• Sonuç bulunamadı

Ehl-i kitabın Nebi Bilgisi ve Yaklaşımı

2. MUCİZE

2.2. İdrak ve Amaç Bakımından Mucizenin Çeşitleri

2.2.3. Ehl-i kitabın Nebi Bilgisi ve Yaklaşımı

Vahiy, semavi dinlerin ortak kabulüdür. Dinler vahiyle başladığı için benzerlikleri ve etkileşimleri olmaktadır. Bunun yanında ‘O, daha öncekilerin kitabında da

zikredilmiştir Beni İsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil değil mi?’612 ayetinin de işaret ettiği üzere onlar, kendi kitaplarında nebinin ismini ve vasfını buluyorlar, bir peygamberin ne gibi özellikleri olacağını biliyorlardı. Abdullah b. Selam bu yüzden İslam'ı seçmişti.

Zemahşeri’ye göre Hz. Peygamber’e verilen nimetlerin en büyüklerinden biri, önceki resul ve nebilerin hepsinin ahir zamanda kendisinin geleceğini haber vermesidir.613 Bu yüzden Ehl-i kitabın, vasıfları ile tanıdıkları resule, ilk iman edenlerden olup kafirlerle savaşması gerekiyordu. Ancak onlar da nebiden bihaber Mekke müşrikleri gibi nebiyi inkar etti.614 Ehl-i kitap, aslında onu kendi kitaplarında geçtiği için, hilyesi ve nitelikleriyle, giysisi ve süsü de dahil, kesin ve tam anlamıyla kendi oğulları gibi bilir ve tanır, başkalarıyla karıştırmazdı. Onların Hz. Peygamber’i ve Kuran’ı bilmesi nebinin doğruluğunun, Ehl-i kitabın ise iftiracılığının delilidir. Ayrıca diğer deliller de Kuran’ın sıhhat, doğruluk ve mucizeliğine delil olmuşken Kuran’dan şüphe edilemez.615 Zemahşeri, bunların iftira ve şüphelerini şöylece izah eder. Bedir’de galip gelmesinden dolayı ‘Hz. Musa’nın haber verdiği ümmi peygamber budur’ deyip Yahudilerin çoğunluğu ona tabi olmaya niyetlenince bir kısmı ‘Biraz daha bekleyelim başka olaylara da bakalım’ dedi ve Uhud savaşındaki olumsuzluklar üzerine bunlar da iman etmekten vazgeçti.616 Yahudiler ‘Nebi olsaydın, Hz. Musa gibi Allah’a nazar ederek konuşurdun’ dediler. Hz. Peygamber onları yalanlamış ‘Musa Allah’a nazar etmedi’ demiştir.617 Diğer bazı Yahudiler de

609 Zemahşeri, Keşşaf, 83, 347. 610 Zemahşeri, Keşşaf, 188. 611 Esed, Kuran Mesajı, 98-99. 612 Şuara 26/197.

613 Zemahşeri, Keşşaf, 1504. 614 Zemahşeri, Keşşaf, 67.

615 Zemahşeri, Keşşaf, 367, 392. Bk. Maturidi, Te’vilatü’l-Kuran, III, 228; Nesefi, Bahru’l-Kelam, 52. 616 Zemahşeri, Keşşaf, 175.

77

kendilerine gelen önceki nebilerin getirdiği ama Hz. Peygamber’in getirmediği ‘Ateşin

