MALİ PİYASALAR
III.1.2. A . Bankaların K onsolide Bilançoları ile K onsolide K âr/Z arar
H esaplarındaki G elişm eler
a) K onsolide Bilançodaki G elişm eler
Bankacılık sektörünün toplam varlıkları, 1997 Kasım ayı itibariyle bir önceki yıl sonuna göre nominal olarak yüzde 99,1 ve reel olarak yüzde 9,9 büyüyerek 17 838 trilyon Türk lirasına ulaşmıştır. Sektörün toplam aktiflerindeki büyüme ABD dolan bazında incelendiğinde, 1996
yılı sonunda 83,3 milyar ABD dolan olan toplam aktiflerin Kasım 1997 tarihi itibariyle 92,2 milyar dolara yükseldiği görülmektedir. Büyümesini 1997 yılında da sürdüren bankacılık
sektörünün toplam aktiflerinin
GSMH’ya oram, 1996 yılı sonu itibariyle yüzde 59,8'e, 1997 yılı sonu
itibariyle ise tahmini GSMH
rakamlanyla yapılan hesaplamaya göre, yüzde 62 dolayına yükselmiştir. Bankacılık sektörü toplam aktiflerinin GSMH'ya oranındaki hızlı yükseliş, finansal derinleşmenin hızlandığını yansıtmaktadır.
Bankacılık sektörünün toplam aktiflerinde 1997 yılında gerçekleşen reel büyüme, temel olarak bilanço
toplamı içindeki payı geleneksel
olarak yüksek olan krediler
portföyündeki artıştan
kaynaklanmıştır. Sektörün toplam
kredileri 1997 Kasım ayı itibariyle bir önceki yıl sonuna göre reel olarak
yüzde 11 artmıştır (1). Toplam
kredilerdeki artış, yabancı para ve Türk lirası krediler ayırımına göre
incelendiğinde, yabancı para
kredilerin reel olarak yüzde 20,4, Türk parası kredilerin ise yüzde 3,4
oranında artış gösterdiği
görülmektedir.
Bankacılık sektörünün açtığı
kredilerin artışını belirleyen en önemli
faktörün ekonomideki büyüme
Tek düzen hesap sisteminde yapılan ve 1997 yılı başından itibaren uygulanmaya başlanılan değişiklik gereği, mali sektöre açılan kredilerin toplam kredilerden ayrı
sürecinin devam etmesi olduğu
söylenebilir. Toplam kredilerdeki
artış, kredi türlerindeki değişimler
itibariyle incelendiğinde, ihracat
kredileri ile firmaların işletme
sermayesi ihtiyaçları için talep
ettikleri ticari kredilerin önemli
oranda büyüdüğü görülmektedir.
Kasım 1997 itibariyle ihracat
kredileri ve ticari krediler bir önceki yıl sonuna göre reel olarak sırasıyla yüzde 11,6 ve yüzde 24 artmıştır.
Üretimdeki artışın finansmanı
amacıyla kullanılan bu kredilerdeki artış, özellikle sanayi sektöründeki büyüme sürecinin devam ettiği ve banka kredilerindeki artışı uyardığı yolunda bir gösterge sayılabilir.
Konsolide bilanço toplamındaki payı büyük olan diğer kalemlerden menkul değerler cüzdanı ise aynı
dönemde reel olarak yüzde 15
azalmıştır. Repodaki menkul değerler
hariç, teminata verilen ve bağlı
değerler olarak tutulan menkul
değerler dahil olmak üzere sektörün toplam menkul değerler cüzdanının maliyet değerleri üzerinden toplam tutan, 30 Kasım 1997 tarihi itibariyle 2 271 trilyon Türk lirası olmuş ve aktif toplamı içindeki payı yüzde 12,7 düzeyinde gerçekleşmiştir. Menkul değerlerin toplam aktiflere oranı 1996 yılı sonunda yüzde 15,6 düzeyinde gerçekleşmişti.
Sektörün konsolide
bilançosu toplam ak
tiflerindeki büyüme,
temel olarak krediler portföyündeki artıştan kaynaklanmıştır.
Bankaların menkul
kıymetler portföyü,
1997 yılında önceki yıla göre azalmıştır.
olarak gösterilmesi nedeniyle, kredilerdeki artış oranı yalnızca önceki yıl sonu rakamı ile karşılaştınlmıştır.
