• Sonuç bulunamadı

KONDÜSYON FAKTÖRÜ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Derya BOSTANCI 1 *, Savaş YILMAZ 2 , Nazmi POLAT

(1)ORDU ÜNİVERSİTESİ, FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ, BİYOLOJİ BÖLÜMÜ

(2)O.M.Ü, FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ, BİYOLOJİ BÖLÜMÜ deryabostanci@gmail.com

ÖZET

Bu çalışma, Gölhisar Gölü’nden yakalanan 99 adet kızılkanat (Scardinius

erythrophthalmus Linnaeus, 1758) örneği üzerinde yürütülmüştür. Populasyonun %71.7’si

dişi, %28.3’si erkek bireylerden oluşmuştur. Örneklerin çatal boyları 12-19.8 cm, ağırlıkları 31-151 g arasında dağılım göstermiştir. Yaş belirleme amacıyla pul, omur, otolit ve operkül gibi farklı kemiksi yapılar alınmış ve iki okuyucu tarafından değerlendirilmiştir. Populasyonun boy-ağırlık ilişkisi dişilerde y=0.0141x3.0931, erkeklerde y=0.0195x2.9833 ve

tüm bireylerde y=0.0146x3.0931 olarak tespit edilmiştir. Kondüsyon faktörü dişilerde 1.9033,

erkeklerde 1.8703 ve tüm bireylerde 1.8940 olarak hesaplanmıştır. Dişi ve erkek bireylerin kondüsyon faktörü değerleri arasındaki fark istatistiksel bakımdan önemsiz bulunmuştur (P>0.05).

Anahtar Kelimeler: Kızılkanat, Scardinius erythrophthalmus, Yaş Tayini, Gölhisar Gölü A RESEARCH ON AGE DETERMINATION, LENGTH-WEIGHT RELATIONSHIP AND

CONDITION FACTOR OF RUDD (Scardinius erythrophthalmus LINNAEUS, 1758) POPULATION IN GÖLHISAR LAKE (BURDUR)

ABSTRACT

This study was carried out on 99 individuals of rudd (Scardinius erythrophthalmus Linnaeus, 1758) caught from Gölhisar Lake. Sex composition of population was 71.7% female, 28.3% male. Fork length and weight of specimens ranged 12-19.8 cm and 31-151 g, respectively. Different bony structures such as scale, vertebra, otolith and opercle were removed for age determination and interpreted by two readers. Length-weight relationships were estimated as y=0.0141x3.0931 for females, y=0.0195x2.9833 for males and

y=0.0146x3.0931 for females+males. Condition factors of females, males and females+males were calculated as 1.9033, 1.8703 and 1.8940, respectively. Differences between condition factors of females and males were not statistically significant (P>0.05).

Keywords: Rudd, Scardinius erythrophthalmus, Age Determination, Gölhisar Lake

GİRİŞ

Balıkların yaşının belirlenebildiği farklı metotların olduğu bilinmektedir. Kemiksi yapılardan yaşın belirlenmesi yaygın olarak kullanılan bir metot olmakla birlikte beraberinde bir çok zorluğu da getirmektedir. Yaş tayini çalışmalarındaki asıl zorluk, doğrulanmış yaş tayini metotlarının tür, habitat ve zamana bağlı olarak değişebilmesidir.

Yaş tayini yapılacak güvenilir yapı türden türe, aynı türün bir stoğundan diğerine ve hatta aynı stok içinde yaşa göre de değişebilmektedir. Polat (1988) Acanthobrama marmid, Polat ve ark. (2001) Pleuronectes flesus luscus, Yılmaz ve Polat (2002) Alosa pontica, Polat ve ark. (2004) Perca fluviatilis ile yaptıkları çalışmalar ile bu türlerde omurun yaş tayininde güvenilir yapı olduğunu belirlemişlerdir. Bunun yanı sıra Gümüş ve Polat (1994)