yiyeceği kurban’ı bahane edip iman etmemişti. Ancak ataları da kendileri gibi ‘Delil, sahifeler ve istedikleri şeyi getireni’618 yalanlamıştı. Ateşin yediği kurban getirmedikçe inanmayın emrini Allah'a isnat etmeleri onların yalanıdır. Çünkü mucize göstermekten amaç nebinin doğruluğunu ispat olduğu için mucizelerin hepsi eşittir. Ateşin kurbanı yakması nebiye iman etmeyi gerektirmez, imanı gerektiren şey sadece olayın mucize oluşudur.619 Denilebilir ki Zemahşeri’ye ilaveten Yahudilerin iman etmekten vazgeçmeleri sadece Uhud yenilgisi, Allah’ın görülmemesi veya ateşin yiyeceği kurban mucizesinin gösterilmemesinden dolayı değil. Hz. Peygamber zamanındaki Yahudiler, kitaplarının nesh edileceğine inanmıyor,620 kurtarıcı mesihin Hz. Davut soyundan olacağına inanıyorlardı. Kıskançlıkları yüzünden, sürekli şüpheci yaklaşmışlar ve sorularla nebiyi taciz etmişlerdir. Ruhun ve haberi sıfatların mahiyeti, kıyametin zamanı, Allah’ı kim yarattı vb. onların sorularından birkaçıdır.621 Zemahşeri’ye göre onlar Hz. Muhammed’in nebi olduğunu çok net bilmelerine rağmen mucize ister, gösterildikten sonra yine de inkar ederdi. Görüldüğü üzere, hep ataları gibi davranmışlardır.622 Bozgunculuk ve tuzak kurmalarından ötürü Ehl-i kitap, Hz. Peygamber’in kitaplarında yazılı olan adını silmiştir.623 Müslümanlar arasına fitne sokmaları,624 nübüvvet konusunda gerçeği gizlemeleri ve şehadetten gafil olmaları hasebiyle kitap ehlinden daha zalim kimse yoktur.625 Kendisinden dönülmesi ve yan çizilmesi mümkün olmayan Hakkın ilmi geldikten sonra, tevhit ve adaletten saptılar. İslam’ı terk ederek, tevhit ve adaleti terk ettiler. Kureyşliler kendilerini nübüvvete, fakir ve ileri gelenlerden olmayan Hz. Peygamber’den daha layık görürken, Ehl-i kitap da kendilerini, nübüvvete ümmi olan Kureyş’ten daha layık görüyordu. Böylece onlar adaletsizlik ve zulmü Allah’a isnat etmiş oldu. Tüm bunların sebebi de insanları peşlerine takarak riyaset, liderlik, mal vb. dünya çıkarlarına sahip olmak adına diğer insanları

618 Aliimran 3/183-184. Nebilerini yalanlayanların sonu hiçbir zaman iyi olmaz. Zemahşeri, Keşşaf, 555.

Nebilerini kovanlar, ilahi sünnet gereği helak olur. Zemahşeri, Keşşaf, 731.

619 Zemahşeri, Keşşaf, 234-235. 620 Bk. Nesefi, Bahru’l-Kelam, 141.

621 Ayğan, Fadıl, İslam Kelamında Yahudilik Eleştirisi, Rağbet Yy, İstanbul, 2016, 45, 66. 622 Zemahşeri, Keşşaf, 87.

623 Zemahşeri, Keşşaf, 343.

624 Yahudiler hasetlerinden dolayı ‘İnananları şüpheye düşürüp dönmeleri, diğerlerinin ise hidayet bulmaması

için günün başında Kabe’ye dogru ibadet edin, sonunda ise beyti makdise yönelin, kıyamette Müslümanların size karşı bu hakk olan Kuran’ı delil göstereceklerini ve Allah katında bununla size galip geleceklerini, yandaşlarınızdan başkasına söylemeyin’ demiştir. Zemahşeri, Keşşaf, 193-194.

78

kıskanmalarıdır.626 Riyaset ve mülk, nübüvvetin altındadır. Onlardaki kibir ve kendilerini tazim etme, önderlik ve ileri gelenlerden olma sevdasındandır. Bu yüzden bağy (azgınlık, haddi aşma) ve hasetlerinden dolayı, nebinin öne geçmesini ve emri-nehyi altına girmeyi kabullenemediler ve nebiye düşmanlık ettiler.627