Efektif mevduat mun
zam karşılık oranı
1997 yılında yüzde 9 dolayında kalmıştır.
Toplam mevduatın,
konsolide bilanço top
lamı içindeki payı,
önceki yıl sonuna göre azalmıştır
Menkul değerlerdeki azalış, 1996 yılı sonunda banka portföylerinde bulunan ve vergi erteleme amacıyla satın alınmış olan özellikle yabancı ülkeler tarafından ihraç edilmiş olan menkul kıymetler tutarındaki azalışla açıklanabilir.
İncelenen dönemde reel olarak yüzde 117 artış gösteren ve 1996 yıl sonunda konsolide bilanço toplamı içindeki payı yüzde 6,4 iken, Kasım 1997'de yüzde 12,6'ya yükselen faiz gelir tahakkukları ve reeskontları kalemindeki artış, sektörün toplam aktiflerindeki büyümede etkili olan bir diğer gelişme olmuştur. Tahakkuk etmiş, ancak tahsil edilmemiş faiz gelirleri ile henüz gerçekleşmemiş faiz reeskontlarının kaydedildiği bu kalem,
esas olarak, kredilere yapılan
tahakkuk ve reeskontlar ile menkul
kıymetlere yapılan reeskontları
kapsamaktadır. Menkul değerlere
yapılan reeskontlardaki artış, menkul değerler portföyündeki ve bilanço
dışında izlenen repo konusu
kıymetlere gelir reeskontu
yapılmasından kaynaklanmıştır.
Bankacılık sektörünün brüt
tahsili gecikmiş alacakları, Kasım 1997 itibariyle önceki yıl sonuna göre reel olarak yüzde 7,5 artarak 168
trilyon Türk lirasına ulaşmıştır.
Takibe alınan krediler için ayrılan karşılıkların reel olarak yüzde 14,5
azalması sonucu, net takipteki
krediler 1996 sonuna göre reel olarak yüzde 46,6 artış göstermiştir. Bu artışın kredilerin artış hızından daha yüksek olması nedeniyle, net takipteki
alacakların konsolide bilanço toplamı içindeki payı, binde 3'ten binde 5'e yükselmiştir.
Konsolide bilançonun aktif
tarafındaki diğer kalemlerde ise şu gelişmeler gözlemlenmiştir: Mevduat
munzam karşılıklarının 1996 yılı
sonunda yüzde 5,2 olan bilanço toplamı içindeki payı, küçük bir azalışla Kasım 1997’da yüzde 4,9’a
inmiştir. Merkez Bankası’nın
Temmuz 1996 tarihinde yaptığı yeni bir düzenleme ile mevduat munzam karşılık uygulamasındaki sabit-artan
ayrımının kaldırılması, bankaların
munzam karşılık yükünü belirli
oranda hafifletmiştir. Yapılan yeni düzenlemenin de etkisi ile Kasım 1995 tarihinde yüzde 11,5 olan efektif munzam karşılık oram, Kasım 1996 tarihinde yüzde 9 dolayma çekilmiş,
Kasım 1997 tarihinde ise aynı
düzeyde kalmıştır.
Konsolide bilançonun pasif
tarafında ise şu gelişmeler
gözlemlenmiştir. Toplam mevduatın konsolide bilanço toplamı içindeki payı, toplam mevduatın reel olarak aynı düzeyde kalması sonucu 1996 sonunda yüzde 63,1 olan düzeyinden Kasım 1997 sonu itibariyle 57,2'ye inmiştir. Toplam mevduattaki gelişme Türk lirası ve yabancı para mevdut
ayırımı göz önüne alınarak
incelendiğinde, yabancı para
mevduatın Türk lirası cinsinden
değeri, bir önceki yıl sonuna göre reel olarak yüzde 3,8 oranında artarken, Türk lirası mevduatm reel olarak azaldığı görülmektedir. Türk lirası
mevduattaki azalışın ise toplam mevduatın bilanço toplamı içindeki payının azalmasına neden olduğu görülmektedir.