tayininin puldan yapılabileceğini belirtmişlerdir. Kullanılan yapılardaki kemikleşmenin derecesine bağlı olarak farklı yapılar yaş tayini işleminde güvenilir sonuçlar verebilmektedir. Kemiksi yapıların büyüme tarzlarına bağlı olarak güvenilir yaş verilerinin alındığı yapılardaki değişmelere ait bir durum, Merlangius merlangus euxinus (Polat ve Gümüş, 1996) ve Solea lascaris (Bostancı ve Polat, 2000) ile yapılan çalışmalarla açıklanmıştır. Bu çalışmalarda otolitin farklı bir özelliği ile karşılaşılmış, otolitlerin yüzeyden yapılan okumalarında, yapıdaki merkezi kalınlaşma nedeniyle sağlıklı yaş okumaları yapılamamıştır. Allometrik büyümeye bağlı olarak oluşan kalınlaşma hem merkez hem de ilk yaş halkasını gizleyebilmektedir (Fujiwara ve Hankin, 1988). Bu nedenle tam merkezden geçecek şekilde otolitler kırılıp yakıldığında hem merkez bölgesi görülebilmiş, hem de ilk yaş ve ardından sıralanan yaş halkaları üzerinde sağlıklı yaş okumaları yapılabilmiştir. Dolayısıyla bu iki türün yaş tayinlerinde otolitlere kırma yakma metodunun uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.

Yaş belirlemesinde güvenilir bulunan bir yapının, farklı habitat ve türlerde değişmesinin nedeni, büyüme hızlarının hem her bir türün anatomik yapısına farklı yansıması, hem de ekolojik şartların birbirine benzememesinden kaynaklanmaktadır. Böylece bir türde yaş tayinine uygun olan bir kemiksi oluşum, başka bir türde problemli bir yapı olarak karşımıza çıkabilmektedir. Chilton ve Beamish (1982) Gadidae’ye mensup Gadus macrocephalus’ta yaş tayininin pul ve yüzgeç ışını kullanılarak yapılması gerektiğini tespit ederken, aynı familyadan olan Merluccius productus’ta otolitlerin kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir. Aynı konuyla bağlantılı bir diğer örnekse Cyprinidae familyası üyelerinde belirlenmiştir.

Capoeta capoeta umbla’da yaş tayini için en güvenilir yapı otolitken (Ekingen ve Polat,

1987), Capoeta trutta’da dorsal yüzgeç ışın kesitidir (Polat, 1987). Bu iki tür aynı ortamda yaşamalarına ve aynı cinse ait olmalarına karşılık yaş tayininde kullanılacak güvenilir yapıları birbirinden farklıdır. Görüldüğü üzere, türler taksonomik olarak ne kadar yakın olurlarsa olsunlar güvenilir yaş tayini metodu faklı olabilmektedir. Böylece bir kemiksi yapının herhangi bir takson bazında güvenilir olacağına dair bir genelleme yapılamadığı görülmektedir.

Yaş tayininde kullanılan kemiksi yapılarla ilgili olarak karşılaşılan tek problem bu değildir. Bir türde güvenilir olarak belirlenen bir kemiksi yapı, aynı türün farklı populasyonlarında aynı sonuçları vermeyebilir. Günümüzde yapılan araştırmalar sonucunda yaş verilerinin kullanılacağı bütün balık biyolojisi çalışmalarında, yaşın kesinlikle güvenilirliği araştırılmış bir yapıdan alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Mesela Kanada’nın Pasifik açıklarında avlanan Merluccius productus türünün genç bireylerinde bütün otolitler güvenilir bulunurken, Georgia bölgesinde avlanan ve yavaş büyüyen stoklarda bu metodun yanlış sonuçlar verdiği ve kesit ya da kırılmış otolitlerin kullanılmasının gerektiği bildirilmiştir (Chilton ve Beamish, 1982). Bu durum bir stok için güvenilir olan tekniğin bir başka stokta yanlış olabileceği sonucunu ortaya koymaktadır. Bu duruma benzer örnek Carassius

