 Brüt Döviz Rez.-KVB 442,9 1 643,1 1 100,0 -2 259,0 3 799,1 6 252,3 3 107,5 Merkez Bankası 5 117,3 4 361,1 5 544,0 5 546,2 6 284,1 11 397,6 15 288,6 Bankalar -1 402,4 6 26,0 487,0 -1 066,2 3 313,0 2 903,7 -1 067,1 Diğer Sektörler^) -3 272,0 -3 344,0 A 931,0 -6 739,0 -5 798,0 -8 049,0 -11 114,0 Brüt Rez.(3)-KVB 1 911,1 3 136,4 2 593,7 -770,9 5 209,1 7 635,4 4 490,6 Kaynak: TCMB
(1) (-) işareti açığı göstermektedir.
(2) Diğer sektörlerin yurtdışı döviz mevcut ve alacaklarına ilişkin veri olmadığından tutarlar bu sektörlerin yurtdışma olan borçlarım yansıtmaktadır.
(3) Brüt rezervler, altın ve döviz rezervlerinin toplamıdır.
IL 4 . P A R A P O L İ T İ K A S I
1997 yılı para politikası
uygulaması, 1996 yılında olduğu gibi, temelde fınansal piyasalarda istikrann sağlanmasını hedef almıştır. Merkez
Bankası’mn istikrar hedefinin
unsurlan iki başlık altında toplanabilir. Birincisi, öncelikle TL ve döviz piyasalarında ortaya çıkacak kısa süreli, hızlı veya değişken fiyat (faiz, döviz kuru) hareketlerinin önlenmesi,
İkincisi ise piyasalardaki
belirsizliklerin azaltılmasıdır.
Merkez Bankası, gerek döviz
gerek Türk lirası piyasalarındaki
fiyatların, ekonominin genel dengeleri
ile uyum içinde gerçekleşmesini
gözeterek kısa dönemde oluşabilecek dalgalanmaların veya hızlı hareketlerin önüne geçmeye ve reel sektörde
ekonomik büyümenin kesintiye
uğramadan sürdürülmesine katkıda
bulunmaya çalışmıştır. Dönem
boyunca döviz kurlarının beklenen
enflasyon paralelinde hareketi ve
bankalararası para piyasasındaki faiz oranlarının hareketliliğinin azaltılması, söz konusu hedefin uygulamadaki yansımalarıdır.
Yüksek enflasyonun piyasalar
üzerinde yarattığı belirsizlikleri
mümkün olduğu ölçüde azaltmak,
böylelikle ekonomideki belirsizlik
ortamından doğabilecek zararların
önüne geçmek istikrar hedefinin diğer
unsurunu oluşturmuştur. Bu
doğrultuda, Merkez Bankası altı aylık
dönemler itibariyle piyasalara
enflasyon öngörülerini ve para
programı uygulamalarının bu
öngörüler altında şekillendirileceğim
açıklamıştır. Bu konuda, Merkez
Bankası’nın ortaya koyduğu gerçekçi yaklaşım, piyasaların enflasyon ile
ilgili beklentilerinin oluşmasındaki
belirsizliklerin azaltılmasında önemli bir katkı sağlamıştır.
İstikrarlı bekleyiş hedefinin
Merkez Bankası bilançosuna
yansıması, iç varlıkların azalması,
Merkez Bankasının döviz
pozisyonunun güçlenmesi ve rezerv paranın sadece net dış varlıklardaki artış karşılığı yaratılması şeklinde olmuştur.
Rezerv para değişkeni Merkez Bankası’nın operasyonel hedefi olarak alınmıştır. Merkez Bankası rezerv para artışım kontrol altında tutmaya çalışırken, artışın kaynağının net dış varlık artışı olmasım hedeflemiştir. Net iç varlıklar son iki yılın genelinde düşük oranlı bir artış göstermiş, 1997
yıl sonu itibariyle artış hızı
enflasyonun oldukça altında kalmıştır. Öte yandan yılın son üç ayında gelişen
ekonomik konjonktür çerçevesinde
Merkez Bankası'mn açık piyasa
işlemleri ile piyasayı fonlaması rezerv para artışına katkıda bulunmuştur.
1997 yılı para poli tikası uygulaması te melde Jİnansal piyasa larda istikrarlı bekle yişleri hedef almıştır.