Türk lirası mevduattaki
azalmanın çeşitli nedenleri
olduğundan söz edilebilir. İlk olarak, mevduatm tasarruf sahibine sağladığı net reel getiri, mevduatm faiz geliri üzerinden alman vergi stopaj ımn 1997 yılından başlanılarak yüzde 5'ten
yüzde 12'ye yükseltilmesi ve
enflasyon oranının bir önceki yıla göre yükselmesi sonucu azalmıştır, ikinci olarak, mevduatm reel olarak sabit düzeyde kal mas ımn bankaların fonlama davranışından kaynaklanan nedenleri olduğu da söylenebilir. Bankalar nezdinde bulunan mevduatm
ne kadarının kredi olarak
kullandırıldığının bir ölçütü olarak kabul edilen ve 1996 yılı sonunda yüzde 62 olan toplam krediler/toplam mevduat oranı, Kasım 1997 tarihi itibariyle yüzde 69'a yükselmiştir.
Bankaların, özellikle Türk lirası
mevduata önerdikleri faiz oranlarını son iki yılda fazla değiştirmemeleri, daha fazla Türk lirası mevduat kabul
etmek istemedikleri şeklinde
yorumlanabilir. Bankaların aynı
dönemde, döviz tevdiat hesaplarına önerdikleri faiz oranlarım sürekli
olarak yükseltmeleri ise diğer
nedenlerin yanında döviz kurlarının
1997 yılında genellikle istikrarlı
seyretmesi nedeniyle, döviz
mevduatının Türk lirası cinsinden maliyetinin Türk lirası mevduattan daha düşük düzeyde seyretmesi ile açıklanabilir. Üçüncü olarak, tasarruf
sahiplerinin mevduata alternatif mali araçlara, özellikle repo işlemlerine
yönelimleri 1997 yılında önemli
oranda artış göstermiştir. Repo
işlemlerinin gerek vergi avantajı gerek likidite açısından mevduata göre üstün özelliklere sahip oluşu, bu aracın çekiciliğini artırmıştır. Repo
kazançlarının 1998 yılından
başlıyarak vergilendirilmesinin bu
işlemlerin çekiciliğini ne ölçüde
etkileyeceği 1998 yılında görülecektir.
Konsolide bilançonun pasif
tarafındaki diğer gelişmeler ise
aşağıdaki gibi özetlenebilir: Aynlan
karşılıkların payında önemli bir
değişim görülmemiş ve 1996 yıl sonunda yüzde 1,3 olan karşılıkların payı, Kasım 1997'de yüzde 1,2'ye inmiştir.
Sektörün toplam özkaynaklannın 1996 yılı sonunda yüzde 8,9 olan konsolide bilanço toplamı içindeki payı, Kasım 1997 tarihi itibariyle
değişmemiştir. Ancak, bilanço
toplamının reel olarak büyüdüğü göz
önüne almdığmda, toplam
özkaynakların da reel olarak aynı
oranda arttığı anlaşılmaktadır.
Toplam özkaynaklarda Kasım 1997 tarihi itibariyle, bir önceki yıl sonuna göre meydana gelen reel artış, yüzde
10,6 düzeyinde olmuştur. Sektörün
özkaynaldanndaki reel artışı
belirleyen en önemli faktör, ödenmiş sermaye kalemindeki yüzde 24,3 düzeyindeki reel artış olmuştur. Üç bankanın (Denizbank, Anadolu Bank ve ING Bank) 1997 yılında sektöre
Sektörün toplam öz- kaynaklannın bilanço toplamı içindeki payı, 1997 yılında da değiş memiş ve yüzde 8,9 da kalmıştır.
Sektörün ortalama döviz pozisyon açığı 1997 yılında 4 milyar ABD dolarının üzerin de seyretmiştir.
girmesi de ödenmiş sermaye
kaleminin artışında etkili olmuştur.
Bankaların döviz varlık ve
yükümlülüklerinde ise aşağıdaki
gelişmeler gerçekleşmiştir. 12 Aralık 1997 tarihli geçici verilere göre bankaların yurtdışı döviz varlıkları, bir önceki yıl sonuna göre ABD dolan bazında yüzde 4,2 azalarak, 11,3 milyar ABD dolanndan 10,8 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Yurt dışı
döviz varlıklanndaki azalma,
bankaların yurtdışı muhabirleri
nezdindeki döviz varlıklannı 1996 yılı
sonuna göre yüzde 5,4
azaltmalanndan kaynaklanmıştır.