gibelio türünde de belirlenmiştir. Carassius gibelio’nun Eğirdir Gölü’nde yaşayan

bireylerinde yaş tayininde kullanılacak güvenilir kemiksi yapısı otolitken, Bafra Balık Gölü bireylerinde güvenilir yapısı omurdur. Bafra Balık Gölü bireylerinin otolitlerinde gözlenen otolit birikim probleminin yaş tayini yapılmasını engellediği belirtilmiştir (Bostancı, 2005). Genel olarak tüm Avrupa’ya yayılmış olan bu tür, Anadolu’nun bilhassa Kuzey ve Orta bölgeleri ile Trakya kesimindeki içsulara dağılmış bulunmaktadır (Geldiay ve Balık, 1996). Bu derece geniş ekolojik ortamlarda yaşamasına karşılık türün yaş tayininde kullanılacak güvenilir kemiksi yapı ve bazı populasyon parametrelerinin belirlenmesine yönelik, yayınlanmış çalışmalara tesadüf edilememiştir. Bu noktadaki eksikliğin tamamlanması ve daha sonraki yıllarda sürdürülecek çalışmalarda, farklı içsularda yaşayan bireylerle karşılaştırma yapılmasına imkân sağlayacağı düşünülerek bu çalışmaya başlanmıştır.

MATERYAL VE YÖNTEM

Burdur ili, Gölhisar ilçesi sınırları içerisinde küçük bir su kütlesi görünümünde olan Gölhisar Gölü'nün (37°06'31" - 37°07'30"K 29°35'16" - 29°36'50"D) en derin yeri 2 m olup, toplam göl alanı 400 hektar civarındadır. (Alp, 1997).

Çalışma boyunca Gölhisar Gölü’nden 71♀ ve 28♂ olmak üzere toplam 99 örnek Ocak 2003 tarihinde yakalanmıştır. Laboratuara getirilen balıklar öncelikli olarak ağırlık ölçümünü etkileyecek olan, yakalanma anında ya da ağların toplanması sırasında balığa takılan çeşitli maddelerden temizlemek amacıyla suyla yıkanmıştır. Ardından örneklerin total, çatal ve standart boyları ±1 mm ve ağırlıkları ± 1g hassasiyetle ölçülmüş ve tüm bilgiler her bir balık için ayrı ayrı tutulan kataloglara kaydedilmiştir. Tüm örneklerden yaş tayininde kullanılması amacıyla pul, omur, otolit ve operküller çıkarılmış ve yaş okumaya hazır hale getirilmiştir. Bu aşamada, saf su ile dolu olan petri kaplarına yerleştirilen pullar bir süre bekletildikten sonra, buradan alınmış % 3’lük NaOH çözeltisinde 12 saat bekletilmiştir. Bu uygulamadan sonra saf su ile yıkanan pullar % 96’lık etil alkolde 30 dakika bekletilmiştir. Tekrar saf sudan geçirilen pullar, çok iyi kurutulduktan sonra iki lam arasına yerleştirilmiş, dört bir yanından bantlamak suretiyle preparat haline getirilmiştir. Balıktan 4-10. omuru içerecek biçimde çıkartılan omurga parçası, 2-4 dakika saf suda kaynatıldıktan sonra, üzerindeki dokular temizlenmiş ve omurlar birbirinden ayrılmıştır. Tek tek ayrılmış olan omurların üzerinde kalan yapılar da alındıktan sonra, 103 ºC’lik etüvde 30 dakika kurutularak incelenmeye hazır bir duruma getirilmiştir. Operküller, temizlenmeleri amacıyla saf suda 1-2 dakika kaynatılmış, üzerlerindeki et ve deri parçaları silinmiş ve etüvde kurutulmuştur. Sağ ve sol çiftleri halinde çıkarılan otolitler ise, kuru bir ortamda saklanmıştır (Chugunova, 1963).