REZERV PARA G ELİŞM ELER İ
Merkez bankalarının rezerv para artışını kontrol ederek ekonomideki parasal büyüklüklerin artışım da kontrol edebilecekleri, bazı farklı görüşlerin varlığına rağmen genelde kabul gören bir husustur. Parasal büyüklüklerin kontrolünün gerek faizler yoluyla gerek krediler yoluyla ekonomideki nominal talep üzerinde de sınırlamaya yol açaçağı düşünülerek enflasyon üzerinde düşürücü bir etki yapması beklenir. Bu konuda ülkemizde pratikte ortaya çıkan sorunlardan biri Merkez Bankası’mn rezerv para üzerindeki kontrolünün sınırlı olmasıdır. Merkez Bankası’rnn rezerv para üzerindeki kontrolünü azaltan etkenlerden en önemlisi hızla artan iç borç stoku ve bu stokun zaman içinde çevrilmesi gereğidir. Son yıllarda bütçe açıklarının artması ve artan açıkların yüksek faizli iç borçlar ile finansmanı, iç borç stokunun çok hızlı bir oranda artışına yol açmıştır. îç borcun bu şekilde hızlı artması, borç stokunun çevrilebilmesi için gerekli olan parasal genişlemenin de kontrolünü gündeme getirmektedir. Bu, Merkez Bankası’nın rezerv para artışını sınırlandırmasını güçleştiren önemli bir etkendir.
Rezerv para artışının kontrolü kadar artışın kaynağı da önemlidir. Rezerv para artışının kaynağının kamu finansmanıyla ilgili olmasının enflasyon üzerindeki etkisi, döviz satm alınarak yaratılan rezerv para artışının enflasyon üzerindeki etkisinden daha fazla olacaktır. Bu nedenle, Merkez Bankası rezerv para artışım kontrol altmda tutmaya çalışırken artışın kaynağının kompozisyonunu değiştirmeye çalışmış ve rezerv paradaki artışı net dış varlıklardaki artışla ilişkilendirmeye gayret etmiştir.
REZERV PARA VE TEFE
(Y ıllık Yüzde Değişim)
Merkez Bankası’mn 1997 yılında uyguladığı döviz kuru politikası, reel
kur değişmelerinde istikran
sürdürmeye dayanmıştır. Bu
doğrultuda kur artışlarının beklenen
enflasyon oram ile paralellik
göstermesine özen gösterilmektedir. İzlenen kur politikası bu dönemde cari işlemler dengesinin belirlenmesinde etken olmuştur. Belirli bir düzeye
sahip olan ve 1997'de istikrarlı
bekleyişlere uygun seyreden kurlar dış ticaret sektörünün rekabet edebilme gücünü korurken, bu sektörün ileriyi görebilmesine ve uzun vadeli ticari
bağlantılar yapabilmesine olanak
tanımıştır.
Artan bütçe açıklan ve bu
açıkların artan oranlarda iç borçlanma ile karşılanma zorunluluğu 1997'de de Hazine’nin iç borçlanma ihalelerinde bir arz baskısı yaratarak, ihale ve
ikincil piyasa faizlerinin, beklenen İstikrar hedefinin
Merkez Bankası bilan çosuna yansıması, iç
oluşmasına neden olmuştur, varlıkların azalması,
enflasyonun üstünde bir seviyede
Ekonomide SİyaSİ belirsizliklerin Çerkez Bankası mn
döviz pozisyonunun
arttığı dönemlerde kısa vadeli faiz güçlenmesi ve rezerv
oranlan hareket olarak temelde Hazine paranın sadece net dış
, ____ varlıklardaki artış
bono ve tahvıllennın işlem gorduğu . . . * , ,
0 ° karşılığı yaratılması
birinci ve ikinci piyasalardaki faiz şeklinde olmuştur.
oranlannı izleyerek yükselmektedir. Merkez Bankası 1997 yılında kısa
vadeli Türk lirası piyasalannda
piyasanın likidite gereksinimini
karşılarken oluşan faizin birincil ve ikincil piyasalarda gerçekleşen daha
uzun vadeli Türk lirası işlem
faizlerinin üzerinde kalmasına dikkat etmiştir. Aynca, kısa vadeli Türk lirası
piyasalanndaki dalgalanmaların
azaltılmasına özen gösterilmiştir. Bu l9 9 7 'de dış varlık ar tış hızı toplam döviz
amaçla, Merkez Bankası 1996 yılında yükümlülük artış hı-
başlattığı kendi gözetimindeki zindan daha fazla
bankalararası para piyasasında bir gün olmu/>tur
ve bir hafta sonrası valörlü işlemleri 1997 yılında da sürdürmüştür.
PARA PROGRAM I TANIM I, AMACI VE UYGULAMASI
Para programı, belirlenen para politikası doğrultusunda merkez bankalarının nihai hedefe ulaşmakta izleyecekleri yolu biçimlendiren bir program olarak tanımlanabilir. Açıklanan bu hedef temelde merkez bankalarının bir “irade beyanı” olmakta ve kredibilitesi ile çok yakın ilişkisi bulunmaktadır. Sonuç olarak, para politikaları bir takım araçlar kullanılarak nihai hedefe ulaşılmasını amaçlamakta, para programlan ise bu nihai hedefe nasıl ulaşılacağı sürecini tanımlayan somut bir yöntemi açıklamak için oluşturulmaktadır.