Yurt içi döviz varlıklan ise mevduat munzam karşılıktan ile yurt içine açılan döviz kredilerindeki artışa paralel olarak, 1996 yılı sonuna göre yüzde 15,5 artış göstermiştir. Yurt
içine açılan döviz kredilerinde
meydana gelen yüzde 16,5 oranındaki artış dikkat çekicidir.
Bankalann toplam döviz
yükümlülükleri, 1997 yılı Aralık ayı itibariyle bir önceki yıl sonuna göre
ABD dolan bazında yüzde 10
artmıştır. Sektörün döviz
yükümlülüklerindeki artış,
yurtdışından sağlanan orta ve uzun vadeli döviz kredilerindeki artış ile
yurtiçi adresli döviz tevdiat
hesaplarındaki artıştan
kaynaklanmaktadır. 12 Aralık 1997 tarihli geçici verilere göre, bankalann yurtdışından sağladığı kısa vadeli döviz kredileri, bir önceki yıl sonuna göre yüzde 4,3 artış gösterirken,
sağlanan orta ve uzun vadeli
kredilerdeki artış yüzde 42,5
olmuştur.
Sektörün yurtdışı piyasalardan
sağladığı uzun vadeli kredi
miktarındaki artış, ilk bakışta,
bankalann kolaylıkla uzun vadeli fon
sağlayabildikleri biçiminde bir
izlenim vermektedir. Söz konusu
gelişme, yurtdışından sağlanan bir yıldan daha kısa vadeli kredilere
uygulanan fon kesintisinden
kaçınabilmek amacıyla, bankalann bir yıldan biraz daha uzun vadeli
kredi sağlamaya çalışmalanndan
kaynaklandığı şeklinde
yorumlanabilir. Aynca, bankalann
yurtdışından sağladıkları toplam
döviz kredileri, 1996 yılı sonuna göre yaklaşık 1,3 milyar ABD dolan artış göstermiştir.
Bankacılık sektörü döviz
yükümlülüklerinin önemli bir
bölümünü oluşturan döviz tevdiat hesaplan (DTH), 1996 yılı sonuna göre ABD dolan bazında yüzde 10 artarak 24,5 milyar dolardan 27,2 milyar dolara yükselmiştir. DTH daki
artışın, bankalarca bu hesaplara
önerilen faiz oranlarının 1997 yılı
içinde sürekli yükselmesinden
kaynaklandığı söylenebilir.
Bankalann döviz varlık ve
yükümlülüklerinde yukanda özetlenen gelişmeler sonucu döviz pozisyon açıklan, 1996 yılı sonuna göre ABD dolan bazında yüzde 65 oranında artış göstermiş ve 1996 yılı içerisinde 3-3,5 milyar dolar arasında seyreden açık, 12 Aralık 1997 tarihi itibariyle
4,1 milyar ABD dolan düzeyinde gerçekleşmiştir.
ytlın Eylül ayına göre reel olarak yüzde 32,7 artmıştır.
DTH'na önerilen faiz oranlanma 1997 yılı boyunca sürekli artış göstermesine karşın, yabancı para
mevduatın bankalara Türk lirası
cinsinden maliyetinin resmi mevduat dışındaki Türk lirası mevduattan daha düşük düzeyde kalması, yabancı para pozisyon açığının büyümesinde etkili olmuştur.
b) Konsolide K âr / Z arar Hesaplarındaki Gelişmeler
Bankacılık sektörü 1997 yılı
Eylül ayı itibariyle kânnı bir önceki yılın aynı dönemine göre nominal olarak yüzde 352,2 ve reel olarak yüzde 146 artırarak, 383,8 trilyon Türk lirası net kâr sağlamıştır. Kârın, sektörün en önemli gelir kalemi olan
kredilerden alınan faizlerden
sağlandığı, faiz dışı gelir-gider
dengesinin ise bir önceki yılda olduğu
gibi zararla sonuçlandığı
görülmektedir.