Zemahşeri, Ehl-i kitabın nebi beklentisini, Beyyine suresiyle izaha devam eder. Putlara kulluk eden Ehl-i kitaptan kafirler, ‘Tevrat ve İncil’de yazılı olan vaat edilmiş nebi gönderilinceye kadar putperestliğe devam edeceğiz’ diyorlardı, bu fikirlerinde de ittifak halindeydiler.628 Ancak Hristiyanların, Hz. İsa’nın durumunda çelişkiye düşmesi gibi Yahudiler de Hz. İbrahim’in soyundan gelen Muhammed’in getirdiği dini inkar ile kendi içlerinde çelişki ve ayrılığa düştüler, fırkalaştılar.629 İncil’in Tevrat'ı doğruladığı gibi Kuran da Tevrat’ı doğrulayan bir gerçektir, Tevrat’a muhalif değil. Ehl-i kitabın Tevrat ve İncil’i gözetip onlara uyması gerekiyordu. Peygamberlere indirilen vahiyler, kendi içlerinde çelişmez. Demek ki Yahudiler, Kuran’dan ziyade Tevrat’ın kendisini inkar ediyor. Onlar da biliyor ki Tevrat, nebilerin öldürülmesini caiz görmez.630 Hz. Peygamber ve Kuran’ı inkar, Ehl-i kitap için Tevrat ve İncil’i inkar gibidir, çünkü ikisi de kendi kitaplarında geçiyor.631 Bu yüzden Zemahşeri’ye göre ayette geçen ‘Ey iman edenler iman

ediniz’deki632 hitap, eğer Ehl-i kitaba ise ‘Ehl-i kitap! Nebi ve kitaplar arasında ayrım yapmaksızın hepsine iman edin’ denmek istenmiştir. Kitaplara iman etmenin yolu ise kitapların mucize olması hasebiyledir, mucizelik kitapların bir kısmına has kılınmış bir özellik değildir. Bazısına semavi derken bazısına değildir denilemez. Kitapların sadece bir kısmına iman etmeleri, mucizeye itibar etmediklerini, bu da onların imanının gerçek iman olamayacağını gösterir. Melek, kitap, resul vb. inanılması gerekenlerden bir kısmının inkarı veya meleklerden Cebrail, kitaplardan Kuran vb. birinin inkarı, tamamının inkarı gibidir. İman, ancak inanılması gereken şeylerin hepsine, ayırt etmeksizin inanmakla gerçekleşir.633 Din bir bütündür, eksiltilip artırılamaz, emirlerden bazısına uyulup bazısından uzaklaşılamaz. Rivayete göre Abdullah b. Selam, cumartesi inancına ve gece namazlarında Tevrat okumaya devam etmek için nebiden izin istemiş ama alamamıştır.634

626 Zemahşeri, Keşşaf, 178. 627 Zemahşeri, Keşşaf, 1202. 628 Zemahşeri, Keşşaf, 1512. 629 Zemahşeri, Keşşaf, 101.

630 Zemahşeri, Keşşaf, 84; Maide 5/44-47. 631 Zemahşeri, Keşşaf, 193.

632 Nisa 4/136.

633 Zemahşeri, Keşşaf, 302. 634 Zemahşeri, Keşşaf, 131.

79

Zemahşeri’ye göre Allah bir milleti uyarmadan helak etseydi, zalim olurdu. Allah, zalimlik ve çirkinliklerden uzaktır.635 Nebi, ataları uyarılmadığı için gaflette kalan müşriklere, inanıp itaat etmedikleri için helak edilen kavimleri hatırlatır,636 Ehl-i kitaba da uyarıcı ve müjdeci olarak, gizlemekte oldukları gerçekleri ve şer’i ahkamı açıklar.637 Kuran, putperestleri uyarırken ‘Önceki nebilerden puta çağıran olmuş mu? diye Ehl-i kitaba sor’ diyerek Ehl-i kitabın bilgisine de gönderme yapar.638 İnsanlar inkarlarından vazgeçmezlerse, üzerinde bulundukları konumda eğlenedururlar. Kuran, ‘İnsan başıboş