Son yıllarda, gerek iktisatçılar gerek ekonomi politikalarım belirleyenler arasında merkez bankası para politikasının temel amacının fiyat istikrarım korumak olması biçiminde bir görüş birliği vardır. Merkez bankalarının bu nihai hedefe ulaşabilmeleri için iki temel stratejileri vardır. Birincisi, para politikasını bir parasal büyüklük kontrolü gibi bir “ara hedef değişken” (intermediate target) üzerine kurmaktır. Burada merkez bankası politika aracım, hedeflenen parasal büyüklüğün artış hızım kontrol etmek amacı ile kullanır. İkinci strateji ise para politikasını direkt olarak “nihai hedef’ (final target) üzerine kurmaktır. Merkez bankaları bu hedeflere ulaşabilmek için bazı operasyonel hedefler (operational target) kullanmaktadırlar. Bunu yapabilmek için nihayi hedef ile (enflasyon oram) operasyonel hedef arasında tahmin edilebilir bir ilişki olması gerekir. Bu değişkenin enflasyonu beürli bir zaman aralığında önceleyen göstergeler arasında olması da bu kriterlere ek olarak sayılabilir.
Merkez Bankası 1996 ve 1997 yıllarında ayrıntıları kamuya açıklanmayan para programı uygulaması gerçekleştirmiştir. Son iki yıldır uygulanan para politikası, temelde mali piyasalarda istikran hedef almıştır. Merkez Bankası’nın istikrar hedefinin unsurlan iki başlık altında toplanabilir. Bunlardan birincisi, piyasalarda ortaya çıkabilecek kısa süreli ve hızlı fiyat değişikliklerinin önlenmesi, İkincisi ise piyasalardaki belirsizliklerin azaltılmasıdır. Merkez Bankası son iki yılda reel kur politikası izlemiştir, Rezerv para değişkeni ise Merkez Bankası'mn operasyonel hedefi olarak alınmış, likidite talebinin üzerinde bir parasal genişlemeden kaçınılmış ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar en aza indirgenmiştir. İstikrar hedefinin Merkez Bankası bilançosuna yansıması ise, iç varlıkların azalması, Merkez Bankası’mn döviz pozisyonunun güçlenmesi ve rezerv paranın sadece net dış varlıklardaki artış karşılığı yaratılması şeklinde olmuştur.
II.4.1. T C M B Analitik Bilançosu
Merkez Bankası dış varlıkları 1997 yılı genelinde yükseliş eğiliminde olmuştur. Dış varlıklar 1997 yılında
Türk lirası cinsinden yüzde 116
artmıştır. ABD dolan bazında bu yüzde 13’lük bir artış olmaktadır.
Döviz kurlannın istikrar içinde
hareketi ve Türk lirası faizlerinin yüksek düzeyde kalışı 1997 yılında ekonomide dövizden Türk lirasına geçişleri özendirirken, zorunlu döviz
devirlerinin sürekli artışı Merkez
Bankası dış varlıklannı artıran etken
olmuştur. Bununla birlikte 1997
yılında cari işlemler açığının kontrol
edilmesi, Merkez Bankası’nm
uluslararası rezerv artışını
desteklemiştir. Güneydoğu Asya’da ortaya çıkan ekonomik krizin bir yansıması olarak yılın son aylarında Türkiye’deki döviz piyasalarında döviz talebinde bir artış görülmüş ancak,
Merkez Bankası kur politikasını
dcğiştirmeksizin döviz satarak bu talebi karşılamıştır. 1997 yılı içinde dış
varlık artış hızı toplam döviz
yükümlülük artış hızından daha yüksek olmuştur Bu durum Merkez Bankası
dış varlıklarının toplam döviz
yükümlülüklerine bölünmesi ile
bulunan kur riski oranım
iyileştirmiştir. Kur riski oram 1997 yılında bir önceki yıla göre 4,5 puan artarak 107,8 olarak gerçekleşmiştir.
Merkez Bankası iç varlık artış
hızı 1994 yılından sonra gitgide
yavaşlamış bu eğilim 1997 yılında yerini iç varlıkların nominal azalışına bırakmıştır. İç varlıklar 1997 yılında bir önceki yıla göre yüzde 48 oranında azalmıştır.
İç varlıkların önemli bir kısmını oluşturan kamu kredilerinin kısa vadeli
avanstan oluşan kısmına, gitgide
azalan oranlar şeklinde yıllık üst
sınırlar getirilmesi ve 1997 Temmuz ayında Hazine ile Merkez Bankası
arasmda yapılan protokol ile
Hazine’nin kısa vadeli avans
kullanmaktan tümüyle vaz geçmesi iç varlık azalışının önemli bir nedenidir.
Merkez Bankası’nın diğer kamu
kuruluşlarına açtığı kredileri fiili
olarak durdurması iç varlık azalışına katkıda bulunmuştur. Kamuya açılan krediler 1997 yılında 1996 yılına göre yüzde 1 oranında azalmıştır.
1997 yılında iç varlık lar nominal olarak azalmıştır.
TABLO 1.1.1
MERKEZ BANKASI, ANALİTİK BİLANÇO