Bankaların toplam faiz gelirleri içinde en büyük paya sahip olan kredilerden alman faizler, bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 34 artış göstermiştir. Aynı
dönemde menkul değerlerden
sağlanan faiz gelirleri ise bir önceki yılın Eylül ayına göre nominal olarak yüzde 101 ve reel olarak yüzde 8,6 artmıştır. Kredilerden alınan faizler ve menkul kıymetlerden sağlanan faiz
gelirlerindeki reel artışlara bağlı
olarak, toplam faiz gelirleri bir önceki
Sektörün toplam faiz giderleri, Eylül 1997 itibariyle, bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde
26,7 artış göstermiştir. Sektörün
toplam faiz giderlerinin reel olarak toplam faiz gelirlerine göre daha düşük oranda arttığı görülmektedir. Bankalar açısından maliyet avantajı sağlayan bu durumun mevduatın 1997 yılında reel olarak sabit kalması ve böylece faiz giderleri içinde en
büyük payı oluşturan mevduata
ödenen faiz tutarının artışının sınırlı Sektörün net kân
kalmasından kaynaklandığı 383,8 trilyon Türk
söylenebilir. Mevduata ödenen faiz lırası oImuP
ur-kaleminde bir önceki yıla göre meydana gelen yüzde 10'luk reel artış, söz konusu faiz giderlerinin 1995 -1996 yıllan arasındaki yüzde 30
düzeyindeki reel artışın oldukça
altodadır.
Yukanda özetlenen gelişmeler sonucu sektörün en önemli gelir kaynağı olan net faiz gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 48,2 artarak, bir önceki yıldaki 380,5 trilyon Türk lirasından
1 045,2 trilyon Türk lirasına
yükselmiştir.
Sektörün kâr düzeyini belirleyen diğer bir faktör ise net faiz dışı gelirlerdir. Sektörün faiz dışı gelir - gider dengesi, 1996 yılında olduğu
gibi 1997 yılında da zararla
sonuçlanmıştır. Faiz dışı gelir ve giderlerdeki değişimler ayrıntılı olarak
işlemlerinden sağlanan net kârların önceki yıla göre reel olarak azaldığı, kambiyo zararlarının ise önceki yıla göre arttığı görülmektedir. Personel giderlerinin kontrollü bir biçimde artmasına ve diğer faiz dışı giderlerin
ise azalmasına karşın, sermaye
, , , , , piyasası işlemleri kârlarının azalması
Mevduat reel olarak
artmış ancak, artış ve kambiyo zararlarının artması, hızı önceki yıla göre sektörün faiz dışı gelir-gider önemli ölçüde yavaş- dengesinin zararla sonuçlanmasına
... neden olmuştur. Yukarıda özetlenen
gelişmeler sonucu sektörün net kân, bir önceki yılın aynı dönemine göre
reel olarak yüzde 144 artarak,
383,8 trilyon Türk lirası düzeyinde gerçekleşmiştir.
c) M evduat
Bankalararası mevduat dışındaki toplam mevduat, 1997 yılı Kasım ayı itibariyle bir önceki yılsonuna göre nominal olarak yüzde 89,2, reel olarak ise yüzde 4,3 artarak 10 katrilyon Türk lirasına ulaşmıştır. Geçen yıla kıyasla toplam mevduatın artış hızı 1997 yılında önemli ölçüde yavaşlamıştır. T A B L O III. 1.1 M E V D U A T T Ü R L E R İN İN T O P L A M M E V D U A T İ Ç İ N D E K İ Y Ü Z D E P A Y L A R I (B a n k a la ra ra sı M e v d u a t H a riç ) Diğer Döviz Tevdiat Hesabı Tasarruf Mevduatı Ticari Mevduat Resmi Mevduat Mevduat ve Mevduat Sertifikası 1991 34,0 37,0 12,0 3,0 14,0 1992 Kasım 40,0 33,0 10,0 3,0 14,0 1993 Kasım 45,0 29,0 10,0 4,0 12,0 1994 Kasım 52,1 29,4 8,3 2,7 7,5 1995 Kasım 49,2 32,7 8,0 2,3 7,8 1996 Kasım 50,2 31,7 7,2 3,5 7,4 1997 Kasım 51,5 29,3 5,8 5,1 8,3 Kaynak: TCMB
Resmi mevduat, diğer mevduat ve DTH'lar dışındaki bütün mevduat türlerinde reel azalma olmuştur 1997 yılı Kasım ayında Türk lirası mevduat, 1996 yılı Aralık ayma göre nominal olarak yüzde 84,8, reel olarak ise yüzde 1,9 artarak 4,8 katrilyon Türk lirasma yükselmişir. Aynı dönemde Türk lirası cinsinden döviz tevdiat hesaplan nominal olarak yüzde 93,6, reel olarak ise yüzde 6,7 artarak 5,1
katrilyon Türk lirasına yükselmiştir. Geçtiğimiz yıl yüzde 18'e yalan artan
döviz tevdiat hesaplarının dolar
cinsinden büyüklüğü de 1997 yılı Kasım ayı itibariyle geçen yıl sonuna
göre yüzde 6,7 oranında artış
göstermiştir.