bırakılacağını mı sanır?’639 der. Zemahşeri’ye göre Yahudi ve müşriklerin kendilerinin ve atalarının bilmediği gerçekleri anlatıp onları uyarmak için indi.640 Kuran'da Ehl-i kitap ve ümmilerin iman etmeleri özellikle istenmiştir. Çünkü gerek sahip oldukları bilgilerle gerekse gördükleri mucizelerle bu zorunlu hale gelmişti. Hz. Muhammed’in nebiliğinin ispatı, onlar için yine nebinin kendisiydi. Bu iki kesimin ahmaklık ve yeteneksizliği kınanmıştır.641 Çünkü onun risaletine delil ve belgeler, Allah, Kuran ile ilgili bilgi sahibi olanlar ve Kuran’ın muciz nazmı üzerinde ülfet sahibi olanlardır. Bunlar risalete tanıklık, şahitlik etmesine642 rağmen Ehl-i kitabın çoğu, Kuran’ın Allah katından olduğunu bilmesine rağmen doğruluğuna şahitlik etmedi.643 Bilmelerine rağmen, Hz. Muhammed’in nübüvvetini kabul etmeyen Yahudiler, Kuran’da birçok kez yerilmiştir. Zemahşeri’ye göre ‘Kendisini Allah’a teslim etmiş nebiler’den644 kasıt, bir şeyi açıklamak ve izah etmek değildir; Yahudilere tariz için kullanılmış, medih yolu ile resullere ait olan sıfattır. Halbuki eski ve yeni tüm nebilerin dini, İslam’dır. Bu İslam’ın ise Yahudilikle alakası kalmamıştır. Bu resuller ve rabbaniler (ilim adamları) Tevrat’ı korumak ve Tevrat ile hükmetmekle emrolunmuşlardı.645 Ancak rabbaniler, Tevrat’tan faydalanıp Tevrat’ın hükümlerini

635 Zemahşeri, Keşşaf, 396.

636 Zemahşeri, Keşşaf, 869; ayrıca bk. Yasin 36/6. 637 Zemahşeri, Keşşaf, 324.

638 Zemahşeri, Keşşaf, 1245. Ancak müşrikler, konuyu bağlamından çıkartıp ‘Hristiyanlar İsa’ya, Meryem’e,

azizlere, meleklere tapıyor’ karşılığını verir. Halbuki bu ayetten kasıt sadece putlardı. Zemahşeri, Keşşaf, 1246. Kaldı ki bir başka ayette ‘Beni ve anamı Allah’tan başka iki tanrı edinin dedin mi’ sorusuna Hz. İsa ‘Haşa! Hakkım olmayan bir sözü söylemem olacak şey değil’ karşılığını vermiştir. Maide 5/116.

639 Kıyame 75/36.

640 Zemahşeri, Keşşaf, 352. 641 Zemahşeri, Keşşaf, 178-179.

642 Zemahşeri, Keşşaf, 651; Ehl-i kitaptan Müslüman olanlar Hz. Peygamber’in vasıflarını kitaplarında

gördükleri için Müslüman olmuştu. Aynı yer. Ehl-i kitap Musa’ya verilen mucizelerden istedi: 28/48.

643 Zemahşeri, Keşşaf, 310-311. 644 Maide 5/44.

645 Zemahşeri, Keşşaf, 333. Kalpleri katılaşmış olan Ehl-i kitap vahyi değiştirdi, kelimelerin anlamlarını

kaydırdı, tahrif etti. Böylece gerçeklerin korunmasını engelledi. Günahları yüzünden, öğrendikleri bilgileri de unuttu. Emrolundukları halde Hz. Peygamber’e iman edip üzerlerine düşenleri yerine getiremedi. Zemahşeri,

80

uygulamadı. Tevrat’ta onun vasıflarını bulmalarına rağmen iman etmediler. Bu yüzden de kitap yüklü eşeklere benzetildiler; anlamazlar, uygulamazlar. Muhammed’in nübüvvetinin sıhhatine delalet eden ayetleri yalanlarlar.646

Bugün bile Tevrat, Zebur ve İncil’in birçok pasajında Hz. Peygamber’e dair izler bulmak mümkündür ancak bilginlerinin inat ve hasedi, avamının cehalet ve bağnazlığı, onların İslam ile teşrifine engel olagelmesi,647 Zemahşeri’yi bu konudaki görüşlerinde haklı çıkarmaktadır.