Mevduatın vadelere göre dağılımı, geçen yıl olduğu gibi 1997 yılında da tasarruf sahiplerinin kısa vadeyi tercih
ettiklerini göstermektedir. Kasım ayı
itibariyle, toplam mevduat içinde
vadesiz mevduatın payı yüzde 26,2, 1 ay vadeli mevduatın payı yüzde 14,4, 3 ay vadeli mevduatın payı yüzde 33,8, 6 ay vadeli mevduatın payı yüzde 16,5 ve 1 yıl vadeli mevduatın payı yüzde 9,1'dir. Mevduatın üç ay ve
daha kısa vadeli mevduatta
yoğunlaştığı görülmektedir (Grafik
m . ı.i).
Türk lirası mevduatın türlerine göre artış hızlan şöyle gerçekleşmiştir: 1997 yılı Kasım ayında, geçen yıl sonuna göre, nominal artışlar tasarruf
mevduatında yüzde 73,7, ticari
mevduatta yüzde 44,4, resmi
mevduatta yüzde 215,6 ve diğer
mevduatta yüzde 129,8 oranında
gerçekleşmiştir. Mevduat sertifikası hacmi ise geçen yılsonuna göre yüzde 96,8 azalmıştır. Bu azalış, mevduat sertifikalan uygulamasının 30 Ocak 1997 tarihinden itibaren yürürlükten kaldınlmasından kaynaklanmaktadır. Yine Ocak-Kasım dönemi itibariyle en yüksek artış, toplam mevduatın yüzde
5’ini oluşturan resmi mevduatta
gerçekleşmiştir. Döviz tevdiat
hesaplan, resmi mevduat ve diğer mevduatın toplam mevduat içindeki payı artarken, tasarruf mevduatı ve ticari mevduatın paylan bir miktar azalmıştır (Tablo III. 1.1).
G R A F İ K III. 1.1 M E V D U A T I N V A D E L E R E G Ö R E D A Ğ I L I M I (Y ü zd e) 40 30 20 10 0
d) K rediler yılsonuna göre nominal olarak yüzde
101,3, reel olarak ise yüzde 11 artarak
Bankacılık sektörünün toplam 7,1 katrilyon Türk lirasına
kredileri, 1997 yılı Kasım ayında 1996 yükselmiştir. Mevduatın kredilere
V a d e s iz M e v d . 1 A y V a d e li M ev d . 3 A y V a d e li M ev d . 6 A y V a d e li M e v d . 1 Yıl V a d e li M e v d . Türk lirası mevduatta en yüksek artış, resmi mevduatta gerçekleş miştir. Tasarruf sa hipleri kısa vadeyi ter cih etmektedir.
Krediler reel olarak artmıştır.
kanalize edilen miktarım gösteren
kredi/mevduat oranı, daha çok
mevduatlardaki yavaşlama nedeniyle, 1996 yılına göre artarak yüzde 69,4'e yükselmiştir. Kredi/toplam varlık oram ise yüzde 39,7'ye gerilemiştir (Tablo
m . ı.2).
Kredi hacminde, özel Bankacılık sektörünün toplam bankaların ağırlığı kredileri içinde, 1997 yılı Kasım ayı
sürmektedir. . . . .
itibariyle özel bankaların payı yüzde 60,1, kamu bankalarının payı yüzde 31, kalkınma ve yatırım bankalarının payı yüzde 5,6 ve yabancı bankaların payı yüzde 3,5 olarak gerçekleşmiştir. özel bankaların ve yabancı bankaların toplam krediler içindeki payı 1996
gruplarının payı ise azalmıştır. Özel bankaların kredi hacmi, 1997 yılı Kasım ayında 1996 yılsonuna göre, nominal olarak yüzde 136,4 oranında artarken, kamu bankalarının yüzde 73,3 yabancı bankaların yüzde 232,5 ve kalkınma ve yatırım bankalarının yüzde 92 oranında artmıştır. Reel olarak bakıldığında, özel bankaların kredileri yüzde 30,4 artarken kamu
bankalarının kredileri yüzde 4,5
azalmıştır. Yabancı bankaların
kredilerindeki reel artış yüzde 83,4, kalkınma ve yatırım bankalarının kredilerindeki artış ise yüzde 5,9'dur (Grafik III. 1.2). T A B L O III. 1.2 B A N K A K R E D İ L E R İ N D E K İ G E L İŞ M E L E R Krediler (yüzde artış) Kredi/mevduat (yüzde) Kredi/Toplam Varlık (yüzde) 1991 59.7 73.9 42,3 1992 Kasım 92,0 71,8 38,9 1993 Kasım 103,9 88,8 42,6 1994 Kasım 61,2 56,7 35,4 1995 Kasım 118,4 62,0 39,4 1996 Kasım 129,6 61,5 41,8 1997 Kasım 101,3 69,4 39,7 Kaynak: TCMB G R A F İ K III. 1 .2 K R E D İ L E R İ N B A N K A G R U P L A R I İ Ç İ N D E K İ P A Y I(Y ü zde)
Özel Kam u K alkınm a Yab an cı B ankalar Bankaları Yatırım B an kalar
B ankaları
Kredilerin büyük bir bölümü, 1996 yılında olduğu gibi 1997 yılı Kasım ayında da ticari krediler,
ihracat kredileri ve ihtisas
kredilerinden oluşmaktadır. Krediler içinde toplam ticari krediler yüzde 35'lik payla ilk sırayı alırken, kısa vadeli ihracat kredileri yüzde 30, toplam ihtisas kredileri ise yüzde 19 pay almaktadır. Geçen yılın Kasım ayma göre toplam ticari kredilerin toplam krediler içindeki payı artarken, kısa vadeli ihracat kredilerinin payı değişmemiş, toplam ihtisa kredilerinin payı ise azalmıştır. Diğer taraftan toplam tüketici kredilerinin payı yüzde 6, ithalat kredilerinin payı binde 1, mali kesime açılan kredilerin payı yüzde 5, ihracat garantili yatırım kredilerinin payı yüzde 3 ve diğer yatırım kredilerinin payı yüzde 2 olarak gerçekleşmiştir. Mali kesime kullandırılan kredilerin payı 1996 yılı Ekim ayına göre bir miktar azalmış, ihracat garantili yatırım kredilerinin payı bir miktar artmış, diğer kredi türlerinin payı ise değişmemiştir.
Toplam kredilerin Türk lirası ve
yabancı para krediler arasındaki
dağılımı incelendiğinde, yabancı para cinsinden kredilerin toplam krediler içindeki payının geçen yılsonuna göre
bir miktar arttığı görülmektedir.
Geçtiğimiz yılsonunda Türk lirası kredilerin toplam krediler içindeki payı yüzde 55'ten, 1997 yılı Kasım avında yüzde 51,2'ye inmiş, yabancı para cinsinden kullandırılan kredilerin payı
ise, yüzde 45'ten yüzde 48,8'e
yükselmiştir. Bu dönemde yabancı
para krediler yüzde 118,3 oranında
artış göstermiştir.
Kredilerin vade yapısı
incelendiğinde, 1997 yılı Kasım ayı itibariyle toplam kredilerin yüzde 83,2'sinin kısa vadeli kredilerden,
yüzde 16,8'inin ise orta vadeli
kredilerden oluştuğu görülmektedir. Geçen yıl Kasım ayında kısa vadeli kredilerin payı yüzde 82,3, orta vadeli
kredilerin payı 17,7 olarak
gerçekleşmişti. 1997 yılında, 1996 yılma göre kredilerin vade yapısmda önemli bir değişiklik olmamıştır.
III.1.2.B . Yasal ve İdari